AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, İsveç’in NATO üyeliğiyle ilgili açıklamalarda bulundu. Erdoğan, “Meclis’in açılmasıyla beraber üzerimize düşeni yapacağız.” dedi.
Kabine Toplantısı, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başkanlığında Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yapıldı. Erdoğan, 3 saat 20 dakika süren toplantı sonrası açıklamalarda bulundu. Erdoğan’ın açıklamalarından kayda değer bölümler şöyle:
NATO Zirvesi’ne katılmak için Vilnius’a gittik. NATO tarihinde ilk defa genel sekreter tarafından terörizmle mücadele özel koordinatörü atanacağı duyuruldu. Ülkemizin de güvenliğine katkı sağlayacak pek çok hususta mutabakata verildi. Türkiye’nin beklentilerini açık ve net ortaya koyduk.
Sadece terörizme karşı değil, İslam düşmanlığıyla mücadele noktasında da ikazlarımızı yaptık. İsveç’in ittifaka üyelik süreciyle ilgili atılacak karşılıklı adımlar ortak açıklamalıyla belirlendi. Meclisimizin açılmasıyla beraber üzerimize düşeni yapacağız. Milletvekillerimizin vicdanları doğrultusunda ülkemizin menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapacağından şüphe duymuyoruz.
HİÇ BİR ÜLKEYLE ÇÖZÜLEMEYECEK SORUNUMUZ YOK
Biden, Macron ve Miçotakis’in de aralarında olduğu 13 liderle ikili görüşme gerçekleştirdik. Gördük ki, hiçbir ülkeyle çözülemeyecek sorunumuz yoktur. Son 21 yılda aşılmaz diyen nice engeli aştık. Bugün de bunun önünde hiçbir mâni görülmüyor.
Özellikle Avrupalı dostlarımızla yaptığımız görüşmelerde umut vardı. Vize serbestisi ve Gümrük Birliği Anlaşması gibi temel başlıklarda ilerleme sağlamak istiyoruz. Hem ülkemizin hem de AB’nin çıkarına olacak müspet neticelerini yakında göreceğiz.
KÖRFEZ TURUNDA LİDERLERE TOGG HEDİYE ETTİK
Körfez turu da çok önemli bir adım oldu. Gerçekleştirdiğimiz ziyaretler son derece verimli geçti. Suudi Arabistan’la yaptığımız 5 anlaşmayla iş birliğimizi daha da ileriye taşıdık.
Savunma Sanayi alanında tarihimizin en büyük sözleşmesine imza attık. Katar’la mükemmel seviyede ilerleyen ilişkilerimizi yeni ortaklıklarla taçlandırma kararı aldık.
BAE ‘ye ziyaretimiz esnasında toplam değeri 50,7 milyar dolara ulaşan 13 anlaşma imzalanmıştır. Ülkemizin gurur kaynağı olan Togg’u muhataplarımıza hediye ettik.
KIBRIS’TA HİÇBİR ZAMAN ÇÖZÜMDEN KAÇMADIK
Abu Dabi’den sonra Lefkoşe’ye geçtik. Barış Harekatı’nın 49. yıl dönümü Ercan Havalimanı’nın terminal binasının ve pistinin açılışıyla idrak ettik. Ercan Havalimanı Kıbrıs Türk halkına hayırlı olsun.
Biz hiçbir zaman çözümden kaçmadık. Elimizi taşın altına koymaktan çekinmeyiz. Bu konuda samimiyetimizi Annan Planı dahil tüm süreçlerde gösterdik. Gerekirse yine gösteririz. Ancak muhataplar, dayatmalar yerine sahadaki gerçekleri kabul etmelidir.
BÜYÜME HEDEFİNDEN GERİYE DÖNÜŞ YOKTUR
Altını çizerek tekrar ifade etmek istiyorum. Türkiye’yi büyütme hedefimizden geriye gidiş söz konusu olmayacaktır. Zamana ve şartlara göre kullanılan araçlar farklılaşsa da sonuçta varmak istediğimiz menzil değişmemiştir.
Son haftalarda atılan adımların hem daha önceki gelişmelerin depremin artık ertelenemez hale gelen mali yükünü karşılayabilmek için düzeltmeler olarak görüşmesi şarttır. Bu adımların faiz kur ve enflasyon üzerindeki etkilerini orta vadede ülkemizin asıl hedeflerine yaklaşmasına katkı sağlayacak gelişmelere dönüştürebileceğimize inanıyoruz.
Ülkemizin her meselesini 21 yılda çözmüşsek bugünkü sıkıntıların üzerinden geleceğimize kimsenin şüphesi olmasın. Türkiye’yi istihdamı ve üretimiyle büyütme hedefinden en küçük bir geriye dönüş söz konusu değildir.
İSTİHDAM BİRİNCİ ÖNCELİĞİMİZ
Hükümet olarak uyguladığımız ekonomi politikasını, dünyadaki benzer politikalardan ayıran çok önemli bir özellik vardır. Önceliklerimizin en başında istihdamın geliyor olmasıdır. Türkiye’nin maruz kaldığı onca sıkıntıya, saldırıya, felakete rağmen her alanda dimdik ayakta kalmasının gerisinde bu politika vardır.
Ülkemiz ekonomisini sonuçlarla uğraşarak değil sebeplere inip onları ortadan kaldırarak büyüttük, geliştirdik. Bugün de aynı anlayışla hareket ediyoruz. İstihdamı artıracak, enflasyonu düşürecek, finansal düzenlemeyi sağlayacak tedbirleri alacak, sonuçlandıracak, ortaya çıkan zenginliği milletimizin her bir ferdine yayacak politika izliyoruz.
Önümüze çıkan zorluklar var. Her şeyden önce sadece arz talep ilişkisi üzerine kurulu iktisadi teorilerin ülkemizde tam karşılık bulamadığı bir gerçektir.
Küresel ekonominin dümenini elinde tutan güçlerin siyasi görüşlerin ekonomik mantığının önüne geçmesidir. Siyasi, ekonomik, askeri olarak güçlenen bir Türkiye fotoğrafı kimsenin işine gelmiyor. Bu yüzden de sürekli gizli, açık engellemelere, kural dışı uygulamalara maruz kalıyoruz. Kimi dönemlerde avantajımız olan esnek sosyal ve ekonomik politikalarımızın uzun vadeli politikaların ve kuralların kökleşmesini zorlaştırmasıdır.
YASTIK ALTINDA DURAN VARLIKLARIN EKONOMİYE BİR KATKISI YOK
İnsanımızın tasarruf anlayışında döviz ve altın ağırlıklı yer tutuyor. Yastık altında duran bu varlıkların iktisadi işleyişe dolayısıyla istihdama ve üretime katkısı olmuyor. Onun için gelin. Milletime sesleniyorum. Biz verim ekonomisinden yana olalım, israf ekonomisini bir kenara koyalım. Bu ne milletime ne de devletimize hiçbir faydası yoktur.
Yükselen fiyatlar sebebiyle gayrimenkul ve otomobil piyasasını cazip hale gelmesi de üretim artışının hak ettiği yere ulaşmasını engelliyor. Bu gerçekler çerçevesinde tamamen siyasi kaygılarla yapılan sözde değerlendirmelerin ne ülkemizi ne milletimize ne de yaşanan sorunların çözümüne faydası vardır.
Türkiye gibi rezerv para, petrol, doğalgaz gibi karşılıksız gelir kaynaklara sahip olmayan ülkenin tercüme değil telif iktisadi analiz ve çözüm yollarına ihtiyacı bulunuyor. Biz yaşadığımız tecrübeler ışığında ülkemizin önünde istihdam ve üretim dışında çıkış yolu olmadığına kanaat getirdiğimiz için kendi politikamızda ısrar ediyoruz. 21 yılda eğitim, sağlık, güvenlik, ulaştırma, enerji, konut başta olmak üzere tüm alanlardaki yaygın altyapı büyümemizin en önemli itici gücüdür.