Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cezayir ziyareti dönüşü uçağına aldığı gazete ve televizyon çalışanlarına gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Cezayir Cumhurbaşkanı Tebbun ile Gazze’deki vahşet başta olmak üzere, bölgesel ve küresel meseleleri de görüştüklerini söyleyen Erdoğan, “İşgal edilmiş Filistin topraklarında 7 Ekim’den beri devam eden katliamları her iki ülke olarak lanetliyoruz. Katliamların durması ve insani yardımlara engelsiz erişimin sağlanması için atılabilecek adımları ele aldık. İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerekir. Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir.” dedi.
Erdoğan bir soru üzerine, şunları söyledi:
- Her şeyden önce herkes bir defa şunu bilmeli, Gazze bir Filistin toprağıdır. Her ne kadar Filistinlilerin kadim yurtları kademe kademe İsrail tarafından 1947’den itibaren işgal edilmişse de Gazze, Filistin toprağı olarak inşallah kalacaktır. İsrail’in aşama aşama Filistin topraklarını işgali adeta bir kapkaç olayıydı. Ama artık devran böyle dönmüyor. Şu anda tüm dünyanın İsrail’e karşı nasıl bir tavır takınmaya başladığını görüyorsunuz. Sokaklarda Filistin’e destek olanların sayısı artıyor.
- Bazı yabancı ülke yetkilileri bize ‘Bundan (Netanyahu) kurtulmalıyız.’ diyor. İnşallah çok kısa bir zamanda Netanyahu pılını pırtısını toparlayıp, buradan çekilecek. Zaten Netanyahu’nun mahkemelik bir durumu da var biliyorsunuz. Belki de oradan kurtulmak için böyle bir adımı atmış da olabilir. Fakat hangi yönde adım atarsa atsın, kurtulamayacak.
- Ben Hamas’ın, elinde bulunan sivillere yönelik herhangi bir olumsuz davranışının olduğuna veya olacağına inanmıyorum. İsrail’in elinde ciddi sayıda Filistinli var. Hamas şu anda onları kurtarmanın gayreti içerisinde. Biliyorsunuz şu an itibarıyla Katar’ın devreye girmesiyle süreçte yeni bir adım atılıyor. Öyle zannediyorum ki rehinelerin takasına bugün, yarın geçecekler.
- Batılı ülkelerde bir ülke hariç, maalesef bu işi sahiplenen yok. Hemen hemen Avrupa ülkelerinin hepsi de bu konuda sessiz. Katliamı durdurmak üzere müdahaleleri söz konusu değil. (…) İslam dünyasının da bu işgale sessiz kalmaması gerekir. Gazze’nin düşmesi demek, İslam dünyasının birlik ve beraberliğinin de derin yara alması anlamına gelir. İsrail’in pervasızca Gazze’yi işgal etmesi, uluslararası hukuk, insan hakları, etik değerleri tanımadan etrafa saldırması karşısında sessiz, tepkisiz kalmak bir utanç vesilesidir.
- İslam dünyası Riyad’da sergilediği kararlılığın arkasında durmak ve alınan kararları uygulamak için birlik ve beraberlik ruhuyla hareket etmeli ve tek yumruk olmalıdır. O yumruk masaya olanca gücüyle vurulduğunda, İsrail’in işgale devam etmesi de zulümlerini sürdürmesi de mümkün olmayacaktır. Buradaki en önemli nokta tek yumruk olmak, olabilmektir. İsrail’in Gazze’de ve diğer Filistin şehirlerinde uyguladığı devlet ve işgalci terörü bir insanlık suçudur, soykırımdır. Buna sessiz ve tepkisiz kalınamaz.
- İslam dünyasında diriliş tohumu toprağa en son Riyad’da düşmüştür. O tohum yeterince sulanmazsa boy veremez, büyüyemez. O can suyunu hep birlikte verecek ve Filistin’deki şehitlerimize ve ecdada karşı sorumluluğumuzu hep birlikte yerine getireceğiz. Bunu sağlamak için durmak dinlenmek bilmeden çalışıyoruz. Netice alacağımıza olan umudumuz diridir. Umarım bu yaşadığımız sancılar, yıllardır bölgemizde arzu edilen barışın ve onu sağlayacak Filistin devletinin doğum sancılarıdır.
Tayyip Erdoğan, ekonomik gelişmelere de değindi. Şunları söyledi:
- Dezenflasyon programımız çok büyük ihtimalle TL’de reel bir değerlemeye sebep olabilir, Türk Lirası’nın reel olarak değer kaybettiği süreç sona gelmiştir. Önümüzdeki dönemde sağlıklı politikalar ve yapısal reformlarla yatırımcı güvenini kazanacağız, halen de kazanıyoruz. Bu güven fon akışını tetikleyecek. Küresel sermayeyi ülkemize çekmek için, kazan kazan ilkesiyle hareket etmeye de Türkiye’ye yakışır şekilde insani duruş sergilemeye de devam edeceğiz. Kimse merak etmesin, biz savunma sanayi alanında da diğer alanlarda da adımızdan daha çok söz ettireceğiz. Yeni adımlarımız da yoldadır.
Gazze yıkılırken bunu Filistin devletinin doğum sancısı ummak yıkımı, yapmak gibi görmekle eş anlamlıdır. Yıkım ile imarı karıştırıyor. Kaostan düzenin çıkacağına inananlardan. Diriliş tohumu düşmüş diyor ama soruna çözüm adına tek bir somut adımdan bahsetmiyor.
içimizde münafıklar olduğu sürece İslam hep yara alır. Gazze düşse ne olur, ayağa kalksa ne olur.