Ana Sayfa Yazarlar Sefer Can Tanrı’nın eli/Allah’ın lütfu

Tanrı’nın eli/Allah’ın lütfu [SEFER CAN]

Arjantin milli takımı ve dünyanın en büyük futbolcularından Maradona’nın tarihe geçen sözüydü: Tanrı’nın eli! 1986 Dünya Kupası çeyrek finalinde İngiltere’yi eledikleri golü elle attığı ortaya çıkınca kendini “biraz Maradona’nın kafası, biraz Tanrı’nın eli” sözleriyle savunmuştu.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan da 15 Temmuz kanlı ve tuhaf darbe girişimine ilk günden beri böyle yaklaşıyor. Genelkurmay Başkanı’ndan henüz haber bile alamadığını açıkladığı basın toplantısında “Eninde sonunda şu anda bu çıkış, bu hareket Allah’ın büyük bir lütfu.” demişti.

Solunda oturan damadı Enerji Bakanı Berat Albayrak’ın gülücükleri kadar tuhaf karşılanmıştı, bu ifadeler.

15 Temmuz sonrasında bütün muhalifleri hedef alan tasfiye ve tutuklama operasyonları Erdoğan’ı tefsir eder nitelikteydi. Ahmet ve Mehmet Altan’ın tutuklandığı son dalga ‘lütfun’ çerçevesinin ne kadar geniş olduğunu kapalı gözlere bile gösterdi.

Erdoğan ilk günkü çizgisinde beyanatlara da devam ediyor. ABD’de STK toplantısında konuşan Cumhurbaşkanı, “15 Temmuz’da 241 şehit verdik fakat vatanımız kurtuldu. Netice çok çok hayırlı oldu. Normal zamanlarda yapamayacağımız pek çok şeyi yapabilme gücüne sahip olduk.” dedi.

Darbe girişiminin üzerinden iki aydan fazla süre geçmesine rağmen, darbenin ne yönetici kadrosu ne de siyasi ayağı netleşti. Hâlâ, Yurtta Sulh Konseyi kimlerden oluşuyordu bilmiyoruz.

Başbakan ve cumhurbaşkanına darbeyi bildikleri halde haber vermeyip, ‘eniştenin duyumlarına’ muhtaç bırakan Genelkurmay Başkanı ve MİT Müsteşarı koltuğunu koruyor. Ama darbeyi püskürttüğü düşünülen polisin amiri, İçişleri Bakanı Efkan Ala, makul bir izahat dahi yapılmadan görevden alındı.

LÜTUF HSYK’YI DA RAHATLATMIŞ

Hakimler Savcılar Yüksek Kurulu Başkanvekili Mehmet Yılmaz da Erdoğan gibi darbeyle gelen lütfu görenlerden. Darbeden sonra çıkan Kanun Hükmünde Kararnamelerin kendilerini hukuk devletinin bir çok angaryasından kurtardığını itiraf ediyor.

Şöyle diyor Yılmaz: “İhraçlar KHK’ye dayandı. 667 sayılı KHK’de terör örgütleri ile iltisaklı hakim-savcıların HSYK’ce memuriyetten ihraç edilecekleri düzenlendiği için biz de ihraç kararlarını verdik. Bu KHK daha önce yoktu ki hepsini birden ihraç edelim. KHK çıkmasaydı, elimizdeki disiplin soruşturmasına devam edecektik. Ankara Başsavcılığı da bunlarla ilgili iddianame hazırlayacaktı ve biz savunmalarını aldıktan sonra yine ihraç kararları verebilecektik. Bu durumda terör örgütü üyeliği suçundan mahkumiyetleri de beklenebilirdi.”

Anladınız mı darbe ne kadar büyük bir lütuf! Binlerce hakim ve savcıdan bir gecede, savunmasını almadan, iddianamesini beklemeden, mahkumiyete gerek kalmadan kurtuldular.

Maradona yıllar sonra o gol için şöyle demişti: “O sıralarda söyleyemediğimi şimdi söyleyebilirim artık, o dönemde golü ‘Tanrı’nın eli’ diye açıklamıştım. Ne Tanrı’sı yahu! Basbayağı Diego’nun eliydi!”

HENÜZ YORUM YOK