HABER ANALİZ | YÜKSEL DURGUT
Amerikan askerlerinin Afganistan’dan çekilmeye başlaması ile birlikte Taliban’ın ülkedeki hızlı ilerleyişi sürüyor. Örgütün özellikle Afganistan’ın kuzeyindeki kırsal bölgeleri kısa sürede işgal etmesi yerel halkı ve yabancı gözlemcileri şoka uğrattı. Peki, Taliban’ın bu hızlı ilerleyişi ne anlama geliyor?
Mayıs ayında yaklaşık 10 bin uluslararası askerin Afganistan’dan nihai olarak geri çekilmesinin ardından ülkenin kuzeyindeki çatışmalar tırmanışa geçti. Son üç hafta içerisinde, Taliban çok sayıda bölgeyi ele geçirdi, çoğu ticaret yolunu, sınır geçişi bölgesini ve ana yolları kontrol altına aldı. Afgan hükümeti ise bu hızlı ilerleyişe karşı, komşu ülkeleri sınıra asker yığmaya ve yardım için hazır olmaya çağırıyor. Bu çağrılara karşı ilk hamle Türkmenistan’dan geldi. Türkmenler sınıra ağır zırhlı askeri araçlar yığmakla işe başladı. Taliban, kuzey Afganistan’da yaklaşık 100 ilçeyi kontrol ettiğini iddia ediyor. Kabil’deki seçilmiş hükümet, Taliban’ın estirdiği bu fırtınayı henüz kontrol edebilmiş değil. Militan bir grubun, Afganistan’ın komşuları Pakistan, Çin, Tacikistan, Özbekistan, Türkmenistan ve İran ile sınırlarını paylaşan sekiz stratejik bölgeyi kısa bir sürede nasıl ele geçirdiği ise merak ediliyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
MİLYONLARCA İNSAN EVİNİ TERK ETTİ
Taliban’ın geçmişteki katliamlarından dolayı siviller yeni bir göç dalgası başlattı. BM Mülteciler Yüksek Komiserliği (UNHCR) yaptığı açıklamada, yabancı birliklerin geri çekilmesi ve Taliban’ın ilerlemesinin ardından Afganistan genelinde kötüleşen güvenlik durumu sebebiyle, Ocak ayından bu yana tahmini 270 bin kişinin yerinden ayrıldığını ve ülke içinde yerlerinden edilenlerin toplamının 3.5 milyonu aştığını bildirdi.
Taliban 1990’lı yılların ortalarında da ülke genelinde büyük bölgelerin yönetimini ele geçirmiş ancak bu öğrenci milis grubunun kuzey eyaletlerdeki ilerleyişi çok kanlı olmuş nihayet geri çekilmek zorunda kalmıştı. Şu andaki hızlı ve kolay ilerleyiş, bu yüzden şaşkınlıkla karşılanıyor.
TALİBAN’IN STRATEJİK HAREKETİ
Afgan eski savunma bakan yardımcısı Tamim Asey, Taliban’ın 1990’larda orada karşılaştığı direnişin yeniden ortaya çıkmasını önlemek için, ilk iş olarak kuzey Afganistan’a odaklandığını söylüyor. Taliban’ın bu hamlesi stratejik bir hareket olarak yorumlanırken ülkenin bu zor coğrafyasını ele geçirdikten sonra ülkenin tamamını daha kolay işgal edebileceği öngörülüyor.
Etnik Tacik, Özbek ve Hazar gruplardan oluşan bir koalisyon olan Kuzey İttifakı, 1990’larda Taliban’a karşı savaşmıştı. Grup çoğunlukla Hindistan, Rusya ve İran tarafından destekleniyordu. Pakistan tarafından desteklenen Taliban’a karşı sert bir şekilde savaştıkları Badakhshan, Takhar ve Panjshir eyaletlerinde işgali engellemeyi başarmışlardı. Taliban rejimi 2001 sonlarında ABD öncülüğündeki işgalin ardından hızla çöktü, ancak grup 2003 yılında bir isyan olarak yeniden ortaya çıktı. Sonraki yıllarda, saldırılarının çoğu ülkenin Pakistan sınırındaki güney ve doğu illeriyle sınırlıydı. 2010 yılına gelindiğinde, militanlar kuzey Afganistan’a dönmüş ve bölgede saldırılar düzenleyerek bazı kırsal bölgeleri ele geçirmişlerdi.
Tamim Asey’ göre Taliban, Sovyet yapımı bir karayolu ve tünel ağıyla ülkenin doğusuna bağlanan kuzeydeki önemli ticaret yollarını tutarak, merkez hükümetini buradaki kaynaklardan yoksun bırakmak istiyor. Bu geçiş yollarının bir kısmı ülkeyi Orta Asya ülkelerine, kuzeydeki Herat eyaleti de İran ve Türkmenistan’a açılan kapı anlamına geliyor.
Asey, Afgan Radyosuna verdiği demeçte, “Taliban, bu stratejik bölgeye odaklandı çünkü hayati gelirler sağlıyor,” diyerek bölgenin güçlü adamları arasındaki bölünmelerin Taliban’ın ilerlemesinin yolunu açtığını da öne sürüyor.
KOMPLO VE İÇ SAVAŞ
Komünist dönemin etnik Özbek askeri liderlerinden Abdul Raşit Dostum, Cemiyet-i İslami siyasi partisinin eski Tacik komutanı Mohammad Nur ile uzun süredir rekabet içerisinde. Ancak iki lider de son haftalarda bu çatışmalarını bir kenara bırakarak, Taliban’a karşı topyekûn bir savaş için destekçilerini harekete geçirmeye başladı.
Noor, geçtiğimiz hafta uluslararası bir haber ajansına verdiği demeçte, “Gerçek bir iç savaş olasılığı var” diyerek tehlikenin boyutunu dünyaya duyurmaya çalıştı. Şu anda Türkiye’de tedavi gören Dostum ise, kuzey bölgelerinin hızla Taliban’ın eline geçmesinin arkasında bir komplo olduğunu düşünüyor. Savaş alanına geri dönme sözü veren Dostum, bir yerel TV kanalına verdiği röportajda, “Kuzeye döneceğiz. Orası bizim evimiz. Orada büyüdüm. Orada öldürülmekten, şehit edilmekten gurur duyarım” diyerek tüm bölgelerin direniş göstermeden Taliban’a teslim edildiğini aktardı.
Eski bir Afgan Ordusu generali olan Amrullah Aman, sivillerin ve eski savaşçıların Taliban’a karşı silahlandığını ve bu ayaklanmaların Taliban’ın bölgedeki saldırılarını hızlandırmasına yol açtığını ifade ederek, Afganistan’ın komşularının sınırları boyunca olası Taliban zaferine karşı ayrı anlaşmalar yapmaya çalışmakla eleştirdi. Aman, Radio Azadi’ye verdiği röportajda, “Komşu ülkeler buradaki durumumuza kayıtsız kalırlarsa feci sonuçlara karşı uyarmak istiyorum. Bölge uzun süre istikrarsızlıkla karşı karşıya kalabilir,” dedi.
Afgan Ordusunun eski başkomutanlarından Sher Mohammad Karimi, Taliban’ın kazanmak için bir strateji izlediğini söyleyerek, “Militanlar başarı gördükleri her yerde saldırılarının temposunu artırıyorlar. Afganistan’ın her yerinde çatışmalar devam ediyor, ancak kuzeyde daha belirgin çünkü Taliban bu bölgeye odaklanmış durumda” ifadelerini kullandı.
Taliban’ın kuzey Afganistan’daki işgallerini kabul etmeyen Afganistan’ın ulusal güvenlik danışmanı Hamdullah Mohib, geçen hafta gazetecilere verdiği demeçte, zamanında takviye yapılamamasının bazı askeri güçleri yerlerini terk etmeye zorladığını ve bunun da Taliban’ın bazı karakolları ele geçirmeye teşvik ettiğini ancak bunun tüm bölgeyi ele geçirmeye eşit olmadığını söyleyerek, “Güçlerimiz birçok ilçede taarruza geçti ve son birkaç hafta içinde 14 ilçeyi geri aldık” açıklamasını yaptı.
Taliban sözcüsü Zabihullah Mücahid ise grubun bu ilerleyişini bir zafer olarak niteledi. Afgan vatandaşları uluslararası güçlerin ülkeden ayrılmasıyla birçok bölgenin Taliban’a verildiğini iddia ediyor. Yabancı ülkeler vatandaşlarını tehlikenin boyutlarına dikkat çekerek ülkeyi terk etmeye çağırdı. Bu durum, Afganistan’da suların daha çok ısınacağını gösteriyor.