6 kişinin öldüğü 81 kişinin de yaralandığı İstiklal Caddesi’ndeki terör saldırısında bombayı bıraktığı belirtilen Ahlam Albashir, ağabeyinin Özgür Suriye Ordusu’nda üst düzey komutan olduğunu söyledi.
2017 yılında Mümbiç’te casusluk yaptığı iddiasıyla YPG tarafından tutuklandığını söyleyen Albashir’in ifadesinin AKP rejiminin yayın organı Sabah tarafından yayınlanması dikkat çekti.
Sabah’ta yer alan habere göre, Albashir ifadesinde şunları söyledi:
“Ağabeyim Muhammed, Özgür Suriye Ordusu’nda üst düzey komutandır. Muhammed, DEAŞ saldırısı sırasında yaralanmış ve iki bacağında da protez takılıdır. 2017 yılında Ablam Meryem’le YPG kontrolündeki Münbiç’e gittik. Burada Ahmet A. ile sevgili olduk. 2 ay sonra ayrıldık. 2 ay boyunca benden YPG için bir talepte bulunmadı. Münbiç’te YPG üst düzey yöneticileri beni aleyhlerine casusluk yaptığım için tutukladılar.
”ÖSO’YA CASUSLUK YAPIYORSUN DİYE KORKUTTULAR”
1 ay Münbiç’te cezaevinde kaldım. Cezaevinden çıktıktan sonra, ‘Hacı ile görüşeceksin’ diye beni aradılar. Hacı üst düzey sorumluydu. İlk seferinde gözlerim bağlıydı. Görmedim. Sen ÖSO’ya çalışıyorsun dediler. Bir kaç hafta sonra yeniden beni hacıya götürdüler. Bu kez gözlerim açıktı. Vücudunun görünen yerinde dövmesi vardı. Beni ÖSO’ya casusluk yapıyorsun ailene zarar gelecek diye korkuttular.
Bilal beyaz tenli siyah sakallı vücudunda lekeleri olan ufak tefek biridir. Bana zorla sahip olmaya çalışınca ben evi terk ettim. Hacı ise, ‘Bilal ne isterse yap yoksa abin ve ablana zarar gelir’ diye korkuttu, ben de Bilal’e döndüm. Hacı ve Bilal’in talebiyle bir kaç kez Taksim’e gittim. Bilal bana Taksim’de çok polis var mı diye sormuştu.
”HACI’YA GÖNDERİLMEK ÜZERE VİDEO ÇEKTİM”
Taksim’e iki kez korsan taksiyle gittim, döndüm. Hacı benden Taksim heykelinin önünde video çekmemi istedi. Ben de bu sebeple Hacı’ya göndermek üzere Taksim’deki heykelin önünde video çektim ve gönderdim. Sonrasında etraftaki mağazaları çektim. Görüntülerdeki patlamanın gerçekleştiği yerin videosunun olması ise tesadüf. İsteyerek çekmemiştim.
Bilal uyuşturucu içer. Ben içmem. Olay günü Taksim’e gideceğimiz gün bana rahatlatıcı olduğunu söylediği bir adet hap verdi. Ben ‘hapı neden veriyorsun’ diye sorduğumda, ‘Benim üstümde kalmasın sen taşı’ dedi. Bilal gideceğimiz gün ilk kez bu kadar iyi davranıyordu. Korsan taksi çağırıp gittik. Yolda biriyle konuşup, ‘Tamam kardeş geliyoruz’ diye konuştuğunu birine bilgi verdi. Elindeki çantayı bana verip ‘sen gez ben geleceğim’ dedi. Çantayla araçtan indim. İstiklale doğru yürümeye başladım.
”KORKTUM 112’Yİ ARADIM AMA TÜRKÇE BİLMEDİĞİM İÇİN KONUŞAMADIM”
İstiklal Caddesine girdim. Çantaya baktığımda içinde cips, kek gibi yiyecek poşetleri vardı. Alt kısımda yumuşak dokulu bir paket vardı. Korktum 112’yi aradım. Çıkan şahısla Türkçe bilmediğim için konuşamadım. Korkmuştum. Bu sırada Hacı aradı. Benim arkadan çekilmiş bir görüntümü gönderdi. Görüntüyü anlayamadan Hacı, ‘Çantayı bırak, oradan ayrıl. Başkası gelip çantayı alacak’ dedi. Ben de bırakıp gittim”