Suruç’ta önce 2 çocuğunu sonra da eşini kaybeden anne ağıt yaktı: “Ah Tayyip ah sen vurdun oğullarımı”

Urfa’nın Suruç ilçesinde AKP’li Milletvekili ve 24 Haziran seçimlerinde Urfa adayı olan İbrahim Halil Yıldız ve akrabalarının Kuyumcular Çarşısı’nda bir esnafı ziyareti sırasında çıkan tartışmada ölenlerin sayısı 5’e çıktı. Ölenlerin 3’ü esnaf olan Şenyaşar ailesinden.

Ahval’ın haberine göre, esnaflardan Celal Şenyaşar kendi dükkanında uğradığı silahlı saldırı sonucu olay yerinde, kardeşi Adil Şenyaşar ise ağır yaralı olarak kaldırıldığı Suruç Devlet Hastanesi’nde hayatını kaybetti. Yine yaralı olarak hastaneye kaldırılan baba Hacı Esvet Şenyaşar’ın da hayatını kaybetmesiyle ölü sayısı beşe çıktı.

Polisin göz yaşartıcı gaz, TOMA’lar ve tazyikli suyla müdahale ettiği Suruç’taki cenaze töreninde, hayatını kaybeden iki kardeşin annesi, “Ah Tayyip Erdoğan, sen vurdun oğullarımı sen vurdun. Oğullarım açtı oğullarım oruçluydu” diyerek ağıt yaktı.

Baba ve oğlun hastanede, Yıldız’ın yakınları tarafından açılan ateş sonucu öldürüldüğü iddia edilirken, hastanedeki kameraların da tahrip edildiği ortaya çıktı.

Bugün sabah saatlerinde Antep’den getirilen Şenyaşar kardeşlerin cenazesi ise Antep’den Urfa’ya sayısız kez polis engeline takıldı. Yaklaşık 10 araçla Suruç’a doğru yola çıkan cenaze, önce Birecik’te engellendi. Daha sonra ise Aligor girişinde polis cenazeye katılmak isteyenlere izin vermeyecekleri uyarısında bulundu.

Bir yandan da cenazeye katılmak isteyen yüzlerce kişi ilçe mezarlığına doğru yola çıktı. Cenazeler mezarlığa varmadan, polisin gazlı ve tazikli su ile saldırı oldu.

Polislerin ikazda bulunmadan yaptığı saldırıda boş araziye doğru kaçanların arasında bulunan HDP Urfa milletvekili adayı Songül Arpacı başına aldğı gaz kapsülü ile yaralandı.

Cenaze töreni sırasında çok sayıda kişi gözaltına alınırken, aralarında kayyum atanmadan önce Suruç Belediye Eşbaşkanlığı yapan Nazlı Binici’nin de bulunduğu belirtildi.

Asker ve polislerin etrafını sardığı mezarlığa ulaşanlar ve HDP’li heyet,  cenaze aracının mezarlığa yaklaştırılmasına izin verilmemesi üzerine hayatını kaybeden iki kardeşin cenazeleri omuzlarda taşındı.

Mezarlıktan ağıt sesleri eksik olmazken, yaşamını yitiren esnaf kardeşlerin annesi Emine Şenyaşar’ın isyanı mezarlıkta herkesi duygulandırdı. Anne Şenyaşar, “Bir değil iki değil hangi birine yanayım. Ah Tayyip Erdoğan, sen vurdun oğullarımı sen vurdun. Oğullarım açtı oğullarım oruçluydu” bu sırada mezarlığın içine doluşan polislere dönen anne, “Burada ne işiniz var. Sizin gözünüzün önünde oğlumu öldürdüler. Tayyip’in de yüreği benimki gibi yansın. Her şeyin başında o var” diyerek mezarın başında ağıtlar yaktı.

Konuşmakta güçlük çeken anne Şenyaşar zaman zaman sinir krizi geçirdi. Ancak yarı baygınken bile oğlu Adil ve Celal’in isimlerini sayıkladı.

Evli ve 3 çocuk babası olan 35 yaşındak Celal Şenyaşar’ın 9 yaşındaki kızı Melise ve 6 yaşındaki oğlu Emir’in mezarlıkta döktüğü göyaşları ise günün en acı karesiydi.

Mezarlıkta olan HDP’li heyetten Ayşe Acar Başaran’ın Celal Şenyaşar’ın mezarlıkta sürekli baba diyerek ağlayan kızına “ağlama lütfen” demesi üzerine, Şenyaşar’ın 9 yaşındaki kızı Melis, “İnsanın babası ölünce ağlamaz mı?” cevabı çocukken babası faili meçhul bir cinayete giden Başaran’ı da duygulandırdı.

Dini vecibeleri yerine getirilen Celal ve Adil kardeşlerin mezarlarının yanında boş bir mezar daha kazıldı. Nedenini sorduğumuz aile ise babanın durumunun ağır olduğunu ve her an ölüm haberini beklediklerini söyledi. Aradan geçen 20 dakika sonra Antep hastanesinde yoğun babakımda olan baba Hacı Esvet Şenyaşar’ın ölüm haberi geldi.

Bununla birlikte sinir krizi geçiren aile uzun süre mezarlıktan ayrılmak istemedi.

Suruç ilçesinde taziye kurulurken baba Esvet Şenyaşar’ın da cenazesinin yarın Suruç’a getirilip oğullarının yanına gömülecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Ölümün toprağı, canlı bedenlerin bilinçle basılmış tetiğe kurban edilişi, ölüm haberi veren barut kokusunun etrafa yaydığı umutsuzluk, kin ve nefret…
    2015 Suruç katliamı olurken 10 km uzağındaydım o zaman. Sonra AKP nin bir vekilin kardeşiyle Urfada görüşmem varken uzunca bir süre Aligör denen yerde bekleyip durdum. Barutun o can alıcı, ölüm kokusunu ilk defa orda yaşadım.

    Sonra 15 Temmuz tiyatrosundan sonra 8 ay gibi bir zaman Yüksekovadan da, ölümün ardından barutun can alırken ki kokusu dibimizden geldi.
    Sonra sessizlik sardı tüm şehrin sokaklarını…
    Ardından siren sesleri gelmemeye başladı cadde ve sokaklarında…
    Siren seslerinin sonra heronların vızıltı sesleri ve ardından tekrar silah sesleri kapladı tüm şehri.

    Şehri esir alan harami, zalim, gaddar ve bilmem ne idüğü belirsiz tayfanın maaşlı adamları korku rüzgarını sardılar etrafa.
    Ertesi gün tüm şehirde ölümün ardından matem havası, zalim tayfana intikam korkusu sararken halleri görülmeye değerdi.
    Polis zırhlı araçların içinden akşama kadar anonslar yapıldı ama kimsede kepenkleri açmadı.

    Bu soylu duruş çok hoşuma giderken, zalim tayfasını aslında bu şekilde de dize getirilebileceği umuda oluştu içimden.
    Belki de bu zamanda zalimi dize getirmenin bir yoluda onun dilinin tersinden cevap vermekle olur

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin