HASAN CÜCÜK | YORUM
“Suudi Arabistan’ın başkenti Riyad’da oynan Süper Kupa finalini ezeli rakibi Fenerbahçe’yi (Galatasaray’ı), yenen Galatasaray (Fenerbahçe) kazandı.’’
Bu yazının giriş cümlesi bu şekilde olacaktı. Ancak final oynanmadı. Tarihe geçen bir rezalet yaşandı. Cumhuriyetin 100. yılında 3-4 milyon Euro için iki dev kulübün finalini Suudi Arabistan’a alan Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) ile Erdoğan rejimi kaybetti. Ezeli rekabetin iki adresi Galatasaray ve Fenerbahçe kulüpleri ise onurlu bir duruş ortaya koydu.
Yine dünyaya rezil olduk… Medeni bir ülkelerde 1 yılda görülmeyecek skandallar, Türkiye’de bir kaç günde yaşanıyor. En önemli gündem birkaç gün konuşulup, unutuluyor. Yüzü kızarmayanlar hiçbir şey olmamış gibi hayatına devam ediyor. Son rezaletimiz Süper Kupa’nın iptali oldu. Muhtemelen bu rezalet de birkaç güne unutulur. Tıpkı yumruklanan hakem gibi…
Riyad’daki rezalette en büyük payın sahibi TFF. Başkanı Mehmet Büyükekşi istifa eder mi; muhtemelen… Zira son rezalet sonrası ortaya atılan iddiaya göre Erdoğan da istifasını istemiş…
Türkiye Futbol Federasyonu (TFF) hem de Cumhuriyet’in 100. Yılında Süper Kupa finalinin Suudi Arabistan’da oynanması kararı almıştı. TFF’nin kararına finalistler Galatasaray ve Fenerbahçe’den itiraz sesleri geldi.
Ancak ilerleyen günlerde sesleri kesildi. Havuz medyası bol soslu, finalistlerin milyonlar kazanacağı propagandasına başladı. Suudlar, iki kulübe toplam 108 milyon TL ödül dağıtacak, kazanan 65, kaybeden ise 43 milyon TL kasasına koyacaktı. Yine kulüplerin tüm giderlerini (ulaşım – konaklama) Suudlar karşılayacaktı.
Uyanıklık yapılıp ödül parası TL cinsinden verildi. Suudlar, 2021’den beri İspanya Kral Kupası’na ev sahipliği yapıyor. 4’lü turnuva formatındaki kupa için Suudlar, İspanya Futbol Federasyonu’na 40, kazanan kulübe ise 5 milyon Euro ödüyor. Rakamlar yıllık. TL’ye çevirmek için 32 ile çarpın!
Son yılların en skandal krizi maça saatler kala patladı. Suud tarafı, İstiklal Marşı’nın okunması başta olmak üzere takımların Atatürk tişörtleriyle ısınmaya çıkması ve Fenerbahçe’nin “Yurtta sulh, cihanda sulh’’, Galatasaray’ın “Ne mutlu Türküm diyene’’ pankartlarına izin vermediği bilgisinin kamuoyuna yansıması bomba etkisi yaptı.
Parayı veren, kuralı koyuyordu. Ya sineye çekilecek ya da onurlu bir duruş ortaya konacaktı. Hakkını teslim edelim, iki kulüpte ilk andan itibaren dik durdu. Eğilmediler. Paranın önüne yatmadılar. Suud tarafının İstiklal Marşı’nın okunmasına ‘lütfen’ izin verdiği bilgisini TFF yetkilisi Hamit Altıntop paylaştı.
Dakikalar ilerliyor, maç saati yaklaşıyor, krizde yol alınmıyordu. Bol bol bilgi kirliliğe vardı. TFF, maçın planlandığı gibi oynanacağı açıklaması yaptı.
Spor Bakanı Osman Aşkın Bak, TFF Başkanı Mehmet Büyükekşi, Galatasaray Başkanı Dursun Özbek ve Fenerbahçe Başkanı Ali Koç krizi çözmek için bir araya geldi. Görüşme uzadıkça finalin oynanma oranı azalıyordu. Takımlar otelde sonucu beklerken, artık finalin oynanmayacağı kesinleşti.
Suud tarafından açıklama yapılmadı. İddiaya göre Spor Bakanı Osman Bak ve TFF Başkanı Büyükekşi’nin futbol kulüplerini ikna çabası Özbek ve Koç’un kararlı tutumunu aşamadı. İki kulüp, Atatürk’ü kırmızı çizgi ilan etti.
Herkesin bildiği gerçek TFF, Galatasaray ve Fenerbahçe’nin ortak açıklamasıyla resmiyet kazandı: Süper Kupa ileri bir tarihe ertelendi.
“2023 Süper Kupa müsabakası organizasyondaki bazı aksaklıklar nedeniyle Kulüplerimizle birlikte aldığımız ortak karar neticesinde ileri bir tarihe ertelenmiştir.’’ cümlesine yer verildi.
Galatasaray ve Fenerbahçe kazandı. Kaybeden TFF olsa da asıl kaybeden Erdoğan rejimi oldu.
