YORUM | M. NEDİM HAZAR
Belki farkındayız, belki değil.. Muazzam bir alt üst oluş yaşıyoruz. Sadece ülke olarak değil, bütün dünya herc-ü mercin eşiğinde.
Sosyal bir necaset kaplamış adeta gökyüzünü ve sulu sepken iniyor gün aşırı üzerimize.
Boz bulanıklaşmayan su kalmadı adeta.
Bütün yollar dikenlerle kaplı, güzel olan her şey zehirli sarmaşığın güneş sızmaz perdelemesiyle gizlendi.
Dostluk, arkadaşlık gibi kavramlar yıprana yıprana yok olmak üzere.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Fedakarlığı, adanmışlığı çoktan geçtik zaten.
Hz. İsa Nebi yaşasa bugün aptallıkla suçlanırdı haşa.
Hz. Mevlana günümüzde yazsa eserlerini hain ilan edilirdi belki de.
Ne demek “gel, ne olursan ol gel” yani!
Bırakınız Mecusi’yi, Putperesti kucaklamayı, “afedersiniz Ermeni” diye hakareti kullanıyor en tepedekiler.
Hoşa gitmeyen herkesin ötekileştirilip, hain, düşman ilan edildiği leş bir dönem bu.
Çıkarcılığın, pragmatizmin, bencilliğin zirve yaptığı bir topluma dönüştü bu ülke.
Gönüllü bir şekilde hem de.
Böyle gitmeyecek elbette.
Bir dibi olacak bu inişin.
Sert bir zemine çarpacak toplum bir şekilde. Ne kadar yatay kalacak bilinmez ama en azından sular çekilecek kıyılarımızdan.
İşte o zaman bakiyemize bakıp muhasebesini yapacağız yaptıklarımızın.
Kimilerinin birbirine bakacak yüzü olmayacak, kimileri pişmanlığın utancıyla girip saklanacağı deliği.
Utanmayı unutan toplum, sular çekilince yüzüne vuracak olan manzaradan başını kaldıramayacak belki de…
Kim bilir..
Tükettiler bir yandan herkesi de beraberlerinde. Her şeyi tüketirken yaşanan bir tükeniş bu.
Fil ayaklı hırslar ezdi geçti taptaze geleceği.
Bahçeler tarumar baharları kirli memleketin.
Şimdi koskoca bir devrilişin arefesindeyiz.
Yıkım sonrası yıkılış fena olacak korkarım!
Toplum, dizginin koparmış yaralı bir katır misali toslayacak hakikatın duvarına.
Sonrası fena.
Sular çekilecek ve kuruttukları her şeyi ortaya çıkacak.
Hiçbir kâr etmeyecek ah-u eninler.
Ve biz çekilen suların geride bıraktığı kirli sahillerde oturup, kirlettiğimiz maviliklere bakıp iç çekeceğiz.
Yazık ettik, yazık ettiler…