Suçun şahsiliği ya da aydın hokkabazlığı

YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Geçtiğimiz haftalarda İstanbul’da genç bir kadının yakalanmasını son dakika haberi olarak geçmişti. Haber öyle bir şekilde veriliyordu ki zannedersiniz yakalanan bütün dünyanın aradığı azılı bir suç örgütü lideri. Trafik kontrolü yapan ekipler kızcağızı yakalamışlar ve hemen terörle mücadeleye göndermişler. En muhalif görünen haber sitesi bile sorgulamadan takipçilerine duyuruyor. Ne yaptığının, nasıl bir suç işlediğinin, yakalanmaya gerekçe olan şeyin önemi yok ve hiçbir editör de bunu sorgulama ihtiyacı hissetmeden olayı haberleştiriyor: ‘Fethullah Gülen’in yeğeni yakalandı’

Bu olay bile cezalandırmanın tıpkı Nazi Almanya’sındaki gibi yapıldığının tek başına ispatı. Suç değil aidiyet yani kimlik cezalandırması yapılıyor. Fethullah Gülen’in yeğeni olmak tutuklanıp cezalandırılmak için yetiyor. Ama asıl korkunç olan bu durumun hiçbir mahfilde tartışmaya gerek görülmeyecek kadar doğal karşılanması.

Ahmet Altan tahliye olduktan sonra kaleme aldığı ‘Kağıttan flüt’ yazısında da sadece soyadından dolayı tutuklanmış birisinden bahsediyordu. Selman Gülen de Fethullah Gülen’in yeğenlerinden biri ve bir yönetmen. Altan onu anlatırken “çeşitli nedenlerden dolayı hiç ziyaretçisi yoktu. Yeniden tutuklanma ihtimalim olduğunu biliyorum ama Selman için tutuklanmak bir ihtimal değil, o zaten tutuklu. Ve benim oğlumla yaşıt, tuzdan dumbbell kağıttan flüt yapıyor. Gelen kimsesi yok, hiç şikayet etmiyor, sadece sırtını duvara yaslayıp flütünü çalıyor.”

Selman Gülen ve Fethullah Gülen’in diğer bütün akrabalarının tutuklanmasındaki tek sebep O’nunla olan kan bağı. Türkiye Cumhuriyeti yasalarına göre başka da bir suçları yok.

Ziyaretini hiçbir kimse gelemiyor çünkü akrabalarının neredeyse tamamı ya tutuklu ya yurt dışına çıkmak zorunda kalmış. Dışarıda varsa da ziyarete gelir gelmez onu da tutuklayacaklar.

Bu ülkede hiç bir yasada yazmayan ama fiilen uygulanan Fethullah Gülen’in akrabası olmak diye bir suç var ve cezası sorgusuz sualsiz tutuklanmak.

Oysa Veda Hutbesi’nde Hz. Peygamber (asm), İslam’ın bu konudaki hükmünü çok açık bir şekilde beyan etmemiş midir? “Suçlu kendi suçundan başkası ile suçlanamaz, baba oğlunun suçu üzerine oğlu da babasının suçu üzerine suçlanamaz” diye.
Tıpkı Veda Hutbesinde olduğu gibi bütün hukuki metinler, evrensel değerler ve yasalar da suçun şahsiliğini beyan eder. Akrabalık bağı, herhangi bir aidiyet, bir inanç tek başına suçlu olarak kabul edilemez.

Üstelik bu ülkenin on binlerce gencecik evladının ölüm emrini vermiş, terörü bir yöntem olarak benimsemiş ve bunu her fırsatta kullanan Abdullah Öcalan’ın her hangi bir akrabası onunla yakınlığından dolayı tutuklanmamıştır. Bir yargı zulmüne maruz kalmıştır. Herhangi bir akrabası Abdullah Öcalan’a bir şantaj malzemesi olarak kullanılmamıştır. Aksine yeğeni TBMM’de milletvekili olarak görev yapmış, kardeşi seçim sürecinde AKP’ye destek olmak kastıyla TRT’ye çıkartılıp konuşturulmuştur.

Öcalan’ın yakınlarına gösterilen bu tavır suçun şahsiliği esası çerçevesinde elbette doğrudur. Ancak gerçek bir teröriste gösterilen bu ihtimam söz konusu Gülen’in akrabaları olunca gösterilmemesi nasıl bir ironidir.

Ürkütücü olan bu durumun normal kabul ediliyor olmasıdır. Her yerde Veda Hutbesinin evrenselliği üzerine nutuk atan insanların bu konuyla ilgil söz söylemeyişi de ayrı bir garabet. Sağda solda muhalif pozlar veren, Dreyfus Davası üzerine Emile Zola vaazları veren aydınların bu kimlik soykırımına karşı tek bir cümle kurmaması suçun şahsiliğiyle ilgili iki cümle etmiyor olması da ne acıdır. Bu durum solcu, sağcı, dinci aydınların ayrım olmaksızın hepsinin birer hokkabaz olduğunu da ortaya koyuyor.

Fethullah Gülen’in yeğenleri ve akrabaları sadece soyadlarından dolayı cezalandırılıyor ancak hiç kimse onları iş takipçiliğiyle suçlamıyor, kamu malını kullanarak zenginleşti diyemiyor, lüks ve şatafat içinde bir hayatları var ithamında bulunamıyor. Alınlarının akıyla yaşıyorlar. Ahmet Altan’ın ifade ettiği gibi içinde bulunduğu halden hiç şikayet de etmeden.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. SUÇUN ŞAHSİLİĞİ NİÇİN uygulanmıyor?……..

    Çünkü bu pısırıklığından şikayet ettiğiniz toplumu terbiye şekli olarak uygulanıyor…..

    En ufak bir itirazı olan,
    -hııııımmmmm Gülen’e ve tüm yakınlarına böyle zülüm yapılıyorsa, bize beteri yapılacak.
    Sonra binlerce örneği var.
    Boydaklar, Altanlar,….
    Çünkü biliyorlar, böyle zülüm yapmaZlarsa bütün bir miller ayağa kalkacak, hakimiyet elden gidecek…
    İslamiyetin A dan Z ye bütün değerlerine, bütün ömrü boyunca binbir iftira ve hakaretler yapan Perinçek ile yan yana olan bir iktidardan ne beklenir?
    Alçaklığın büyüklüğünü bu ortaklık tek başına göstermeye ve ispatlamaya yeter artar bile….

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin