YORUM | PROF. MEHMET EFE ÇAMAN
Ermeni Soykırımı 1915’te olup bitmiş tarihsel bir utanç sayfası değil. Soykırım fiili olarak belki olmuş bitmiş. Fakat zihniyet olarak devam ediyor. Bu zihniyetle hiç yüzleşmedi Türkiye devleti ve Türkiye halkı. Bir inkılâp tarihi kitabının merhametten arındırılmış inkârcı sayfaları arasında rasyonalize edildi, bu büyük, sonsuz acı. “Ama” ve “fakat” denerek başlanan cümlelerle, “bizi arkadan vuran”, “bize ihanet eden”, “düşmanla işbirliği yapan” Ermeniler anlatıldı o kitaplarda. Ve Ermenilerin isyan etmesi, cezalandırılmalarına gerekçe olarak sunuldu. Bu bahsedilen “Ermeniler”, yeknesaktı. Monolitik, yekpare, aralarındaki sosyal, sınıfsal, ideolojik, bölgesel, bireysel farklılıklar görmezden gelinerek, tüm bir halk, bir potada “işte düşman Ermeniler”e indirgendi. Osmanlı İmparatorluğu’nun en karanlık tarihsel olaylarından biri, böylece cumhuriyet ideolojisine sağlamca eklemlendi. İttihatçıların yeknesak ve homojen Türk milleti yaratma projelerinde ulaştıkları jenosidyen temelli “başarı” öyküsü, böylece hâkim diskurlarından biri oldu Türk tarihinin. Ve okullar… Okullarda küçücük çocuklar, nesillerce, işte bu korkunç öykü üzerinden öğrendi, Ermenileri.
Farklı rakamlar vardı. Farklı sayılar, azınlıklara ilişkin her olguda olduğu üzere, Ermenilere ilişkin olarak da. Sahi, kaç Ermeni yaşıyordu, Osmanlı tebaası olarak 1915’ten önce? İkinci Abdülhamit döneminde 1894-1896 Hamidiye Alayları ile başlayan katliamlarda yaşamını yitiren Ermenileri hariçte tutarsak eğer, imparatorluk Ermenilerinin sayısı farklı kaynaklarda 2,5 milyon ile 1,5 milyon arasında tahmin ediliyor. Uluslararası güvenilir kaynakların birçoğu iki milyon civarında bir Ermeni nüfusunun bu dönemde Anadolu’da yaşadığına kesin gözüyle bakıyor. Bugünse Türkiye’de Ermenilerin sayısı 70,000 ile 50,000 arasında tahmin ediliyor. Milyonlar, artık yok. Neredeler? Sormayalım mı hiç? “Nereye gitti milyonlarca Ermeni” demeyelim mi sahiden de?
ABD başkanı Joseph Biden’ın 24 Nisan 2021 yıldönümünde resmi olarak 1915 Ermeni Soykırımı’nı tanıması, bu korkunç tarihi lekeye ilişkin zaten son 100 yıldır var olan Türkiye içi tartışmayı yeniden alevlendirdi. Bu soykırımın emrini veren ve uygulanmasını sağlayan siyasi otorite olan İttihatçı liderler birer ulusal kahraman mıydılar? Yoksa soykırımcı katiller mi? Cumhuriyet 1923 yılında ilan edildiğinde, Kemalistlerin önünde altın bir fırsat vardı, tertemiz bir sayfa açarak kurmak için yeni devleti. İttihatçıların suçlu olduğunu biliyordu aslında herkes. Özellikle de yüksek rütbeliler. Zaten Talat ve Cemal, cumhuriyet kurulduğunda artık yaşamıyordu. Her ikisi de sürgünde, Kurtuluş Savaşı devam ederken Ermeni suikastçılarca öldürülmüştü. Enver ise, Pantürkizm ve Turan devleti mücadelesine devam etmek için gittiği Orta Asya’da savaşırken öldü. Kalan İttihatçı kadroların çoğu, zaten Milli Mücadele için Anadolu’ya geçenlerdi. Birçoğu asker olan bu farklı rütbelerden kadrolar, 1923’te yeni devlet kurulduğunda, artık muzaffer gazilerdi. Hepsi de cumhuriyet hükümetlerinde görevler aldı, orduda komutan oldu, bürokraside kilit yerlere geldi. Soykırım esnasında aktif görevde olmayanlar da soykırımın diskurunu kabullendi. Oluşturulan diskur, Türk-üstünlükçü, ırkçı Türk tarih doktrinine eklemlendi ve yaratılan etnik Türk kimliğinin ana nüvelerinden biri oldu.
Kemalist Cumhuriyet tarafından Ermenilerle ilgili olarak oluşturulmuş olan tarih algısı eleştirilemez, sorgulanamaz ideolojik bir sabite olarak, Türkiye’nin ana tabuları arasındadır. İki milyon Ermeni! 1927 yılında Türkiye’nin nüfusu 13 milyondan biraz fazlaydı. 1923-1927 arasında birkaç milyonluk bir nüfus artışı olduğunu kabul edersek eğer, 1920’lerin başında 10 milyonluk bir nüfus olduğunu var saymamız gerekir. Eğer iki milyon Ermeni soykırıma tabi tutulmasaydı, bu iki milyonluk Ermeni varlığı, Cumhuriyet kurulduğundaki Türkiye nüfusunun yaklaşık yüzde 20’sine tekabül edecekti. Etnik homojen, ırki Türklük hayali ile yanıp tutuşan Türk-üstünlükçü İttihatçılardan bayrağı devralan Kemalistler, bu habis ideolojiyi fazla sorgulamadan benimsedi. Böylece soykırım gibi bir gerçeği deşmek gereksiz, hatta tehlikeli hale gelmişti.
Kemalistler aynı homojenleştirici milliyetçiliği kendi iktidar dönemlerinde de aynen uyguladılar. Kurtuluş Savaşı’nın ilerleyen dönemlerinde, İzmir’in ele geçirilmesine dek, Anadolu’da yaşayan yerli Rumlara ciddi bir soykırım ve baskı politikası izlendi. İttihatçılardan devralınmış “homojen Türk yurdu” ideali, dimdik ayaktaydı. İşin açıkçası, Yunanistan da bu konuda Türkiye’ye yardımcı oldu. Mübadele antlaşmasıyla beraber, Anadolu Rumları da sürüldü, gitti. Dahası, Karadeniz’de Pontos Rumları, doğu Anadolu’daki Hristiyan Süryaniler, Aleviler ve Kürtler de ciddi kıyımlarla, asimilasyoncu baskılarla ve devlet şiddetiyle mağdur edildiler. İttihatçı karabasan, sosyal-Darwinist Türk-üstünlükçülük, böylece cumhuriyetin ve cumhuriyet nesillerinin ruhuna sindikçe sindi. Bu kötü ruh, korkunç tarihsel geçmişi tümüyle kendi ideolojik anlatısıyla yeni nesillere aktardı. Ve yıl 2021!
Bir milletvekili konuşuyor: “106 yıl sonra, Soykırımın mimarı Talat Paşa isimli caddelerde yürüyoruz. Talat Paşa isimli okullarda çocuklarımızı okutuyoruz. Almanya’da bugün Hitler isimli caddeler olsaydı, Hitler isimli okullarda çocuklar okusaydı nasıl bir Almanya olacaksa, öyle bir Türkiye’de yaşıyoruz. 106 yıldır Ermeni Soykırımı inkâr edildiği için, bu mesele başka meclislerin, başka devlet başkanlarının konusu olmaya devam etmektedir. Ermeni halkının acısını, ait olduğu topraklara, bu topraklara, Türkiye’ye taşımalıyız.” Bu sözler Ermeni milletvekili HDP’li Garo Paylan’a ait.
Ona Türkiye’nin bir başka çocuğu yanıt veriyor. İYİP’ten istifa eden Bağımsız Milletvekili Ümit Özdağ bu. Garo Paylan’ın Soykırım inisiyatifini ve yukarıdaki eleştirisini doğrudan hedef alıyor, kendisine “Terbiyesiz tahrikçi adam. Çok memnun değilsen çek git cehennemin dibine. Talat Paşa vatansever Ermenileri değil senin gibi arkadan vuranları sürdü. Sen de zamanı gelince bir Talat Paşa deneyimi yaşayacaksın ve yaşamalısın” şeklinde soykırımcı bir dille yanıt veriyor.
Talat Paşa deneyimi, yani hayatını kaybeden, soykırıma uğratılan bir buçuk milyon can! Anadolulu kardeşlerimiz, asıl ihanete uğrayan, çocukları ve kadınlarıyla beraber ölüm yollarında yok edilen zavallı insanlar! Onların katili, soykırımın planlayıcılarından Talat Paşa’nın deneyimi ile tehdit edilen bir Ermeni, halkın vekili Garo Paylan! Ona cehennemin dibine gitmesini söyleyen bir profesör, bir sosyal bilimci, bir milletvekili, Ümit Özdağ! Ona, zamanı gelince Talat Paşa deneyimi yaşayacağını söylüyor. Garo Paylan da Ümit Özdağ’a sosyal medya hesabından “Halkımı imha eden zihniyetin kalıntısı ‘yine yaparız’ diyor. Siz vurdunuz da, biz ölmedik mi? Öldük. Ama geride kalanlar adalet mücadelesini hiç bırakmadı. Benden sonra da bırakmazlar. Bu ülkenin vicdanlı çoğunluğu, meydanı senin gibi faşistlere terk etmedi, yine terk etmezler” yanıtını veriyor.
Dünyanın neresinde olursa olsun, bu ölçekte can kaybı yaşanmış bir dramdan, bir afetten, bir felaketten sonra geride kalanlar, özellikle de yeni nesiller, Özdağ’ın kurduğu cümleleri kuramaz. Birincisi buna zaten toplumda vicdan müsaade etmez. Fakat asıl ikincisi, bireysel olarak, merhametli ve iyi bir insanın ağzından böyle rezil ve utanmaz cümleler çıkmaz. Almanya’da neo-Naziler bile inkâr ettikleri Yahudi Soykırımı’na ilişkin, Yahudilere hitaben böyle bir cümle kuramaz! Bu cümleler, Soykırım’a bir nokta konmadığının en büyük kanıtıdır. MHP lideri Devlet Bahçeli’nin benzer düşünceleri dile getirmesi, bu görüşün MHP-Ülkücü taban arasında çok yaygın olduğunun kanıtıdır. İslamcılar ve ulusalcı sol da tarihlerini bu ruh haliyle okuyor. Belli ki cumhuriyet döneminin etnik Türkçü, Türk-üstünlükçü tarih yazımı, insani duyguları sakatlanmış nesiller üretmiş. Ne acı!
Tıpkı Almanya’da uygulanmış olan “Nazilerden arındırma” süreci gibi, bir tür endoktrinizasyondan arındırma süreci yaşanması gerekiyor Türkiye’de. Ve 1915’te başlamış olan korkunç soykırıma artık insani bir nokta koymak gerekiyor. Merhametin ve kardeşliğin kazanması için, militarizmin ve faşizan-ırkçı ideolojinin tasfiye edilmesi lazım. Bu nokta konmadan yaşanılası bir ülke haline dönüşemez Türkiye.
Ya Yahudiler, ayrı bir devlet kurma azim ve kararlılığıyla, yüzbinlerce Almanı katletse, kadınına kızına tecavüz etse, kundaktaki bebeğini kurşunlasaydı…
Ayhan Aynacı bey neredesiniz? Geçen makaledeki gibi paragraf paragraf cevabını verseniz belki susar.
Bir nokta da ben koyayim. Prof. Dr. İlber Ortaylı’dan gelsin: “Soykırım diyen cahildir”.
Hürriyet gazetesinden Fulya Soybaş’ın haberine göre, Ortaylı: “Dünyada soykırım kavramınının genişletilme derdi olduğunu belirten Ortaylı, “Gelelim bugün olduğumuz noktaya; dünya arenasındaki siyasetçilerin- parlamenterlerin ve halkların ağzında ‘1915 olayları, Türklerin Hıristiyanlara yönelik haçlı seferidir, soykırımdır’ gibi laflar var. Oysa soykırım ağır bir suçtur ve telaffuz edilmesi de öyle kolay değildir. Dünyada en büyük soykırım Yahudi soykırımdır, sonrasında çingenelere uygulanan soykırım gelir. Naziler Yahudilerle birlikte çingeneleri de toplayıp, günahsız insanları, konsantrasyon kamplarında sistematik şekilde yok etti. Buna soykırım denir. Şimdi dünya soykırım kavramını genişletme derdinde. Yaşanan her karşılıklı katliam ‘soykırım’ değildir. Bir imparatorluğun yıkılışında yaşanan, bu gibi çatışmaların hepsini ‘soykırım’ çatısı altında toplamaya çalışmak bu işi yapanların suçlarını örtbas etmek ve bu yolla suçlarını hafifletmek istemekten kaynaklıdır” dedi.
Demek ki neymiş: “Ya Ilber Ortaylı ya da Efe Çaman cahilmiş”, nokta…
Bir iktisat tarihçisi olan İber Ortaylı tarih konusunda tek otorite, Turkiye’de ve belki de dünyada ondan daha iyi tarihçi yok.
Biz resmi rakamlara, farklı kaynaklardaki bilgileri çaprazlama karşılaştırmaya göre fikir beyan etmek yerine, orta-lise kitapları seviyesinde analizlere tutunmayı daha çok konforlu buluyoruz. Kesin nedenini bilmiyorum ancak kendimizi ait hissettiğimiz etnik ve ideolojik toplumu kusursuz görmek istiyoruz sanırım.
Rakamlarla ifade ettiğimiz elma-armut değil, herbiri bir can. Haksız yere bir cana kıymak hani bütün insanları öldürmek gibiydi!?
Ben de bir soru sorayım; bir gemide 9 masum ve 1 cani varken o gemiyi batırmak adalet midir?
Murat Yavuz, Ilber Ortaylı ne kadar iktisat tarihçisi ise, yorumunuz de o kadar doğru…
Bir de farklı kaynaklardan araştıralım diyorsunuz.
https://tr.wikipedia.org/wiki/%C4%B0lber_Ortayl%C4%B1
Milyonlarca insani öldürenler kendi atalarının soykırımlarıyla tam manasıyla yüzleşmemişken, hatta bu yüzleşmeden kurtulmak için gözüne kestirdiği bi ülkeyi köşeye sıkıştırıyorsa, köşeye sıkıştırmak için yüzsüzce her biri bir can dediğiniz insanları istismar ediyorsa şöyle bir durmalısınız. Şöyle bir durmalı ve ‘Bir insanı öldüren bütün insanlığı öldürmüş gibidir’ hükmünü işine geldiği gibi kullanıp kullanmadığı konusunda emin olmalıdır.
Şu anda sizin felsefenize göre Çin’in Uygurlara yaptığıda entegrasyon oluyor heralde değilmi sevgili okur!..
Eğer Uygurlar biz duymadan yüzbinlerce Çinli’yi öldürdülerse “evet”…
Üç yazıda 2,5 milyon nüfustan 1,5 milyona düşmeyi başarınız. Birkaç yazı daha yazsanız zaten son noktayı kendiniz koyacak gibisiniz.
Soyu kimler kırmaya çalışmış belli. Onlarca müslümanı katleden o zamanın ermenileri müslümanlarız anaların dolu olduğu ana doludan atmak için çoluk çocuk demeden kesti. Şimdi bizim yeni yetmeler karsta vanda çan sesi yerine ezan seslerinin haykırdığı bir ülke bırakan dedelerine sövüp sayıyorlar…. Yazık çok yazık.
Harika bir analiz.
Sayın Mehmet Efe Hocam, “Enver Paşa”, “Enver” olursa, Mehmet Efe Hocam ne olur? “Efe”…
Bir Müslüman, savaşta ölürse ona İslami terminolojide ne denir “şehit”…
Tabii, siz Anadolu’nun ve Istanbul’un fethinden de “Anadolu’nun işgali” ve “İstanbul’un işgali” diye bahsediyordunuz değil mi?
Efe, bu görüşlerinin hiçbirine katılmıyorum.
Geçen yazında da tarihimize ve milletimize sövüp sayıyordun.
İstediğini yaz ama milletime sövüp sayma. Milletim, müthiş bir illüzyonla kandırılıyor, bana ve kardeşlerime zulmediyor olabilir ama ben böyle bir durumda dahi, tarihi gerçeklerin tersyüz edilip, milletimin soykırımcı, durduk yerde kitlesel katliam yapan, köşe başlarında Ermeni kadınlara tecavüz etmek için bekleyen katil ve sapık sürüsü gibi gösterilmesine karşı sessiz kalamam. En azından bir yorumla bile olsa, bilerek ya da bilmeden gerçekleri saptırdığını yüzüne çarparım. Seni neneme-dedeme sövmekten meneder, saygı göstermeye davet ederim.
Doğu Perinçek’le aynı hedefe koşuyorsunuz. Amacınız Türk Milletini esaret altına almak. Endoktrinizasyon dediğiniz süreç öyle bir süreç. 100 yıl önce yaşasaydınız İttihatçı olurdunuz büyük ihtimalle. Batı’da ne varsa aynen al, kabul et, bir şey üretme. Ne güzel böyle aydın olmak. İttihatçılar da aynısını yapıyordu. Batı’da milliyetçilik vardı. Onların düşüncesi de “Milliyetçilik esaslı ve tek millet temelli bir devlet kurma”ydı.
Siyaset Bilimi’nden hiç nasibini almamışsınız. Endoktrinizasyon dediğiniz süreç, tam tersine Türkiye’de büyük halk uyanışına neden olur. Milliyetçilik hiç olmadığı kadar hortlar. Sizin bu yazılarınızın insanlar arasındaki milliyetçilik duygularını ateşlediği gibi. Türkiye Cumhuriyeti’nin yaptığı zaten endoktrinizasyondu. Bu halkı geçmiş köklerinden koparmak ve herkesin aynı olduğu varsayımıyla ( Türk olduğu) yeni bir millet inşaası idi. AKP gibi partiler bu sürece tepkinin ürünü. Burada tek suç tabi ki devlet değil. Omurgasız insanlar. Ya da gizli amaçlı insanlar. İttihat ve Terakki Cemiyeti’ni kuran insanların hiçbiri Türk değildi. İdeologu Ziya Gökalp de Kürttü. Türkiye’de hali hazırda yönetim kademesinde bulunan kişilerin önemli bir kısmı Türk değil. Hatta Rum olanlar var. Tanıdıklarım var. Neden bunu devam ettiriyorlar? Ballı makamları, ballı kazançları devam ettirmek ve mümkünse daha da bir üstünü elde etmek. Geçenlerde, geçmiş de Kürt arkadaşlarımı rencide etmiş ve onları küstürmüş bir arkadaşım kendisinin de Kürt olduğunu söyledi. Şok oldum. Yani kendisinin de Kürt olduğu halde, bunu diğer arkadaşların aksine saklamasına ve daha da ileri gidip Kürt olanları rencide etmesine.
Geçmişte PKK ile arabuluculuk yapmış, geçmişi malum Ümit Özdağ gibi adamların ifadelerinden yola çıkmak doğru sonuca götürmez. Özdağ’ın evvelce pek çok defa yaptığı gibi amacı provokasyondur. Son yıllarda Suriyelilere karşı katliam çıkması peşindedir. Aynı şeyi normal sıradan bir Türk vatandaşı yapsa, bugün dahi Türk mahkemelerinde yargılanır ve ceza alır. Ama Özdağ’a bir şey olmaz. Öte yandan, HDP’nin en özgürlükçü parti olduğunu düşünerek defalarca HDP’ye oy vermiş olmama rağmen, bu Garo Paylan’ın pek çok alanda sert çıkışlarına rağmen, bir defa olsun KHK’lılarla ilgii ya da Türkiye’de mağdur başka mahalleden insanlar için bir kelam ettiğine henüz rastlamadım. Yani anlaşılan kendi dar mahallesine özgürlük isteyen bir arkadaş.
Holokost ile ne Ermeni Tehciri ne de KHK’lılara yapılanlar benzer. Hepsi birbirinden farklıdır. Holokost tarihte hiçbir benzeri olmayan devasa bir soykırımdır. Almanya ile Türkiye ise benzerliği bırakın birbirine zıttır. Aynı olaylara farklı tepkiler verirler. Yani Perinçek gibi binlerce insan, boşu boşuna her devre göre kılıktan kılığa girmiyorlar. Gayet sofistike bir emek var ortada.
Özetle, siz İttihatçılar gibi Batı hayranlığı ile Endoktrinizasyon vs uygulayacağım derken, toplumu iç/dış savaşa sürükleyip, içimizdeki hali hazırda kalan farklılıklarımızın da yok oluşuna neden olacaksınız.
Hay ağzınız bal yesin!.
Ben de Prof. Dr. Ilber Ortaylı neden Prof. Dr. M. Efe Çaman gibi soykırım iddiacılarını cehaletle suçladığını düşünüyordum. Analizinizi okuyunca sarih bir şekilde açığa çıktı.
Teşekkürler…
Zeliha hanım, Ziya Gökalp Diyarbakır lıdır.. ama türktür. Cahit sıtkı tarancı gibi..Diyarbakır da 800 yıldır Türkmenler var karakeçeli türkmenleri.. hâlâ da varlar.. hata bizim aileden bu türkmenlerden kız alanlar var.. Türkçe ‘nin Diyarbakır ağzı bu türkmenlerin lisanı dır.. Bir Diyarbekirli kürt olarak her Diyarbakırlıyı lütfen kürt olarak görmeyin..
Nurettin Topçu’nun güzel bir ifadesi var; “Bu topraklarda ruh cephesinde istiklâl mücadelesi verilmemiştir.” O bunu yazdığında birileri iğneyle kuyu kazmaya başlamıştı. Ancak bu toplumun adalet duygusunu kazanması için sanırım nush yeterli olmayacak gibi.
Bu yorum Mehmet Efe beye değildir. Onun değerlendirme kriterleri tamamen farklı.
Bir yorumcu Tarık Toros beyin yazısının altına bırakmış. Hoşuma gitti. Ben de düşünmüştüm ama önce o yazmış. Hem alıntılayıp yazmak daha kolay.
“Bediüzzaman, askerlerine, çetecilerden geride kalan Ermeni kadın ve çocukların ailelerine iade edilmelerini söylediğinde: “Ama Üstadım, nasıl olur?” Onlar bizim çoluk çocuğumuzu kestiler, bizi yerimizden yurdumuzdan ettiler, neyimiz varsa yıkıp yıktılar” dediklerini siz de biliyor olmalısınız. Şu soru aklınıza gelmedi mi? Ya böyle bir emri duymasalardı? Yani Bediüzzaman’ın askerleri de mi bizim atamız değil? Ya duymadan önce neler yapmışlardı? Ya da duymayan diğer bölüklerdekiler neler yaptılar?
Ermenilerden 900.000 binden fazlası kesiliyor ama Bediüzzaman gibi biri 1915’den sonraki gazete makalelerinde de, 5000 sayfalık Külliyatında da bir cümleyle olsun bahsetmiyor. Hocaefendi de bahsetmiyor. Ya Bölgede onca İslam alimi var. Hadi bu melanet işlenirken önlemeye güçleri yetmiyor ama hiç olmazsa “TC hükümeti arşivleri temizlese bile bu milletin hafızasını temizleyemez; bir daha böyle bir şenaet, denaet işlenmesin” diye hiçbiri tarihe iki satır not olsun düşemiyor mu? “Sırran tenevveret” perdesi altında, onca bilgiyi ulaştırmayı başaranlar da aslında -haşa- zalim ya da zulmün taraftarları mı?”
“Bedizzaman bütün bunları duymasına, görmesine, bilmesine rağmen Kur’anı -haşa- bile bile yanlış tefsir etti de “Onlar Allah’ı sever, Allah da onları sever” mealinin tefsirinde “bu asırda bunlar Türkler olmalı” mı dedi? -Haşa- gerçeği görmesine karşın, Allah’ın sözünü Türklere rüşvet olarak mı değiştirdi? Hocaefendi, bölgenin insanı. Doğduğunda hadiselerin üzerinden 18 yıl geçmişti. Dedesi, nenesi, ana-babası, hocaları, Hocaefendiyi ve bölgedeki bütün Hocaefendileri hep kandırdılar da onlar da bütün bir milleti mi kandırdılar.
Sakın akıl ve mantığınız, çektiğimiz bunca çilenin postravmatik sendromları eşliğinde Şeytan’la işbirliği yapıp sizi ve bazı arkadaşlarımızı aldatıyor olmasın”
Kendimizi Ermenilerin yerine koyarsak daha iyi anlarız bence. Aslında dinimiz ortaya koymuş. Bir insanı haksız yere öldüren bütün insanları öldüren gibidir diyor. Öyleyse orada bir insan bile haksız yere öldüyse ki mutlaka olmuştur. O zaman kelimelere takılmayalim. Soykırım mı değil mi. Ne farkeder. Orda büyük bir felaket yaşanmıştır. Yetmez mi bu. Nitekim İlber Ortaylı gibi tarihçiler soykırım yok ama büyük felâket var diyor. Soykırım desek ne yazar demesek ne yazar. Binlerce masumun ahını nasıl üzerimizden atacağız. Bu arada Mehmet Efe Çaman hocamızın analizlerini çok doğru ve insanlık adına gerekli görüyorum. Kaleminize ve yüreğinize sağlık hocam.
Ermenilerin bir insani öldürmesi konusu önemli degil sana göre! Tersi önemli! Kim önce ihanet etmis, kalleslik etmis, kadin coluk cocuk yasli öldürmüs
Mehmet,”soykırım olsa ne, olmasa ne” diyebilirsiniz. Bu sizin hukuk bilginizin -bilimsel anlamda neredeyse hiç olmadığını-, tarih bilginizin de -en azından tarih felsefesi anlamında- çok sınırlı olduğunu gösterir.
Tarihte binlerce savaş oldu, milyonlarca insan öldürüldü. Hiçbirine “soykırım” dendiğini duydunuz mu?
Ruslar, Erzurum’a kadar geldiler ve şehit verdik.
İngilizler, Çanakkkale’ye geldiler, şehit verdik. Hadi onlara da “soykırım” deyin.
Sadece son İkinci Dünya Savaşı’nda 60 milyondan çok insanın öldüğü söyleniyor.
Hiroşima ve Nagazaki’ye atom bombası atan pilotun yargılandığını, ABD’nin tazminat ödediğini duydunuz mu?
Almanların, soykırım nedeniyle hala başları önünde.
Kore’de, Vietnamda yüzbinlerce insan öldüren ABD’nin yaptıklarına “soykırım” deniliyor mu?
ABD, Irak’ı iki defa kurtardı; demokrasiye kavuşturdu. Suriye’yi de kavuşturcaktı ama Rusya izin vermedi. Şimdi de Rusya kurtaracak. Rusya, daha önceden Afganistan’ı da kurtarmıştı. Şimdi de ABD kurtardı. Sovyet kendi tohumunu ekip gitti; ABD’de öyle… Mehmet Efe Çaman ya da benzerlerinin “soykırım yaptılar/yapıyorlar” dediğini duydunuz mu?
Savaş şartlarında yapılanların karşılığı ile soykırım tamamen farklıdır.
PKK ile mücadele ediliyor. -Allah göstermesin- Kürt kardeşlerimiz kalksa, “biz bağımsız bir Kürt devleti kurmak istiyoruz” dese, Ruslar ya da başka bir devlet askeri destek sağlasa, Kürtler de onlarla birlikte milyonlarca Türk’ü (O zamanki nüfus bugünkünden 8 kat azdı) öldürse, kadınına kızına tecavüz etse, Türkiye devleti de, halkı da karşılık verse buna da “soykırım” mı diyeceksiniz?
Soykırım, en genel anlamıyla insanların etnik yapıları, kültürleri, dinleri, ideolojileri nedeniyle toplu olarak yokedilmeye çalışılmasıdır. Soykırım yapıldı diyenler, Ermenilerin neden tehcir edilmeye kalkıldığını anlatmak isterlerken meseleyi tamamen çarpıtıp, bölgenin Ermenilerden arındırılması isteğine bağlıyorlar. Adam kalkıp “onbinde bir Ermeniden azı Ruslara yardım etmişti” diyebiliyor. Bölge haklı can derdinde, öldürülen, mescitlere doldurulup yakılan, tecavüz edilen ana-babasının, oğul-kızının hesabını sormayı değil de “Ermeniyi atayım, evi bana kalsın” diye düşünecek, hatta devleti de aradan kaldırıp evin, dükkanın, tarlanın bizzat kendisine kalacağına kesin gözüyle bakacak… Tabii bu kafa, Müslümana yapılan zulmü görmezden geliyor. Ermeniye yapılanı şişirdikçe şişiriyor. Milletimin bu konuyla ilgili hassasiyetine “patolojik bir hal” diyor. Adam, kabul etmeyenlere düpedüz “pişkin bir merhametsizlik” diyor. Milletimin içinde yaralı olanlar da “aaa benim de aynı yaram var; o zamankilere de böyle yapılmıştır” diyorlar.
Soykırım değildi diyen arkadaşlar, “o dönem Ermenilerinin Müslümanlara yaptıkları, Müslümanların da karşılık vermelerine neden oldu. Savaş döneminin acılarıydı; soykırım değildi” görüşünde. Bu Ermeni kardeşlerimizin çektiklerini inkar değil, “meseleyi tek taraflı değerlendirmeyin” demektir…
Belki bir gün, neden olmasın?!
Kazım karabekir paşanın günlüklerini bir okuyun. Kimler kimlerin soyunu kırmaya çalışmış anlaşılacaktır.
Talat paşayı eleştirebilirsin. Hattâ bu mezalime neden olan bu kişilerin isimlerini kazırsınız. Ama olaya soy kırım diyemezsiniz. Ortada bir acı var. Ama bu acı her iki tarafta da yaşandı. Ermenileri çoluk çocuk demeden insanımızı kesti. Hattâ bedîüzzaman İn ifadesi ile onların bizim çocuklarımızı öldürmelrrine karşılık biz de onların çocuklarını öldürelim teklifine şiddetle karşı çıktı ve masum çocukları ermenileri teslim etti. Bunu yapan da bizim dedelerimiz. Allah aşkına hakkaniyetle olaya yaklaşın. Ermeniler de hayır ya asıl katliamı biz yaptık desin. Rus gavuruyla [o zamanki] işbirliği yaptık çoluk çocuk demeden öldürdük. Camilere tıktık yaktık. Yetmedi ciğerlerini söktük. Ama bunları vatanından sökemedik desinler. İşte hocalı yakın tarih orda duruyor. Hocalı da ya yapmıştık. Soyları ı kırmadık desinler… Yoook onlar masum benim dedelerim cani öyle mi. Ellerine fırsat geçtiğinde bizleri bir kaşık suda nasıl boğazladıklarını hocalıda anladık. Hala aynı kanaatteyim ellerine fırsat geçse son karakol olan İslam yurdu anadoludan bizleri atmak için soy kırmız alasını yapacaklarına eminim.
Soykırım evet çok ağır bir suç ve tam da bu sebepten ortada duran koca maddi gerçeği görmemek için her türlü argümana yapışıyor insanlar. Bu ise üç beş katilin planlayıp uyguladığı ve uygulattığı bir soykırımı amalarla fakatlarla diyelim kilerle sahiplenme sonucunu çıkartıyor. Saçma, çok saçma hiç mantıklı değil…
O halde, amasız fakatsız Ermeni Tehciri diyor ve ısrar ediyoruz.
Yorumcuların bir kısmı büyük bir cehaletle yazıyorlar. Bunda devleti kutsal sayma refleksinin etkili olduğunu görüyorum.
Biraz dikkatle arastırsanız şunu göreceksiniz:
1) Osmanlı hükumeti çetecileri değil sivil halkı sürgüne göndermiştir.
2) Sürgün, bir etnisite mühendisliği olup “Ermenisiz Anadolu” projesidir.
3) Sürgün esnasında Kadınlar ve genç kızlar anlatılması imkansız muamelelere maruz kalmıştır.
4) Birçok Ermeni salgin hastalık ve açlıktan ölmüştür. Sürgünü yapanlar elbette bunu biliyorlardı. Yani Sürgün bir topluluğu yok etmeye yöneliktir.
5) Yolculuk esnasında bazı yerlerde Jandarma, bazı yerlerde Kürt ve Çerkez eşkıya, Ermenileri katletmistir.
6) Mukatele yani karşılıklı öldürme, doğru olmayıp sonradan uydurulmuş bir kavramdır.
7) Katliam için Ittihat ve Terakki merkezinden Dr. Bahattin Şakir tarafından çetelere ve jandarmaya şifahi emirler ulaştırılmıştır.
8) Kazım Karabekir Doğu Cephesi’ne 1917 Aralık ayında gelmiştir. Onun gözlemleri sürgünden çok sonra yani Bolşevik İhtilali ile Rusların bölgeyi terk etmesinden sonra Ermeni çetelerinin yaptıklarına dairdir. Halbuki Sürgün 1915 yılında olmuştur.
9) Ermeni malları konusu ayrı bir dram olup Anadolu’da Sünni eşrafın zenginleşmesi sağlanmıştır.
Saygılar
Siz de klasik doğru kabul edilip sorgulanmayan klişeleri dogma olarak benimsiyorsunuz. İkincisi Jokobin bir söylemle insanları cehaletle suçluyorsunuz. Bence cahil sizsiniz. Devleti kutsal sayma diye bir şey yok. Zaten İttihatçılara sahip çıkan da yok. Osmanlı Devleti ne 16. yy dan itibaren bir Türk devleti bile değildi. Aynen sizin gibi Türkleri aşağılıyordu.
“Ermenisiz Anadolu Projesi” gibi uydurma iddialarınız asıl proje. Sonunda başka projelerin olduğu da aşikar. M. Efe Çaman’ın önceki yazılarını da hesaba katınca projenin ne olduğu belli.
Şu an Tayyibi ve uluslararası konjonktörü fırsat bilip coştunuz. Böylelikle biraz da itibar da devşiriyorsunuz.
Ben tüm dünya farklı bile düşünse, doğru olduğunu düşündüğüm neyse onu savunuyorum. Kimseye yalakalık yapma derdinde değilim. Sözde Türk Düşmanı muhaliflerden itibar görme derdinde de değilim.
1) Ceteci olduklari icin kacaktilar, gönderilemediler, ayrica ceteciler erkekti, ya asker kacagiydilar ya da ayrilikci, her iki durumda da akibetleri ölümdü
2) Sürgün, bir etnisite mühendisliği olup “Ermenisiz Anadolu” projesi degildi sadece, ayni zamanda da Ermenilerin o bölgeleri ele gecirdiginde hayata gecirecekleri “Türksüz Anadolu” projesine tepkiydi, Balkanlarda yasananlarin son vatanda yasanmamasi icin bir ön almaydi, can havliyle saldirmakti
3) Evet herkes kendi evinin önünü temizlemeli ve kendi özelestirisini yaparak ise baslamali. Ama eger dünya bana bu konuda siyasis baski uyguluyorsa ben de onlara sen bu kadar mertsen önce Ruslardan hesap sor, sonra zayif bi ülke olan Türkiyeye ayar ver derim. Ruslarin öldürdügü Cerkes kadin ve kizlarin saclarindan kuslar yillarca yuva yaptilar.
4) O yillarda eger siyasileri ve askeri kadroyu ele alacaksak, kimin ac oldugu kimsenin umrunda degildi, Türkler o yillarda da, hatta 1950 li li yillara kadar büyük acliklar cektiler. Menderes bi Anadolu gezisinde insanlarin halini görünce agladi. Afrikalilarin durumundan farksizdi üstümüz basimiz.
6) O kadar da degil. Ermenilerin mezalim konusunda Ruslardan epey rol calmisligi var.
7) MUhakkak ermeni tarafindan da birileri birilerine bitakim sifahi emirler yollamistir.
8) Kazim Karabekir cocuklugunu oralarda gecirmis, orayla bagi zart diye kopmus biri degil, koca asker, Yemendeki bi mezalimi bile bilir
9) Sünni esrafi zenginlestirmistir ifadesi komplo kokuyor. Ama o kadar fakirlige, baskiya ve insanlarin parti falan nedir bilmemesine ragmen neden bariz biroranda CHPli oldugunu da iyi anlatir bu terkedilmi mallar meselesi.
Velhasil, nasil Osmanliyi, kültürünü, sanatini, mutfagini, zevkini Türkler, Rumlar, Ermeniler birlikte kurmuslarsa, hangi ortak inceliklerle dostluklar kurmuslarsa, ayni kabalikla da birbirlerini yemislerdir. Bu sorunu cözmek de ne tek basina Türke, ne de tek basina Ruma veya Ermeniye düser. Bu sorun birlikte, Biden ve bidon kafalilarin dahli olmadan cözülecektir. Biden ve bidon kafalilar cözmek icin müdahil olmadilar hicbir zaman.
Said Nursi, “Her milletten ziyade yüksek bir haslet, bir manevi kahramanlık Türklerde görüyorum,” derken acaba gördüklerini mi ifade ediyordu, yoksa görmek istediklerini mi? “Ben bakıyorum; kim bana zulmediyor, dikkat ediyordum, onlar katiyen Türk değillerdir. Çünkü, hakiki Türklerde zulmetmek damarı yoktu
2015, Herkes kabul etsin, Bediüzzaman ve Hoca efendi yanildi.
Bal gibi de Türkler zulm ediyor ve hep etti. Standart Ehli Sünnet bir ortadoğu halkì. Bence Hizmet insani bu Irkciligi birakip evrensel değerlere sarilmali. 5 yasindan itibaren öğrenilenleri inkar kolay degil tabi…
Aynen katılıyorum Ali Kerem bey, “yorumcuların bir kısmı büyük bir cehaletle yazıyorlar”. Hatta “cehalet” demekle nazikane ifade etmişsiniz. Buna belki “cehli mürekkeb” hatta “cehli mük’ab” demek de mümkün. Ne olsun, zavallılar, bilmiyorlar. Madem ki tr724 sayfalarından beslenmek gibi sanal da olsa bir arkadaşlığımız var, “medeniye galebe ikna iledir” düsturunca, hakettikleri dilden cevap vermek uygun olur ki siz de ilminizle isteyenleri aydınlatmışsınız. Müsaadenizle ben de katkıda bulunmayı şeref addederim.
Siz cahil arkadaşların cehaletini “devleti kutsal sayma reflekslerine” bağlamışsınız, acizane bendeniz tam tersine -hani “kutsal/mukaddes” gibi dini terminolojiyle ifade etmeyelim ama- önceden “baba” gördükleri devleti ele geçirenlerden gördükleri zulme karşı refleks olarak değerlendiriyorum ama ne gam Efendim; ikisi de hattı vasattan sapma değil mi?
“Biraz dikkatle araştırsanız şunu göreceksiniz” diye hakikat buyurarak başladığınız izahınızı (“”) işareti içinde alma cesareti güsterip ardından yazdıklarınızı anlamayabilecek cahillere karşı birkaç cümle ilave edeceğim.
1) “Osmanlı hükumeti çetecileri değil sivil halkı sürgüne göndermiştir.” Ne kadar haklısınız! Zavallı Ermeni kardeşlerimizin içinde çeteciler zaten hatt-ı zatında, Sayın Prof.Dr. Mehmet Efe Çaman beyin ilmi şahaneleriyle ariz ve amik ifade buyurdukları gibi onbinde birden azdırlar. Bu cahil sürüsü, bölgede bir milyon Ermeni olsa suçlu olanın sayısını yani yaklaşık bir milyonu, on bine bölüp, sadece 100’ün (yüz) altında olduğunu bile anlamıyorlar. Gerçe belki biraz daha fazla olduğunu iddia edenler, “saçmalamayın, 100 kişiyle mi yüzbinlerce insan öldürüldü” diyenler varsa da aslı astarı, hakikati yoktur. Sen koskoca Memalik-i Osman’sın, bu yüz kişi için bütün bir Ermeni halkını sürmek nedir? Düpedüz soykırım. Mahkemeni kur, çetecileri çağır, gelmezlerse celp gönder, adaletli bir şekilde yargıla suçlularsa tehcir et…
2) “Sürgün, bir etnisite mühendisliği olup “Ermenisiz Anadolu” projesidir.” Zaten bu açık. 2,5 milyon yani toplam nüfusun ¼’ü Ermeni iken, bugün yalnız 50 bin ila 70 bin Ermeninin kalması bu projenin başarısıdır. Aslında belki de gerçek Ermeni nüfusu 5 milyondu yani nüfusun yarısı Ermeniydi ama yok edilen onca arşivden sonra kalan bilgi 2,5 milyon şeklindedir. Yani esas olarak önce bu Ermenileri bölgeden sürelim diye bölgeye Ruslar çağrılmış, misafirperver ve iyi yürekli Ermeniler, Ruslara bölgeyi tanıtmak amacıyla turist klavuzluğu yapmışlar, klavuzluk yapıp parayı götüremeyen Türkler, Kürtler, Çerkezler de kıskanıp Ermenilere soykırım uygulamaya başlamışlardır…
3) “Sürgün esnasında Kadınlar ve genç kızlar anlatılması imkansız muamelelere maruz kalmıştır.” Ah bu Türkler, Kürtler, Çerkezler… işleri güçleri abazalık. Buldular güzel Ermeni kızlarını, sarı gelin-marı gelin… Gerçe, esas Ermenilerin daha önceden böyle şeyler yaptıklarını söyleyenler olmuşsa da, ilk maddede yazdığınız gibi belki sadece birkaç kişi. 100 kişinin hepsi de bu ahlaksızlığı yapmış olamaz ya!
Müslümanların “kısas” vs gibi önyargılarla öldürse bile, tecavüz etme ihtimallerinin düşük olduğunu, tecavüz değil, zina edenin cezasının bile belli hallerde ölüm olduğu, karısına-kızına dokunulmasına dair şeyler olmadığı konuşulmuşsa da yalandır.
4) “Birçok Ermeni salgin hastalık ve açlıktan ölmüştür. Sürgünü yapanlar elbette bunu biliyorlardı. Yani Sürgün bir topluluğu yok etmeye yöneliktir.” Ermenilerden kaçının mahalli maksuda eriştiğini ne Sayın Prof.Dr. Mehmet Efe Hocam ne de siz ifade buyurmadınız ki cahil-cühela sürüsü de öğrensin. Gerçe tehcir yerleri olan Suriye’de Şehr-i Zor (Deyr-i Zor), Halep ve Musul’da yaklaşık 450.000-600.000 kişi iskân edildiği ifade elimiş ise de bu da bilkülli yalandır. Ulaşabilenler de belki onbinde birden azdırlar. Geri kalan on binde dokuz bin dokuzyüz doksan dokuzu ya soğuk, açlık, hastalıktan ya da azmış Türk, Kürt, Çerkezler tarafından -af edersiniz- başka şekillerde öldürülmüşlerdir…
5) “Yolculuk esnasında bazı yerlerde Jandarma, bazı yerlerde Kürt ve Çerkez eşkıya, Ermenileri katletmistir.” Hem de büyük bir acımasızlıkla…
6) “Mukatele yani karşılıklı öldürme, doğru olmayıp sonradan uydurulmuş bir kavramdır.” Gerçe bu Arapça bir tabir ve eski Arap şiiirlerinde bile bile geçiyor. Yani buna nasıl bir kılıf bulacağımı inanın bulamadım. Cehaletime verip izah buyurursanız bunu da öğrenirim…
7) “Katliam için Ittihat ve Terakki merkezinden Dr. Bahattin Şakir tarafından çetelere ve jandarmaya şifahi emirler ulaştırılmıştır.” Sadece jandarma değil, çeteler de Dr. Bahattin Şakir’in emrindedir…
8) “Kazım Karabekir Doğu Cephesi’ne 1917 Aralık ayında gelmiştir. Onun gözlemleri sürgünden çok sonra yani Bolşevik İhtilali ile Rusların bölgeyi terk etmesinden sonra Ermeni çetelerinin yaptıklarına dairdir. Halbuki Sürgün 1915 yılında olmuştur.” Karabekir Paşa da sizin buyurduğunuz bazı yorumcu cahiller gibi bir cahildir. Bölgeye üç yıl sonra gitmiş ve onu kandırmışlardır. 1915’de bölgede yaşananları, 1917’de (hem de Aralık ayı) bölgeye gidenler değil, 2017 sonrasında gazete köşelerinde yorumcuların cehaletini yüzlerine vuran aydınlar daha iyi bilirler.
9) “Ermeni malları konusu ayrı bir dram olup Anadolu’da Sünni eşrafın zenginleşmesi sağlanmıştır.” Savaştan önce fakir olan halk savaş sonrasında soykırıma uğrattıkları Ermenilerden geriye kalanlar sayesinde, bölgede ağır sanayi hamlesi başlatmışlardır. Bugün, bölge halkının zenginliği Ermeni sermayesinden kaynaklanmakta olup, onlardan kalan han, hamam, saray, toprak ve fabrikalar sayesindedir.
Hürmetle…
Yorumlara göre pkk isyan ediyor diye tüm kürtleri sürmek yok etmek normal. Cemaatten birileri soru calmis, darbeye Katılmış diye tüm cemaati suç örgütü olarak suçlamak normal.
Efe caman cok guzel yazmış. Kesinlikle katılıyorum. Allah’a inandığını iddia eden yorum yazan cemaat mensuplarına sunu soruyorum:
Diyelim ki 1 milyon ermeni var, 50bin çeteci isyan etti. Geri kalanları sürmek, mallarina el koymak, kiz çocuklarını kaçırmak Islamiyete uygun mdr?
Şuan cemaatten suça bulaşmış 3 5 kişi yüzünden binlerce insanın sknti çekmesinden ne farkı var?
Bir gemide 100 cani 1 masum edebiyatı yapan cemaatciler, 1 cani yüzünden 100 masumun ölüme gönderilip, mallarının yagmalanmasina neden bu doğrudur derler ki?
Allah insana her şeyden önce vicdan versin
İnsaf versin.
Masum Ermenilerin ölüme gönderilip, mallarının yağmalanmsına “doğrudur” diyen bir tek yorum gösterebilir misiniz? Mesele, masum Müslümanların Ermeniler tarafından şehit edilmesini, kadınlarına tecavüz edilmesini, mescitlerinin yakılmasını görmezden gelip,”Müslümanlar durduk yerde Ermenilere soykırım uyguladılar” diyenlerle, “Ermeniler, Müslümanlara zulmettiler; Müslümanlar da zulmettiler” diyenler arasında gidiyor.
Okuduğum yorumlardan öyle bir bunalmış, öyle bir canım sıkılmıştı ki duygularım kelimelere sığmıyordu. Siz ne dediğinizin farkında mısınız efendiler? desem anlarlar mı acaba diye düşündüm. Muhtemelen bu yorumları yapanların çoğu Hizmet Hareketi mensubu ve hepsi de dönemin mağdurları. Ama ne yazık ki bu dönemden zerre bir şey ANLAYAMAMIŞIZ… YAZIK, ÇOK YAZIK. Dediğiniz gibi PKK var diye tüm Kürtleri sürgüne gönderelim, halkı da el altından öldürmeye teşvik edelim(Kendi yaşadığım bölgede görüp deneyimleyenden rivayet edenlerden duyduklarım şeylere binaen söylüyorum.). O zaman derdimiz ne bizim? Demek ki AKP haklı bir davayı güdüyor. Vallahi yazık. Irkçılaşmış milli duygular maalesef insanlık duygusuna galip gelmiş, hem de bu duygulardan en çok soyutlandığını zannettiğim Hizmet Hareketi Gönüllülerinde…
Cemaat organize bir şekilde suça bulaşmışsa, yasadışı bir şekilde hükümeti devirmeye teşebbüs etmişse, bir yasadışı örgüt olarak kabul edilmeleri ve sevenlerin işten atılmaları bence doğal.
Diğer taraftan, Ermeni Tehciri ile Cemaat olayı arasında bir benzerlik yok.
Ermeni Soykırımı konusunda yazdıklarımdan sonra yazılarıma gelen eleştirilerden anladığım kadarıyla, Türk-üstünlükçü, ırkçı Türk nasyonalizmiyle yoğurulmuş Türkiye insanları, “kutsal” devletleri tarafından takibata da uğrasalar, “FETÖ’cü” olarak da damgalansalar, çocukları Meriç’te ve Ege’de de boğulsa, kadınlarına kızlarına gözaltında devletçe taciz de edilse, annelerine bacıları da küfredilse, topluca SOSYAL SOYKIRIMA DA UĞRASALAR, yine de “kutsal” (!) devletlerine tapmaya devam edecekler. 2016’dan bu yana TR724’te yazıyorum. Ve doğruları yazıyorum! Sizlerin taptığı devlete toz kondurmamak, benim derdim değil. Açıkçası, beni ilgilendiren sadece gerçekler ve doğrulardır. Yazılarımı dikkatli okumadan, Ermeni nüfus tahminlerine ilişkin rakamlar ile soykırımda yaşamını yitiren kurbanların farklı kaynaklardaki muhtelif rakamlarını, benim yazılarımda tutarsızlık olarak lanse eden okurlara teessüf ediyorum. Siz nasıl insanlarsınız ki gerçekleri bu kadar çarpıtabiliyorsunuz! İlber Ortaylı ile kıyaslayanlar olmuş. İlber Ortaylı Gülen Cemaati için neler diyor, onları da yazın buraya! Çok iyi bilim insanıysa, demek ki sizler için söyledikleri de doğrudur, öyle mi! Bunu da iddia edebilecek misiniz? Hayatta en önemli şey, vicdan sahibi, izan sahibi, gerçek ahlak sahibi olmaktır. Bakın Müslüman olduğunuzu söylüyorsunuz. Muhtemelen oruç da tutuyorsunuz. Sayıları 2 ila 2.5 milyon arasında tahmin edilen Ermeni nüfusundan geriye 70 ila 50 bin arası bir nüfus kalmış! İnsan olan bu rakamdan utanır da, bu yazılan eleştirileri buraya yazmaz! Bu vicdansızlıkla oruç tutsanız ne olur, tutmasanız ne olur! Yaşadığınız korkunç sosyal soykırımdan sonra bile, o 1915’in kurbanı çocuklardan, kadınlardan ve yaşlılardan bu eleştirilerde olduğu gibi söz edenlere diyeceğim tek şey şudur: sizlerin ruhu için gerçekten üzülüyorum. Kişisel inancım gereği size beddua etmeyeceğim. Başkalarının mağduriyeti ile empati kuramayanlar, kendilerine hak ve hukuk talep edemezler. Etseler de onlara kimse inanmaz. Bu yazılan yorumlar, benim için ciddi bir sorgulama sürecini başlatması bağlamında yararlı oldu.
(Bu yazdıklarım Ermeni Soykırımı’nı meşrulaştırmaya veya sulandırmaya çalışanlaradır. Diğerleri lütfen üzerine alınmasın. Sevgiler ve saygılar.)
Değerli Hocam, yazilarinzdan sade bir insan olarak (tüm düşünce ve fikirlere mensubiyet taassubu gözetilmeksizin bakmak lazım diye düşünüyorum) çok istifade ediyoruz. Sizin geçmişteki ve şimdiki mazlumların (tıpkı Değerli insan Gergerlioglu gibi) Dinine, Diline, rengine ve Irkına bakmadan haklarını savunmanız ve bu fìkri mücadeleyi vermeniz gerçekten çok kıymetli.
O yüzden Kaleminize ve yüreğinize sağlık diyor ve yılmadan devam etmenizi temenni ediyorum!..
Saygılar.
Bence derdiniz bir avuç tr724 yorumcusunun tezlerinizi çöp etmesi…
Yazılarınız takdire şayan. Belki katkısı olursa bir tavsiye:
Yazıda adil olmak ve itirazlara daha az maruz kalmak için Ermeni tarafından yapılan hatalara ilişkin de bilgiler sunmanız. Zannediyorum tüm ermeniler vahşi falan değildi. Yine Talat Paşa misali gözünüze çarpan aşırı Ermeniler’den ve faaliyetlerinden bahsetmek faydalı olabilir.
Pek tabi bu önceki yazdığınız şeyleri değiştirmez. Meşru kılmaz.
Ortaylı hakkinda bence haklisiniz. Elli tane Ortayli kadar kiymetlisiniz benim nazarimda. Selam ederim.
Muhterem Mehmet Efe Caman Hocam.
(Muhterem Ali Kerem ve Sinan Tekin Beyler)
Tebrikler, Saygilar, Hurmetler.
Her daim kaleminiz keskin olsun…
Saglicakla kalin….
İLBER ORTAYLI SİSTEMİN KÖLESİ, VE ERMENİ SOYKIRIMI DA GERÇEKTİR.
Hamidiye alayları sembolik bir isim bence, her nekadar Abdulhamid’in ismi kullanıldıysa da iktidar erki İttihatçıların elindeydi. Osmanlı iktidarı 1889’dan itibaren ittihatçıların eline geçti. Bu tarihten sonra padişahlar bir daha iktidar erkini kullanamadılar, halifelik gibi sembolik bir sıfatla tahtlarında etkisiz ve yetkisiz oturdular hep. Birtakım enrikalarla Ittihatçılara karşı iktidar mücadelesi verdilerse de, başarılı olamadılar. İngilizlerin işgaline olanak sağlamaları dahi böyle bir entrikadır. Dolayısıyla soykırımı yapanlar İttihatçılardır, bir bakıma Cumhuriyettir.
Ne kadar tepki geldiği, birilerini rahatsız edip etmediği, devlet hipnozuna verilen zarar falan umurumda değil. Sormaya, sorgulamaya, gerçekleri yazmaya, tabularınızı yıkmaya, düşünmeye zorlamaya devam. Pes etmiyorum. Hatta çok daha fazla motive oldum! 🙂
Ilk yorumunuzun son cümlesinde pes ettiğiniz hissine kapılmış ve bu yüzden de açıkçası biraz da içimden size kızmıştım. Ama şimdi çok sevindim bu karar ve düşüncenize. Durmak yok yola devam 🙂
Mehmet Hocam, sizi seviyoruz. Düşünceleriniz her ne olursa olsun seviyoruz. Gönlümüzde herkese bir sandalye var. Yazılarınızın çoğunu beğensek bile, bütün görüşlerinize katılmak zorunda da değiliz elbette…
Maşallah.. Yazanlara da fazla kizmayin. Onlar sizi takip eden insanlar. Kaale almayip uzun uzun yazmayabilirlerdi. Size deger verdikleri aşikardir. İyi niyetlerine inanmanızda fayda var.
Sayin Caman, yazdiklarinizin bilimsellik ve adil tutum bakimindan cok eksikleri var. Kiyaslamalariniz demagojik. Öncelikle ister öldürülsün, ister yaralansin, bugün Türkiyede Ermeni nüfus yok denecek kadar az, kültürleri, tarihleri yok edilmis, bununla ilgili olarak devlet ve millet olarak hesap vermemiz gerekiyor ve verelim. Bu gercek bi kenarda dursun. Buna soykirim mi diyelim baska bi sey mi diyelim bu da kenarda dursun. Cünkü bu da önemli aslinda, zira dünya siyasetinin istismari olmus bi konu bu.
Neden Ermenilere yapilanlari inkar edenleri muhatap aliyorsunuz da, ayaklari yere basan karsi görüsleri görmezden geliyorsunuz? Nedir bu 20. yüzyilin basinda bütün dünya masummus da Osmanli her seyi berbat etmis havasi? Nedir bu Türkler zaten tarih sahnesine neden cikti ki modu? Cinnet geciren bi adami bile idam etmiyorlar, hapse atmiyorlar, onu önce bi tedavi ediyorlar. Tarik Toros bunlar benim atalarim degil diyor, katil olduklarina isaret ederek.
Evet onlar bizim atalarimizdi, katil oldular ama katil ruhlu degildiler, insanlari gaz odasina atmadilar. Balkanlardan, Kafkaslardan sürülmüslerdi, buradan da sürüleceklerdi ve ön aldilar, süren onlar oldular ve evet yine de anlayisla karsilamiyorum, katil oldular. Bence sinanmadiginiz günahin masumu sanip da saga sola ayar vermeyi birakin, elinizdeki bilgileri agir hafif bakmadan objektif bi sekilde paylasin ama saga sola insanlik dersi vermeyin, bu cok ayip bi sey.
Dogrulari yaziyorum diyorsunuz, demiyorsunuz dayatiyorsunuz ve Ilber Ortayli üzerinden demagojiye devam ediyorsunuz. Ilber Ortayli cemaati savunmadi diye tarihten anlattigi her seye yüz mü cevirecegiz, Orhan Gencebay saray tarafinda kaldi diye onun gelmis gecmis en büyük Türk müzisyeni oldugunu inkar mi edecegiz. Isi sanat olan, bilim olan, sadece kendi büyük projesinin gerceklesmesine odaklanan büyük kafalar hep böyle yaptilar. Bu sekilde bakarsaniz meseleye Ibni Sinadan da Farabiden, Galileden de vazgecmek zorunda kalirsiniz. Hani ölümden korkup düz diyen Galile.
Sayin Caman, sayilara itiraz eden insanlara elinizdeki kaynaklarla cevap veriniz, siz nasil insanlarsiniz bilimsel bir tavir degil. Sayi meselesinde farkli kaynak ve görüsler ve yine sayi üzerinden canavar Türk olgusunu isleyenler de olduguna göre bu itiraza serinkanlilikla yaklasmali ve ona göre cürütmelisiniz. Yoksa herkes bu konuda samimi olsaniz yüz kisi de öldürülmüs olsa kabahat ayni kabahattir, kimsenin diyecek bi seyi olamaz.
Sayin Caman Türk de insandir, Alman da insandir, Kürt de insandir, hepsinden de cok güzel türküler, mimari eserler cikabilecegi gibi kabalik, hoyratlik, vahsilik hasil olabilir. 1. Dünya Kavgasinda bütün hoyratligi alabildigine Türkün sirtina yükleyerek onu insanlik disina cikarmak irkciliktir.
Hocalidan bahsetsene diyorlar. Hayir ondan bahsetmeyin cok anlamsiz. Hani diyorsunuz ya, Meis Yunanistanin, Türkiyenin artik diyecek hicbi seyi yok, cüssesine de bakmadan otursun oturdugu yerde. Hadi bi kere olsun Karabag Azerbaycanin, Ermenistanin oralarda hic devleti olmadi, otursun oturdugu yerde, yine canilik damari atmasin, yine biti kanlanmasin deyin. Kendi basina geleni baskalarina yapacak kadar alcalmasin deseniz ya. Bunu demediginiz sürece samimiyetiniz sorgulanacak, bosuna debelenip durmayin. Yaptiginiz cok ayip ve su an Avrupada bunu popülist sagcilar yapiyor. Ve ben bunu söylerken Ermenilere yapilanlari mesrulastirmak sulandirmak icin söylemiyorum, basta yazdim, o gercek bi kenarda duruyor. Mesele sizin kendinizi mesrulastirmaniz. Tavriniz, diliniz sizi bilimsellikten cok ötede bi yerlerde birakiyor.
Bi de yani sadece Türkü mercegin altina alinca Bidenin yaptigini, Merkelin yaptigini yapmis olmuyor musunuz. Bu istismarci politik tavir bu zamana kadar Türklerle Ermenileri ne kadar yakinlastirdi. Bu tavir, ayni seyi yiyen, ayni seyi dinleyen, ayni reflekslere kisacasi ayni güzel ve cirkin hasletlere sahip iki halki kutuplastirmamis miydi zaten. O halde farkli bir dil gerekmiyor mu? Ya da asil maksat bu degil mi yoksa!
Bi de yani kendizini neden bu kadar yükseklere cikariyorsunuz. Yorumlari ciddi sorgulayacakmissiniz. Napalim yalvaralim mi, birakma bizi Caman abi diye. Bu nasil bir bilimadami tutumu anlamak gercekten mümkün degil!
Tr7/24 ün Okurlarının büyük çoğunluğunun Cemaat mensupları olduğu düşünüldüğünde bu yazının altındaki bazı yorumlar gerçekten hayret verici geliyor.
Bu toplum kendi öz evlatları olan bu cemaatin mensuplarına bile 2016 sonrası adeta soykırım uygularken, bunu anlamayıp halen benim dedelerim çok iyiydi demek en hafif tabirle aptallıktır. Kimse kusura bakmasın öz evladı olan cemaat mensuplarına bunu yapan, yıllardır birlikte yaşadığı kürtlere, alevilere (Dersim de, Maraşta) bunu yapan insanların o gün ermenileri katletmediklerini söylemek en hafif tabirle saflıktır.
Bu cemaat mensuplarının en büyük problemi Milliyetçiliktir. Ve ne yazıkki bazılarının zihni bir Ülkü ocağı üyesininki kadar hatta daha fazla milliyetçilik/ Irkçılık ile ile yoğrulmuş. Ve zihinlerini temizleyemiyorlar. Sözkonusu kürtler ve ermeniler veya başka bie etnik grup olduğunda bir MHP li refleksiyle hareket ediyorlar.
Değerli arkadaşlar bugün bir çoğumuzun sığınıp övgüyle bahsettiğimiz Almanlar kendi acı geçmişleriyle yüzleştiler ve yüzleşmeye devam ettikleri ve de geçmişte Nazi atalarının yaptıkları haltları nefretle andıkları için hem bu kadar ilerleyebildiler.
Darısı bizim Türk Irkçılarının ve Irkçı hayranlarının başına.
Pes etmeyip motive olduğunuz, eleştirlerinizin dozunu “İnsan olan bu rakamdan utanır da, bu yazılan eleştirileri buraya yazmaz!” seviyesine düşürmenizden belli. Yani sizin dediğiniz gibi kabul etmeyen bizler “insan bile değiliz” öyle mi? İnsan değilsek, neyiz peki? Aynısıyla iade ediyorum…
“Kutsal/mukaddes” nedir bilen insanlara, “sizin kutsalınız devlet” diyecek seviye de nedir? Yaşanan acıları inkar etmeyip “ama soykırım değildi” diyenleri vicdansızlıkla, ahlaksızlıkla, izansızlıkla suçlamak hangi aklın ve bilimselliğin ürünüdür? Kendinizi kimin yerine koyuyorsanız: “soykırım değildi diyenler oruç tutsa ne olur, tutmasa ne olur” demek de nedir?
Rakamları çarpıtmayın, matematik de mi bilmiyorsunuz ki çarpıttığınız rakamlarla bile oynamaya devam edip çeteci Ermenilerin sayısını onbinde birin altında gösteriyorsunuz. 2.5 milyon Ermeni olsaydı bile suçlu 250 kişinin altında mıydı?
“Yazılan yorumlar, benim için ciddi bir sorgulama sürecini başlatması bağlamında yararlı oldu” diyorsunuz. Oysa bu yorumların hepsi size karşı ve insan bile olmayan okurlar tarafından yazılıyor olsa, tr724 sevenlerinin binde birinden daha azı olacaktır.
“İnsan olan, Müslümanlara yapılan zulmü görmezden gelip Ermenilere yapılanlara “soykırım” demez” desek seviyeyi arttırmış mı olacağız?
“Savaş dönemiydi ve savaş şartlarıydı; soykırım değildi, Ermenilerin yaptıklarına, Müslüman halkın çektiklerine verdiği tepkiydi. İnsan olan bunu yazan yorumcular için “işi sulandırmaya ve meşrulaştırmaya çalışanlar” demez.
En zor durumda olabiliriz. Zulme uğramış mağdurlar olabiliriz. Binlerce arkadaşımız içerde ve bizler aranıyor olabiliriz. Bunlar “Milletimize hakaret edemezsiniz. Tarihi çarpıtıp yalan söyleyemezsiniz. Kendi doğru bildiklerinizi gerçek doğru kabul edemezsiniz” dediğimizde bizi nasyonalist yapmaz…
Kesinlikle katılıyorum. Çaman’ın ırkçılık yaptığına dair dünya kadar kanıt var. Şimdi bunları buraya yazmak geliyor içimden. Ancak ne anlamı var? Anlaşılan pek çok kişi zaten görüyor. Çaman’a cevaplar yazarak değerli vaktimizi öldürmeyelim. Kendi mahallesiyle oynaşsın dursun ya.
Yazıklar olsun hala böyle yorumlar yazanlara, hiç mi ders almadınız. Bir milyona yakın insanı yüzlerce kilometre sürgüne göndermek soykırım değil de nedir. Kendi çocuğuna dahi bu gün bunu yapan devlet geçmişte ermenilere karşı çok mu merhametli davrandı. Türk insanı kadar çelişkilerin insanı yok. Çanakkalede düşman ile ekmeğini paylaşmaktan övünen halk aynı zamanda ermenilere yapılanı hoş görüyor. Emin olun bugün dünyada demokrasi olmasa , sosyal medya olmasa hizmet hareketi mensuplarının da başına çok daha fazlası gelecekti. Marasta sivasta masum ınsanları yakanlar ermenilere soykırım yapmamış öyle mi. Bugün dağıtılan patates çuval için birbirini ezen millet emin olun 100 yıl önce aynı değildi. Çok övündüğümüz dedelerinizi çok matah ınsanlar sanmayın
Çok güzel bir yazı çok güzel… Ben de kendimi duygusal bir sakat olarak buldum, yılardır rehabilite olmaya çalışıyorum. Annem duygusal sakat, babam öyle, akrabalarım öyle; ve kimse farkında değil vicdanlarının üzerindeki ipoteklerin.
Haksız yere öldüren suçludur, nokta. Haksız yere tehcir eden suçludur, nokta. Haksız yere mala el koyan suçludur, nokta. Seni öldürdülerse adil yargı olmadan karşılık veremezsin. Bir kaos ortamı hakimse ve yargılama gecikecekse dahi; 2.000.000 kişiyi, yazarken sıfırlarını kontrol etmek zorunda kaldığım bir sayıyı, aynı potaya atamazsın, nokta.
Ama onlar da… diye başlayan cümleler insanlıktan nasipsizliğin, vicdansızlığın sesidir. 2000000 servetin üzerinde tepinmek ve soykırıma bahane bulmak; bu denaati tövbe olmazsa Allah korusun ancak ateş temizler. Tövbe de yüzleşmeyle, maddi helalleşme ile mümkün.
Ben şahsen sn. Çaman’ın bu yazıda güzelce ifade ettiği devlet diskurunu reddediyorum. Sadece tanışıp kaynaşma vesilesi olan ırkımı kutsal görmekten sığınıyorum. Menfaat için hakikate göz kapamayacağım! Öldüren hesap versin! Mala el koyan iade etsin! Özür dilensin! Vicdanına rağmen her olayda devlet diskuruna kapılıp yapışan vicdanını temizlesin! Temizlememekte ısrar edenlerin de hakkından Mabudu Mutlak gelir.
Kimse Ruşen’e tr724’teki kaç yazarın “soykırım yapıldı” naraları attığını ve bazı yorumcuların onları nasıl alkışladığnı söylemesin, o bizim hala tambur çaldığımızı sanıyor… https://kronos34.news/tr/artik-bittiler-diyen-rusen-cakirdan-yeni-yorum-fethullahcilar-toparlaniyor/
Gazeteci Ruşen Çakır: “Geçmiş tarihlerde kongrede ve başkan nezdinde 24 Nisan’ın soykırım olarak tanınmamasında tek belirleyici olmasalar da etkili olmuşlardı. Çünkü AKP ile birlikte çalıştıkları dönemde böyle bir sorunun çıkmasını onlar da istemiyordu. Biden’ın açıklamasından sonraki tavırlarını bilmiyorum ama memnun olsalar da açıkça ifade etmeyeceklerini sanıyorum.”
Türkiye’de aldığm tüm cezalara rağmen, Türkiye’de güzel bir şey olduğunda hükümetin lehine de olsa çok seviniyorum, kötü bir şey olduğunda da çok üzülüyorum.
Ermeni Tehciri konusunda da fikrim öyle. Kimseye yalakalık yapma ya da kendimi yeni bir mahalleye kabul ettirme peşinde değilim. “Şimdi bunu bize yapan 100 yıl önce başkalarına neler yapmıştır” argümanı mantıksal hiçbir kurala uymuyor. Ayrıca genellemeci-ayrımcı ve ırkçı bir yaklaşım. Aynı mantıkla, “Batılılar 100 yüzyıl önce sömürgeciydi şimdi siz o insanların günümüzde farklı olduklarını mı sanıyorsunuz” demek gibi bir şey. Bu mantığın sonucu şu, “bazı Türkler cinayet işledi, sen de Türksün, o halde sen de cinayet işlemişsindir”.
Türk halkı sanıldığının aksine ön yargıları olmayan ve en barışçıl bir halklardan birisidir. Diğer milletlerin aksine tarihle yaşamaz. Tarih bilgisi oldukça kısıtlıdır. Fikirlerini çok hızlı değiştirirler.
Ermeni Soykırımı gibi tezler, Ermenistan’la sınırların açılmasını engelliyor ve Türkiye’de milliyetçiliği tetikliyor. Hrant Dink Türk toplumunu çözmüştü. Derin Devlet yaşamasına izin verse ve onun fikirleri ön plana çıkarılmış olsaydı Ermeni halkıyla barış ortamı sağlanabilirdi, eminim Türk halkı da bu konuyu çoktan kabullenmişti.
Sizin Türk halkına sunduğunuz dayatmacı ve aşağılayıcı reçete esarettir. Herkesin Türk olmaktan utanacağı, Anadolu’da rahatça yaşamayarak kendi dinlerini ve kimliklerini reddedecekleri ya da başka ülkelere kaçmak zorunda kalacakları bir reçete. Ayrıca Türkleri bin yıllık Orta Asya’ya geri püskürtme planlarını hatırlatması itibariyle, yeni savaşlara, etnik çatışmalara ve yeni insani kayıplara yol açacaktır. Geçmişten ders alınamadığı ortada. Türkiye, Irak kadar bile istikrara sahip olamayacaktır (Yeni çatışmanın ideolojik arka planı, öyküneceği destanlar hazırdır. Ergenekondan çıkış).
He yaa Almanlarda yaptığı soykırımı kabullendiği ve geçmişi ile yüzleştiği için bölük pörçük oldular, ne hukuki ne medeni nede ekonomik bir seviye yakalayamadılar ve şu an Avrupanın sefillerini oynuyorlar!…
Yahu arkadaş hem Yazarı ırkçılıkla suçluyorsunuz hem şu an bile faşistliğin daniskasını uygulayan bir Devlete ve millete (sokakta tayyip’i arabasını durdurup efendim bizim apartmanda’da bunlardan var bunların kökünü kazıyın diye ağlamaklı fişleme yapan kadını hatırlayın! demem Oki işte bu milleti kastediyor yazar) toz kondurmuyorsunuz, birde “bende hapis yattım yok mağdurum ama” gibi ayaklara yatıyorsunuz ya valla ne yiyip ne içiyorsunuz siz arkadaş anlamış değililm yaaa!…
Almanlar soykirimi Amerikanin zoruyla kabul ettiler ve yüzlesmis gibi yaptilar. Yüzlesmis gibi yaptilar diyorum cünkü milyonlarca Cingenenin katledilmesiyle ilgili herhangi bir tazminat duydunuz mu? Katliamin o kismi Amerikalilar icin önemli degildi cünkü.
Amerika Almanyaya Avrupadaki uzantisi olarak güzel bir gelecek vaat etti. Almanya bu rolü tabii ki kabul etse de soykirimi kabul ettikten sonra bile yillarca Holokaust konusunda bütün dünyada dislandi, boynu bükük dolandi durdu. Mesruiyet saglamak icin Afganistana falan girdi, cok cabaladi, üstün bir performansla AB´nin motoru oldu ve simdi yine büyük ölcüde dünyada söz sahibi bi ülke.
Hadi o zaman güclü Almanya kendi iradesi ile Herrero soykirimini kabul etsin. Hayir etmiyor. Caldiklari tarihi eserleri geri vermeyi gündeme tasiyarak isin icinden siyrilacaklarini düsünüyorlar.
Insanlari kitleler halinde yok etme fikrini dünyaya dayatanlar su an bizi soykirimla köseye sikistiranlarin torunlari ve henüz kendileri tam olarak kendi dedeleri ile yüzlesmis degiller.
Peki, ama su bu demeden soykirim diyelim, ama hepimiz diyelim, Türk de desin, Rus da desin, Alman da desin, Yunanli da desin. Böyle bir mekanizma var mi? Sen böyle bir mekanizma olmadan , örnegin Cerkeslerin tazminat almasini garanti etmeden, sürekli calkantilar icinde gidip gelen bir ülkeyi soykirim konusunda köseye sikistiriyorsan derdin öldürülen insanlarin hakkini teslim etmek, onurunu haysiyetini iade etmek, hatiralarini yasatmak olamaz, aksine onlari kendi dünya siyasetin icin alet etmis olursun.
Hadi önünü arkasini arastirmadan, bütün arsivleri ortaya dökmeden soykirim diyelim, Almanya gibi boynumuz yillarca bükük olsun, dünyaya yön veren mekanizmalardan yillarca dislanalim, milyarlarca tazminat ödeyelim, badireli bir zamanda Dogu Anadoluya atlayacak semirmis bir Ermenistan kazanalim, Rusya karsisinda daha da zayif düselim, soykirimlarini kabul etmeyenler daha da semirsin, Amerika bütün bunlari atlatabilecegimiz güzel bir rol bicecek mi bize Almayada oldugu gibi?
Düne kadar Ermeni soykirimi denince insanlarin agzini tikiyordunuz, laf ettirmiyordunuz, simdi devlet sizi yönetim mekanizmalarindan atti. Vay efendim bize bunu yapan Ermenilere napmamistir! Günaydin efenim! Ha sunu da söyleyeyim: Sizin gibi devletten atildiklari icin ülkesine küsenler yarin bugün devlete yine girseler soykirimlari da, katliamlari da hemen unutup fabrika ayarlarina dönerler. Sizin derdiniz hak hukuk degil, devletten kovulmanin verdigi ya herro ya merro.
Son olarak: Ermenilere yapilanlarla ilgili sorun Ermenilerle cözülür. Dis ülkeler bize sadece arsivlerini acmakla yükümlü. Türkiye icabinda Azerbaycani dislayarak Ermenistan, Yunanistan, Bulgaristan, Suriye ve Irakla adil bir birlik kurabilir. Bütün bunlar da önce güclü bir devlet olmakla ilgili bi sey. Güclü Türkiye derken, Erdoganin hokus pokusundan bahsetmiyoruz.
Said Nursi, “Her milletten ziyade yüksek bir haslet, bir manevi kahramanlık Türklerde görüyorum,” derken acaba gördüklerini mi ifade ediyordu, yoksa görmek istediklerini mi? “Ben bakıyorum; kim bana zulmediyor, dikkat ediyordum, onlar katiyen Türk değillerdir. Çünkü, hakiki Türklerde zulmetmek damarı yoktu
2015, Herkes kabul etsin, Bediüzzaman ve Hoca efendi yanildi.
Bal gibi de Türkler zulm ediyor ve hep etti. Standart Ehli Sünnet bir ortadoğu halkì. Bence Hizmet insani bu Irkciligi birakip evrensel değerlere sarilmali. 5 yasindan itibaren öğrenilenleri inkar kolay degil tabi… Tayyipe ,Cübbeliye tapanlar olduģu gibi Hoca efendinin her sözüne Bedüzzamanin her kalemine Allah kelamį gibi görenler için üzgünüm. Bunlar içlerindr gizli AKP li. 5 Yil önce TR de olsa Ayasofyanin acilisina gider, 10 yil önce ayni sebeble bu zulüm Baska bir topluluğa yapilsa AKP lilerden cok alkislarlardi ama hizmet içinde bu tip (Askeri okullarda yetisenlerdir diye düsünüyorum ) akli fikri yikanmis insa sayisi cok oldugunu sanmiyorum