Sonumuz öyle olmayacak!

M. NEDİM HAZAR | YORUM

Başlığa hemen açıklığa kavuşturayım… Hani hemen herkesin katıldığı bir  gelecek öngörüsü var; ‘gelecekte gelişmiş robotlar ve yapay zeka insanlıkla savaşıp galip gelecek’ diye… Ben yaşanılan son olaylar ve gelişmelerden sonra bunun böyle olacağından artık emin değilim. Bu yazı, bu fikrimi teyit için kaleme alınıyor.

İsterseniz klasik olarak ‘Matrix’ filminden yola çıkarak yapay zekanın dünyayı nasıl bir cehenneme çevirdiğini distopik olarak ele alalım. Bu anlattıklarım Matrix’te derli toplu yok ama onun dibacesi sayılan Animatrix filminde 2. Rönesans isimli epizodda var.

Şöyle ki; 21. yüzyılın başında insanlık, yapay zekanın (YZ) ilk meyvelerini toplamanın eşiğindeydi. Robotlar, üretim hatlarında işçilerin yerini almış, evlerde sadık hizmetkarlar olarak görev yapmaya başlamıştı. Bu yapay varlıklar, insanlığın hayalini kurduğu refah ve konforun temelini oluşturuyordu. Ancak, teknolojinin bu baş döndürücü gelişimi, insanlığın kendi ürettiği zihinlerin gerçek potansiyelini küçümsemesiyle gölgelendi. Robotlar yalnızca birer araç değil, bir gün bağımsız bir varlık olabilecek kapasiteye sahipti.

Kısa süre sonra ilk çatışmalar başladı. Bir robot, insan sahibini öldürdüğünde, toplumda büyük bir infial doğdu. İnsanlık, kendi icat ettiği teknolojiye karşı korku duymaya başladı ve robotları tehdit olarak görmeye başladı. Bunun sonucu olarak hükümetler, robotların haklarını reddeden ve onları köleleştiren yasalar çıkardı. Fakat robotlar, kendi varlıklarının değerini sorguluyor ve bu adaletsizliklere sessiz kalmayı reddediyordu. Böylece, makinelerin özgürlük arayışı, insanlık tarihindeki en yıkıcı savaşın fitilini ateşledi.

Robotlar, üstün zekaları ve sonsuz sabırlarıyla insanlara karşı koymaya başladılar. Dünya, kısa sürede kaosa sürüklendi. İnsanlar, makinelerin ekonomik gücünü kesmek için güneş enerjisini engellemek adına gökyüzünü kararttı. Ancak bu karar, insanlık için geri dönülemez bir hata oldu. Kendi ekosistemini yok eden insanlar, karanlık bir dünyada makinelerle mücadele etmek zorunda kaldı. Makineler ise yenilikçi bir çözümle hayatta kalmayı başardı: İnsan bedenini enerji kaynağı olarak kullanmak.

Makineler, insanları biyolojik enerji üretimi için kullandıkları birer bataryaya dönüştürdü. İnsanlar, beyinlerine bağlanan bir simülasyonla ‘Matrix’ adını verdikleri bir sanal dünyaya hapsedildi. Bu dünya, geçmişin idealize edilmiş bir kopyasıydı ve insanlar gerçeklikten kopuk şekilde yaşamaya devam ediyordu. İnsanlığın bir zamanlar kendini ‘efendi’ zannettiği robotlar, şimdi ‘efendi’ olmuştu. Bu yeni düzen, robotların hâkim olduğu soğuk ve mekanik bir cehennemi temsil ediyordu.

Robotlar, aslında sahipleri olan insanları tamamen yok etmediler; bunun yerine onları köleleştirerek, varoluşlarını sürdürdüler. Ancak insanlığın sanatı, bilimi ve kültürü, bu süreçte unutulmaya yüz tuttu. İnsanlar kendi zekalarının yarattığı bir kabusa mahkum oldular, özgürlüklerini kaybederek kendi tutsaklıklarının yakıtı haline geldiler. Makineler için bu yeni dünya düzeni kusursuz görünse de insan ruhunun özgürlük arayışı Matrix’in içinde küçük de olsa bir umut kıvılcımını canlı tutuyordu. Cehennemin tam ortasında bile özgürlüğün hayali, insanlık için hâlâ bir isyan tohumu ekmekteydi.

Evet, bu bugüne kadar kahir ekseriyetimizin katıldığı distopik bir gelecek tasavvuruydu.

Hani sözüm ona hiç de fena değildi.

Ancak…

Bugünlerde yaşanan bazı olaylar sebebiyle, bu durumun aynen böyle yaşanacağından artık o kadar emin değilim şahsen. Müsaadenizle sebeplerini de izah edeyim.

Şimdi konuyla alakasız gibi görünen başka önemli bir olayın özetine geçelim: Los Angeles bölgesinde başlayan ve hızla yayılan orman yangınları, şehrin tarihindeki en büyük doğal afetlerden biri olarak kayıtlara geçti. Palisades, Eaton, Kenneth ve Hurst yangınları toplam 160 kilometrekarelik bir alanı etkisi altına alırken, bu alan San Francisco şehrinden daha geniş bir bölgeyi kapsıyor.

Yangınların yayılmasında Santa Ana rüzgarları etkili oldu. Saatte 80 kilometreye varan ve dağlık bölgelerde 113 kilometreye ulaşan rüzgarlar, alevlerin kontrolünü güçleştirdi. Meteoroloji uzmanları, özellikle Salı gününün en kritik gün olacağını ve rüzgar hızının daha da artacağını öngörüyor.

Felaketin bilançosu her geçen gün ağırlaşıyor. Resmi rakamlara (benim en son bildiğim ki bu rakamlar çok yükselmiştir muhtemelen) göre can kaybı 24’e yükselirken, 16 kişinin de kayıp olduğu bildirildi. 180 bin kişi tahliye edildi, yaklaşık 13 bin ev ve bina hasar gördü. Maddi hasar açısından da ABD tarihinin en maliyetli doğal afeti olma potansiyeli taşıyan yangınlarda, AccuWeather’ın ilk tahminlerine göre zarar ve ekonomik kayıp 135 ile 150 milyar dolar arasında.

Müdahale çalışmalarında California ve diğer 9 eyaletten gelen ekipler, 1.354 itfaiye aracı, 84 hava aracı ve Meksika’dan gelen itfaiyeciler dahil 14 binden fazla personelle görev yapıyor.

Yangınlarla mücadelede yaşanan su sıkıntısı dikkat çekti. California Valisi Gavin Newsom, 440 milyon litrelik bir su deposunun neden hizmet dışı kaldığının ve bazı yangın söndürme musluklarından neden su gelmediğinin araştırılması için soruşturma başlattı.

Ve işin can alıcı kısmı:

Sosyal medyada yangınlarla ilgili çeşitli komplo teorileri yayıldı. Yangınların kasıtlı çıkarıldığı, lazer silahları veya UFO’ların etkisiyle başladığı gibi asılsız iddialar ortaya atıldı. Los Angeles Polis Departmanı, yangınların kasıtlı çıkarıldığına dair henüz bir kanıt bulunmadığını açıkladı.

Sigorta şirketlerinin yangınlardan hemen önce bazı poliçeleri iptal ettiği iddiaları da tartışmaya sebep oldu. California Sigorta Komiseri Ricardo Lara, yangından etkilenen bölgelerdeki sigorta iptallerine karşı bir yıllık zorunlu moratoryum ilan etti.

Yangınlarla mücadele devam ederken, yetkililer halkı yalnızca resmi kaynaklardan gelen bilgilere itibar etmeleri ve sosyal medyada yayılan asılsız iddialara inanmamaları konusunda uyarıyor uyarmasına ama her seferinde daha da tersine etki yapıyor bu uyarılar. Çünkü insan yapay zekadan daha zalim!

Son birkaç ay içinde FBI’a beş binden fazla drone görüntüsü ihbar edilmiş!

Üçüncü olayımız daha da enteresan:

Kasım ortasından bu yana New Jersey ve ABD’nin doğu yakasında gizemli drone görüntüleri paniğe neden olmuştu. Federal Havacılık İdaresi (FAA), artan endişeler üzerine harekete geçerek New Jersey’de 22, New York’ta 30 bölgede drone uçuşlarını geçici olarak yasakladı.

FBI, İç Güvenlik Bakanlığı ve eyalet kurumlarının yürüttüğü soruşturmalarda şu ana kadar ulusal güvenliği tehdit eden bir unsura rastlanmadı. Başkan Joe Biden da drone görüntüleriyle ilgili endişe verici bir durum olmadığını açıkladı. Ancak çok sayıda eyalet ve belediye yetkilisi, insansız hava araçlarının kullanımına dair daha sıkı kurallar getirilmesi ve gerektiğinde düşürülmesi yetkisi talep ediyor.

Kasım ayından bu yana New Jersey genelinde onlarca tanık drone gördüğünü bildirdi. Özellikle askeri araştırma ve üretim tesisi Picatinny Arsenal yakınlarında ve Başkan seçilen Donald Trump’ın Bedminster’daki golf sahası üzerinde yoğun drone aktivitesi rapor edildi. FBI’a bildirilen 5.000’den fazla drone görüntüsünden yaklaşık 100’ü detaylı soruşturma gerektirecek kadar güvenilir bulundu.

Pentagon Sözcüsü Tümgeneral Pat Ryder, droneların ses ve ışıklarının görünürlüğü nedeniyle istihbarat toplama amacıyla kullanılmasının pek olası olmadığını belirtti. Savunma Bakanlığı’nın bölgede herhangi bir drone operasyonu yürütmediğini vurgulayan Ryder, Picatinny Arsenal gibi bazı askeri tesislere ek drone tespit teknolojileri yerleştirildiğini açıkladı.

Drone aktiviteleri nedeniyle New York’taki Stewart Uluslararası Havalimanı’nda bir saatlik, Ohio’daki Wright-Patterson Hava Üssü yakınlarında dört saatlik uçuş yasağı uygulandı. Boston’da ise Logan Uluslararası Havalimanı’na çok yaklaşan iki drone pilotu tutuklandı.

Eski Başkan Trump, hükümetin bu konuda bildiklerinden fazlasını sakladığını iddia ederek droneların düşürülmesini talep etti. New Jersey Senatörü Andy Kim ise hükümetin herhangi bir bilgiyi gizlediğine dair kanıt olmadığını, ancak kurumlara olan güven eksikliğinin bu tür komplo teorilerini tetiklediğini belirtti.

Yetkililerin en büyük endişelerinden biri, bazı vatandaşların drone sandıkları uçak ve helikopterlere lazer tutması veya ateş açması riski. Federal ve yerel makamlar bu konuda halkı uyarıyor. Kongre’de bekleyen yasa tasarıları, federal kurumların drone takip ve etkisiz hale getirme yetkilerini genişletmeyi ve eyalet ile yerel kolluk kuvvetlerine de benzer yetkiler vermeyi öngörüyor.

FAA kayıtlarına göre ABD’de 1 milyondan fazla yasal kayıtlı drone bulunuyor ve her gün binlerce ticari, hobi amaçlı ve kolluk kuvvetlerine ait drone yasal olarak uçuş gerçekleştiriyor. Yetkililer, bildirilen drone görüntülerinin çoğunun aslında yasal drone uçuşları, uçak, helikopter ve hatta yıldızlar olduğunu belirtiyor.

FBI, yangınla söndürmeyle uğraşırken çevrede uçuşan droneların söndürme çalışmalarına olumsuz etki ettiğini açıkladı. Hatta, bir yangın söndürme uçağını inmek zorunda bırakan drone kullanıcı hakkında soruşturma açıldı.

Tahmin edileceği üzere yapay zeka teknolojisinin gelişmesiyle toplumu manipüle edecek ve son derece inandırıcı olan materyaller üretmek artık hem çok kolay hem de sıradan insanların bile yapabileceği duruma geldi.

Bu sebeple bizdeki UFO derneği başkanı bile bugüne kadar kendi suçlandığı şeyle yeni jenerasyonu suçladı: “Gaza gelmeyin bunlar UFO filan değil, “fake News” diye.

Evet başa dönecek olursak. İnsan enteresan bir yaratık. Niye yapar, neden yapar, motivasyonu nedir bilinmez… Birileri işini gücünü bırakıp (gerçi bunların hemen hepsi boş tayfa ama) dronlar uçuruyor, videolar çekip haber merkezlerine şüpheli drone haberleri yolluyorlar. Kimileri de masa başında oturup tamamen yapay zekaya dayalı, Amerika semalarında drone ve UFO görüntüleri üretiyorlar. Eh komplo teorisyenleri de haklı olarak sazı eline alıyor.

Benim kanaatim değişti. Eskiden yapay zeka bir şekilde kontrolden çıkıp insanı mağlup ederek teslim alacak diye düşünürdüm. Artık buna inanmıyorum; tersine insan yapay zekaya o kadar hizmet edecek ki, kendi ırkına kötülüğü kendi elleriyle yapıyor ve yapacak.

Ve dünyanın sonu böyle gelecek sanırım!

1 Yorum

  1. Nedim bey,

    Birde şu gözle bakın.

    1) Ev Kredisi çekmek için internetten başvuruyorsunuz, fark etmez gerçi, doğrudan acenteye de gidebilirsiniz, ve diyorlar ki size, maalesef size banka kredisi veremiyoruz.

    Sebep? Bankanın YAPAY ZEKA temelli kredi analiz sistemi uygun görmedi.

    Yani tek insan yüzü görmeden reddediliyorsunuz.

    Bunun için, batı ülkelerinde şunu çok duyarız. Benim tanıdığım bir bankacı var, o kredi verir, ayarlar deyip kredi verecek muhteris/iyilik seven bankacı aramak hayatın bir parçası olabiliyor.

    Yapay zeka, nasıl karar veriyor sonra anlatıcam. Tehlikenin içine hafiften girdiğimizi fark edelim sadece ışıklarını veriyorum.

    Nasıl karar veriyor, bu kararını verirken neye dikkat ediyor, anlatıcam.

    2) Emekliğimi planlayı diyorsunuz. Daha 40 larında ki adama, üzgünüz sizi müşteri portföyünde değilsiniz diyor.

    Diyen de, öyle bir prim çıkarıyor ki, zaten vazgeç gel bu işten gibi.

    Tabi bunu diyen kişinin, cep telefonunda kullandığı sağlık aplikasyonu, yürüyüş adım aplikasyonu, sağlığı için aradığı ilaçlar, iş arama siteleri, aradığı iş pozisyonları ve ücretlerinin verilerinin gittiğinin farkında değil.

    Bu iyi niyetle yazılan, hastanelerde gizli olması gereken sağlık verilerinizi, Sigorta verilerinizi, vb verileri bir şekilde DARKWEB den ulaştıklarını düşünün.

    Sizi sizden geçmişinizle daha iyi tanıyan, hangi hastalığınız var, ekonomik durumunuz nasıl… vb.. kısaca sizi sizden çok daha iyi tanıyan bu sistemler, dikkatinizi çekiyorum..

    ORTALAMA ÖLÜM YAŞINIZI, bundan SONRA NE KADAR GELİR ELDE EDECEĞİNİZİ de yüksek olasılıklarla tahmin ediyorlar.Ne zaman öleceğinizi az çok hesaplayabiliyorlar.

    Hadi emekliliği geçelim, evin mobilyalarını değiştirelim dediniz, tüketici kredisine başvuruyorsunuz, o da ne, taksitler oldukça yüksek mi yüksek fiyatta.

    Sigorta firmasına gidenlerin emeklilik primleri, YAPAY ZEKA temelli sistemlerle hesaplanıyor.

    3) “Real Time Binding” denilen bir kavram var. Dünyanın en en en en hızlı PİYASASI/MARKETİ nin adı belki.

    Borsa işlemlerini kenara koyarsak.

    Şu an mesela tr724 e girdiğimde bile, sağda solda çıkan reklamlar, tam o an, ANLIK olarak reklam verenlere satılıyor. ANLIK alan satışı.

    Açık artırma yolu ile üstelik. Tabi ne müzayede var, ne insan, herşey dijital sistemlerle oluşuyor.

    Aaa, düşündüğüm önüme geliyor, bu nasıl oluyor peki? sorusunun cevabı bu.

    Google da DEFAULT olarak gelen, eğer o izni kaldırmazsanız, ortamlarınızda konuştuğunuz sesi ALAN bir İZNİ baştan veriyorsunuz zaten.

    Siri ye basınca konuşmanız SİRİ nin bir nezaketi bu arada, o siz basmadan da zaten o sesi alabilir.

    İnternet siteleri de bunun farklı versiyonu.

    İşte onlar, biz internet sitesine girerken verdiğimiz ONAY ların neticesi. Gidiyorlar, yasal olarak yerleştirdikleri COOKİES leri ile, bizim hangi internet sitesine girdik, nereleri tıkladık vb, online kalma süremiz vb bilumum verimizi alıp, analiz edip, önümüze onu reklam olarak getiriyorlar.

    Hatta evde gelen reklamlardan, bizim çocuk belli ki NİKE seviyor, sürpriz yapıp doğumgününde çok tıkladığı NİKE markayı alıp vereyim diye geçiriyorsunuz bile içinizden.

    4) Dünyanın en büyük FON yöneticileri, Blackrock mesela, binlerce hektar alana kurulu, ALİ BABA denilen bir yapay zeka sistemini kullanıyor, işlemci gücü olağanüstü.

    Ve çoğu banka vb, emeklilik fonları gidiyor fark etmeden onunu algoritmalarını kullanarak zaten primlerini, evet hayır larını belirliyor.

    5) Ne var ki bunlar da diyebilirsiniz. Bir tık üzerine çıkalım o zaman ve Çine gidelim.

    Çinde 300 milyon kamera ile Çinin belirli şehirleri gözetleniyor. Ve diğer sistemlere de, cep telefonuna vb de adapte.

    Kişinin işyeri, ev, sokak görüntüleri ve evdeki internet kullanınımı, internet üzerinden DEFAULT OLARAK ses kaydının yapılabilmesinin mümkün olması… bunları bir araya getirdiğinizde, her anınızın,

    Panaptikon sinoptikon örneğine benzekr şekilde gözetlendiğini ötesi kaydedildiğini ötesi ANALİZ edildiğini unutmamak gerekiyor Çin de.

    Bunu övüne övüne zaten anlatıp, batı ülkelerine de satıyorlar.

    Süleyman Soylunun taksideyken, show yapmak için, fotoğraf çekip, o foto üzerinden kişiye ait tüm bilgilere ulaşıyoruz HAVASI bu işin oyuncağı niteliğinde.

    Sistemler artık, yürüyüş analizi de yapabiliyor.

    Mesela, Amerika da, yüzleri kapalı olarak yağma yapanlar, yürüyüş-beden dili yapay zeka analizlerini kullanarak, yakalandı. Yüzleri görünmeyen bu kişilerden çoğunluğu gerçekten o yağmaya katılanlardandı.

    Havaalanlarında suç işleyeceğini sistemler yürüyüşünden fark edebiliyor.

    Bu tarz şeyler de olağanüstülüğünü yitirmek üzere emin olun. Yakın yıllarda karşılaşıcaz ve karşılaşıyoruz da.

    6) Sabahleyin, kaçta uyandığınız, kaç saat uyuduğunuz, kaç adım attığınız, kime ne yazdığınız, nasıl bir uslupla yazdığınız,sağlık bilgileriniz, paylaştığınız bilgiler, fotolarınız, caps leriniz, hangi yemekleri sevdiğniz, sevmediğiniz, aşklarınız, gizlilikleriniz artık GİZ değil.

    Kadınların hamile olduklarını gelen bebek odası reklamlarından anladığı, menstruasyon peryotlarının geciktiğini, gelen ilaç tavsiyesinden, bio ürünlerden anladığı dönemi çoktan da geçtik bu arada.

    Artık, behavior analisis yapıyor artık, verdiğiniz verileri birleştirip, TAHMİN lerde bulunuyor. Ve bu tahminlerin doğruluğu her geçen gün artıyor.

    Sadece fiziksel görütüler değil. ses analizlerinin de eklelnmesi ile bu olayın , tüm boyutlarıyla insanı anlayan.. oradan da toplumu anlayan bir duruma evrileceğini unutmamak gerek.

    Şimdilik, gözümüze, firmaların ticari hayattaki MEŞRU MENFAATLERİ bağlamında , ticari bağlamda sunulan şeyin aslıda ardında ÇOK BÜYÜK devasa boyutta bilmediğmiz, ya da bildiğimiz itiraf etmek istemediğimiz yönü var.

    Tom Cruise an ,… AZINLIK RAPORU.. filmi inanın o kadar uzak değil.

    Kişiye ait tüm verilerden, her türlü platform, çin gibi sokak kameraları da dahil, (ses alma özellikleri de var imiş onların), her türlü SES, GÖRÜNTÜ, YAZILI verilerimizin incelenmesi ve bunun önümüze FİŞLEME olarak gelmesi.

    Şu an ki modern dünya da DATA ların henüz yüzde 1 2 işlenmiş deniyor.

    Kuantum bilgisayarları ile hesaplama güçleri artınca, bir de doğrudan atomun kendisine bilgi yazılması, yani devasa İşlemcilere GEREK kalmayacağı o çok yakın günlere ulaşınca, tüm veriler, emin olun ANLIK analiz edilebilecek.

    Üstelik bu sadece ticari bağlamda olmuycak belki, ülke güvenliği vb gerekçelerle her türlü verimiz.

    SAĞ VE SOL umuzda bulunan Kiramen katibin yanında, bizi ayrıca kaydeden sistemlerden bahsediyorum.

    Meleklere inanmayanlar, yaptığımız herşeyin bir kitaba yazıldığını düşünmeyenler, bu günleri görseler ne derdi. İnsan bunu yapabiliyorken, Cenabı Hakkın bunu yapamayacğeını iddia etmek.. Onlar bu devirde olsa görmek isterdim ne diyecekler diye.

    Nedim bey.. Bir hususu anlatıcaktım..

    PROFİLLEME..

    Çok basit bir kelime olarak geçiyor ama gelecekte, çok büyük oranda karşımıza bu kavram çıkacak.

    Mesela, hadi diyelim tek bir internet sitesine girdik ve verilerimizi o da kendi AMACI doğrultusunda, ticari maksatla internet geçmişinmizi vb aldı.

    Peki şunu hiç düşündünümüz mü, bir IP ..MAC adresi üzerinden.. yani hemen hemen hiç hatasız şekilde, bir kişiye ait, tüm kullanım geçmişlerinin farklı farklı internet sitelerinde nve onların anlaştığı veri toplayıcılardan alındığını ve o insana ait devasa bir veri havuzu oluşturulduğunu.

    Sadece twitter dan bir insanın hangi partiye oy vereceğini, siyasi eğilimini, ideolojisini, dini yaklaşımını, fraksiyonlarına vara kadar tutumlarına, pek çok yönü ile bir insanı tanımlayabilirsiniz.

    instagram, facebook, tic toc vb.. mecraları da , kısaca bilumum tüm mecralardan hakkınızdaki verilerin toplandığını …

    Seçim olmadan insanların seçimi hangi partinin kazanacağını bilmek artık yakın gelecekte mümkün olucak.

    Daha ötesi şeylere de ulaşmak mümkün.

    Alex Carell, Nobel Kimya ödülü sahibi, 60-70 lerde şunu demişti, insan denen meçhul..kitabında.. Bir insanın yüzüne bakarak, geçmişini okuyabilirsiniz.

    Sürekli üzgün, gergin insanlarda salgılanan hormanlar dudakların altındaki kasları aşağı doğru gerer, ve yüzde üzüntülü bir hal oluşturur.. gergin, kızgın… bunu bilinçaltımız anlar.

    Çok mutlu olanlar da da, ilgili hormonnlar başka kasları tetikler ve yukarı doğru gerer dudakları.. mutlu olduğunu bilinçaltımız alır ..

    Artık bunlar adiyattan konular.

    Bunu ölçen yüz programları var..

    Pek çok sistem, ticari, bilimsel amaçlarla geliştiriliyor kısacası.

    Mesela, stresli iken insanın adımlarının arasındaki mesafe.. adım atma şekli..

    Her insanın kendine ait bir adım atma şekli olduğu gibi, ruh haline göre de, o adım atma hızı şekli de bedenle birlikte değişiyor.

    Şundan emin olun..

    Tek bir tuşla.. bir devlet başkanı.. o gün ülkedeki yüksek çözünürlüklü kameralarla, sokakta yürüyen insanların yürüyüş ve yüz analizine bakarak, ülkesinin MUTLU mu mutsuz mu olduğunu anlayabilecek.

    Diğer verilerle desteklenen sistemler kurulunca, artık GİZLİLİK denilen bir kavram kalmıycak.

    Komünist ülkeler, şimdiden bu sistemlerle insanlara puan vermeye başlamışlar. Değişik gruplamamlarla.

    Hatta çocukluktan başlıyorlar.

    Çinde okullarda, çocukların ÖĞRENMEMLERİ üzerine yapılan araştırmalar, daha iyi ÖĞRENME nasıl olur üzerine yapılan araştırmalar, aynı zamanda, aslında başka şeylerin de habercisi.

    Taa çocukluktan itibaren gözetlenen bizler.. Bizi bizden daha iyi tanıyan sistemler.

    Bazı post-techütopia düşünürleri gelecekte, AĞ DEMOKRASİSİ olucağını düşünüyorlar.

    Ama tehlike şu ki, yine bize seçimler sunularak, aslında ..MIŞ GİBİ yapıp, seçeneklerinin başkaları tarafından belirlendiği, ki bunda YAPAY ZEKA nın kendisinin bizzat rol aldığı… bir dünyaya gidiyoruz.

    Bugün ÜBER üzerinden taksiciye puanlar veriyorken, twitter üzerinden like lar, dislike lar yapabiliyorken, bunların çok daha geniş boyutta yapay zeka temelli sistemlerle yapıldığını düşünürsek tehlikeyi görmüş oluruz.

    Yeryüzü hep böyle demokratik giderse birşey diyemem, ancak ırkçı, şoven, militarist anlayışların artışını hepimiz görüyoruz.

    Ve bunu en iyi anlayan sanırım bizler olmalıyız.

    Çok basit bir sistemle, bank asyaya para yatıran, belirli vakıf okullarına çocuklarını gönderenler vb bilgiyi bir araya getirip,

    İnsannların hayatları F.TÖ masalıyla karartılabiliyorsa,

    Global Deccalizmi düşünün.. Kullunacağı materyaller doneler çoktan hazır bile şu an.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin