SALİH HOŞOĞLU | YORUM
Bir haftadan beri Hizmet Hareketi ve Fethullah Gülen üzerinde yoğun tartışmalar yaşadık. Tabir yerindeyse herkes eteğindeki taşları döktü, çeşitli yorumlar yapıldı. Türkiye’de her konuda uzman nice bilge(!) kişiler televizyonlarda yorumlar serdettiler. Analizler yaptılar, kendilerince kamuoyunu bir güzel aydınlattılar!
Benim açımdan iki husus öne çıkıyor, üzerinde konuşulmayı hak ediyor. Birincisi “Fethullah Gülen öldü!” yahut “Fethullah Gülen Türkiye’ye kaçırıldı!” iddiası ve bunun üzerinden yürüyen tartışma. İkincisi de 15 Temmuz’la ilgili Gülen’in yeğeninin iddialarının içeriği.
İkincisini burada uzun uzadıya bahse konu etmeyeceğim, çok geniş bir konu ve benim piyasada dolaşan bilgilerden öte bir bildiğim yok. Mevcut bilgilerle yeterince yorum yapıldı. Sadece bazı iddiaları çok naif bulduğumu söylemeliyim. Gülen’in yeğeninin iddia ettiği gibi, “Cemaatten bu işe karışanları iade edelim, mesele hallolsun!” yaklaşımı tam bir dünyadan habersizlik örneği.
Bir defa Hizmete yapılan tenkil ve soykırımla 15 Temmuz’un bir ilgisi yok. 15 Temmuz zaten bu zulümleri insanlara kabul ettirmek için kurgulanmış bir hadise. Bunun delilleri de yüzbinlerce. Daha 2012’lerde başlayan fişlemeler, 15 Temmuz’dan iki yıl önce başlayan tutuklamalar, komplolar, söylemler, kayyımlar, tutuklamalar vs…
Rejimin ‘adalet’ gibi bir derdi mi var!
Daha bunları görmüyorsanız/göremiyorsanız bu tarz çocukça laflar edebilirsiniz yahut başka hesaplarınız vardır. Sanki iktidarın adalete ulaşmak ve gerçek suçluları cezalandırmak gibi bir derdi varmış da bu işe Cemaat’ten katılan varsa onları vererek problemi çözecekmiş. Adamlar kendi kumpaslarını mı ortaya çıkaracaklar?
Pek hayalperestçe ve vakıadan habersiz bir yaklaşımdır. Geçiyorum.
Esas anlayamadığım şey, birilerinin Fethullah Gülen ölünce niye çok mutlu olacakları! Oysa biraz gerçekçi baksalar onlar için Gülen’in hayatta olması yahut ölmesi bir şeyi değiştirmeyecek. Fethullah Gülen Hocaefendi de her fani gibi ölümlüdür. Kimse bu cebri kanunların dışına çıkacak değil. Ama Hocaefendi vaazları ile, sohbetleri ile, yazdıkları ile ve çizdiği ufukla kıyamete kadar bütün insanlığı etkilemeye devam edecek.
Türkiye’de eserlerinin yasaklanmış olması da bunu değiştirmiyor. Hatta onun adını bile yasaklayanlar fikirlerinin ve eserlerinin birçoğunu sahiplenmeye çalışıyorlar. Onun açtığı yoldan ulaşılan nimetleri tepe tepe kullanıyorlar, daha önce haritada yerini bilmedikleri ve Hizmet sayesinde ulaştıkları nice ülkelerden menfaat devşiriyorlar. Kısaca o ölümlü ama davası devam ediyor.
Kronik rahatsızlıkları olduğunu herkes biliyor
Şu anda onu sevenler sağlık sorunları nedenleriyle zaten inzivada olduğunu biliyorlar(dı). Belki bu konular kamuoyu önünde konuşulmadığı için birileri, “Hocaları ölürse bunlar da dağılır!” zehabına kapılmıştır, kim bilir?
Doğrusu Cemaati Fethullah Gülen’e çok derin bir bağlılık hissediyor ama bu Hizmet’in bir şahıs hizmeti değil bir prensipler hizmeti olduğunu da biliyorlar. Bu ayrımı yapacak donanımda ve birikimde bir topluluk var karşımızda. Hizmet Gönüllüleri iyi inanmış müminler olmanın yanında realist insanlar, realiteleri kabul edip ona göre tavır almayı kendilerine düstur edinmişler.
Dünyanın dört bir yanındaki bu gönüllüler bugüne kadar ortaya konan prensipler ışığında kendi yollarına devam ediyorlar. Bu hususta geçmişten gelen büyük bir müktesebat var, Cemaat bu birikimle yolunu bulup gidiyor. “Hocaefendi öldü!” iddiaları karşısında panikleyen ve ‘Acaba öyle mi!’ diye tereddüde düşen kimseyi görmedim. Hatta ‘Acaba sağlığı nasıl?’ diye teyit ettirmeye çalışanlar da sadece Hizmet’le arasına mesafe koyma iddiasındaki bazı dostlarımızdı.
Hizmet, geleceğe hazır
Şimdiki yaygın söylemle ifade edecek olursak Hizmet gönüllüleri artık Fethullah Gülen sonrasına hazır durumdalar. Bu son stres testi belki herkese bunu göstermiş oldu. Hizmet Hareketi’nin günlük rutini zaten kendi mecrasında akıyor. Bu açıdan bakarsak son iddialardan sonra gazeteciler gidip kendisi ile görüşmeseydi de pek bir şey değişmeyecekti.
Böylesine kamuoyuna mal olmuş bir zatın sağlığı ile ilgili daha sık bilgilendirme yapılabilir mi, yapılmalı mı? Belki güvenlik mülahazaları ile bu konuda ketum davranılıyordur, doğrusu bilmiyorum; ancak bundan şikayete hakkı olanlar Hocaefendi’nin düşmanları değil sevenleri olabilir. Onlar da bu konuda anlayışlı davranıyorlar.
Sonuç olarak böyle bir konuda farklı görüşler olması normaldir, kamuoyuna mal olmuş olsa bile özel hayata da saygı duymamız gerekiyor. Fethullah Gülen’in güvendiği ve etrafında tuttuğu insanların ona en iyi şekilde hizmet edeceğinden şüphe edemeyiz. Hizmet Gönüllüleri bütün bu realiteleri anlıyor ve hakikat-i hale muvafık olarak işlerine devam ediyorlar.
Çok doğru tespitler gerçekten. HH güçlenerek devam ediyor. Bunun çok açık kanıtları da var. Zift oyununu yaparak ve siyasileri gıdıklayarak çok önemli irtifa kaydediyoruz. Dünya zaten ellerini açmış bizi bekliyor. Zarflarla ufku açılan değerli büyüklerimizin dediği gibi “her yerde büyük bir inkişaf var”. Türkçe olimpiyatları bile büyük bir aşk, şevk ve katılımla devam ediyor.
Gerçekten güzel günler bizi bekliyor. Hele birkaç bilgisayar oyunu daha yaparsak bu hizmeti kim tutar!
Allah razı olsun. Bu ufukla HH çok büyük atılımlar yapacaktır.
Sağolun Salih Hocam. Siz de bu konuda çok büyük öncülük yaptınız. Eksik olmayın. Selam ve hürmetler
İblis karakterli siyonist evladı bir Süfyanın; 15 Temmuz zulmü, mazlumları ” Söz verdik, Allah’a! geriye dönmeyeceğiz. Dönersek kalleşiz” ahdi peymanımızı nasıl değiştirmediyse! Rabbim sağlık afiyet ve ömürler versin. Hoca Efendimizin çok arzuladığı, Rabbisine vuslatı da, ahdi peymanımızı değiştirmeyecektir. Biiznillah. Gafiller bilmiyor ki; değişen sadece onların iblis emelli heva ve heveslerinin tadacağı ebedi azap yurdu olacaktır.