Kızılay’da skandallar birbirini izliyor. Kızılay’ın sadece Ahbap’a değil, bir çok kurum ve kuruluşa çadır sattığı ortaya çıktı. Ticarethaneye dönüştürülen kurum, vatandaşların gönderdiği ikinci el eşyaları bile satmış!
Kızılay’ın, depremin 3. gününde elinde bulunan çadırları sokakta kalan depremzedelere göndermesi gerekirken, Ahbap’a sattığını ortaya çıkaran Cumhuriyet’ten Murat Ağırel, yine çok konuşulacak bir habere imza attı.
Murat Ağırel’in bugünkü haberi şöyle:
Cumhuriyet’te Kızılay’ın AHBAP’a çadır satışını yazdım. İnsanlar canı ile uğraşırken sırf bugünler için yardım ettiğimiz kurum “Ticaret yapmamıştır” diye düşündüm. Ancak doğruymuş. Kızılay, yurttaş çadır beklerken tüccarlıkla meşgulmüş.
Özetle, Kızılay stoklarında 40 bin çadır vardı. Sağdan soldan 14 bin daha geldi. Toplam 54 bin çadırı AFAD’a verdiler. Ancak üretim tesisinden de AHBAP’a 46 milyon TL’lik çadır sattılar. Haluk Levent, FOX TV’de Kızılay’dan konserve barbunya ve fasulye aldıklarını da açıkladı.
Yanlış duymadınız. Zaten yazımın içinde bu bilgiyi de vermiştim. Doğrulanmış oldu. Ayrıca Kızılay, elindeki stokları ve gönderilecek yardımları cemaat, tarikat vakıf ve derneklerine kullandırmış. Bu yardım kuruluşları tüm ihtiyacı Kızılay’dan ve AFAD’dan alıp duyarlı halktan da “Yardım yapıyoruz” diyerek para topluyor.
TEB’E TANESİ 160 BİN TL’DEN VERİLDİ
Burada asıl mesele Kızılay. Kızılay başkanı yaptığı açıklamada “AHBAP almasaydı AFAD’a verecektik çadırları” dedi. Peki sadece AHBAP’a mı çadır satmışlar? Hayır. En zor zamanımızda soğukta tir tir titreyip çadır ararken Kızılay elindeki çadırları “maliyetine” başka kurum ve şirketlere de satmış!
TEB, yani Türk Eczacılar Birliği depremin ilk günü bölgede konuşlanmaya çalıştı. Konteyner, çadır aradı. Bulamadı. Kızılay’a sordu. Kızılay, “Bizde çadır var” dedi ve pazarlık başladı. Ne yazık ki TEB, 5 adet 76 metrekare çadırı 800 bin TL bedel ile satın aldı. Bakın, bölgede yardıma muhtaç insanlara ücretsiz ilaç dağıtacak olan kamu kuruluşu tanesi 160 bin TL’ye Kızılay’dan çadır alıyor.
MİCHELİN, ARÇELİK VE OPET’E DE ÇADIR SATILMIŞ
Sadece bu kurumlar mı? Mesela Fransız Michelin lastik firması yardım için çadır almış tanesi 19 bin TL’den, OPET de tanesi 19 bin TL’den almış. Arçelik 100 adet çadır almış 2 milyon 242 bin TL ödemiş. Sadece çadır mı? Hayır efendim. Kızılay başka ne satmış? Hani gönderdiğimiz ikinci el eşyalar var ya. İşte onları da satmış!
HESAP VERECEKSİNİZ!
Kızılay’ın 2021 faaliyet raporuna göre 2019 yılında 1 milyon 2020 yılında 759 bin ikinci el eşya satmış! Yönetim kurulu üyeliği ile birlikte 98 bin TL maaş alan genel müdür ve 76 bin TL maaş alan genel müdür yardımcılarının yönettiği Kızılay!
Çok yazık, çok…
Yani AHBAP ya da başka bir yardım kuruluşu yana yakıla çadır aramasa veyahut bu paraları vermese demek ki Kızılay elindeki çadırları satmak için bekletecekti. Gidip kendi gözlerimle gördüğüm ağzı yüzü kanayarak öksüren çocukları umursamayıp çadır göndermeyecekti. Sadece Kızılay değil, dahası var. Hesap vereceksiniz derken şaka yapmıyordum.
“Bize iftira atıyorlar. Bunlar sandıkta cevabını alacak” dediğinde, avuçları patlarcasına alkışlayıp, sandıkta “yürü be reisimiz” deyip destekledi bu millet. İnsanlar hapislerde çürür, nehirlerde boğulurken “bunlara layık” demediler mi? Zor durumda kalıp, sağda solda iş arayan kadınlara “..ospuluk yap” diyecek kadar aşağıların aşağısına düşmedi mi? Suriye’yi karıştırıp oradaki örgütlere adam ve silah sağlarken, kaçıp gelen Suriyeli mültecileri hem devasa kiralarla boğup, hem de karın tokluğuna çalıştırmadı mı? Bu insanlar bari çocuklarımızı kurtaralım deyip denize açılıp ta boğulunca, televizyon başında çekirdek çitleyerek izlemedi mi? Bu kadar aşağıya düştükten sonra, insan sertçe sarsılmadan kendine gelmez. Hikmetinden sual olunmaz ama nasıl ki bir çocuğun doğumu sancılarla oluyorsa, bir toplumun da kendine gelmesi için sancıların yaşanması normaldir. Bu noktada Kızılay’ın yaptığına şaşırmıyoruz. Bunlar kendi elimizle isteyip getirdiğimiz durumdur. Ayrıca hala insanlarla konuşunca “iftira ediliyor, onların amacı hükümeti devirmek, hain teröristler” diyor. Dolayısıyla bir sorun olduğu yok diye anlıyorum. Alan razı, veren razı ise, üçüncüye ağzını kapatıp sessizce oturmak düşer. İsterse o da çekirdeğini alıp izleyebilir bu ilginç durumu