Sizin Allah’ınız Şeytan mı?

YORUM | AHMET KURUCAN

“Cenab-ı Allah biliyor. Milletimize hiç ihanet etmedik. Üzerimize ne kadar gelirlerse gelsinler hiç ihanet etmedik. Kim ne derse desin. Onun için sadece bizim yaptıklarımıza bakmayın. Biz kendimiz yapmıyoruz. Biz inanıyoruz ki bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır, bize yaptıran Allah’tır.”

Bu sözler İçişleri bakanı Süleyman Soylu’nun iki gün önce Bursa AKP il başkanları toplantısında söylediği cümleler. Dini istismarda el yükseltme diye nitelendirdiğim bu sözlere iki günden beri yazılı ve görsel boyutlarıyla sosyal medya mecralarında çok güzel cevaplar verildi, yorumlar yapıldı. Bunlar arasında Said Sefa’nın söyledikleri şâyân-ı dikkatti. O hızlı konuşma üslubu içinde iktidar ve yaptıklarını özetleyip “Size bunları Allah mı yaptırıyor?” sorusu ile bitirdiği cümlelerini aktarayım.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

Şöyle diyor Said Sefa: “Kokain satıcılığını size Allah mı yaptırıyor? Uyuşturucu satıcılığını size Allah mı yaptırıyor? İstanbul’u ve Türkiye’yi uyuşturucu merkezi haline getirmeyi size Allah mı yaptırıyor? Hırsızlığı, yolsuzluğu, talanı size Allah mı yaptırıyor? Bir gecede milyarlarca dolar milletin parasını çalmayı size Allah mı yaptırıyor? Ekonomik değerlerle oynayıp milleti ekmek kuyruğunda bekler hale getirmeyi size Allah mı yaptırıyor? Yüzbinlerce insanı evinden barkından etmeyi size Allah mı yaptırıyor? Milyonlarca insanı politik gerekçelerle hapishanelere atmayı, süründürülmeleri, yurt dışına gitmeye mahkum etmeleri, Meriç ve diğer yerlerde boğulmalarına vesile olmayı size Allah mı yaptırıyor? Kürt illerine tankla tüfekle girmeyi ve yerle bir etmeyi size Allah mı yaptırıyor? Ötekileştirmeyi kutuplaştırmayı size Allah mı yaptırıyor? Sizden olmayan bütün insanları terörist görmeyi size Allah mı yaptırıyor? Kanserli küçük çocukların tedavi olmalarını engellemeyi, pasaportlarını iptal etmeyi yurt dışına çıkmaları ve ölüp kalmalarını size Allah mı yaptırıyor? Kanserli çocukların anne babalarını görmemeyi size Allah mı yaptırıyor? Kanserli kadınların eş hasretleri ile olup gitmesini size Allah mı yaptırıyor? Hapishane son kerteye gelmiş, ölmeye yakın insanların, kendi kendilerine tek başına bakamaz olan insanların hapishaneler de çürümelerini ve ölümü beklemelerini size Allah mı yaptırıyor? Yüzbinlerce insanı fişletmeyi size Allah mı yaptırıyor? Kendi haklarını savunan öğrencilerin başlarına atamış olduğunuz rektöre isyan ediyor diye gece yarısı evlerini basmayı ve onları evlerinden almayı size Allah mı yaptırıyor? Kurmuş olduğunu o kumpasa düşen sadece ve sadece emirlere riayet etmiş olduğu için sokağa çıkan ve ne olduğunu bilmeyen askeri öğrencilere müebbet hapis cezası verip hapishanede süründürtmeyi size Allah mı yaptırıyor? Hapishaneye atmış olduğunuz insanlara kadın, genç, ihtiyar demeden işkence etmeyi size Allah mı yaptırıyor? Kurduğunuz şirketlerle devleti soyup soğana çevirmeyi size Allah mı yaptırıyor.”

Said Sefa sözlerini şöyle bağlıyor: “Evet, bunları size sizin inandığınız Allah yaptırıyor. Çünkü siz şeytanı ilahlaştırmışsınız. Sizin ilahınız şeytan olmuş.”

Ben bu değerlendirmeye bir ilavede bulunmak istiyorum. Süleyman Soylu nasıl bu cümleleri ile “Allah’ın vasıflarını üzerinde taşıyan lider, O’na dokunmak ibadettir” ve benzeri sözlerin üzerine çıktı ve el yükselti ise, ben de Said Sefanın bu sözlerine el yükselterek katkıda bulunmak istiyorum ve diyorum ki: eğer dediğiniz gibi bu yaptıklarınızı size Allah yaptırıyorsa ben o Allah’a inanmıyorum. Zira ben biliyorum ki onları size Allah yaptırmıyor, aksine nefsiniz, iradeniz, ihtiyarınız yaptırıyor. Yani siz bile isteye yapıyorsunuz. Ama illa birileri yaptırıyor diyeceksek Said Sefa’ya katılıyorum; onu size şeytan yaptırıyor ama siz ona Allah diye tapıyorsunuz. 

Nereden nereye Allah’ım! 8 yıl önce Hilmi Yavuz “çalıyorlar ama çalışıyorlar” ekseninde sorulan bir soruya “Böyle bir şeyin İslami hiçbir bağlamda meşrulaştırılması mümkün değil. Slogan bir şekilde söylemek gerekirse “adamlar haram yiyor, helal olsun” demeye gelir. Bunun İslami herhangi bir temeli olabilir mi? Adam haram yiyor ama başka iyi şeyler yapıyor diye haram yemesine göz yummamız gerekiyor. Bu mudur Müslümanlık?” diyerek cevap veriyor ve ardından: “Ben de diyorum ki “Ak Parti Müslümansa ben Müslüman değilim kardeşim.” diyordu.

Ben ise bugün onların inandığı Allah’a inanmıyorum diyebiliyorum. Ah ki ne ah!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

19 YORUMLAR

  1. Nemrud, Firavun, Karun, Hitler, Stalin ve tarihteki tüm zalimler, Allah izin vermese elbette parmaklarını kıpırdatamazlardı. Allah izin vermesinin razı olduğu anlamına gelmediğini, bir imtihan olduğunu anlatmaya ilmim de, mecalim de, haddim de yok. Allah izin vermese, evrende sinek kadar yeri olmayan bu dünyada, zalimlere bir damla su bile nasip olmazdı. Sonuçta kader hepsinin üstünü bir şekilde toprak, şu veya lav ile örtü. Bazıları ibret olarak çürümeden kaldı.
    Ben de diyorum ki, kader izin verirse sizi, adaletsiz düzeninizi ve zihniyetinizin üzerini toprakla örtüp kürekle düzelttikten sonra kalanlar ile yola devam edeceğim.
    Tıpkı Ümmet hocanın cemaatinden yaşlı amcanın dediği gibi. Eğer kader izin verirse…

  2. Degerli hocam.

    Allah ismi celili ozel isim olma hasebiyle ben o Allah’a (hasa) inanmiyorum ifadesini biraz baska sekilde ifade mi edilse. Ilah, tanri.. vesayri

    • Allah ismi neden özel isim olsun? Sonuçta Allah tanrı kavramının Arapça karşılığı değil mi? Eğer Hz. Peygamber Arap topluluğu içinde değil de Türkler arasında gelse “Tanrı”, İngilizler arasında gelse “God”, Almanlar arasında gelse “Gott” denmeyecek miydi?

      • Allah özel isimdir. Tanrı kelimesinin Arapça karşılığı ilahtır. O yüzden de Kelime-i tevhid “La ilahe ilallah”tır. Yani “Allah’tan başka ilah yoktur”. Eğer Allah özel isim olmasaydı ve sadece Tanrı kelimesinin Arapça’daki hali olsaydı, o zaman o kelime-i tevhid’de kendini gereksiz bir tekrarlama ve “totoloji” dediğimiz bir hata olacaktı. Din İngilizlere gelseydi isim yine Allah olur muydu bilemeyiz ve bence bu soru spekülasyona çok açık olduğundan, cevaplanması çok da mühim değil.

    • Şahsiyeti tedavi edilmesi gereken Diyanet mensupları.
      ŞAHSİYETİN KAVRAM KARGAŞASINA UĞRAMIŞ HALİ VE TEDAVİSİ.
      Fikir, karmaşık olanı şaşırtıcı bir sadeliğe dönüştüren sentezdir.
      “Oruç” İnsanın Fabrika Ayarları
      https://t.co/JmKbv8X8TE

  3. Aynı Allah’a inanmadığımızı yaymalıyız! Onların şeytanın meşrebinden olduklarını aktarmalıyız çünkü insanlar, bunlara bakıp ironiden değil gerçekten Allah’dan, dinden soğuyor. Allah bizi bu hale getirecek işlerle sınamasın…🙏🙏🙏

  4. Kimbilir belkide bilinçli ve kasdii olarak yapıyorlar, tüm milleti Allah’tan koparmak için yapıyorlar ve toplumu kendi fasık ve müşrik düzenlerine (ilah yerine koydukları devlete) uymaya, yani kayıtsız-şartsız itaat etmeye, hasılı herzaman kolayca Allah’la aldatılabilen bir toplum haline gelmesi için yapıyorlar ki belli bir kesim maalesef şu an öyle!…

  5. Adamlar ülkeyi dini bir cemaati yönetme mantığı ile yönetmeye kalkıyor. Bu söylediklerini bir cemaatin önde geleni imiş gibi söylüyor. Cemaatlerde işleri Allah´ın yaptıdığı söylenebilir ve buna inanılabilir. Sonuçta dini bir cemaatsinizdir. Buna ya inanırsınız, ya da inanmayan çekip gider. Ama bunlar tüm ülkeye cemaat muamelesi yapıyor.
    Bunları söylerken cesareti büyük ölçüde tabanının sessizliğinden, itiraz edememesinden, ne verirlerse yemesinden alıyor. Bu böyle olduğu için böyle konuşuyor. Bu böyle olduğu için bugün kara dediğine yarın ak, ak dediğine kara diyebiliyor rahatlıkla. Kabul etmek gerekir ki, Türkiye´de bu tür şeylere açık, özelikle dini alanda manipülasyona açık genişçe bir taban var.
    İyi hatırlarım, Türkiye´de 1974 Kıbrıs çıkarması ile ilgili konuşulurken ak sakallı, yeşil sarıklı evliyaların Türk savaş uçaklarının kabininde belirdiği ve pilotlara “Evladım, bombayı şuraya bırak, evladım bombayı şu nokta üzerinde sal” diye söylediği anlatılırdı. Yani o savaş bir nevi “kutsal savaştı” ve evliyaların, onlar üzerinden Allah´ın yardımı ile kazanılmıştı.
    Yine Türkiye´de geldiğim ilçe ve köylerinde zihinsel engellilere bir nevi Allah dostu gözüyle bakıldığını ve bunların bugün burada, yarın başka bir köyde, Hac mevsiminde Mekke´de filan görüldüğünün anlatıldığını ve buna inanıldığını hatırlarım.
    Kısaca demek istediğim, adamlar tüm Türkiye´yi cemaat yönetir gibi yönetmeye kalkıyor ve cesareti bu tavrı kabul edecek bir tabanın olmasından ve bu tabanın kendi aklını kullanamamasından ve ne verirsen yemesinden alıyor.
    Şimdi soru şu: Bu tabanla ve bu kültürle demokrasi nasıl olacak? Demokrasi biraz da insanın yanılabileceğine ve kontrol mekanizlamalarının kurulması gerekliliğine dayanır. Bu kültür ise, “Allah´a inanan insan yamuk yapmaz, güvenin, itaat edin, sorgulamak saygısızlıktır ve inanç zayıflığıdır” kabullerine dayanıyor.

  6. Kamil bey, kanaatim şu.

    Şu anki mevcut Türk milleti çıkarcıdır, Allahtan kopmaz. Ölünce Cennete gitmenin hesaplarını yapar. Ve yine, şu anki mevcut Türk milleti çıkarcıdır, kopmadığı Allaha pek de yaklaşmaz. Büyük hayırlarda bulunmaya, garibana yardıma pek yanaşmaz. Sadakayla ilişkisi Cuma namazı sonrası “Hocanın didiği yer” diyen yaşlı amcanın önünde açılı seccadeye 5 lira atmaktır bir kısmının ameli. Büyüklüğünü, küçüklüğünü, samimiyetini ölçemem ben, ama tespitimden de vazgeçmem.

    Türk milleti tuhaftır. Sünnet olan Teravih namazını kaçırmaz, farz olan vakit namazına da yaklaşmaz. Türk milletinin dini konulara yaklaşımı kültüreldir de daha çok, o nedenle kılmadığı vakit namazlarına karşı, Cuma namazını kaçırmayışı. Cumaya gitmeyeni gavur ilan eder, kendini ben öylemiyim ki ya der, az inancını samimice yaşayan, hassa davranana da , “fazla derine dalma Haa, kafayı bozarsın” der.

    Türk milleti herşeyi bilen bir cahil topluluktur. Bunlara okumuşları da genel olarak dahildir. Okumuşları, dini küçümseyip, ilkel görürken, Anadolu insanını, bir kısmı, bilim derken, aslında yıkılsın bu din modunda yaklaşır. Türk milletinin elinden Din çekmiştir. Zalimi sevmesi, zulmü alkışlaması ise zaten başlı başına bir konu. Hocaefendi, Üstad gibi insanlar sanki bile bile kutsamışlar Necip diyerek. Onların hatırına, yönlendirmesine ve belki gaza getirmesine, şartlandırmasına karşın biz Neciplik vasfını yüklüyoruz. Dünyayı gezip görenler, bizim milletimize pek iyi not verdiği de söylenemez.

    O en çok sevindiğimiz misafirperverliğimiz bir Avrupalıya Amerikalıyadır örneğin. Suriyeliye hayvan, böcek muamelesi yaparız. Sempatik durmaya çalıştığı Batılının yanında konuşmaya çalıştığı Tarzanca İngilizcesiyle yakınlaşmaya çalışırken batılıya, biraz samimi olsa ona telefon numarasını verir, samimi olsa evine yemeğe çağırıda, daha yanıbaşındaki Suriyeli mülteci kardeşlerine tu kaka yapar, adam yerine koyar, hatta ezmeye çalışır, böbürlenerek ona tepeden bakar. Türk milleti bir doğu toplumudur. Parası olana, gücü olana, sosyo-ekonomik olarak karşısında düşük gördüğü kimseye öykünür, özenir de, öz kardeşine karşı burnundan kıl aldırmaz.

    Türk milletini daha da ilginç kılan, tu kaka yaptığı Batının insanıyla karşılaşması anındadır. Tu kaka yapan kendi değilmiş gibi, ağzı kulaklarına varır. Hemen çaylar ısmarlamaya çalışır, onu yapar bunu yapar. Bunu da misafirperverlik diye satar.

    Kısaca, şu anki Türk milleti anlaşılmazdır, şu gerçekki övgüye asla layık değildir. Necipliği kalmamış, mazinin kredisiyle yaşayan , atisini de mahvetmiş bir durumdadır.

    Türk milletinden kastım bu topraklarda yaşayanlardır, elbette buna ilaveten bu satırları yazan haritanın tam ortasında, elini koyduğunda bulabileceğin en orta yerde yaşamış, kırk soyu Türk olan biridir. Yani, bir ırk eleştirisi değildir. İçinden çıktığı topluluğu analizdir bu. Çıktığı kabuğu beğenmiyor diyenlere de sözüm yok. Yeter ki bu yazdıklarımı inkar etmesinler.

    • Evet Ahmet bey, şu anki türk milleti gerçekten acayip bir muamma neresinden bakarsan bak çözmesi çok zor bi muamma, hani derler ya doluya koysam olmuyo boşa koysam dolmuyo!..

  7. Hizmet uslubuna uygun dusmeyen bir baslik olmus. Lafz-i Celal’e kili kirk yararcasina hurmet edilmeli. Cok temek bir espri. Ahmet bey fazla frengi okuyor olmali.

    Nedir bu bogazimiza kadar siyasete batiklikligimiz. Hocaefendisinden bas mollalara nedir yahu bu akp elestirisi akp mesguliyeti. Zamaninda biz kendi halimizdeyken siz bunlarla is tuttunuz. Kapali kapilar ardinda al gulum ver gulum. Sonra da yandi gulum keten helva. 2010dan beri safi sohbet-i cananlari ozledik yahu. Herkul’de siyaset Zaman’da siyaset. Peki nerde mentalite-yi Hizmet. Buyugumuz de dahil bunlari terkedin bunlar zaman kaybi enerji kaybi dilimizde tuy bitti ama anlatamiyoruz. Gulum hizmeti kusa cevirdiniz

  8. Wow! Bu sefer, eli gercekten cok yukseltmissiniz…

    Sizi tevbe istigfara davet ediyorum.

    Herseyden once, “Allah” ism-i celili, bu kainati ve icindeki herbir canli ve cansizi an be an yaratmakta olan, ve bizim, O’nun (C.C.) sonsuz isimlerinden sadece 99’undan haberdar oldugumuz Zat-i Zulcelal’in ozel ismidir.

    Hicbir sart, zaman ve zeminde, O’nun (C.C.) mahluku olan seytana ithaf edilemez. Said Sefa’nin bu konudaki cehaletine arka ciktiginiz, ve dahi el yukselttiginiz icin, utanc duymalisiniz.

    Diger taraftan, Said Sefa’nin sordugu, yanlis cevapladigi, ve sizin de “Ben ise bugun onlarin inandigi Allah’a inanmiyorum“ diyerek altina imza attiginiz sorulara gelince…

    O sorularin hepsinin cevabi, “Evet”.

    Butun o zikrettigi fiilleri, onlarin elinde Allah (azze ve celle) yaratiyor. Yani, ilm-i ilahide olan hadiseler/fiiller, yine O’nun iradesine binaen, ve O’nun kudret eliyle varlik sahnesine cikiyor.

    Fakat onlar, bu fiillerin zahiri faili olma yonunde niyet ve talepte bulunduklari icin, Allah (azze ve celle) bu zahiren kotu gorunen fiilleri, onlarin elinde/uzerinde yaratiyor.

    Tipki, Allah’in yarattigi seytanlik rolune, Iblisin talip olup, o rolu ustlenmesi gibi.

    Hal boyleyken, onlar islemis olduklari gunahlarla “gunahkar” olurken; “ben bugun onlarin inandigi Allah’a inanmiyorum” diyen sizin ne olma riskiyle karsi karsiya oldugunuzu dikkatlice dusunmelisiniz.

    Neticede, Allah’a inanip inanmamak size kalmis.

    Fakat sizi dinleyen ve yazdiklarinizi akil, din, iman suzgecinden gecirmeden benimsemeye meyilli okurlarinizin da imanini kaybetmesine vesile olabilirsiniz bu gidisle.

    • “Biz talep ediyoruz, Allah yapıyor” demek ile “Allah yaptırıyor” demek arasında fark var. “Allah yaptırıyor” dediğiniz zaman “yapan biziz ama yönlendiren Allah” demiş olursunuz. O zaman ortaya çıkan neticede sizin iradenizin bir etkisi olmadığını beyan etmiş olursunuz. Yapılan bir yanlış varsa onu da Allah yaptırdı demiş olursunuz. Dolayısıyla yaptıkları bütün o kötülükler için “Allah yaptırdı” demek doğru değil. Tersine onlar talep etti, Allah yarattı.

      • Aynen oyle… Kul “birseyin” olmasini istiyor/talep ediyor da Allah ona gore yaratiyor degil. Allah “birseyin” olmasini takdir etmis, kul da o seyin olmasini istedigi ve dahi o seyin gerceklesmesine vesile olmaya niyet ve olmayi talep ettigi”nde” (ki buna kulun cuz’i iradesini kullanmasi seklinde bakabilirsiniz), Allah, takdir ettigi o seyin gerceklesmesinde, o kulunu perde/vesile eder.

        Burada kulun sorumlulugu, o isin gerceklesmesinden degil, gerceklesmesine vesile olmaya niyet ve talebinden kaynaklanir.

        Musahhas ornek vermek gerekirse: Katil maktulune oldurmek niyetiyle ates ettiginde, oldurmeye niyet ve oldurmeyi talep ettigi icin katildir ve sorumludur. Ates ettigi kisinin herhangi bir sebeple olmemis olmasi onun sorumlulugunu azaltmaz.

        “O zaman ortaya çıkan neticede sizin iradenizin bir etkisi olmadığını beyan etmiş olursunuz.” – Evet, ortaya cikan neticede iradenizin bir etkisi yoktur.

        “Yapılan bir yanlış varsa onu da Allah yaptırdı demiş olursunuz.” – Oncelikle neye gore yanlis, kime gore yanlis? Bu onermenizin altinda, “Allah, insanlarin zorluk cekmesine musaade etmez. Cocuklarin, anasiz babasiz kalmasini istemez. Insanlarin, aclik yokluk cekmesini murad etmez. Masum insanlarin iskence gormesini kabul etmez” ve benzerleri gibi varsayimlar var.

        Bu varsayimlarin herbiri, temelde insan hayatinin bu dunya ile sinirli kaldigi inancina dayalidir, ve o yuzden Allah zulmediyormus gibi gorunur oyle bakan goze ve akla.

        Hakikatte ise, Allah (azze ve celle), her icraatini, adalet, hikmet, rahmet ve inayetle yaratir.

        Adaletiyle, bu dunyada zorluk ceken “iman sahiplerini”, ahirette mukafatlandirir, kolaylik verir.

        Hikmetiyle, kulun cektigi zorlugu, o kulun vakif oldugu ya da olmadigi baska bir hayra vesile eder.

        Rahmet ve inayetiyle, kula acir; ve karsilasilan zorlugun, cok daha fazla olmamasi icin normalde hicbir sebep yokken, ve dahi kulun bu konuda yapabilecegi hicbirsey yokken, o zorlugu, olmasi muhtemel olandan daha daha az zor yaratir.

  9. Âlim geçinenler, zırcahilleşirse!

    Allah cc, bildiğimiz, bilmediğimiz namütenahi kainatları sonsuz ilmiyle kuşatan, kudret elinde tesbih taneleri gibi çeviren, Zât’ıyla bilinmesi mümkün olmayan, şuunatı, sıfat, isim ve fiiliyatında hiçbir şeriki (ilah) olmayan, Vacib-ül Vücuddur! ‘Allah’ lafz-ı celili, kendisine isim, sıfat veya fiiliyatından birine veya birkaçına denk tutulan ‘ilah’ manasında kullanılamaz! O yüzden ‘Lâ ilahe, illAllah’ kelime-i tevhiddir! Yani, Allah var, ilah yok!

    Haşa! Ne demek, senin’…..’ ına inanmıyorum! Bre Zındık! Milleti de kâfir edeceksin! ‘Bir topluluğa olan kininiz, sizi âdaletten(doğruluktan) ayırmasın!’ Ne oluyoruz ya! Said Sefa bile ‘ilahınıza inanmıyorum’ demişken, bir fıkıhçı olarak siz bu kadar mı cahilsiniz? Muhyiddin-i Arabi ‘sizin taptığınız, ayağımın altında’ dediği için şehid edilmişti; ama o ‘sizin Allah’ınız…’ dememişti. Böyle bir hatayı cahil halk dese de küfürdür, adamı dinden çıkarır! Bir söz var ya ‘imam şey ederse, cemaat şey edermiş’. Eskide kalmış! Şimdi ‘imam’ geçinenler o cemaatin yaptığını yaparsa cemaat ne yapar? Ortalığı foseptik çukuruna dönüştürdünüz! Dil şehveti, halklara şirin gözükeyim filan derken, laf attığınız şeytanın uşağı oluyorsunuz farkında değilsiniz!

    Allah cc, bizleri başımızda gözüken, içimizde olan ahmakların üzerinden göndereceği şerlerden muhafaza buyursun! Vesselam!

  10. Allah ozel isim degil mi ,
    4 yil ilahiyat okuyan bile bunu nasil yapabilir ?
    Asagidakiler daha uygun degil mi , iman , Akide , Kur’an ayetleri acisindan ?
    “Sizin ilahiniza inanmiyorum “
    “Sizin ilahiniz seytan mi ? “
    “Nemrud, Firavun Rab lik ,ilahlik seytan ilahlik Iddia etti , Onlar bile Allah lik iddia etMEdiler Kur’an a gore “ oyle degil mi ?

  11. Allah isminin özel isim olmasi her zaman önemli olmayabilir. Bazen insan Allah derken ilahi kastemis olabilir. Misal biz Alman Hiristiyanlarla konusurken Allahtan bahsediyorsak “Gott” diyebiliyoruz. Yine “Allah diyen ama derken Müslümanlarin Allahini kastetmeyen Hiristiyan Araplar, Gagavuzlar var. Yine bizim Rumlarimizin önemli bir kismi da kendi ilahindan bahsederken Allah dermis.

    Mesele bence su:
    Süleyman Soylu sanirim satanist degil. Büyük ihtimalle Müslüman ve yine büyük ihtimalle seytanin hilelerine kanmis bir Müslüman. Kendi icinde egosunu tatmin etmek icin dinini kullaniyor olabilir. Bunu yaparken zerre pismanlik duymayabilecegi gibi her aksam yaptigi günahlardan dolayi hüngür hüngür agliyor da olabilir veya tehdit ediliyor da olabilir, köşeye sıkıştırılmış da olabilir. Bilemiyorum artık, onunla bol bol irtibatta olan abilerimiz bizi bu konuda daha iyi aydınlatabilirler.
    Abilerin bu adamı en azından Müslümanları kollayan bir Müslüman olarak görmesini bir doğru olarak baz aldığımda, yazarın Allahı ile Soylunun Allahı bir oluyor. Aralarındaki tek fark yazarın İslamın seçilmiş bir cemaatinin önde gelen bir ismi olması, Soylunun ise artık sebebi her neyse İslamın ruhuna aykırı işler yapmış olması.
    Bu durumda senin inandığın Allaha inanmıyorum demek, aklınca büyük laf etmekten başka hiçbir şey değil. Bir yazara yakışmayan ifadeler bunlar.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin