YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Pandeminin pek çoğumuzun iş yapış şeklini değiştirdiği muhakkak. Uzaktan çalışma imkânı olan her sektör büyük ölçüde evlere çekildi. Yargı sistemleri de ister istemez bundan etkilendi. Türkiye’nin tam kapanma kararı aldığı bugünlerde, duruşmalar 17 Mayıs tarihine kadar ertelendi mesela.
Geçen yıl pandeminin ilk dalgasıyla birlikte pek çok ülkede yargılamalar online platformlar aracılığıyla yapılmaya başlandı. Hatta Singapur’da bir mahkeme Zoom üzerinden idam kararı bile verdi. Geçen yıl benim de tanık olduğum bir ticari dava, hakimler, avukatlar, taraflar ve tanıkları dünyanın 5 farklı kıtasında olduğu halde başarıyla tamamlandı.
Türkiye’de de 2013 yılından bu yana ‘Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi’, kısa adıyla (SEGBİS) kullanıyor. İlk kurulduğunda, yargılamada gecikme olmasın ve bu yüzden mağduriyetler yaşanmasın diye, hızlı ifade almak amacıyla istisnai olarak kullanılacağı söylenen sistem, şimdilerde çok daha yaygınlaştı. Geçen yıldan itibaren e-duruşma olarak adlandırılan, bazı yargılamaların online yapılması çalışmaları başladı.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Pandemiyle birlikte SEGBİS daha da önem kazandı. Özellikle cezaevlerinde tutuklular artık mahkemeye götürülmeyip duruşmalara SEGBİS üzerinden katılıyor. Ne var ki çoğu zaman teknik altyapı yetersizlikleri yüzünden ses veya görüntüsü mahkeme salonuna ya ulaşmıyor veya sorunlu bir şekilde ulaşıyor. Adet yerini bulmuş ve sanık mahkeme huzuruna çıkmış oluyor sadece.
Halbuki bir yargılama esnasında tarafların birbirinin gözünün içine bakarak beyanda bulunması, yargılamanın sıhhati açısından çok önemli. Bu yüzden SEGBİS uygulaması eleştiriliyor.
ROBOT AVUKAT
Şimdilerde bambaşka bir konu gündemde. Uzun zamandır hukukçular ve bilim adamları, yargılamada yapay zekanın kullanımını tartışıyor.
Çin ve ABD gibi ülkelerde avukatlık hizmeti veren yazılımların kullanıldığını biliyoruz.
IBM tarafından geliştirilen ROSS adlı yapay zeka uygulaması yaklaşık 5 yıldan beri ABD’li hukuk firmaları tarafından kullanılıyor. Ross şimdilik duruşmalarına girmiyor ama avukatların işlerini daha hızlı bir şekilde yapabilmeleri için onlara yardımcı oluyor. Belli ki gelecekte avukatların işlerini makinelere kaptırma ihtimali yüksek.
Ünlü televizyon dizisi Person Of Interest’te, dâhi yazılımcı Harold Finch’in yapay zekaya sahip bilgisayarı, suç işleyecek kişileri önceden tahmin edebiliyordu. Finch de kendisine yardımcı olması için tuttuğu, eski asker John Reese sayesinde, faili suç işlemesine fırsat vermeden bertaraf ediyordu.
Geçen yıl ortaya çıktı ki Person Of Interest aslında gerçekmiş! New Orleans polisinin, çetelere karşı asayişi sağlamakta zorlanınca, gizli bir yazılımla çete üyeleriyle bağlantılı olabilecek yüzbinlerce insanı yapay zekâ ile izlemiş. Bu sayede şehirde işlenen suç oranında büyük düşüş görülmüş.
ROBOT YARGIÇ
Ancak bu defa tartışılan konu, yargıç yerine geçecek yazılımlar. Yani robot yargıçlardan bahsediliyor. Pek çok meslek erbabının, eskiden kâğıt kalemle uzun zaman harcayarak yaptığı işi bilgisayarlar marifetiyle birkaç saniyeye düşürmesi gibi yapay zekâ karar alma süreçlerine destek olabilir.
Bilgisayarların-robotların yargıç kürsüsüne oturması ise başka bir şey. Robot yargıçlar, dışarıdan müdahalelere karşı ne kadar kapalı? Bir siber saldırı söz konusu olursa çıkacak kararlar ne şekilde olur? Bunun cevabı henüz verilebilmiş değil.
Çin’in Hangzhou şehrinde, robot yargıç tarafından yapılan yargılama denemeleri 2017 yılında başladı.
Estonya’da değeri 7,000 €’ya kadar olan davaların bir robot yazılımla karara bağlanacağı haberleri çıkalı neredeyse 2 yıl oldu, henüz uygulamaya girdiğine dair bir bilgiye rastlamadım.
2016 yılında BBC’de yer alan bir habere göre, İngiliz bilim adamları, davaları hem yasal hem de ahlaki boyutlarıyla inceleyebilen robot geliştirdiklerini duyurdu. Araştırma ekibi, AİHM’de görülen 584 davayı yapay zeka ile yüzde 80 oranında doğru tahmin etmişti.
Yapay zeka uygulamasına karşı çıkanlar, hakimlerin takdir yetkisinin olduğunu, kararlarını vicdanlarıyla verdiklerini, hissiz ve duygusuz makinaların bunu yapamayacağını söylüyor. Ki bunda da büyük ölçüde haklılar.
Amerikalı Yargıç Frank Caprio’nun videolarına internette rastlamışsınızdır. 85 yaşındaki Yargıç Caprio, şehir mahkemesinde sadece trafik suçlarına bakmakta. Önüne gelen davaların çoğu ya kırmızı ışıkta geçmiş ya yanlış yere park etmiş ya da hız sınırını aşmış kişilere ait.
Bir seferinde Yargıç Caprio, aşırı hız yaptığı için karşısına gelen 96 yaşındaki ihtiyara ‘neden?’ diye soruyor. O da 63 yaşındaki kanser hastası oğlunu kan testi için doktora götürdüğünü söyleyince “Sen iyi bir adamsın, 96 yaşındasın ama ailene sahip çıkıyorsun” diyerek davayı reddediyor ve bu kararıyla milyonların gönlünü kazanıyor.
Yargıç kürsüsünde Frank Caprio değil de bir robot otursaydı, elbette böyle bir konuşmaya şahit olmayacaktık. Radar kayıtları belli, araç belli, verilecek ceza da belli. Robot kendisine tanımlanan cezayı verip geçecekti.
TÜRK YARGISINDA YAPAY ZEKÂ UYGULAMALARI
Teknoloji Bakanı Mustafa Varank’a göre Türkiye teknolojide de dünyanın en iyisi. Daha yakın zamanda yerli milli elektronik kelepçeyi gururla tanıtmış, dünyayı kıskandırmıştı.
Belki çoğumuzun haberi yoktur. Cumhurbaşkanlığı bünyesinde Dijital Dönüşüm Ofisi diye bir birim var. İşte o birimin altında sırf yapay zeka ile ilgilenen bir daire başkanlığı kurulmuş. Gayet güzel bir internet sitesi de var. Ancak orada da yargı alanında yapay zekâ kullanımına dair bir bilgiye rastlamadım.
Sadece bildiğimiz şu: Adalet Bakanı Abdülhamit Gül, geçen yılın Eylül ayında bakanlık bünyesinde yapay zeka çalışmalarının başlatıldığını açıklamıştı.
Size bir sır vereyim. Teknoloji Bakanı Mustafa Varank açıklamadan ben açıklayayım. Türkiye bu konuda da dünyaya fark attı ve robot yargıç sistemine yıllar önce geçti. 5 binden fazla “insan yargıç” ihraç edilip yerlerine parti teşkilatlarında üretilen robotlar alındı.
Vicdan, merhamet, şefkat, insaf veya iz’an gibi “insani zaafların” hiçbirine sahip olmadıkları için, önlerine gelen bütün davalarda, insafsızca ve merhametsizce kararlar veriyorlar.
Bu yüzden “Hukukun Üstünlüğü Endeksi” 2020 raporunda Türkiye birçok Afrika ülkesinin de gerisinde kalarak 128 ülke arasında 107. sırada yer aldı.
Nasıl ama? Dünya bizi kıskanmasın da ne yapsın!