Altıparmak uyardı: OHAL kötüye kullanılıyor

15 Temmuz sonrası yayınlanan KHK’ları eleştiren Yrd.Doç. Dr. Kerem Altıparmak, “Siyasi iktidarın acilen hukuk dışı yöntemler yerine, halkın hakikati bilme hakkına saygı gösteren şeffaf ve adil soruşturmalar yoluyla temizleme yoluna yönelmesi gerekir.” dedi. Yaşanan durumun devam etmesi halinde on binlerce insanın hukuksuzluğa uğrayacağını ve terör örgütleriyle gerçek mücadelenin ‘yalan olacağını’ belirten Altıparmak siyasilere seslendi ve yanlıştan dönün çağrısında bulundu.

İnsan Hakları Hukukçusu Yrd.Doç. Dr. Kerem Altıparmak BİANET’te kaleme aldığı köşe yazısında 15 Temmuz kanlı darbe girişimi sonrasında yayınlanan Olağanüstü Hal (OHAL) Kanun Hükmünde Kararnamelerini (KHK) eleştirdi. 100 bine yakın kamu görevlisinin işine son verilmesini eleştiren Altıparmak, “Bu kadar insan gerçekten darbe girişimiyle ilgili midir, ya da Gülen Cemaati’ne dahil midir bilmemiz mümkün değil. Bununla birlikte, hiçbir ilgisi olmadığından emin olduklarımız var, Siyasal Bilgiler Fakültesi’nden atılan meslektaşlarım gibi. Öte yandan, ilgisi olmadığını söyleyenlerin de aksi kanıtlanana kadar masum olduğunu varsaymak durumundayız şüphesiz. Tabii bir de Gülen Cemaati’nden olmakla birlikte, kusurluluğu ileri sürülemeyenler vardır ki tahminimiz sayıları çokça olmalı.” dedi.

ENİNDE SONUNDA GERİ DÖNÜŞ OLACAK
KHK’ları tüm yönleriyle ele alan Altıparmak, “KHK’larda listeleme usulü kamu görevinden çıkarma anayasanın 2. maddesinde düzenlenen cumhuriyetin temel ilkelerinin ağır ihlaline vücut vermektedir. Bununla birlikte, Türkiye uluslararası hukukun da koruduğu evrensel ilkelere aykırı, insanları “sivil ölüm”e mahkum eden bu pratiği ilelebet devam ettiremez. Siyasi olarak bu yoldan dönülmezse, eninde sonunda bu uygulama hukuken geri dönmeye mahkumdur. Ne var ki, bu geri dönüş beraberinde haksız bir şekilde devlete yerleşen, vatandaşlara yönelik şiddet eylemlerine başvuranların da aklanmasına yol açacaktır.” dedi.

YAŞANANLAR İNSAN HAKLARI HUKUKUNA AYKIRI
Yaşanan mağduriyetlerin insan hakları hukukuna uygun olmadığını belirten Altıparmak, “Darbeyle somut hiçbir ilişkisi kurulamamış olan bir kişinin, ömür boyu tüm ekonomik ve sosyal haklarından ve bunun doğal sonucu olarak medeni haklarından mahrum bırakılmasının bu hakların özüne dokunduğuna şüphe olmasa gerektir. Bu nedenle, hükümete yakın yazarların çok sevdiği “sivil ölüm” kavramının, hakkın özüne dokunduğu ve insan hakları hukuku açısından kabul göremeyeceği açıktır.” değerlendirmesinde bulundu.

OHAL KÖTÜYE KULLANILIYOR
CHP Ankara Milletvekili Murat Emir ise, “Siyasi iktidar, OHAL ile aldığı yetkiyi kötüye kullanarak, toplumsal muhalefetin tüm kesimlerini, kendisini sıkıntıya sokan, muhalefet eden bütün sesleri kısmak yolunda kullanmaya devam ediyor.” dedi. Emir, Meclis’te düzenlediği basın toplantısında, önümüzdeki günlerde 667 sayılı kararnamenin TBMM’de görüşüleceğini anımsatarak, CHP olarak olağanüstü halin gerekmediğini, bunun hukuksuzluk olacağını dile getirdiklerini, OHAL ilanından sonra ilk hukuksuzluğun ise 667 sayılı kararname ile yapıldığını ileri sürdü.

HERKES İÇİN ADALET!
Herkes için adalet istediklerini belirten Emir, darbe girişimi içinde bulunanların yargılanmasını istediklerini ancak “Ben, senin terörist olmandan şüpheleniyorum” diyerek, insanların açığa alınmaması ve mağdur edilmemesi gerektiğini söyledi.

‘OHAL’İ DEVAM ETTİRMEK MECLİSE SAYGISIZLIKTIR’
CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel, Bakanlar Kurulu’nda görüşülecek olan OHAL’in uzatılması kararını eleştirerek “Meclis açıldı, o halde OHAL’e (Olağanüstü Hal) ne gerek var? Bakanlar Kurulu’na, hükümete sesleniyoruz: Biz buradayız. Meclis’e geldik. Meclis çalışmaya başlıyor. OHAL’e ihtiyaç yok. OHAL’i devam ettirmek Meclis’e saygısızlıktır. Meclis’in görevini kendi üstüne almak anayasal sınırları aşmaktır.” diye konuştu.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin