Turkcell’de İsveçli ortak Telia’nın 1,77 milyar lira gibi yüksek tutarda bir hisseyi elinden çıkarması hiç hayra alamet değil. Bu karar Türkiye ekonomisine faydadan çok zarar getirecek bir tavır değişikliğinin habercisidir. Telia’nın hamlesi gösterdi ki dünyanın önde gelen şirketleri Türkiye’den çıkmaya karar verdi. Anti demokratik iklimde daha fazla itibar ve para kaybetmek istemiyorlar. Avusturyalı OMV ve Fransız Total ile başlayan ‘veda partisi’ne Turkcell ortakları da icabet ediyor.
Şu husus mühim: Telia, şirketin seyrinden memnunsa niye hisseleri kimsenin beklemediği bir anda satsın? Büyük ortakların ya da ana hissedarın bu minvaldeki kararları yatırımcıdaki tedirginliği artırır. “İçeride neler oluyor?” suâline yeni suâller ilave olunur. Telia atacağı adımın neticesini hesap etmemiş olamaz. Hâlâ ortaklığı bulunan şirkete niçin böyle bir kötülükte bulunsun! İşte mevzunun bam teli burası.
TURKCELL, AKP’Lİ İSİMLERİN ELİNDE ERİYOR
Telia’nın ani kararının temelinde ‘zararın neresinden dönersem kârdır’ düşüncesi yatıyor. Telia, diğer büyük ortaklar Çukurova ve Sonera gibi Turkcell’in Adalet ve Kalkınma Partisi’ne (AKP) mensup isimlerin elinde eriyip gitmesine mani olamayınca en azından riskini azaltma yolunu tercih etmiş olabilir. Nitekim temettü (kâr payı) alamıyorlar. Kâr da her sene geriliyor.
Pekala Türkiye’deki üç cep telefonu operatöründen birinde olup bitenlerle AKP arasında irtibat kurulabilir mi? Bu suale kısa bir kronolojiyi müteakip cevap vereceğim.
ESKİ BAKANLAR YÖNETİMDE
Çukurova Grubu’nun patronu Mehmet Emin Karamehmet ile TeliaSonera arasındaki ihtilafın giderilmesi için Turkcell’e ortakların yerine bağımsız üye atanmasına karar verilmişti. Sermaye Piyasası Kurulu’nun uhdesinde üyeler şirketi genel kurula hazırlayacaktı. Mamafih 11 Mart 2013’te açıklanan isimler, kanunda belirtilen ‘bağımsızlık’ vasıflarından fersah fersah uzaktı.
Kimdi bu isimler? Ahmet Akça, Hilmi Güler ve Atilla Koç, Turkcell’i bağımsız olarak idare edecek, ortakların ve küçük yatırımcıların menfaatelerini muhafaza edeceklerdi. Oysa bu üç isim doğrudan hükûmetle, AKP ile irtibatlıydı. Bezm-i Âlem Üniveritesi Mütevelli Heyet Başkanı Akça, Recep Tayyip Erdoğan’a en yakın isimlerden biri olarak maruf. AKP’nin ilk iki döneminde bakanlık yapmış Hilmi Güler ve Atilla Koç da diğer iki isimdi. Mehmet Bostan (Türkiye Varlık Fonu Başkanı) ve Bekir Pakdemirli de yine AKP referansı ile daha sonra yönetime girdi.
7 kişilik yönetimde 5 sandalye iktidarın inhisarı altında. Kararlar için 5 üyenin tensibi şart olduğuna göre diğer iki üyenin mevcudiyeti sembolik hale geldi. SPK bu isimlerin tayininde kanunu çiğnediği gibi Turkcell’in idaresinin bizzat sahiplerine iade edilmesi için adım atmıyor. Ensar Vakfı’na verilen sponsorluk desteği Turkcell’i arpalığa çevirenlerin icraatından sadece biri.
SÜREYYA CİLİV VE EKİBİ TASFİYE EDİLDİ
Sözde bağımız üyelerin ilk icraatı şirketi zirveye çıkaran Süreyya Ciliv ve ekibi tasfiye etmek oldu. Ciliv’i Karamehmet 2007’de davet etmişti. O tarihte Ciliv, Microsoft’ta Bill Gates’in A Takımı’ndaydı. Tasfiyeler aşağı kadar sirayet etti. En iyi mühendisler kapının önüne konuldu. Bakan, mebus yakınları için iş ve birim ihdas edildi. Hükûmete yakın medya kuruluşlarına, gazetelere hiçbir rasyonel veriye bakılmaksızın reklam veren statüsünün ötesinde ödemeler yapıldı. AKP’li belediyelere de benzer biçimde kaynak aktarıldı. Karamehmet’e “Pamukbank davasını kapatacağız.” diyenlerle Turkcell’i arpalığa çevirenlerin yolu Ankara’da kesişiyor.
Diğer taraftan Turkcell’e abone, para ve en mühimi itibar kaybettiren isimlere hesap da sorulamıyor. Genel kurullar yapılmıyor. İktidarın himayesinde bildiklerini okumaya devam ediyorlar.
Bugüne kadar SPK’nın oyalamaları ile gelen ortakların artık sabrı tükendi. Anahtarı geri almak için harekete geçtiler. Hükûmete rağmen bunda ne kadar muvaffak olacakları bilinmez. Yine de bir reaksiyon gösterildiğini görmemiz lazım.
TÜRKİYE ARTIK RİSKLİ
İsveçli ortak Telia, bir dönem Ortadoğu, Kuzey Afrika ve Balkan coğrafyasında GSM operatörlüğü yapmaya hazırlanan Turkcell’in iktidar elinde mum gibi eriyor olmasına daha fazla seyirci kalmayacağı mesajını verdi. Elbette bu kararda, Erdoğan’ın referandumu müteakip giderek tırmandırdığı gerilim siyasetinin, AB’den kopuşun ve tek adamlık rejimine giden yolda artan hukuk ihlallerinin de payı var.
Telia geç de olsa masaya yumruğunu vurdu. Bundan böyle hem Telia’nın kalan hisselerinde hem de Sonera’nın hisselerinde her nevi sürprize hazırlıklı olmak lazım.
Anahtarı AKP’de şirket modelinin bir yerde iflas edeceği belliydi.