TR724 ÖZEL | TUNA YILDIZ
Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş cinayetiyle ilgili gizem hala devam ediyor. Eski Ülkü Ocakları Başkanı, ‘ölüm tehditi’ gerekçesiyle koruma talep etmiş. Emniyet, Ateş’e koruma vermemiş.
Cinayetin ardından 10’a yakın şüpheli gözaltı işlemelerinin ardından tutuklanarak Sincan Kapalı Cezaevi’ne gönderildi. Ankara ise derin bir sessizliğe gömüldü. Cinayetin kim ya da kimler tarafından azmettirildiğine dair somut veriler ortaya bir türlü konulamadı. Daha doğrusu konulmak istenmedi. Çünkü Ankara’da cinayetin perde arkası devletin kurumları tarafından tespit edilmiş durumda. Ancak Ak Parti ile MHP arasında devam eden ittifak, cinayetin aydınlatılmasının önündeki en büyük engel olarak duruyor. Çünkü halen aktif siyaset yürüten bazı kişilerin sanıklarla telefon irtibatı ve cinayetten günler önce görüşme yaptığı iddiaları istihbarat birimlerince raporlanıp raflara konulmuş şimdiden. Her şey Saray’ın talimatına bakıyor. Ancak yaklaşan kritik seçim öncesi AK Parti’de kimse MHP ile bir gerginlik içine girmek istemiyor. Aksi durumda nasıl bir tablo ile karşılaşacakları herkesin malumu.
TR724’ün Türkiye’deki bazı siyasi kaynaklardan aldığı bilgilere göre; Ateş cinayeti bürokraside çok can yakacak gibi duruyor. Kaynaklardan alınan bilgilere göre; Eski Ülkü Ocakları Başkanı Sinan Ateş’in MHP ile ipleri yaklaşık iki yıl önce tamamen kesilmiş. Ateş, Ülkü Ocakları Genel Başkanlığı’ndan alındıktan sonra MHP Genel Merkezi’nden defalarca randevu talep etmiş. Ancak ne MHP lideri Devlet Bahçeli ne de diğer Genel Başkan Yardımcıları kendisine randevu vermemiş. Hatta aramalarına rağmen de telefonlarına bile dönüş yapılmamış. Kaynakların aktardığı iddialara göre; MHP Genel Merkezi’ne Ateş’in üniversite yıllarında Gülen Hareketi’ne yakın olduğu ve bazı dini sohbetlere katıldığı yönünde de bir rapor sunulmuş. Bunun üzerine de Ateş apar topar görevinden el çektirilmiş. Bundan sonra da partiyle bütün ilişiği kesilmiş. Ateş de kendisini temize çıkarmak adına önceden tanıdığı AK Parti ve MHP’li bazı siyasileri devreye sokarak MHP lideri Bahçeli’den randevu almaya çalışmış. Ancak çaldığı bütün kapılar yüzüne kapanmış.
Kaynaklar, Sinan Ateş’in de kendisine “kumpas” kuran bazı siyasilerle ilgili gittiği pek çok yerde konuştuğunu dile getiriyor. Bu bilgiler de MHP’li siyasilerin kulağına kadar gidiyor. Hatta Ateş, Ankara’da MHP’li bazı siyasilerin de bulunduğu bir grubun “FETÖ Borsası” adı altında ciddi paralar kazandıklarını çekinmeden siyasilerin yoğun takıldıkları kafelerde arkadaşlarıyla paylaşıyor. Bu konuşmalar bardağın taşmasına neden oluyor. Ateş, birkaç kez dost meclislerinde açıkça uyarılıyor. Aracılar gelerek konuşmalarına dikkat etmesini, aksi durumda sonucuna katlanacağı yönünde kulağına fısıldıyor. Ama Ateş, Ocak’tan ayrılmış olmanın verdiği kızgınlıkla gerçekleri söylemeye devam edeceğini aktarıyor. İşte orada ipler kopuyor.
Ateş’e yakın kaynakların verdiği bilgiler bunlarla da sınırlı değil. Ateş artık gittiği her ortamda adeta “düşkün” ilan ediliyor. MHP’de bir dönem siyaset yaptığı arkadaşları, dostları ve parti yöneticileri yüzüne bile bakmıyor. Selamını almamaya başlıyor. Sonrasında da sürekli telefonla ve aracılar vasıtasıyla “dikkatli” olması yönünde uyarılıyor. Tehditler öyle bir boyuta geliyor ki, Ateş kendisinden ziyade eşi ve kızları adına endişe duymaya başlıyor. Çünkü tehditlerden dolayı paranoya yaşamaya başlıyor. Bilinmeyen numaraların ardı arkası kesilmiyor. Ateş de çareyi Ankara Emniyet Müdürlüğü’ne giderek ‘koruma’ talebi istemekte buluyor. Ancak Koruma Şube Müdürlüğü gelen sözlü talebi almasına rağmen günlerce adım atmıyor. Söz konusu taleple ilgili Koruma Kurulu bir türlü toplanmıyor. Kurul uzun süre karar vermeyince o da kendisine özel bir yakın koruma ayarlıyor. Ailesinin güvenliği için de bazı dostlarından yardım talebinde bulunuyor. Ne yazık ki, Koruma Kurulu toplanıp karar vermeden, uyuşturucu bağımlısı olduğu iddia edilen sabıkalı bir genç gelip, Sinan Ateş’i infaz ediyor.
Nobel Edebiyat Ödülü sahibi yazar Gabriel García Márquez’in Kırmızı Pazartesi kitabında dile getirdiği gibi, Eski Ülkü Ocakları Başkanı’nın infaz edileceği Ankara’da dilden dile dolaşıyor. İşleneceğini herkesin bildiği bir cinayet ne hikmetse bir türlü önlenemiyor. Aslında önlenmiyor. Belki de Emniyet Genel Müdürlüğü Ateş hakkında ‘yakın koruma’ kararı almış olsaydı, genç akademisyen üniversitesinde ders anlatmaya devam edecek, iki kız çocuğu da baba hasretini başka yerde aramayacaktı.