Hazine’nin anahtarları hırsızın eline geçmişse…
YORUM | SEMİH ARDIÇ
Resmi Gazete’de yayımlanan değişiklikle Hazine ve Maliye Bakanlığı yurt içinde veya yurt dışında şirketlere iştirak edebilecek.
7 Ağustos 2019 tarihli Bazı Cumhurbaşkanlığı Kararnamelerinde Değişiklik Yapılması Hakkındaki Cumhurbaşkanlığı Kararnamesi’nde “Hazine’nin Cumhurbaşkanı kararı ile yurt içindeki ya da yurt dışındaki şirketlere iştirak etmesini sağlamak” ibaresinin altını çizdim.
Bu kararname bundan sonra organiz soygunun mihenk taşı olacak.
HAZİNE ÖZEL ŞİRKETE NASIL ORTAK OLACAK?
İsmine “Cumhurbaşkanlığı hükûmet sistemi” denilse de 13 aydır herkes “tek adam” rejimi ile yüzleşiyor. Böylesine vahim bir kararname parlamenter sistemde ne yayımlanabilirdi ne de iktidar sahipleri buna cesaret edebilirdi.
Hazine’nin Kamu İktisadi Teşebbüsleri’nin (KİT) haricinde yerli veya yabancı bir şirketten doğrudan hisse alması mümkün değil.
Hâl böyle iken Recep Tayyip Erdoğan’ın tek başına aldığı bir kararla böyle bir kapı aralanıyor. Kanun nizam ayaklar altında yine. Erdoğan öyle münasip gördü ve hiç müzakere edilmeden devletin işleyişini değiştiriliverdi.
Hazine’nin belli şirketlere ortaklık tesis etmesinin muhtemel riskleri ise her dönem olduğu gibi yine vergi mükelleflerinin omzuna bindirilecek.
BATIK İŞADAMLARI “BİZİ KURTARIN” DİYOR
Kararname iktisadî krizin en ağır şekilde hissedildiği bir dönemde yayımlandı. Batık krediler yüzünden bankalar feveran ediyor. Bir fon tesis etmeden, kaynak bulmadan hükûmetin vadettiği bilanço temizliğinin yapılması mümkün değil.
Batık şirketler de bankalar da “para” diye Saray’ın kapısında sabahlıyor. 400 milyar liralık batığın altından nasıl kalkılacağını kimse bilmiyor.
Böylesine kaotik bir dönemde Erdoğan ve damadı Berat Albayrak yine ateşle oynuyor. Kararnamenin birkaç maksadı var.
Borç batağında yüzdürülmeye çalışılan şirketler Hazine üzerinden kurtarılacak. Tabii Hazine’nin hangi şirkete ne kadar ortak olacağı kararnamede belirtilmediği için buna Erdoğan ve damadı karar verecek.
Devlet özkaynakları eksiye düşmüş, kredi ödeme kabiliyetini kaybetmiş, fiilen müflis şirketlere ortak olacak.
KANUNLAR HİÇE SAYILDI
Anayasa ve kanunlara uygunluk hesabı yapılmadan, gece yarısı kararnamesi ile Hazine’yi böyle bir maceraya sürüklemek işadamlarının, bankacıların batıklarını milletin sırtına yüklemektir.
Üstelik tedarikçisine, işçisine, Sosyal Güvenlik Kurumu’na, vergi dairesine ve bankalara borçları yığıldığı halde lüks içinde yaşamaya devam eden işadamaları kurtarılacak!
Öylesine adrese teslim bir kararname ki bu ne çiftçi Ahmet ne de sanayi sitesindeki tornacı Melih usta için çıkarıldı. Adalet ve Kalkınma Partisi’nin (AKP) ihaleleri ile servet edinenler krizde “şapka düştü kel göründü” vaziyetine düştü.
Dün ihya edilenler bugün Hazine marifeti ile kurtarılacak. AKP’nin “Yangında ilk kurtarılacaklar” listesinde yok yok.
Listenin başında ise AKP’li müteahhitler (belediye, Toplu Konut İdaresi, Karayolları, Devlet Su İşleri vd.), enerji ve maden şirketleri, özel hastane ve okul zincirleri yer alıyor.
UCU AÇIK BİR KARARNAME
Kararnamede herhangi bir hudut çizilmemiş olması da gösteriyor ki batık şirketleri kurtarmakla iktifa edilmeyecek. Muhtemelen AKP lideri Erdoğan ve şürekâsının yurt dışında doğrudan ya da dolaylı şekilde ortak oldukları şirketlerden pay alması temin edilecek.
Dolayısıyla kara paranın izini sürenler için Hazine son durak olacak ve dosya kapanacak. Hazine iktidarın kara paralarının aklanmasında çamaşır makinesi vazifesini ifa edecek.
Ne de olsa kaynağı meçhul para girişi (Merkez Bankası bilançosunda net hata/noksan kalemi) göze batmaya başladı. Güzergâhı ve tekniği değiştirmekte fayda var.
Muhtemel bir baskın erken seçime giderken bizim derenin taşları ile bizim kuşları katledecekler. İtiraz geldiğinde “Bizimle ne alâkası var! Hazine ortak olmuş.” deyip yakayı kurtaracaklar.
ENKAZ HAZİNE’NİN KAPISINI BIRAKILACAK
Yurt dışındaki şirketlerin içinin kurtarma/aklama harekâtından evvel boşaltılacağını ve enkazın Hazine’nin kapısına bırakılacağını söylememe lüzum var mı?
Erdoğan ve damadının başının altından çıkan bu düzenleme ile hem batık şirketler kurtarılacak hem de yurt dışında birikmiş servetin bir kısmı nakite dönüştürülecek.
O nakitin Türkiye’ye getirilme ihtimali son derece zayıf. Hele hele oy kaybettikleri bir dönemde o parayı getirmek akıllarının ucundan dahi geçmez.
Herkes “La Casa de Papel” gibi büyük banka soygununu bekliyor. Hırsız Hazine’nin anahtarlarını teslim aldığına göre silahlı soyguna ne hacet!
Şekil 1 A’da görüldüğü üzere Hazine zaten soyuluyor. Ne polis ne de vatandaş soygunun farkında…