İnşaat sektörü, demir fiyatlarındaki artışın durdurulamaması nedeniyle sıkıntılı günler geçiriyor. İnşaat demiri ithalatında verginin 1 Ocak itibarıyla sıfırlanması fiyat artışını durdurmaya yetmedi. Ocak 2017’de bin 860 lira olan demirin tonu Ocak 2018’de 2 bin 660 liraya, Eylül 2018’de de 4 bin 130 liraya çıktı. Yıllık fiyat artışı yüzde 80’i geçen demir fiyatlarının birçok müteahhiti zor durumda bıraktığı belirtiliyor. artan fiyatlar nedeniyle müteahhitlerin yüzde 30’unun batacağı konuşuluyor.
Sözcü’nün haberine göre, İnşaat Müteahhitleri Konfederasyonu (İMKON) Genel Başkanı Tahir Tellioğlu, hükümetin demir fiyatlarındaki artışa seyirci kaldığını belirterek, “Devlet, kartellerin inşaatçıları kazıklamasına göz yumuyor. Döviz kurları yukarıya doğru tırmanmadan önce zaten yüzde 50 fiyat artışı yaşanmıştı. Sonra kur bahanesiyle gün aşırı zam gelmeye başladı” dedi.
“MÜTEAHHİTLERİN YÜZDE 30’U BATACAK”
Demir fiyatlarının bu seviyede kalması halinde devletten ihale alan inşaatçıların yüzde 30’unun zarar edip batacağını kaydeden Tellioğlu, “Şu anda müteahhitlik sektörünün maliyet açısından en büyük sorunu demir. Son bir ayda çok sayıda kişi ‘sözleşme fesih kararnamesi’ çıkarılması için bizden destek beklediklerini söylemeye başladı. Çünkü ihalelerde verdikleri tekliflerdeki maliyet hesapları altüst oldu, bu nedenle işe başlamak istemiyorlar. Hükümetin seyirci kalması iflasları tetikleyecek” diye konuştu. Hurda fiyatları ve dövizdeki artış nedeniyle inşaat demirinin fiyatının yükseldiğini kaydeden Türkiye Çelik Üreticileri Derneği Genel Sekreteri Veysel Yayan ise “Türkiye’de 30’a yakın büyük çelik üreticisi var ve sektör dünya emtia piyasalarına bağlı olarak hareket ediyor” dedi. Bazı müteahhit kuruluşlarının sıkıntılı dönemlerde sürekli olarak demir fiyatlarından şikayetçi olduğunu kaydeden Yayan, şunları söyledi:
“KENDİLERİNE BAKSINLAR”
Haksız yere ithamlarda bulunuyorlar. Konut üretim maliyetinin içerisinde demirin yüzde 2 ile 7 arasında değişen oranda payı bulunuyor. Fiyat artışının maliyetlere çok büyük bir etkisi yok. Demir fiyatları ortalığı ayağa kaldıracak düzeyde değil; bir yıl önce 547 dolarken şu anda 505 dolar. Kullandıkları girdilerle ilgili haksız iddialarda bulunmak yerine ‘Biz nerede yanlış yapıyoruz’ diye kendilerine sorsunlar. İğneyi kendilerine batırsınlar.”
Kapasite kullanım oranının artırılması için yeterli düzeyde talep olması gerektiğini kaydeden Veysel Yayan, “Bu ekonomik şartlarda stok üretim yapmak akıl kârı mı? Her sıkıntıya düştüklerinde bizleri suçlamaktan vazgeçsinler. Nasıl biz müteahhitlere evi yüksek fiyattan satmamalarını söylemiyorsak, onlar da bizim sektörü yönlendirmeye kalkmasın. Herkes kendi kapısının önünü temizlesin. Çelik üreticileri keyfi fiyatlandırma yapmıyor, piyasa koşullarına uyuyor” değerlendirmesini yaptı.