Sezgin Tanrıkulu: Tahliye kararlarının gereğinin derhal yerine getirilmesi zorunludur

Tahliye kararı verilen 21 gazetecinin gece yarısı olmasına rağmen tahliye edilmemesine tepkiler var. Trol hesapların baskısının ardından 8 gazeteci hakkında yeniden gözaltı kararı verildi. Haber ilk olarak sosyal medyadaki iktidar trolleri ve yandaş kanallarda dile getirildi.

Gelişme zerine açıklamalarda bulunan CHP Genel Başkan Yardımcısı Sezgin Tanrıkulu, ”Tahliye kararlarının gereğinin derhal yerine getirilmesi zorunludur.Aksi hal, görevi kötüye kullanmak ve hürriyet-i tahdit suçunu oluşturur.” uyarısında bulundu.

AA, Gökçe Fırat, Yakup Çetin, Bünyamin Köseli, Cihan Acar, Abdullah Kılıç ve Oğuz Usluer için savcılığın itirazı gerekçe gösterilerek yeniden gözaltı kararı verildiğini duyurdu. Savcılığın itiraz dilekçesindeki isimler ise şunlar: Bayram Kaya, Ahmet Memiş, Cemal Azmi Kalyoncu, Cuma Ulus, Habip Güler, Halil İbrahim Balta, Büşra Erdal, Muhammet Sait Kuloğlu.

Gazetecilerin avukatlarından Ömer Kavili, savcının itiraz yazısını Twitter hesabından paylaştı.

savcı itiraz gazeteci

YARKADAŞ: SEÇİMLERDE DE BÖYLE YAPACAKLAR

CHP İstanbul Milletvekili Barış Yarkadaş Twitter hesabından gelişmeye tepki gösterdi.

Yarkadaşın açıklaması şöyle: Bugün 25. Ağır Ceza Mahkemesi, F…ö Medya Yapılanması davasında 21 sanık hakkında savcının talebi üzerine tahliye kararı verdi. Tam sekiz aydır tutuklu olan sanıklar, gece yarısı tahliye edilecekken, yargı üzerinde ağır bir baskı kuruldu. Twitter’da başlatılan kampanya üzerine, Adalet Bakanlığı ve HSYK’nın devreye sokulduğu iddia edildi. Ve böylece, sabah tahliye isteyen savcı, akşam ise karar değiştirdi!!! Aynı savcı bu kez, sekiz kişi için yeniden yakalamaya bağlı gözaltı istedi! Ne oldu da aynı savcı 12 saatte kararından vazgeçti. Şu an tam bir hukuk rezaleti yaşanıyor. Eğer bu kişiler hakkında başka bir soruşturma vs varsa, savcı bunu mahkeme sürerken söyleyebilirdi. Açık ki; yargı baskı altına alındı ve karar değiştirildi. Bunu açıklayabilecek bir mantık ve hukuk kavramı bilmiyorum. Bu gece olan bitenin ardından, zaten güven erozyonu yaşayan yargı inandırıcılığını tamamen kaybetmiştir. Tam sekiz aydır tutuklu bulunan kişilerin tahliyesine karar veren yargının, gelen açık baskıya teslim olması yurttaşları koruyacak hiçbir mekanizmanın kalmadığının göstergesidir. Bugün tahliye kararını beğenmeyen ve karar değiştirtenler; yarın aynı taktiği SEÇİM SONUÇLARI için de uygulamaya çalışacaktır. Halkımız olan biteni iyi değerlendirmeli ve kararını ona göre vermelidir. Kendi denetimlerindeki yargıya bile güvenmeyen iktidar, adeta paranoya yaşamakta ve her uygulamadan kaos senaryosu çıkarmaktadır. Bir ülke bu ruh haliyle yönetilemez. İktidar artık sakinleşmeli ve yargıya müdahale etmeye son vermelidir. Yargıçları hedef gösteren yandaş medya ise açıkça suç işlemekte ve adil yargılamayı etkilemektedir. Bu TCK’nın 277. maddesinde açıktır. Savcılar, derhal harekete geçmeli ve baskı yapanlara karşı harekete geçmelidir. Adalet yoksa hiçbir şeyin anlamı kalmaz. Hepimiz yargıya güvenmek istiyoruz. Bu rezalete tahammül edemiyoruz!

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin