Sezen Aksu, makara ve Bektaşi

YORUM | BÜLENT KORUCU 

Hz İsa’nın çarmıha gerildiğini 2 bin yıl sonra öğrenen Temel’in gördüğü ilk Yahudi’yi tokatladığı fıkrayı biliyorsunuzdur. Sezen Aksu’nun eski bir şarkı sözünü yeni duyan kimileri de aynen öyle bir anda heyecan yaptı ve linç kampanyası başlattı. Haddini bildirmek için sosyal medya kampanyaları, evinin önünde gösteriler gırla gidiyor. Amaç başka; safları sıklaştırmak da diyebiliriz safları sıkı tutmak da… Ekonomik gerekçelerle AKP’den uzaklaşmaya başlayanları sıkı tutma çabası çok sırıtıyor. Yahu siz ‘Bakara-makara’yı hazmetmiş, içine sindirmiş insanlarsınız; tanımasak belki inanırdık göz yaşartıcı hassasiyetinize.

Endişeli muhafazakarların korkularını depreştirmek için hiçbir fırsatı kaçırmıyorlar oysa sabıkaları herkesten kabarık. Devlet Bakanı Egemen Bağış “Bakara-makara, her cuma bir ayet sallıyorum” sözünün hesabını verdi mi? Tam tersine salon toplantılarında AKP lideri Recep Tayyip Erdoğan tarafından sahneye çağırılıp alkışlatıldı.

BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️

İçişleri Bakanı Efkan Ala, hem de bir iftar yemeğinde mikrofonu eline alıp “Hz Muhammed bile gururlandı biz gururlanmadık” dedi. Biriniz kalkıp sen ne saçmalıyorsun diye çıkışmadı. Genel Başkan Yardımcısı Yasin Aktay asırlık salavatı “Serok Recep Tayyip Erdoğan, Salli Ala Muhammed” şeklinde okudu; üstelik görüntüyü de “Paralel medyanın servisi” şeklinde savundu. Erdoğan kendisini Hicret sırasında örümcek ve güvercinin kurtardığı Hz. Muhammed’e benzetti.

Şöyle hızlıca bir liste yapalım mı?

AKP Düzce Milletvekili Fevai Arslan: “Dünya liderliği kabiliyetinde ve Allah’ın bütün vasıflarını üzerinde toplayan bir lider var. İşte bunun önünü kesmek istediler.”

AKP Aydın İl Başkanı İsmail Hakkı Eser: “Genel başkanımız ve Başbakanımız sayın Tayyip Erdoğan’a biz o kadar bağlıyız ve aşığız ki, bizim için adeta ikinci peygamberdir.”

AK Parti Bursa Milletvekili Hüseyin Şahin: “Sayın Başbakanımıza dokunmak bile inanın bence ibadettir.”

Liste çok uzun ama daha fazlasına gerek yok.

Mecazi bir kullanımdan ötürü Sezen Aksu’yu linç edenlerin hedefi üzüm yemek değil; bir hatayı düzeltme amacı gütmüyorlar. Maksat karşı mahalleden birini dövmek. Kendi mahallesine ‘etrafımızda toparlanın yoksa din elden gidiyor’ gazı vermek.

‘Elden giden’ şeylerin kavgasını vermekten yorulduk, takatimiz tükendi, çağı ıskaladık ama bıkmadık. ‘Laiklik elden gidiyor’ tayfası yıllarca benzer kampanyalarla gerilim üretti. En dinci parti iktidara geldi, laiklik elden gideceğine kıymete bindi. Pek çok gerçek dindar bile laikliğin gerekliliğine inandı bu sayede. Fakat o tayfa da hâlâ aynı kafada. Alın bir örnek…

AKP’li üye Muhammed Kaynar’ın, İstanbul Büyükşehir Belediye Meclisi’nde “Bektaşi gibi ayetin yarısını okuyorsunuz…” ifadesi üzerinden fırtına koptu. Oysa bizzat Bektaşi yayınlarında bu tür onlarca fıkra var. Toplumdaki çarpıtılmış din algısını eleştiren hicivlerdir aslında bunlar. Yeri geldiğinde artık deyim halini almış bu sözler herkes tarafından kullanılır. Ancak bir AKP’linin ağzından çıktığında bir anda kullanışlı bir kriz fırsatına dönüşüyor.

Mesela tiyatro sanatçısı Fırat Tanış’la Başkan Ekrem İmamoğlu arasındaki küçük yollu krizi de böyle yorumluyorum. Tanış, “Ahlaksızlığı tiyatro sanatıyla tarif eden bir yerel yöneticinin bağlı olduğu siyasi iradeden, kültür sanat politikası üretmesini bekliyoruz” diye sert çıktı. Başkan da “Eleştirisinde haklı. Bugünkü açıklamamda İstanbul’daki hizmetleri engellemeye çalışanların yanlışlarını vurgularken ‘tiyatro yapıyorlar’ dememem gerekirdi. Bu ifadem nedeniyle kırdığım tüm sanatçı dostlarımdan özür dilerim,” diye cevap verdi.

Bence Tanış’ın tepkisi de İmamoğlu’nun özrü de abartılı. Ben olsam “Sahnedeki tiyatroya değil sözümüz, Meclis’te ya da Cumhurbaşkanlığı makamındaki tiyatroya itirazımız. Oralar kurgunun değil gerçeğin ortaya konması gereken yerler,” demeyi tercih ederdim. İmamoğlu, dozunu fazla bulsam da doğrusunu yaparak özür diledi ve yanlış anlamayı düzeltti. Böylece CHP’li ya da öyle görünen trollerin sanatçıya yönelik linçini bitirmiş oldu.

Linç artık milli sporumuz haline geldi. Bir de şöyle bir durum var. CHP görünümlü AKP’li troller, AKP görünümlü CHP’li troller var. En önde gidip linçi körükleyenler de çoğunlukla onlar. O sebeple sosyal medyada elinde benzin bidonuyla dolaşanlara karşı dikkatli olmak lazım.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Yazınızın ana fikrine katılıyorum fakat konu ‘Mecazi bir kullanımdan ötürü…’ diyecek kadar da basit değil diye düşünüyorum. Dini literatürdeki ‘Elfaz-ı küfür’, yani küfre götüren sözler (ve davranışlar) konusuna baktığımızda görüyoruz ki bizim için basitleşmiş ve günlük hayatta kullandığımız ama aynı zamanda dini kavramlarla dalga geçme, onları aşağı görme, hafife alma veya onlara saygısızlık içeren birçok cümle ve söz kalıbı bizleri küfre sokabiliyor. Bu meselenin çok ciddi bir mesele olduğundan Hocaefendi de bahsediyor. Sezen Aksu’nun şarkısında geçen o sözün mecazi oluşu neyi değiştirir merak ediyorum. Mecazın da bir sınırı vardır sanırım. Sadece onun şarkısında değil, şarkıların birçoğunda bu tarz küfre götürebilecek sözler görmek mümkün. Örneğin ‘kaderimde bu da mı vardı’, ‘sensiz cennet bile sürgün sayılır’, ‘senin olduğun cennete bile girmem’ tarzı tonlarca tehlikeli cümleyi şarkılarda görebiliyoruz. Bunlar tehlikeli şeyler. AKPlilerin ikiyüzlülüğünü gösteren bir yazı yazarken de meseleyi ‘mecazi bir kullanımdan ötürü…’ şeklinde hafife almamak gerekir.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin