Şeytanın el kitabı | Okuma Zamanı

Gazeteci ve yazar Ekrem Dumanlı, Okuma Zamanı programının bu haftaki bölümünde güç, yönetim ve insan ilişkileri üzerine yazılmış iki önemli kitabı ele aldı. Dumanlı, Robert Greene’in dünya çapında milyonlarca satan ve yönetim dünyasında büyük yankı uyandıran 48 Laws of Power (İktidar Yasaları) kitabı ile Fethullah Gülen’in Kırık Testi serisinin 21. kitabı olan Fütüvvet’i karşılaştırmalı olarak inceledi.

Dumanlı, programda her iki kitabın da yöneticilik ve insan ilişkileri bağlamında kritik perspektifler sunduğunu belirterek, Greene’in kitabının özellikle politikacılar, yöneticiler ve iş dünyasındaki güçlü kişiler için bir rehber niteliğinde görüldüğünü vurguladı. Buna karşılık, Gülen’in eserinin erdem, fedakârlık ve insanlara hizmet anlayışını öne çıkardığını ifade etti.

İktidar Sahiplerinin Başucu Kitabı: 48 Laws of Power

Dumanlı, programın başında 48 Laws of Power kitabını değerlendirirken, eserin dünya genelinde büyük bir okuyucu kitlesine ulaştığını ve 30’dan fazla dile çevrildiğini belirtti. Kitabın, özellikle yöneticiler, siyasetçiler ve güç sahibi olmak isteyenler tarafından ilgiyle okunduğunu ifade eden Dumanlı, bu eserin yönetim stratejileri açısından oldukça çarpıcı kurallar sunduğunu dile getirdi:

“Bu kitap, insanları yönetmek isteyenler için bir rehber olarak görülüyor. Kitapta yer alan 48 kural, güç elde etmek ve onu korumak için neler yapılması gerektiğini anlatıyor. Ancak buradaki yöntemlerin çoğu etik açıdan sorgulanması gereken stratejiler içeriyor. İnsanları manipüle etmeyi, rakipleri saf dışı bırakmayı ve bazen de acımasız olmayı tavsiye eden bir anlayışa dayanıyor.”

Dumanlı, kitabın bazı yasalarına örnekler vererek bu stratejilerin günümüz siyasetinde ve iş dünyasında nasıl uygulandığını anlattı. Kitapta yer alan “Asla patronunu gölgede bırakma” kuralını ele alarak şu yorumu yaptı:

“Özellikle siyasette ve büyük şirketlerde görüyoruz ki, güç sahibi kişiler, kendilerinden daha zeki veya güçlü görünen kişileri tehlike olarak algılayabiliyor. Bu kitapta verilen örneklerden biri de, Fransa Kralı XIV. Louis’nin Maliye Bakanı Fouquet’i tutuklatması. Fouquet, kralın gözünden düştüğünü fark edince ona bir parti düzenleyerek desteğini kazanmaya çalışıyor, ancak bu gösterişli etkinlik kralın onu tamamen saf dışı bırakmasına neden oluyor. Yani, güç sahiplerine kendinizin ne kadar güçlü olduğunu göstermek, bazen felaketle sonuçlanabilir.”

Dumanlı ayrıca, kitabın “Dostlarına fazla güvenme, düşmanlarını nasıl kullanacağını öğren” kuralının da yöneticiler tarafından nasıl uygulandığını vurguladı:

“Siyasette ve iş dünyasında bazı kişilerin, önceki dostlarını nasıl harcadığını ve eski düşmanlarıyla nasıl iş birliği yaptığını görüyoruz. Kitapta anlatılan Çin İmparatorluğu’ndan verilen örnek de oldukça dikkat çekici. İmparator, önceki kralın arkadaşlarını birer birer saf dışı bırakıyor, fakat daha sonra kendi düşmanlarını yanına çekerek onlara büyük ödüller veriyor. Düşmanlarını kazanarak daha sadık hale getirmeyi hedefliyor. Günümüzde de bu tür siyasi ve iş dünyası manevralarını sıkça görebiliyoruz.”

Ekrem Dumanlı, kitabın genel felsefesinin tamamen pragmatizm ve çıkar ilişkileri üzerine kurulu olduğunu ve ahlaki değerlere pek yer verilmediğini belirterek şu yorumu yaptı:

“Kitap, insan yönetme sanatı üzerine kurulu, ancak etik ilkelerden ziyade gücü elde etmek ve korumak için her yolu mübah gören bir anlayışı destekliyor. Manipülasyon, kandırma, korku yaratma gibi yöntemler, bazı yöneticiler ve politikacılar tarafından zaten uygulanıyor. Bu kitabı okuyunca, dünyada neden bazı liderlerin ve yöneticilerin belirli yöntemleri kullandığını daha iyi anlıyoruz.”

Alternatif Bir Bakış Açısı: Fütüvvet ve Erdemli Yönetim Anlayışı

Dumanlı, programın ikinci yarısında ise Fütüvvet kavramını ele aldı ve Fethullah Gülen’in Kırık Testi serisinin 21. kitabını inceledi. Bu kitabın, 48 Laws of Power’ın sunduğu yönetim anlayışının tam tersine, insani değerler, erdem, fedakârlık ve toplum yararı üzerine kurulu bir perspektif sunduğunu belirtti:

“Bu kitap, yönetimde başarının sadece bireysel güçle değil, ahlaki değerlerle sağlanması gerektiğini savunuyor. Fedakârlık, diğerkâmlık, insanlara hizmet gibi kavramlar öne çıkarılıyor. Yani, sadece güçlü olmak değil, aynı zamanda doğru, adil ve vicdanlı bir yönetici olmanın yolları anlatılıyor.”

Dumanlı, Fütüvvet kitabındaki en dikkat çekici bölümlerden birinin “Gerçek Başarı ve Tutarlılığı Korumak” başlığı olduğunu belirterek şunları anlattı:

“Bu bölümde, başarıya giden yolun insanın ruhsal gelişiminden geçtiği anlatılıyor. Güç sahibi olmanın tek başına bir anlamı yoktur, önemli olan o gücü nasıl kullandığınızdır. Eğer bu gücü, insanlara faydalı olmak için kullanıyorsanız, işte o zaman gerçek başarıya ulaşırsınız. Ancak sadece bireysel çıkarları gözeterek güç elde ediyorsanız, aslında kazandığınızı sandığınız şey sizi daha da yoksullaştıracaktır.”

Dumanlı, programın sonunda izleyicilere şu mesajı verdi:

“Güç, tek başına bir anlam ifade etmez. Önemli olan, o gücü nasıl kullandığınızdır. 48 Laws of Power gibi kitaplar, yönetimde kullanılan acımasız stratejileri anlamak için faydalı olabilir, ancak bunları uygulamak yerine, insanlığa katkı sağlamak daha değerli bir hedef olmalıdır. Fütüvvet gibi eserler bize, insanların sadece bireysel başarı için değil, toplum için de çalışmaları gerektiğini hatırlatıyor. Bu iki kitap, yöneticilik anlayışı açısından tamamen zıt iki perspektif sunuyor. Her bireyin, hangi yolu seçeceği ise kendi tercihi olacaktır.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin