YORUM | BAHATTİN KARATAŞ
Evet.! Bugün göklerden bir yıldız daha kaydı.
Şeyh Nureddin Efendi hazretleri Cinan-ı Rahman’a irtihal eyledi.
Yeryüzünün bir sütunu daha yıkıldı.
Rabbimizin sımsıkı sarılın dediği hablinden bir ipi daha koptu!
Huzurunda, sohbetinde cennetlerden akan ırmakların lezzetini hissederdiniz adeta.
Simasında adeta Efendimiz (asm)’ın yüz işmizazlarını duyardınız.
O, “Hayatımda son bir idealim kaldı, o simayı yaşarken bir kez olsun görebilmek” demişti. Çok kısa bir zaman önce de gördü ve tekkesinde Kürtçe “Mırın Emre xwedeye, mırın emre xwedeye” “Bundan sonra ölüm artık Allah’ın emridir, ölüm artık Allahın emridir.” demişti.
Bu görüşme öncesinde; sizin için mahzurlu olabilir efendim denilmesine rağmen “Her şeyi göze aldım. Öte tarafa bir davetiye bekliyorum demişti ve gerçekten dostlar diyarına, mecma-ı canana, cinan-ı Rahman’a irtihal eyledi. Şeyh Nureddin Efendi hazretleri…
“Nolur efendim dua edin de, Rabbim beni öte tarafta adanmışlarla beraber haşr u neşretsin, beni sizlerden saysın” arzusuyla meşbu idi.
O zat, son derece kitap ve sünnete bağlı ‘Ehl-i sünnet vel cemaat’ müstakim bir insandı. Onu bu inancında yanıltmak isteyen insi ve cinni ceberutlara da; ‘O zatın Arapçaya çevrilmiş kitaplarını didik didik ederek okudum inceledim. Baktım ki, Kur’an’ımı minhac edinmiş, Efendim’i rehber eylemiş… Kitap ve Sünnet’in mutlak itaatkâr-ı bağlısı… Gelip gidip aleyhinde olması için çok ısrar eden birisine de, “Oğlum bu zat Efendim’i yaşıyor Efendim’e nasıl karşı geleyim?” diye zecretmişti.
Birgün “Sizin aleyhinizde olmam için o kadar çok tehditler ve hakaretler alıyorum ki… Söylenmeyecek kadar kötü” diye yakınmıştı… “Ben onları mahşere kurtuluş vesilem olsun diye götüreceğim. Zalimin zulmün yanında durmadım çok şükür. Ben hak ve hakikatın yanında durdum. Bu duruş ahiretimi kurtarma ümidimdir. Etrafımda çok etbaım varken birden yalnız kaldım ama olsun hiç olmazsa hakikatın yanında oldum.” buyurmuştu..
Ta Erzurum’lara kadar gitmişti, O zatı araştırmıştı..gençliğini, salabet-i diniyesini sordurmuştu… Hiçbir boşluk bulamamıştı..
Karşı taraftan yanına gelip gidenlere de; “40 yıldır hayatı, gözünüzün önünde geçen zahid abid bir adam. Hanginizin çocuklarınızı okutmadı? Neden şimdiye kadar onu görmediniz, bilmediniz tanımadınız da, hırsızlıklara ve günahlara bulaştıktan sonra mı aklınıza geldi de onu tanıdınız?” diye sormuştu.
Süreç başlamadan önce, sağa sola çok kimselere, ehli hal ve akde, elçilerle mektuplar gönderdi. Gelecek ahir zaman fitnesinin çok şiddetli bir zulüm ve baskı rejimi olacağını hissetmişti. Kanaat önderlerine, hakkın mazlumun yanında yerinizi alın yoksa ahiretinizi kaybetme ihtimali var demişti.
Devlet yetkililerine “Zalimsiniz müslümanlara zulmediyorsunuz, hatta efendinize söyleyin zalimlik yapmasın!” diye sertçe uyarmıştı.
Bir keresinde “Ben 60’ları gördüm, 12 mart muhtırasını,12 Eylül’ü, 28 Şubat’ları gördüm ama böyle zulüm görmedim… Dinsizlik hesabına bir zulüm yapılıyor!” demişti.
İşin hakikatini öğrenmek için gelip kendisine soranlara da “Bu zulüm iki kardeş arası kavga değildir… Hak ile batılın mücadelesidir!” diyordu.
İşte size kısaca Şeyh Nureddin Efendi Hazretlerini arzetmeye çalıştım.
Kaybetmenin şokuyla karmakarışık kırık dökük ifadelerimle bu kadar oldu. Tarafeynden özür dilerim. Şeyh hazreterinin dedesi Üstadımızdan bir önceki müceddid, Hz. Mevlana Halid Bağdadi (ks.)’ nin halifesi Şeyh Abdurrahmani Taği (ks.) hazretlerinin ahfadından, Şeyh Masum Efendi hazretleri (ks)’nun oğlu ve halifesidir. Rabbim silsileye yümün ve bereket versin; ab-ı hayatı gibi füyuzatlarını kesintiye uğratmasın. Kesmek isteyenlere fırsat vermesin. Ab-ı kevser akıtsın.
Efendi Hazretleri’ne de, Cinan’da dostlarla Saadet-i ebediye diliyorum. Allah gani gani rahmet, merhamet eylesin. Kabri pürnur olsun, cennete açılan bir kapı olsun.
Başımız sağolsun, sabırlar dilerim efendim…