HABER-YORUM | HASAN CÜCÜK
Dünyaca ünlü külüplerinde bir de ‘arka bahçeleri’ var. İster doku yakınlığı deyin, isterseniz sporcu yetiştirmedeki atalet; yöneticilerin her transfer döneminde kapısını tıklattıkları, futbolcu alırken öncelik verdikleri ve hatta göz diktikleri bir takım mutlaka bulunuyor.
Barcelona – Arsenal transfer ilişkisi 2000 yılında Joan Gaspart başkan olmasıyla başlarken, kadroya katılan isimler Marc Ovemars ve Emmanuel Petit oldu. İki oyuncu için Barcelona’nın kasasından çıkan rakam 55 milyon Euro oluyordu. 2003’te bu kez Arsenal’den gelen Hollandalı Giovanni van Bronckhorst olurken, ödenen ücret sadece 2 milyon Euro’ydu. 2007 yılında kötü geçen bir sezonun ardından Barcelona yeniden Arsenal’ın kapısını çalarken, kadrosuna kattığı isim dünyaca ünlü yıldız Fransız Thierry Henry oluyordu. Arsenal’in kaptanını 24 milyon Euro karşılığında kadrosuna katan Katalan ekibi, 2008’te şimdilerde Konyaspor’un formasını giyen Belaruslu Aleksandr Hleb’i 17 milyon Euro karşılığında renklerine bağlıyordu. BU transferlerden Henry’den maksimum verim alan Barcelona için Hleb tam bir fiyasko oluyordu. Kadroya girmekte zorlanan Belaruslu oyuncu günlerini daha çok tribünde ve yedek kulübesinde geçirdi. Barcelona Sandro Rosell’in başkanlık döneminde de Arsenal’den oyuncu almaya devam etti. 2001’de Barcelona altyapısından yetişmiş olan Cesc Fabregas’ı 36 milyon Euro karşılığında 8 yıl aradan sonar yeniden renklerine bağladı. 2012’de alınan oyuncu Alex Song olurken, ödenen miktar 19 milyon Euro’ydu. Katalan ekibinin Arsenal’den kadrosuna kattığı son isim 10 milyon Euro karşılığında Thomas Vermaelen oluyordu. 14 yılda Barcelona, Arsenal’den tam 8 oyuncu alırken ödediği rakam 163 milyon Euro oluyordu.
Ünlü alt yapısı La Masia’dan son yıllarda yıldız oyuncu yetişmeyince Barcelona doğal olarak gözünü diğer kulüplerde parlayan oyunculara çevirdi. Barcelona’nın ihya ettiği kulüp sadece Arsenal değil. Liverpool’a, Luis Suarez, Javier Mascherano ve Phillip Coutinho için 230 milyon Euro ödüyordu. La Liga’daki rakiplerinden Valencia ve Sevilla da Barcelona’nın yıldız tedarikçisi oluyordu. Valencia’ya David Villa, Jeremy Mathieu, Jordi Alba, Gerard, Adre Gomes ve Paco Alcacer için 165 milyon Euro, Sevilla’ya Dani Alves, Seydou Keita, Adriano, Ivan Rakitic, Clement Lenglet ve Aleix Vidal 130 milyon Euro bonservis ücreti ödedi.
Dinamo Moskova, Anzhi Mohaçkale takımından yaptığı oyuncularla dikkatleri çekti. 2012’de Balazs Dzsudzsak’ı 19 milyon Euro karşılığında kadrosuna katan Dinamo Moskova, 2013’te bu takımdan tam 9 oyuncuyu renklerine bağladı. Dinamo Moskova, Aleksandr Kokorin’i 19 milyon Euro, İgor Denisov’u 15 milyon Euro, Yuri Zhirkov’u 11 milyon Euro, Christopher Samba’yı 10 milyon Euro, Vladimir Gabulov’u 7 milyon Euro ve Aleksey Kasaev’i 5 milyon Euro karşılığında renklerine bağlarken, 3 oyuncuyu bedelsiz transfer etti. Dinamo Moskova kasasından Anzhi’ye ödenen transfer ücreti bir sezonda 67 milyon Euro oluyordu. Dinamo Moskova, 2005 yılında FC Portoda top koşturan Maniche, Yunanlı Seitaridis, Derlei, Costinha ve yedek kaleci Nuno’yu 39,5 milyon Euro karşılığında transfer etmişti.
Alman Panzeri Bayern Münih ise, transferde daha çok şampiyonluk yolunda kendisine rakip olacak takımların yıldızlarını transfer ediyor. Son dönemde Bundesliga’daki en büyük rakibi Borussia Dortmund’un yıldız oyuncuları Mario Götze, Robert Lewandowski, Mats Hummels kadrosuna kattı. Bu isimlerden 37 milyon Euro ödediği Götze’den beklediği verimi alamayınca, yeniden Dortmund’a sattı. Bayern Münih aynı taktikle 2000’lı yılların başında fırtına gibi esen Bayer Leverkusen’den Robert Kovac, Michael Ballack ve Ze Roberto’yu kadrosuna katıp rakibinin gücüne darbe vurmuştu. Stuttgart’tan Mario Gomez, Joshua Kimmich ve Schalke 04’ten alınan Manuel Neuer ile Leon Goretzka Bayern Münih’in parayı bastrıp rakiplerinden transfer ettiği yıldız oyuncular oldu. Bayern, 2017’de Bundesliga’nın zirveyi zorlayan takımlarından Hoffenheim’den Sandro Wagner ve Niclas Süle ile kadrosunu güçlendirirken, rakibinin gücüne darbe vurdu.