Selahattin Demirtaş’tan 10 maddelik acil çağrı metni

HDP eski Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Edirne Cezaevi'nde tutuklu bulunuyor.

Yaklaşık 8 yıldır Edirne Cezaevi’nde tutuklu bulunan eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, kamuoyuna yaptığı çağrı metnini sosyal medya hesabından açıkladı. “Bu çağrı ben dahil tüm erkeklere, zihniyetimizle yüzleşme çağrısıdır” başlığıyla duyurulan açıklamada, Demirtaş, kadınlara yönelik artan şiddetle ilgili AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel başta olmak üzere, “Acil ve etkili tedbirler için lütfen iş birliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım” çağrısında bulundu.

CHP Genel Başkanı Özgür Özel, bugün eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş’ı Edirne Cezaevi’nde ziyaret etti. Demirtaş’ın avukatları ziyaretten hemen önce cezaevi girişinde Demirtaş’ın çağrı metnini Özel’e verdi. Özel ile Demirtaş ziyaretinin başladığı sıralarda Demirtaş’ın çağrı metni de kamuoyuyla paylaşıldı.

Selahattin Demirtaş çağrı metninde, kadınlara yönelik artan şiddetin önlenmesi ve alınması gereken önlemlerle ilgili önerilerde bulundu. İstanbul Sözleşmesi’ne yeniden dönülmesi gerektiğini ifade eden Demirtaş, AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan başta olmak üzere “Bu çağrı metninin hazırlanmasında bile bana öğretmeye, katkı sunmaya devam eden mücadeleci tüm kadınlara selam ve teşekkürlerimle…” dedi.

Açıklama şöyle:

“Kadınlara yönelik cinayet, şiddet, tecavüz, taciz, tehdit vakaları kan donduran vahşet boyutlarına ulaştı. Kadınlar için sokaklar, iş yerleri, okullar, hastaneler hatta yaşadıkları ev bile cehennem azabına dönüştü, toplumsal kaygı içindeyiz. Bir erkek olarak bu konuda çağrı yapmak bile zor çünkü cinsiyet olarak fail olan tarafta yer aldığımı biliyorum. Kadınların maruz kaldığı şiddet, bireysel değil toplumsal bir sorunun yansımasıdır ve bu soruna karşı mücadeleyi salt kadınların omzuna yüklemek yerine biz erkeklerin de elimizi taşın altına koymamız gerektiği açıktır.

“BURADAN TÜM ERKEKLERE SESLENİYORUM”

Buradan tüm erkeklere sesleniyorum, sadece bir dakika duralım ve düşünelim; suçu, suçluyu başka yerde aramayalım. Bu düzenin yaratılmasından, şiddeti besleyen zihniyetin oluşmasından söylemlerimizle, eylemlerimizle hepimiz sorumluyuz. Sorgulamaya, değişime kendimizden başlayalım. Biz erkekler doğuştan bu kadar vahşi, barbar, acımasız değiliz. Erkek egemen zihniyeti adım adım biz yarattık ve bu şiddet döngüsünün kurulmasına biz sebep olduk. O halde eşit, adil, güvenli bir yaşam inşa edilmesine fırsat sunma sorumluluğu da bizdedir.

“BU YAZI DA TOPLUM OLARAK SORUMLULUKLARIMIZI YENİDEN HATIRLAMAK İÇİN KALEME ALINDI”

Kalıcı bir çözüm bulmak için, erkeklerin bu konudaki sorumluluğu sessiz kalmaktan öte hem özeleştiri yapmak hem de sistemi dönüştürmeye yönelik taleplere destek olmaktır. Ancak bu destek, kadınlara ne yapmaları gerektiğini söyleyen bir dil yerine, onların yanında yer alarak ve dinleyerek verilmelidir. Bu yazı da toplum olarak sorumluluklarımızı yeniden hatırlamak için kaleme alındı. Unutmayın; kadınlar biz erkeklere sesleniyor, isyan ediyor, feryat ediyor, mücadele ediyorlar. Biz de kendimizle samimiyetle yüzleşerek kadınların mücadelesine omuz verelim. Bu utanca, bu vahşete ve barbarlığa ortak olmak istemeyen tüm erkeklere çağrımdır, gelin her yerde yüksek sesle biz de haykıralım ve ‘Kadınların çığlığını duyuyoruz’ diyelim.

“SİYASETTEKİ ERKEK EGEMEN DİLİ, MODELİ, POLİTİKALARI VE UYGULAMALARI DEĞİŞTİREREK İŞE BAŞLAYALIM”

Ayrıca Sayın Cumhurbaşkanı başta olmak üzere, bugün ziyaretimize gelen Sayın Özgür Özel’e, tüm siyasi parti liderlerine, milletvekillerine, yargı mensuplarına, barolara, belediyelere, sivil toplum örgütlerine, güvenlik bürokrasisine çağrı yapıyorum. Acil ve etkili tedbirler için lütfen iş birliği yapın, kadınların isyanını ve haklı taleplerini duyun. Siyasetteki erkek egemen dili, modeli, politikaları ve uygulamaları değiştirerek işe başlayalım.

Toplumsal barışı inşa etmek istiyorsak gelin önce buradan başlayalım. Çünkü özgürlük ve demokrasi herkes için hayata geçmeden barış da sağlanamaz.

Demirtaş, “acil önlemler ” ve “orta vadeli önlemler” başlığı altında 22 madde açıkladı. Bu maddeler şöyle:

“1. İstanbul Sözleşmesi yeniden imzalanmalı ya da iptalinden vazgeçilmeli. Sözleşmede yer alan tüm maddelerin uygulanması için ivedilikle harekete geçilmeli.

  1. Kadınlara yönelik suçlarda cezasızlığa son verilmeli. Tehdit, hakaret, şantaj, ısrarlı takip gibi suçlarda da tutuklama dahil cezai ve kontrol tedbirleri uygulanmalı.
  2. Devlet kurumları ve yöneticileri, kadına yönelik şiddet ve ayrımcılığa karşı net bir tutum içinde olmalı ve kadın aleyhine açıklamalardan kaçınmalı.
  3. Kadına yönelik tehdit, şiddet suçu şikayete bağlı olmamalı, şikayet olursa da şikayetçinin ismi ve adresi gizlenmeli, soruşturma kamu adına yürütülmeli ve Bakanlık soruşturmanın bizzat tarafı olmalı.
  4. Kadına yönelik şiddet ve cinayet soruşturmalarını kadına yönelik şiddete karşı düzenli eğitim ve destek alan polisler, savcılar ve hakimler yürütmeli.
  5. Kadına yönelik tehdit ve şiddet, katalog suçlara dahil edilmeli ve tutuklama sebebi sayılmalıdır.
  6. Bakanlıkça geliştirilecek bir uygulamayla kadınlar, telefonlarından tek tuşla o anki baz istasyonundan sinyal alan tüm telefonlara yardım sinyali gönderebilmelidir.
  7. Sokak aydınlatması olmayan tek bir park ve sokak kalmamalı.
  8. Gece ve gündüz; park, sokak, meydan ve caddelerde güvenlik tedbirleri arttırılmalı.
  9. 6284 sayılı yasada yer alan elektronik kelepçe, tüm riskli vakalarda uygulanmalı.”

Orta Vadeli Önlemler…

  1. Kadın hakları ve toplumsal cinsiyet konuları ilkokuldan itibaren zorunlu ders olarak müfredata dahil edilmeli.
  2. Kadınlara yönelik istihdam olanakları arttırılmalı, tüm iş yaşamında kadınlara iş güvencesi ile eşit işe eşit ücret politikası uygulanmalı.
  3. Sığınak sayıları arttırılmalı, sığınaklardaki kadınları güçlendirme politikalarına önem ve öncelik verilmeli.
  4. Ücretsiz olarak 7/24 herkesin ulaşabileceği, her dilde hizmet veren Alo Şiddet hattı kurulmalı.
  5. Tüm il ve ilçelerde yaygın halk eğitimleri, paneller, açık oturumlar, konferanslar düzenlenerek erkeklerin bilinci arttırılmalı. Tüm billboardlarda her ay, bir hafta boyunca sadece bu konuda duyarlılık çağrısı yapan afişlere ücretsiz yer ayrılmalı.
  6. Özel televizyon kanalları ve TRT’nin tüm kanallarından, her gün kamu spotu niteliğinde yayınlarla bu konu işlenmeli. Hazırlanacak video hakkında kadın örgütlerinden görüş alınmalı.
  7. Televizyon dizilerindeki kadına yönelik şiddet içeren sahnelere son verilmeli.
  8. Kadın örgütlerinin talepleri doğrultusunda ve İstanbul Sözleşmesi’nde de yer alan Cinsel Saldırı Kriz Merkezleri kurulmalı.
  9. Tüm illerde tüm kadın örgütlerinin de yer aldığı kadına dönük şiddet ve ayrımcılığa son koordinasyonları kurulmalı.
  10. 6284 sayılı yasadaki koruyucu ve önleyici tedbirler kadınların talebi halinde hızlıca alınmalı, yasanın tartışılmasına son verilmeli.
  11. Kadına yönelik şiddet, taciz ve tecavüz kapsamında hüküm giymiş kişilerin cezaevinde kadınlara dönük ayrımcılık ve şiddete karşı zorunlu eğitim almaları sağlanmalı.
  12. Bu çalışmaların tümü, kadın örgütleri ve ilgili sivil toplum kuruluşlarıyla ortak irade ve birlikte çalışmayla hayata geçirilmeli, şiddete karşı mücadelede yan yana ve kararlı bir duruş sergilenmeli.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin