Sedat Peker yalnız değildir!

HABER-ANALİZ | ADEM YAVUZ ARSLAN

Keşke öyle olsaydı, yani bütün mesele bir organize suç örgütü liderinin bireysel çıkışlarından ibaret kalsaydı. Fakat Sedat Peker’in silahlanma çağrısı yapıp rejim muhaliflerini öldürmekle tehdit etmesi ‘yeniden iktidar olan Ergenekon’un ete kemiğe bürünmüş halidir.

Erdoğan-Ergenekon ittifakının tüm dosyalarını temizlediği Sedat Peker ‘saygın iş adamı’ olarak her gün miting yapıyor. Her demeci ayrı bir skandal. Asmaktan, kesmekten, öldürmekten bahsediyor ve bir tek savcı bile çıkıp ‘ne diyorsun sen?’ diyemiyor.

Peki Sedat Peker bu gücü,  dokunulmazlığı nereden alıyor ? Sedat Peker’in silahlanma çağrısı yaparken Cübbeli Ahmet’in ‘bir şeyler olursa hazırlıklı olun, askere polise destek olun’ demesi ne anlama geliyor ? Perinçek’in Binali Yıldırım ile buluşması bu denklemde nereye oturuyor?

Önce altın çağını yaşayan suç örgütlerinin ‘devletle ilişkisi’ne bakalım. Çünkü Peker’in bu gücü nereden aldığı sorusunun cevabı Türkiye’nin yakın tarihinde gizli.

CEZAEVİ PENCERESİNDEKİ TÜRKİYE FOTOĞRAFI

Bu aşamada biraz geriye gidip gözden kaçan önemli bir olayı hatırlatalım.

Ergenekon Operasyonlarının savcısı Zekeriya Öz’e 2008 yazında bir mektup geldi. Kim tarafından gönderildiği belli olmayan mektubun içinde bir de CD vardı. İhbar mektubunu yollayan her kimse önemli bilgilere sahip olduğu belliydi fakat soruşturma makamlarını şok eden şey CD’nin içinden çıktı.

CD’de 2000 yılı ekim ayında Uşak Cezaevi’nde çıkan isyanın bugüne kadar hiçbir yerde yayınlanmayan çok özel görüntüleri vardı.

Yaklaşık 2 dakikalık görüntüde yer altı dünyasının ünlü isimleri Nuri ve Vedat Ergin kardeşlerin Uşak Cezaevinde çıkardığı isyanın çarpıcı detayları vardı.  Görüntülerde cezaevi penceresinden atılan iki mahkum gözüküyor. Mahkumlardan biri, yüzleri kapalı Karagümrük Çetesi üyeleri tarafından pencereden atıldıktan sonra üzerinde sadece iç çamaşırı olan ikinci bir mahkum getiriliyordu. Bu mahkum da aşağı atılmadan önce yüzü peçeli biri tarafından göğsünden 6 kez bıçaklanıyordu.

Mahkum daha sonra aşağı atılıyordu. Görüntülerin bu bir kaç saniyelik bölümü bile şok etmeye yeterdi ama soruşturma makamlarını şok eden esas bölüm daha sonra geldi.

Görüntülerin devamında Nuri Ergin hapishane penceresine çıkıp sağ elini havaya kaldırıyor ve “Bu devlet bana Mustafa Duyar’ı öldürttü. Ben öldürdüm” diye bağırıyor. Bir başka pencere de, çevresinde beş altı yüzü peçeli mahkumla Vedat Ergin görülüyor. Vedat Ergin’in elinde bir tabanca var ve iki kez “bak” diyor ve ardından “Veli Abi’yi ara, Veli Küçük’ü ara, beni sor. Başka da bir şey demiyorum” diyor. Nuri ve Vedat Ergin bu sözleri kameraya bakarak söylüyor.

Yani kayıtta olduklarını biliyorlar. (Bu arada Jandarmanın kendi raporunda bu bölümlerin sansürlendiği yıllar sonra ortaya çıktı. Yani Jandarma bu sözleri ve yaşanan olayları saklamıştı)

Cezaevinin bahçesinden çekildiği anlaşılan görüntülerin kim tarafından çekildiği bilinmiyordu. Soruşturma safhasında da tespit edilemedi. Ama gazetecilerin cezaevi çevresine bile yaklaşamadığı düşünülürse bu görüntülerin resmi bir kurum tarafından çekildiğini ve devletin arşivinde bulunduğunu tahmin etmek zor değil.

Hatırlanacağı gibi 9 Ocak 1996’da suikaste uğrayan Özdemir Sabancı’nın katil zanlısı Mustafa Duyar cinayetten 3 yıl sonra Afyon Cezaevi’nde öldürülmüştü. Ergenekon operasyonları başladıktan sonra bu dosyanın da kapağı açılmış ve hazırlanan iddianame de Duyar’ı Karagümrük Çetesi lideri Nuri Ergin’in öldürttüğü, azmettiricinin ise emekli Tuğgeneral Veli Küçük olduğu iddiası yer almıştı. Nuri ve Vedat Ergin Afyon Cezaevi’nde yatarken 15 Şubat 1999’da aynı cezaevinde yatan Sabancı Suikasti sanığı Mustafa Duyar öldürülmüştü.

Bu olay üzerine Ergin kardeşler önce Kartal Cezaevi’ne sonra da Uşak Cezaevi’ne nakledildiler. Alaattin  Çakıcı’nın adamlarının da Uşak Cezaevine nakli sonrası başlayan tartışma isyana dönüşmüştü. İsyanda yüzü aşkın kişi rehin alınırken 5 mahkumun gözleri oyularak öldürülmüştü.

Yıllar sonra bu hatırlatmayı yapmamın nedeni Sedat Peker’in son günlerde sıklıkla tartışma konusu olan açıklamaları. Malum olduğu üzere Sedat Peker her gün bir yerde miting yaparak Erdoğan-Bahçeli ittifakına destek çağrıları yapıyor. Bir yandan Barış Bildirisi’ne imza atan akademisyeleri ‘oluk oluk kan akıtacağız ve akan kanlarınızla duş alacağız’ diye tehdit ederken bir yandan da silahlanma çağrıları yapıyor. Normal şartlarda Sedat Peker’in açıklamaları yargının konusu fakat Erdoğan rejiminin kanatları altına aldığı, bizzat sırtını sıvazladığı Sedat Peker’e soruşturma açma cesareti gösterecek bir savcı çıkmadı.

İktidar çevreleri ve Havuz medyası Sedat Peker’in silahlanma ve infaz çağrılarını görmezden geliyor. Az sayıdaki gazeteci ve akademisyen ise tartışmayı yanlış bir noktadan başlatıyor.

MİLLİ VE YERLİ MAFYA

Yaşamakta olduğumuz sürecin analizini yaparken Ergenekon Soruşturması’na dönüp bakmakta fayda var. O binlerce sayfa iddianame, ek klasörler, telefon tapeleri ve dijital delillerde ‘devlet mekanizması’nın işleyişi ve yapılanmasına dair çok çarpıcı bilgiler var.

Maalesef Türkiye’de gazeteciler iddianame okumadığı için bugüne ışık tutacak ipuçları da gün yüzüne çıkamadı.

Özetle şöyle; ‘lümpen gençliğin organizesi’ Ergenekon’un önemli ayaklarından biriydi. Söz konusu belgelere göre ‘organize edilmiş milliyetçi muhafazakar gençler’ sokaklarda hakimiyeti sağlayacak ve ‘tehdit’e karşı harekete geçecekti.

Yine söz konusu belgelere göre Sedat Peker bu kapsamda önemli bir yerde duruyor.

Ergenekon klasörlerinde yer alan verilere göre Sedat Peker ile bir dönem adı derin devletle özdeşleşen Veli Küçük arasında çok yakın bir ilişki var. Hatta Sedat Peker demek Veli Küçük demektir denebilir. Sedat Peker’in irtibatları ise hayli ilginç. Bir döneme  damgasını vuran ve ismi faili meçhul cinayetlerle gündeme gelen isimlerle yakın ilişkisi var. Sedat Peker’in ilişkilerine bakıldığında sırtını devlete dayadığı, devletin de Peker’e yol verdiği açıkça görülebiliyor.

‘Devletin besleyip büyüttüğü suç örgütlerini ‘nasıl kullandığı’na en somut örnek ise girişte anlattığım Nuriş Kardeşler olayı. Bir güç merkezi Sabancı Suikasti sanığı Mustafa Duyar’ı ortadan kaldırmak istiyor ve bu işi cezaevindeki suç örgütü üyelerine havale ediyor. Bu iş modelinin başka örnekleri de var.

DEVŞİRİLEN KUVVETLER HER YERDE

Ergenekon’un lümpen gençliği organizesi ve devşirilen tetikçiler meselesinde seferberlik tetkik kurullarına ayrı bir parantez açmak şart.  Özel Kuvvetler ve onun taşra yapılanması olan Seferberlik Tetkik Kurulları’nın ‘kullanmaya uygun’ isimleri özellikle askerlik hizmeti sırasında seçtikleri yaygın olarak bilinen bir gerçek. Nitekim şu ana kadar yapılan operasyonlarda bu tür bağlantılar deşifre edildi. Mesela Ankara’nın göbeğinde saldırı hücresi kuran Atabeyler Çetesi’nin sivil kanadında yer alan bir ismin askerlik sırasında devşirildiği ortaya çıktı. Aynı şekilde Sauna Çetesi’nden tanınan K.Z de askerlik yaparken özel kuvvetlerce devşirilmiş ‘siyah’ personeldi. Bu isimler ‘ihtiyaç halinde’ operasyonlarda kullanıldılar.

KİM İÇİN SİLAHLANILIYOR?

Buraya kadar anlattıklarımın özeti şu; Sedat Peker’in son dönemde yaptığı açıklamalar ve adeta ‘dokunulmaz’ hale gelmesi, Erdoğan tarafından sırtının sıvazlanması kapsamlı bir projenin parçası. Yani bir organize suç örgütü liderinin bireysel tercihleri değil. ‘Devlet’ bizzat bu tür suç örgütlerini büyütüyor, önlerini açıyor ve ‘siyasi ajandaya’ göre kullanıyor. Gün geliyor cezaevinde adam öldürtüyor gün geliyor sokakları karıştırtıyor.

Şimdilerde ise silahlanma çağrısı yaptırıyor. Bir yandan Peker bu çağrıyı yaparken öbür taraftan Cübbeli’de Cemaatini ‘yaşanabilecek olaylara karşı’ hazırlıyor. Henüz kime karşı olduğu çok net anlaşılamasa da kapalı kapılar ardında bir şeylere hazırlanıldığı açık.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. organıze suc orgutu lıderlıgının va mafya yapılanması lıderlıgının her nekadar kotu olsada bır sevıyesı (kalıtesı) bır adamlıgı vardır.
    bu pespaye kısılıge rap yapıp homoseksuel egılımlerı oldugu ıddası olan bu esfelı safilıne. rezıllık ve kepazelık lıderlıgı dısında bır ıunvan vermek sahsa buyulk bır paye vermektır degerlı kardesım lutfen bu hıcbır sey olmayan kısı ıle ılgılı haber yapıp kısıye paye vermeyın gayet rezıl gercekte hıc bır cıddı eylemı olmayan zavallı bır kısılıktır

  2. TAYYİBİN KAREKTERİ…
    Tayyibin nasıl bir karakter sahibi olduğunu, bu tiplerın artada pervasızca dolaşmasından öğrenebiliyoruz. Bugün tayyibi översen, herkesi dövmen mubah görülüyor. Aslında Sedat zibidisi tayyibden nefret eder, amma menfaatperest insan karekteri gereği o da tayyibin kuyruğuna yapışmış.
    Perinçek
    Peker
    gibi tüm mafya ve terörist ruhluların toplandığı- destek verdiği parti gibi akp.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin