Şanver Paşa ve geride bıraktığı fişlemeler

HABER-YORUM | TUNA YILDIZ

Emekli Korgeneral ve DEVA Partisi kurucusu Mehmet Şanver, geçtiğimiz hafta kalp krizi sonrasında hayatını kaybetti. Şanver Paşa 66 yaşındaydı. Ulusalcı bir kanat onu hemen ‘kahraman’ ilan etti. Pazılın değişik parçası bildik ekran yüzleri gazete ve televizyonlarda 15 Temmuz ve öncesinde yaptığı ‘kahramanlıkları’ ballandıra ballandıra anlattı.

Şanver paşa, Gülen Cemaati’ne yakın olduğu iddia edilen Türk Silahlı Kuvvetleri (TSK) personelinin kurumdan temizlenmesi için büyük emek harcadı! Özellikle Hava Kuvvetleri Komutanlığı’nın tasfiyesi edilmesinde komutanı Abidin Ünal’ın emrinde aylarca çalıştı. Hem alt kadrolarının hem de komutanlarının fişlenmesinde büyük bir görev ifa etti.

Onu yakından tanıyan arkadaşlarıyla ve alt devreleriyle uzun görüşmeler yaptım. Makam için feda etmeyeceği hiçbir şeyi yoktu Şanver Paşa’nın. ‘Komutanım’ diyerek kapısının önünden ayrılmadığı Akın Öztürk paşayı kötülüğün içerisine çekerken de tek bir hedefi vardı. Abidin Ünal’dan boşalacak Kuvvet Komutanlığı’na adını yazdırmak. Ancak senaryo sahiplerinin kurgusunda ona başka bir rol yoktu. 15 Temmuz kumpasında onun sadece bir bölümlük rolü vardı. Oynadı ve arkasına bakarak gitti. Hem de hıçkıra hıçkıra ağlayarak!

Koskoca ülkenin üzerine bütün kötülüklerin serpilmeye başlandığı senaryo o gecede sahneye konuldu. Korgeneral Mehmet Şanver, kızının nikah törenini 15 Temmuz gününe almıştı. Birçok röportajda düğünün neden o geceye alındığını izah etmekte zorlansa da yandaşlar imdadına yetişmişti. Onlara göre planlı hiçbir şey yoktu! Ancak gerçekte vardı. Düğünün o geceye alınması, Hava Kuvvetleri Komutanlığı üst yönetiminin tam kadro düğünde olması senaryonun bir parçasıydı. Sadece bir kişi hariç. Eski Hava Kuvvetleri Komutanı ve YAŞ üyesi Orgeneral Akın Öztürk’ün. Onun davet edilmemesi de Abidin Ünal paşasının ona emriydi. Çünkü Hava Kuvvetleri’nin tasfiyesi için bir ‘başa’ ihtiyaç vardı. O da Öztürk olarak seçilmişti. Ne olduysa o gecede oldu! Sözde darbeci askerler, düğünde bulunan üst düzey komutanları derdest ederek darbeyi sonuçlandırmaya çalıştı. Ancak ne hikmettir ki, düğünde davetli 8 paşanın hepsi derdest edilirken, Kuvvet Komutanı Abidin Ünal, korumaları ve özel uçağıyla elini kolunu sallayarak Akıncılar Üssü’ne gitmişti. Orada da koridorlarda elini kolunu sallayarak gezmeye devam etmişti. Yine ne hikmetse kendisiyle ilgili hiçbir işlem yapılmazken, fişlenen isimlere ağırlaştırılmış müebbet cezaları verildi.

Burada düğünün sahibi Mehmet Şanver ve ailesi işlerini tamamlamış, gelin ve damadı yolcu bile etmişti. Ülke yangın yeriyken Şanver paşa ve şürekası piste çıkmış saatlerce Ankara havası oynamıştı. Sonra da basın yayın organlarına, henüz baskın olmadan kulüpte bir karargah kurduklarını ve komutanların yol haritası oluşturarak darbeyle mücadele ettiği yalanını atmıştı. Yol haritası dediği da eski Orgeneral Akın Öztürk Paşayı, Akıncılar Üssü’ne göndererek arkadaşlarını yem etmekti. Bu plan da başarıyla icra edilmişti.

Darbede bir eylemi olmadığı izlenimini vermek için Mehmet Şanver de diğer arkadaşları gibi derdest edilmişti. Sonra aylar öncesinde adını ‘Paralel Devlet Yapılanması PDY’ listesine eklettiği subay arkadaşları tutuklanırken o serbest kalmıştı; hiçbir işleme tabii dahi tutulmadan. Emniyet koridorlarında onun ve komutanı Abidin Ünal’in ‘Paralel DY’ olarak fişleme yaptığı üst düzey komutanlar ağır işkence ve kötü muameleye maruz kalırken, Şanver Paşa, Ünal’ı kendisine siper yapmıştı. Paralel subayların fişlenmesini birlikte yaptıklarını itiraf etmişti.

BEKLENTİSİ OLMADI, İSTİFA ETTİ

Darbe girişiminden bir ay sonra ilk sırada olmasına rağmen orgeneralliğe terfi ettirilmedi. O da istifa etti. Oysa ki komutanı Abidin Ünal, HKK’nı vaat etmişti. Vaat edilenlerin hiçbiri verilmedi komutana. Ne Kuvvet Komutanlığı ne de YAŞ üyeliği. Kendisinden iki dönem altta olan meslektaşı, Orgeneral Abidin Ünal’ın yerine getirildi bir gecede. O hınçla emekliliğini istedi. Belki de ona ‘bekle dur’ denileceğini düşündü. Emeklilik dilekçesi anında işleme alındı. Birkaç gün sonra Ankara sokaklarında emekli bir TSK personeli olarak dolaşmaya başladı.

O KİTABI NEDEN YAZDI?

Abidin Ünal’a olan kızgınlığı onu kitap yazmaya yöneltti. Belli ki vicdanı onu esir almıştı. “15 Temmuz Kartal Yuvasının İstilası” isimli kitap hem 15 Temmuz darbe girişimine hem de Abidin Ünal ve Hulusi Akar’ın darbe öncesinde neler yaptıklarına ışık tutuyordu. Mehmet Şanver paşa, kitabının bir bölümünde kendi altında bulunan astlarını ve üst komutanlarıyla ilgili nasıl ‘Paralel Devlet Yapılanması PDY’ işlem yaptıklarını ayrıntılı olarak anlatıyordu. Hatta Abidin Paşa’nın kendisini birkaç kez makamına çağırdığını ve HKK’ndaki personelleri isim isim fişlediklerine dikkat çekiyordu.

Abidin Paşa’nın da benzer işlemi dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Hulusi Akar ile yaptığını Ünal’ı kaynak gösterip ifşa ediyordu. Ekranlara çıktığı birkaç programda da Akın Öztürk paşanın darbeden haberdar olmadığını onu üsse Abidin Ünal’ın gönderdiğini açıkça dile getirmişti. Ancak ‘Atı Alan Üsküdar’ı’ çoktan geçmişti. Onun günahına girdiği astları ve üstleri, sahte fişleme notlarından dolayı işkencelere maruz kalmış ve zindanlara atılmıştı.

Zindanlara atılanlar bir yönden huzurluydu. Zira suçsuz olduklarını ve iftiraya maruz kaldıklarını biliyorlardı. Ya Mehmet Şanver Paşa öyle miydi? O, vaat edilen görev verilmediği günden itibaren vicdanının esiri oldu. Kanına girdiği masum silah arkadaşlarının ahıyla ebediye intikal etti.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin