İLKER DOĞAN
‘Tetkik garantili yasal soygun’ manşetiyle duyurmuştuk MR yağmacılığını. Sağlık Bakanlığı nihayet bu konuda adım atmaya hazırlanıyor. MR’ın maliyetinin yıllık 1,7 milyar lira olduğunu açıklayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca, bu konuda bir denetim mekanizmasını hayata geçirmeye hazırlandıklarını söyledi. Cihaz başına düşen görüntüleme sayısında OECD ülkeleri ortalama MR sayısı 5.125 iken Türkiye 14 bin 992 ile dünyada birinci sırada alıyor. MR cihazları, kiralandıkları özel şirketlere verilen ‘garanti görüntüleme sayısı’ sebebiyle neredeyse hiç kapanmadan çalışıyor! SGK, özel şirketlere MR için 72, tomografi için 60 TL ödeme yapıyor. Günde 100 hastaya bakan radyoloji uzmanı iki dakikada bir tetkik okumak zorunda…
MR ve görüntüleme sistemleriyle yapılan yasal soygun, nihayet Sağlık Bakanlığı’nın gündemine girmeyi başardı. Bir haber ajansının sorularını cevaplayan Sağlık Bakanı Fahrettin Koca’nın gündeminde tomografi ve MR sisteminde yaşanan denetim zaafiyeti vardı. Sağlıkta dijitalleşme konusunda yürütülen çalışmalara ilişkin konuşan Bakan, denetimin dijitalleşme yapılmadan mümkün olamayacağını söyledi. Tomografi özellikle de MR’ın standartlarının denetimine henüz geçmediklerini belirten Koca, “Ona da önümüzdeki günlerde geçiyor olacağız. Standartlarından kastettiğim, MR ortalama 6 sekanslı bir çekim, 2 sekanslı mı çekildi, 6 sekanslı mı çekildi, hızlı çekilerek yapılması gereken görüntü sağlanmadı ya da sağlandı mı diye gösterebilecek bir denetim mekanizması devreye giriyor.” ifadelerini kullandı.
MR’IN MALİYETİ YILLIK 1,7 MİLYAR TL
Fahrettin Koca, MR ve tomografinin yıllık toplam maliyetinin 1,7 milyar lira olduğuna dikkat çekti. “Dijitalleşmeden asla vazgeçmeyiz ve daha ileri noktaya taşımak istiyoruz.” diyen Koca, dijitalleşmenin görüntüler dahil olmak üzere devrede olduğunu anlattı: “Çekilen bir MR’ın veya tomografinin elde bir CD taşıyarak değil, izin verdiyseniz e-Nabız’a girerek o görüntülemeye de erişebiliyorsunuz. Bundan daha güzel bir şey olabilir mi?”
MR GÖRÜNTÜLEMEDE DÜNYA BİRİNCİSİYİZ
TR724 olarak MR ve tomografi gibi görüntüleme sistemleri konusunda yeterli denetim olmaması nedeniyle yaşanan sorunları 20 Kasım’daki sayımızda aktarmıştık. MR ve röntgen cihazları çok pahalı olduğu için kamu hastaneleri bunları almak yerine kota garantisiyle özelden kiralıyor. Tıpkı ‘yap-işlet-devret’ modeliyle yapılan köprüler ve havayolları gibi devlet bu şirketlere de ‘müşteri/hasta’ garantisi veriyor. Bu nedenle doktorlara kotayı doldurmaları için baskı yapılıyor. Sonuçta gelen hastalara gereğinden fazla tetkik yaptırılıyor. 2016 yılında MR görüntülemede OECD Ülkeleri ortalaması 1000 kişide 57 iken, Türkiye’de 1000 kişide 157. Yani bin hastadan 157’sinin MR’ı çekiliyor. Sağlık Bakanlığı’nın rakamlarına göre yine bir yılda çekilen tomograf sayısı ise 15 milyonun üzerinde. Ultrasonda ise rakam 28 milyona yaklaştı.
MR CİHAZLARI HİÇ KAPANMIYOR
Cihaz başına düşen görüntüleme sayısında OECD ülkeleri ortalama MR sayısı 5.125 iken Türkiye’de 14 bin 992 ile yine dünyada birinci sırada. 2010 yılında Türkiye’de yaklaşık 500 MR cihazı vardı. Bugün bu sayı 850’ye yakın. Ve söz konusu makinalar neredeyse hiç kapanmıyor, gece gündüz çalışarak sahiplerine para kazandırıyor. Şu an ‘hizmet alımı’ olarak bir hastanenin görüntüleme hizmeti için taşeron firmaya ödediği bedel 30 TL civarında. SGK ise MR için 72, tomografi için 60 TL ödeme yapıyor. 1 MR cihazı yılda 15 bine yakın çekim yapıyor.
1 dakikada tetkik okuyoruz!
Antalya’da geçtiğimiz ay yapılan 39. Ulusal Radyoloji Kongresi’nde tartışılan konulardan biri görüntüleme tetkiklerindeki yoğunluğu oldu. Türkiye’de yaklaşık 4 bin radyoloji uzmanı var. Avrupa’da ortalama 100 bin kişiye 15 radyoloji uzmanı düşerken, Türkiye’de bu sayı 5 dolayında. Türk Radyoloji Derneği Başkanı Prof. Dr. Tamer Kaya, “1-2 dakikada bir tetkik okuyoruz. Bu kendimizi kandırmaktır. Deneyimli hocalara bile 10 dakika yetmiyor. Bazı meslektaşlarımız bu yüzden görevlerini bırakıyor. Bir günde 30 hasta doğru bir rakam. Ama 100 tane çekim olunca hastaya 1-2 dakika zaman kalıyor. Hız sınırlaması yapmamız, üst sınır koymamız lazım.” diyor.