HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Dünyanın en popüler spor dalı futbol uzun yıllar önce bir endüstriye dönüştü. Forma aşkının yerini para aldı. Dernek statüsünde olup kontrolün taraftarlarda ve kulüp üyelerinde olduğu yıllar geride kaldı. Futbol, daha çok kazanmak isteyen iş adamları ve yatırım fonlarının boy gösterdiği bir arena artık. Zenginlerin göz diktiği liglerin başında İngiltere Premier Lig geliyor. İkinci sırada İtalya Serie A var. Almanya ve İspanya da iştah kabartsa da ülke kanunları zenginlerin kulüpler üzerinde tam yetkili olmasına izin vermiyor. Bu iki ülkede son sözü hâlâ kulüp üyeleri söylüyor. Zengin Arapların yanı sıra son yıllarda ABD’liler futbolu yatırım aracı kullanarak dikkat çekiyorlar.
İŞADAMLARI ÜN PEŞİNDE
Avrupa’da uzun yıllardır İtalyan ekipleri zengin ailelerin kontrolünde oldu. Juventus, Inter ve Milan’ın başarılarının arkasında zengin sahipleri önemli rol oynadı. Kazandıklarının bir kısmını futbola yatıran bu aileler, yeşil sahalarda elde edilen başarılardan dolayı geniş kesimlerin sempatisini kazandı. 1986 yılında Milan’ı satın alan Silvio Berlusconi, kulüp sayesinde ününü İtalya dışına taşımayı başardı. 1990’lı yıllara damga vuran Milan, sahibini ülkenin başbakanlığına kadar taşıdı. Berlusconi, kulübe akıttığı paraların karşılığını her alanda kat be kat aldı.
1.2 MİLYAR EURO BEDEL
Ama daha sonra adının karıştığı yolsuzluk ve skandallardan dolayı Milan’ı elinden çıkarmak zorunda kaldı. 2017’de Milan’ın sahibi Çinliler oldu. Kulüp 2018’de bir kez daha el değiştirdi. Bu kez sahiplik ABD’lilere geçti. Geçtiğimiz haziran ayında Milan bir kez daha satıldı. Sezonu şampiyon tamamlayıp, 11 yıl sonra zirveyi gören Milan, 1,2 milyar Euro’ya bir ABD’li şirketten diğerine geçti. 2018’den beri kulübün sahibi olan Elliott şirketi, yatırım grubu olan RedBird Capital’a Milan’ı 1,2 milyar Euro’ya devretti.
DEV KULÜPLER PAZARDA
Bu yaz el değiştiren sadece Milan olmadı. 2003’te Rus milyarder Roman Abramovich’in satın almasıyla Premier Lig’in önemli aktörlerinden biri haline gelen Chelsea de sezona yeni sahiple girdi. Rusya’nın Ukrayna’yı işgal etmesiyle, Roman Abramovich için zor günler başlamıştı. Malvarlığı dondurulan ‘oligark’ Abramovich, kulüpten el çekmek zorunda kaldı. Chelsea yeni sahip bulmada zorlanmadı. ‘Maviler’ 5 milyar 200 milyon dolar gibi dev bir rakam karşılığında ABD’li Todd Boehly’nin başını çektiği konsorsiyuma satıldı. Chelsea ve Milan’ın satışı, son dönemde Avrupa kulüplerinin yabancı sermayeye satış furyasında yeni bir adım oldu. Özellikle Çinli, Arap, ABD’li ve Hindistanlı birçok yatırımcı Avrupa’nın dev kulüplerini satın alıyor.
SERİE A’NIN YARISI YABANCIDA
ABD’liler futbol deyince halen ‘Amerikan futbolunu’ akıllarına getirseler de zenginler ve yatırım grupları halktan farklı düşünüyor. Meşin yuvarlak sevgisine, doların yeşil rengi galip geliyor. Milan’ın satışıyla birlikte 20 takımlı Serie A’da ABD’li sahibi olan kulüp sayısı 6’ya çıktı. Milan’la birlikte Atalanta, Fiorentina, Parma, Roma ve Spezia hisselerinin tamamı ya da çoğunluğu ABD’lilerin elinde. Geçen sezon Serie A’ya veda eden Genoa ve Venezia’nın da sahiplerinin ABD’li olduğunu hatırlatalım. Bologna Kanadalı, İnter Çinli yatırımcılar tarafından yönetiliyor. Diğer 10 kulübün çoğunluk hissedarları İtalyanlar.
SUUDLAR ŞİMDİLİK SUSKUN
İngiltere Premier Lig’de 9 kulübün yönetiminde ABD’liler söz sahibi. Premier Lig’de İngilizlerin çoğunluk hissesine sahip olduğu kulüp sayısı sadece üç: Tottenham, Brentford ve Brighton. Premier Lig’de son dönemde dikkat çeken el değiştirme Newcastle United’da yaşandı. Suudi Arabistan Yatırım Fonu tarafından satın alınan Newcastle’ın yeni sezona dev transferle girmesi bekleniyordu. Muazzam mali gücün önüne Finansal Fair Play (FFP) kuralları çıktı. Sponsorlar yoluyla bu sorunu çözme yoluna gitmeyen Suudlar, şimdilik sessiz kalmayı tercih ediyor.
CİTY VE PSG
Arap sermayesi 2008’de Manchester City’yi satın alarak Premier Lig’e adım atmıştı. Pep Guardiola’nın gelmesiyle son 5 sezonun 4’ünde şampiyonluğun adresi City olurken, başarıda teknik adam kalitesi kadar sonuna kadar açılan para muslukları da etkili oldu. Beklenti, Newcastle United’ın da tıpkı Chelsea ve City gibi transfer piyasasını altüst edip, zirveye oynayacak bir takım olmasıydı. Şimdilik bu beklenti boş çıktı. Premier Lig’i City ile sallayan Araplar, Paris Saint-Germain (PSG) ile de Fransa Ligue 1’in hakimiyetini eline almış bulunuyor. Son 10 yılda sadece iki sezon şampiyonluktan uzak kalan PSG, Messi, Neymar ve Mbappe gibi yıldızları bünyesinde barındırıyor.
1996’da yürürlüğe giren Bosman Kuralı sonrası, Avrupa ekiplerinde yerli oyuncular azınlığa düştü. Bu durum sadece saha içiyle sınırlı kalmadı. Kulüpler her ne kadar İtalyan, Fransız veya İngiliz olarak tanımlansa da sahipleri farklı uyruktan isimler. Bu durumdan kimse de şikayetçi değil. Zira herkes kazan-kazan durumunda.