15 Temmuz kurgu darbesine ilişkin tutarsızlık ve yalanlara sürekli yenileri ekleniyor. ‘Darbe oluyor’ diye mahallesindeki kadınları toplayarak hafriyat kamyonuyla Taksim Meydanı’na çıktığı iddia edilen Şerife Boz’un şoför bile olmadığı anlaşılmıştı. ‘Kahraman’ ilan edilen ve dönemin Başbakanı Binali Yıldırım ödüllendirip maaşa bağladığı Şerife Boz gibi, sadece Ankara’da 400 sahtekar 15 Temmuz gazisinin daha olduğu tespit edildi.
Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Ankara İl Müdürlüğü, bakanlıktan kendilerine gelen yazıya istinaden sahte gazilerin maaşlarını kesti. Skandalın detaylarını OdaTv’deki köşesinde kaleme alan Müyesser Yıldız, sözkonusu gelişmeyi şöyle anlattı:
”Malûm 15 Temmuz şehit ve gazileriyle Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı ilgileniyor.
Dönemin Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, 2017’de CHP Niğde Milletvekili Ömer Fethi Gürer’in soru önergesine verdiği cevapta, 15 Temmuz gazilerinin sayısının 2 bin 703 olduğunu, bu kişilere maluliyet derecelerine göre 2 bin 579 ila 3 bin 658 lira arasında maaş verildiğini açıklamıştı. Bakan Kaya, gazilerden bakıma muhtaç malullere 177 bin 192, diğerlerine ise malullük derecesine göre, 22 bin ila 66 bin lira arasında nakdi tazminat verildiğini belirtip, yapılan diğer yardımları da detaylı şekilde anlatmıştı.
15 Temmuz’dan bu yana çok sayıda kişinin “sahte rapor” alıp, kendisini o gece yaralanmış gibi gösterdiği konuşuluyordu.
Öğrendik ki, Aile Çalışma ve Sosyal Hizmetler Ankara İl Müdürlüğü’nün gaziliğini iptal ettiği isim Burak Akın’dan ibaret değilmiş.
Bakanlıktan, Müdürlüğe yaklaşık 400 kişilik bir liste gelmiş ve bunlar için de iptal kararları alınmaya başlanmış.
Bu sadece Ankara’dakilerin sayısı… Diğer illeri de düşünecek olursak, epey “Sahte gazi” var demektir.
İddialara göre, Bakanlık başka yerde yaralandığı halde 15 Temmuz’da yaralanmış gibi gösterip, sahte işlem yaptıranlar olduğunu tespit etmiş.
15 Temmuz’un üzerinden tam 2.5 yıl geçmiş ve eğer doğruysa Devlet, “Kandırıldığını” daha şimdi anlıyor!..
Olayın ahlâki, hukuki, siyasi boyutları ve yaşanacak karmaşa bir yana, şu durum başlıbaşına Devlet’in düştüğü/düşürüldüğü durum itibarıyla bir skandal değil midir?”