NAKKAŞ | M.NEDİM HAZAR
Soğuk bir Eylül sabahıydı…
Erivan’da o sonbahar ilikleri donduracak kadar soğuk geçmekteydi. Sene 1976’ydı.
O dönem Sosyalist blok tüm kasvetiyle çökmüştü Orta Asya ülkelerine.
Tam bir kapalı toplum…
Bununla beraber başta olimpiyatlar olmak üzere pek çok uluslararası spor organizasyonunda Sovyetler Birliği’ne bağlı ülkelerden gelen sporcular başarıdan başarıya koşuyordur.
1976 senesinde Montreal’de yapılan olimpiyatlarda sadece toplamda 125 madalya alan SSCB’değil, ilk 10’a giren 7 ülke Doğu Bloku ülkeleriydi. Amerika, Almanya ve Japonya’nın aldığı toplam madalya Ruslarınkinden birkaç tane fazlaydı.
O sene 14 yaşında olan Romen Jimnastikçi Nadia Comaneci 10 puan alarak üç Altın madalya kazanmıştı. Skorboard sadece üç haneli olduğu için 1.00 gösterebilmişti.
Ermeni yüzücü Shavarsh Karapetyan, 13 kez Avrupa ve 17 kez Dünya Yüzme Şampiyonu olmuş, kariyerinde 11 Dünya rekoru bulunan başarılı bir sporcuydu. Karapetyan, adeti olduğu üzere her sabah kalkıp Erivan gölünün çevresinde 20 km’lik koşusunu yaparken bir kazaya şahit oldu.
Erivan’ın meşhur troleybüslerinden biri Erivan Gölü üzerindeki köprüden geçerken bariyerleri yıkarak göle uçtu. İçinde tam 70 yolcu vardı…
Herkes kazanın olduğu yere koştu.
Hava soğuk ve göl karanlıktı. Derinliği 10 metre olan suda dibe doğru batmaya başlayan troleybüsün içindeki yolcular canhıraş şekilde bağırırken, 23 yaşındaki rekortmen yüzücü üzerindekileri çıkarıp soğuk suya atladı.
Otobüsün kalın camlarını bir türlü kıramayınca, suyun içinde ayaklarıyla tekme ata ata kırmayı başardı genç yüzü. Ancak ayaklarında derin kesikler de oluşmuştu.
Ve birer birer insanları çıkarmaya başladı.
20 dakika içerisinde 35-40 ar saniyelik periyodlarla 10 metreye dalış yaparak 30’a yakın yolcuyu çıkarmayı başardı. Ancak 20 yolcu hayatta kalabilmişti.
Karapetyan gölün içinde bir ara gözden kayboldu, suyun yüzeyine çıktığında elindekinin bir insan değil koltuk olduğunu farketti.
Suyun dibi zifiri karanlık olduğu için görmeden kurtarıyordu insanları.
Olaydan sonra hastanede şöyle diyecekti: “Çok fazla dalış yapamayacağımı biliyordum, bu sebeple hata yapmamam gerektiğini de, aşağısı çok karanlıktı ve ben hiçbir şey göremiyordum. O sırada bir yolcu yerine bir koltuk çıkarmışım. Koltuk yerine birini daha kurtarabilirdim. Hala o koltuk rüyalarıma giriyor.”
Bir kahramandı aslında ama Komünist Rusya için imaj her şeyden önemli olduğundan bu olay iki yıldan uzun süre gizlendi uluslararası kamuoyundan.
Ve çok ciddi bir bedel de ödedi maalesef.
Bu kahramanlığı onun 2. dereceden zatürreye yakalanmasına neden olmuştu.
Aynı zamanda cam kesikleri nedeniyle kanına bulaşan şehrin kanalizasyon atıkları kendisini komaya soktu.
Doktorlar umudu kesme noktasına gelmişti.
Dile kolay 46 gün komada kaldı genç yüzücü.
Sonra mucizevi bir şekilde uyandı ama ne yazık ki ciğerleri artık eskisi gibi değildi.
Çok sevdiği yüzme sporuna ve kariyerine veda etmek zorunda kalmıştı ama tüm röportajlarında hayatında bir kez bile pişmanlık duymadığını söyleyecekti.
Kahramanlıkları sadece bununla sınırlı değildi Shavarsh Karapetyan’ın…
Bu olaydan önce bir keresinde otobüsle yüzme antrenmanına giderken bindiği otobüsün şoförünün dalgınlıkla yoldan çıkıp uçuruma yönelmesine ramak kala son anda müdahale etmiş ve 30 kişinin hayatını kurtarmıştı.
Bu olaydan 10 yıl sonra ise büyük bir yangına tereddüt etmeden dalmış ve onlarca insanı canlı çıkarmıştı.
Ve ne yazık ki aldığı yanık yaraları ve zaten hassas olan ciğerlerinin daha çok hasar görmesine sebep olmuştu bu kahramanlığı da…
Kahramanlığı Sovyet rejimi tarafından uzun süre gizli tutulsa da bir raporun ardından olay ortaya çıktı ve Unesco’nun ‘Fair Play’ ödülünü aldı.
İsmi ise keşfedilen bir gezegene verildi.
Sayısız kahramanlık ve onur madalyasıyla taltif edildi Karapetyan…
Son derece mütevazı bir hayat yaşadı ve 1993 yılında bir ayakkabı dükkanı açarak hayat mücadelesine devam etti.
Ülkesi, özgür dünyanın ona verdiği kıymeti anladıktan sonra değerini bilmeye başladı ve Soçi Olimpiyatları’nda Olimpiyat Meşalesi’ni bu kahraman yüzücü taşıdı.
Bugün geriye dönüp baktığında genç yaşta veda ettiği hayalleri değil, yanlışlıkla çıkardığı koltuğun yerine kurtaramadığı bir insan için vicdan azabı çektiğini söylüyor Ermeni yüzücü Shavarsh Karapetyan…
Zaman zaman Erivan Gölü’ndeki o köprüye gidip vicdanıyla baş başa kalıyor.
Menfaat, kariyer, başarı için her şeyi feda edenlere bir tokat olarak tarihteki yeriyle hepimize bakıyor bu müthiş insan.