Rusya ile Türkiye’yi karşılaştıracağım hiç aklıma gelmezdi

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Rusya’nın Ukrayna topraklarında başlattığı işgal girişimi, üç haftayı geride bıraktı. Dünya şimdi Rus Birinci Kanalında “Savaşa hayır” pankartı açan kadını konuşuyor. Kanalın çalışanı editör Marina Ovsyannikova, çalıştığı televizyonda yaptığı protestonun benzerini Türkiye’de bir gazeteci yapsa ne olurdu acaba?

Putin’in saldırganlığı sahaya çıkıp Ukrayna’yı işgale başladığından bu yana dünyanın farklı bölgelerinde Rusya’ya yönelik protestolar yapıldı. Batıdaki protestolara yüzbinlerce kişi katıldı. Onların yaptığı protestolar değerliydi, lakin taşıdıkları bir risk yoktu.

İşgalci Rusya’da protestolar, ilk günden itibaren dışarıya yansımaya başladı. Kremlin’in hemen yanı başında denebilecek bir mesafede olan Puşkin Meydanı başta olmak üzere her yer protestolara sahne oldu.

Binlerce kişi, işgalin başladığı gün pankartlar açıp Ukrayna’yı işgale karşı protestolar düzenledi. Pankartlar açıp yürüyüş yapan Rus vatandaşlara, polis tarafından hemen müdahale edildi. Polis, pankartları da protestocuları da toplayıp gitti.

Hükümetlerinin yaptıklarına katılmadıklarını ortaya koymak isteyen binlerce Rus, gösterilere yapılan müdahale üzerine bu kez toplanıp pankart açmadan “Savaşa Hayır” sloganları attılar. Kısa protestolar yapan kalabalıklar polisin müdahalesine izin vermeden dağılıp gitti.

Protestolar, yalnızca Moskova’da değil, ülke geneline yayılıp pek çok şehirde düzenlendi. Rusya’nın en önemli kentlerinden biri olan Petersburg’da binlerce kişi sloganlar atarak yürüdü, protesto gösterisi yaptı.

Ukrayna’yı bir devlet olarak görmeyen, Ukraynalıları da bir millet saymayan Rus lider Vladimir Putin’in protestolara tahammülü yoktu. Rus halkının arkasında durmadığının ortaya konması, bir diktatörün tahammül edebileceği bir şey değildi.

Putin, işgali sürdürmedeki kararlılığını göstermek amacıyla protestoları yasakladı. Bırakın protesto yapmayı, Ukrayna’yı işgale “savaş” demeyi bile suç ilan etti. Ukrayna’da yapılanlara “savaş” diyene 15 yıl hapis cezası getirildi.

Yeni Rus Çarı Putin’in bu kararı ardından kitlesel protestolar kesildi. Yerini kişisel zekice hazırlanmış protestolar aldı. Bireysel protesto yapan bu genin, kendisini yakalayıp gözaltına almak isteyen polislere şiddete başvurmadan direnişi dikkat çekici.

Bu genç kız ise, “savaşa hayır” demenin cezasının 15 yıl olduğunu bildiği için Moskova’daki Kurtarıcı İsa Katedrali önünde farklı bir eyleme girişti. “İncil’in 6. Emri öldürmeyeceksin” yazılı pankart taşıdı. Tahmin edileceği gibi gözaltına alınmaktan kurtulamadı.

Bu gencin protestosu ise daha farklı. Elinde tuttuğu kağıda sadece *** **** işaretlerini koymuş. Yani Нет Войне (Savaşa Hayır) yazmış. Doğrudan yazsa alacağı cezayı bildiği için böyle bir yönteme başvurmuş.

MARİNA’NIN PROTESTOSU EN SES GETİRENİ OLDU

Marina Ovsyannikova, Rus devlet kanalı Pervıy Kanal’da (bizdeki TRT1) çalışan bir haber editörü. Öyle zıpır, maceraperest bir genç de değil. 44 yaşında ve iki çocuk annesi. Babası Rus, annesi Ukraynalı.

Geçtiğimiz Pazartesi günü, haber saatinde Putin’e yakınlığıyla tanınan spiker Ekaterina Andreyeva’nın haberleri okuduğu sırada stüdyoya daldı, önceden yazıp hazırladığı pankartı gösterdi.

Marina taşıdığı pankartta “Savaşa Hayır! Savaşı durdurun! Propagandaya inanmayın. Burada size yalan söylüyorlar. Ruslar savaşa karşı” ifadelerini yazmıştı.

Haber yönetmeni, bu görüntüler ekrana yansıdıktan birkaç saniye sonra hemen bir VTR girdi. Ekrana farklı görüntüler getirerek protesto görüntülerinin ekrana yansımasına son verdi.

Marina Ovsyannikova, hemen gözaltına alınıp 14 saat sorgulandı. Şaşırtan kararsa bu sorgulamadan sonra geldi. Editör Marina tutuklanıp cezaevine konulmak yerine 30 bin ruble (286 dolar/4.200 TL) tutarında bir para cezası karşılığı serbest bırakıldı.

Putin yönetimi, bu olayın bütün dünyada yankılandığını bildiğinden olsa gerek, bunu bir fırsata çevirmek istedi. Tutuklansaydı, muhtemelen günlerce Rusya ve Putin aleyhinde propaganda yapılacaktı.

Marina’nın yargılanması tutuksuz olarak sürdürülecek. Konu gündemden düştükten sonra da hapsedilmiş olsa bile bu kadar yankı uyandırmayacak.

MARİNA’NIN PROTESTOSU TÜRKİYE’DE YAPILSAYDI…

Konuya bir de Türkiye açısından bakalım. Öyle hamasi duyguları bir kenara bırakıp “amasız”, “fakatsız” konuyu ele alalım.

Rusya’nın Ukrayna’da yaptığının adı işgal. Bunda şüphe yok. Peki Türkiye’nin binlerce askerle Suriye topraklarına girip orada belli yerleri hâlâ elinde tutmasının uluslararası hukuktaki adı ne?

Unutmayın, Putin de Ukrayna’yı işgalini, “barışı sağlama” ve “Nazi zihniyetine son verme” gibi bir temele oturtuyor. Ukrayna’nın 1991’de bağımsızlığını kazandıktan sonra Amerikan kolonisi yapılıp soyulduğunu öne süren Putin, kendi halkına, başlattığı operasyonla bu toprakları özgürleştireceğini anlatıyor.

Putin’in devlete bağlı yayın organlarından yaptığı propagandalar o kadar etkili ki, Ukrayna’da ateş altındaki bir kız, yaşadıklarını anlattığında Moskova’daki annesi duyduklarının yalan olduğunu söyleyebiliyor.

Rus bombardımanına maruz kalan Oleksandra, kentin bombalandığını videolar çekip Moskova’daki annesine gönderiyor. Propagandaların etkisindeki annesiyse, “Kızım Ukrayna ordusu kendi halkını öldürüyor” diyebiliyor.

Türkiye’de yaşayanlar da Ankara’nın propagandaları sayesinde ordunun yaptığına “Suriye’nin işgali” demiyor, ya da diyemiyor. Tıpkı Moskova’daki anne gibi.

Şimdi Suriye’ye karşı düzenlenen ve adına “Zeytin Dalı” gibi barışı çağrıştıran isimlerle yapılan operasyonlara karşı Türkiye’nin farklı yerlerinde “Savaşa hayır” protestoları yapılsaydı ne olurdu acaba?

Bu protestoculara karşı bizim medyamız hangi dili kullanırdı? Polis protestocuları nasıl alıp götürür, gözaltında neler yapardı? Ya bağımsız olduğu iddiasındaki yargımız bunları “izinsiz protesto” gibi mi değerlendirirdi, yoksa Türk devletini ve Türk ordusunu küçük düşürmek ya da vatana ihanetten mi yargılardı?

Türkiye’de insanlar, Suriye’de yapılanlara “Ülkenin beka sorunu” diyor. Putin de Rusya’nın NATO tarafından kuşatıldığını ve ülkesinin geleceğinin söz konusu olduğu dile getiriyor.

Marina Ovsyannikova Türkiye’de olsa önce işten atılır, sonra bütün sülalesi “terörist” ilan edilirdi. PKK’lı denirdi ya da ne bileyim DÖRT harfli yaftayla suçlanır ve bir daha yüzünün gülmemesi için her şey yapılırdı.

Halk, yaşananlara muktedirlerin sunduğu gözlükle olayları değerlendirmeyi bırakmadıktan sonra hep beyinleri kontrol altında tutulmaya devam edecek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

2 YORUMLAR

  1. Rus Doğalgazı anlaşmasında Erdoğanla Putinin yaptığı değişiklik ile birlikte Türkiye yani Erdoğanın cuntası(derin devlet) ve Putin cuntası birlikte hareket etmektedir… Butün dış siyaseti birlikte organize diyorlar, paraları birlikte cebellezi yapıyorlar.. Suriyede birlikte savaşıyorlar, Ukraynada birlikte savaşıyorlar, birbirlerine göbekten bağlı iki devlet yönetim sistemi, neden bu iki ülkeyi karşılaştıracağınız aklınıza gelmezdi onu anlamadım

  2. İşte beklenen yorum. Kuzey Suriye’ye neden girildi acaba? Bu girişten birkaç sene önce “Hükümetin Suriye’ye gireceği iddia ediliyor” denildiğinde inkar etmişlerdi. Gizli odalarda Hakan Fidan “gerekirse oradan bizim adamlara birkaç füze attırıp, bahane göstererek gireriz” demedi mi? Daha öğrenecek çok şeyin var dostum. Ama pardon siz Tanrı tarafından seçilerek gönderilmiş ali ve üstün bir ırkın hiç hata yapmayan özel insancıklarısınız. Pardon lafımı geri aldım. Türkiye girdiyse mutlaka barış getirmiş, hayır ve sükunet yağdırmıştır. Bin yıllık tarihi de tertemiz ve pırıl pırıldır. Her milletin içinde iyiler ve kötüler olabileceğini anlamadan, bir ülkenin diğerine girmesinin işgal olduğunu anlamadan nereye varacağız acaba? Ahmet Bey’in yazısında aradığı cevap sizin yorumda verilmiş. Teşekkürler

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin