HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Rus lider Putin’in savaş silahını çekip Ukrayna’yı işgale girişmesi üzerine, Batı yaptırım silahına sarıldı. İşgal altındaki Ukrayna’dan gelen insanlık dışı görüntüler giderek artarken, ABD ve Avrupalı ülkeler de bütün değerlerini erozyona uğratacak adımlar atmayı hızlandırdı.
Türkiye’deki bir kısım solcular, Rusya’yı hâlâ komünist bir ülke, Putin’i de komünist lider sanıyor. Solcular ve Ulusalcıların, Rusya’nın bağımsız bir ülkeyi işgal etmesine karşı “şefkatli” yaklaşımları süredursun, dünyada da farklı şekillerde kafa karışıklıklarının yaşandığı görülüyor.
Rusya’nın işgaline karşı silahlı bir müdahalede bulunmayacağını en başından ilan eden Batılı ülkeler, bu tavırlarıyla Putin’in işgal heveslerini hayata geçirmesine zemin hazırladı. Gelinen noktada, ABD ve İngiltere öncülüğündeki Batılı devletler, Rusya’yı ekonomiyle dize getireceklerine inanıyorlar.
“Ekonomik silahı” hafif görmeyin. Ekonomi olmadan hiçbir şey yürümüyor. Ekonomik boyutu işlemeyen hiçbir girişimin başarıya ulaşma ihtimali yok. Bunu sosyal aktiviteden, ideolojilere kadar genişletebilirsiniz. Duygusal yaklaşımı bir kenara bırakıp ele aldığınızda dini hareketleri bile buna dahil edebilirsiniz.
“Ekonominin her şey” olduğunu en iyi bilen ve uygulayansa şüphesiz kapitalizmin simgesi haline gelen ABD ve İngiltere. İngiltere’nin “kas gücü olan ABD”, işgalci Rusya’ya karşı neredeyse her gün yeni yaptırım kararları açıklıyor.
🛑 Batılı şirketler Rusya'daki operasyonlarını bir bir durdurarak Putin'e ve Rus halkına zorluklar yaşatıyor.
👉 Birçok büyük şirket ve kuruluş Rusya'dan tek tek çekiliyor.#RusyaUkrayna #RussianUkrainianWar pic.twitter.com/XI8e473Z7F
— TRHaber Savunma (@savunma_trhaber) March 4, 2022
Uluslararası para transfer sistemi olan Swift’ten dışlanmasıyla ciddileşen yaptırımlar, artık Rusya’nın nefes borularını tıkama noktasına geldi. Gıdadan, otomotive, bankacılıktan teknolojiye kadar hemen her alandaki yaptırımlarla, Putin’in ülkesi dünyadan izole eder hale getirildi.
Rusya Dışişleri Bakanı Sergey Lavrov’un söyledikleri, farklı bir okumayla aslında alınan tedbirlerin ne kadar etkili olduğunu gösteriyor:
“Bir daha asla Batılı ortaklarımıza bağımlı olmayacağız. Burada şirketler de siyasi saldırının aleti olmuştur. Öyle bir tedbir alacağız ki, benzer bir duruma bir daha düşmeyeceğiz. Hiçbir kesim, ekonomimize karşı adım atamaz hale gelecek.”
Rusya Federasyonu’nun Dışişleri Bakanlığı koltuğunda oturan ve “Rus dış politikasının generali” diye adlandırılan Sergey Viktoroviç Lavrov’un, dış politikada nasıl bir açılım yapacağı merakla bekleniyor. Lavrov’un, Stalin’in Batı’ya meydan okuduğunu göstermek için yaptırdığı 27 katlı Rus Dışişleri binasında üreteceği çözümler, kısa vadede ülkesine nefes aldıracak gibi görünmüyor.
BİDEN’IN AÇIKLADIĞI YENİ YAPTIRIMLAR
Rusya’yı ekonomik olarak ayakta duramayacak hale getirmek isteyen ABD Başkanı Joe Biden, dün bir dizi yeni yaptırımlar devreye aldı. Bunları kısa başlıklara indirgediğimizde şöyle özetleyebiliriz:
- Rusya, Batı’nın öncelikli ticaret listesinden çıkarıldı.
- Rusya’dan votka, elmas ve deniz ürünleri ithalatı yasaklandı.
- Dünya Bankası ve IMF, Rusya’ya hiçbir şekilde para vermeme kararı aldı.
- Oligarklara yaptırımlar hız kesmeden devam edeceği duyuruldu.
- Lüks ürünlerin Rusya’ya satışı engellendi.
Rusya’nın, Ukrayna’ya saldırmasından önce 1 dolar 75 ruble seviyesindeydi, şimdilerdeyse 133 ruble düzeyine ulaştı.
RUS OLİGARKLARA YÖNELİK HAMLELER
ABD, Rusya’nın yurt dışındaki varlıklarını dondurdu. Bunu Rus yönetimiyle kurduğu ilişkilerle zenginleşen işadamlarının (oligarkların) mal varlıklarına yönelik de varlıklarına tedbir koydu.
Rus oligarklarının en ünlülerinden olan ve İngiliz Primer Lig takımlarından olan Chelsea’nin de sahibi olan Roman Abramoviç’in malları donduruldu.
Oligarkların “güvenli liman” olarak gördükleri Batılı ülkelerde, servetlere el koymanın ardı arkası kesilmedi. El konulan bankalardaki paralar görselleştirilemediği için, medya farklı tarafları öne çıkardı.
Sadece İngiltere’nin el koyduğu 7 oligarkın mal varlığı tutarının 15 milyar dolar olduğu belirtiliyor.
Öteki Avrupalı ülkeler de İngiltere’den geri kalmadı. Almanya, Özbek asıllı oligark Alişar Osmanov’un (Alisher Usmanov) 600 milyon dolar değerindeki dünyanın en büyük yatı olarak bilinen Dilbar’a el koydu.
Fransa ve İtalya benzeri yolu takip etti. Fransa’da yaşayan Rus işadamı İgor Seçin, yaptırım haberini alır almaz 120 milyon dolarlık süper yatını Türkiye’ye kaçırmak istediyse de başarılı olamadı.
İtalya, Aleksey Mordaşov’a ait 65 milyon dolar değerinde olduğu belirtilen Lady M yatına el koydu.
Oligarkların en talihsiziyse İngiltere’de yaşayan Mikhail Watford oldu. 72 yaşındaki Watford, İngiltere’nin Surrey kentinde 24 milyon dolarlık evinde şüpheli şekilde ölü bulundu.
BATI KENDİ DEĞERLERİNİ VURMAYA BAŞLADI
Batılı ülkelerin yaptırımları ekonomi ve işadamları çerçevesinde kalmadı. Sıradan insanları da etkilemeye başladı. Putin düşmanlığını hatta Rusya düşmanlığını aştı Rus nefretine dönüştü.
Rus sporcular, sanatçılar, akademisyenler, öğrenciler ve turistlere yönelik tavır alınır oldu. Rus sporcuların yarışmalara katılması engellendi, öğrenciler Rus oldukları gerekçesiyle okulla ilişiği kesildi, Rus sanatçıların sözleşmeleri iptal edildi.
Almanya’da yayınlanan Bild gazetesinin haberine göre “Iatros Klinik” isimli bir hastane, “Rusya’nın demokrasi ve özgürlüğü tehdit ettiği” gerekçesiyle Rus ve Belarus kökenli hastaları kabul etmeyeceğini açıkladı.
Putin’in Ukrayna’yı işgal etmeye kalkışmasıyla birlikte nasıl dünyadaki saygınlığı bir anda yok olduysa, Batılı ülkelerin attıkları bu adım da vicdanlarda ters tepecek.
Rus edebiyatını okul müfredatlarından çıkarmaya kadar giden çılgınlıklar insanlığa hayır getirmez.
Bu tutum, Batı’nın yüz yıllar içinde oluşturduğu ve insanlığı belli bir yere taşıyan değerleri bir hamlede yok etmek anlamına gelir. Sırf bir ihtiraslı liderin yönettiği ülkede yaşıyor, ya da o ülkenin pasaportunu taşıyor olmak insanı suçlu yapmaz.
Masum insanları cezalandırmak, vicdanlarda savaş suçu işlemek kadar ağır bir karşılık görür.
Putin’e gücü yetmeyen Batı, Rus halkına Putin muamelesi yapıyor.
Rus olmak hangi değer ölçülerine göre suç sayılır oldu?
Bir sanatçıyı, sporcuyu, öğrenci ya da akademisyeni siyasi bir tavır almasını istemek, Rus diktatör Putin’in aleyhinde görüş açıklamaya zorlamak bile insanlığa yakışmaz.
Hitler yüzünden Almanlar düşman sayıldı mı, Mussolini ülkeye hükmediyor diye İtalyanlar bir yerlerden kovuldu mu?
Ben Putin’in emperyalist emelleri uğruna insanlık dışı muameleye maruz kalan Ukrayna halkının yanında olduğum kadar, savaşa alet olmayan sanatçı, sporcu, öğrenci, akademisyen Rus halkının da yanındayım.
kesinlikle katılmıyorum!
Nasılsaniz öyle yönetilirsiniz?
Bir hastanenin yapmis oldugu üzerinden Bati’nin degerler erozyonuna ugradigini iddia egmeyi basarmak. Analiz degeri olmayan bir yazi olmus.