Ana Sayfa Dünya ‘Rumi diyalog programlarıyla sulh adaları oluşturmaya çabalıyoruz’

‘Rumi diyalog programlarıyla sulh adaları oluşturmaya çabalıyoruz’

BASRİ DOĞAN | BERN, TR724

Avrupa’nın farklı şehirlerinde Mevlâna ve hoşgörü etkinliği çerçevesinde düzenlenen Rumi Akşamları yoğun ilgi görüyor. İsviçre’nin Bern şehrinde Reform Bümpliz Kilisesi’nde gerçekleşen programa Türkiye’de hapislerde tutulan çocuklarının çizmiş olduğu Özgürlüğe Özlem Resim Sergisi damgasını verdi.

İsviçreli Peter ve Anetta çifti, resimlerde acı, ıstırap, hüzün gördüklerini söyledi. Peter “Bu asırda 800’e yakın çocuğun Türkiye’de anneleri ile hapiste olmaları utanç verici. Bunu kabul etmek asla mümkün değil. Çizmiş oldukları resimlerde hayattan tek beklentilerinin özgür bir şekilde yaşamlarını dışarda sürdürmek istediklerini resimlerinde gördüm ve çok etkilendim.” ifadelerini kullandı.

AYDEMİR: RUMİ’NİN ESERLERİNDE ALLAH AŞKI VAR

Etkinliğin koordinatörü Bern Mozaik Kültür Merkezi Derneği’nden Ahmet Sait Aydemir, Mevlana’nın “gel” çağrısının dünyanın pek çok yerinde yankılandığının altını çizdi. Aydemir, “Mevlâna yaşadığı dönemde herkesi kucaklayıcı söylemi ile tüm Batı dünyasında aradan yıllar geçse de hala sevgi ve saygı ile anılıyor. ‘Ne Olursan Ol Yine Gel’ çağrısı bir sevgi çağrısıdır, hoşgörü çağrısıdır. Bugün bizler bu çağrı ile buradayız. Rumi’nin eserlerinde Allah aşkı ve sevgisi hep öne çıkmıştır.’’ dedi.

İSVİÇRELİLER SEMAYI PÜR DİKKAT İZLEDİ

Rumi programı Neyzen Mustafa Şimşekler’in Ney taksimi ile başladı. Akabinde Ezan okundu. Sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici’nin tasavvuf musiki eşliğinde söylediği birbirinden güzel ilahilerin ardından Sema sunumu yapıldı. İsviçreli katılımcıların pür dikkat izlediği Sema sunumunun ardından soru cevap kısmına geçildi.

DİKİCİ: RUMİ ETKİNLİKLERİNİ AVRUPA’NIN FARKLI COĞRAFYALARINDA ORGANİZE EDİYORUZ

Sema ustası Mevlevi Abdulkadir Dikici, etkinliği ve amaçlarını şöyle anlattı: “Elimizde muhteşem bir hazine var. Bizler mücevher dükkanındayız. Cenab-ı Allah bize Hazreti Mevlâna, Muhittin İbn-i Arabi, Bediüzzaman, Abdulkadir Geylani ve Fethullah Gülen’i vermiş. Bu değerli manevi şahsiyetlerin bize bahşettiği fikirler ve yaşadıkları hayatlar bütün dünya ile paylaşılacak çoğunlukta. Hep birlikte barış, kardeşlik ve samimi Rumi diyalog programları dünyada komple bir sulh adası oluşturabiliriz. Böyle bir mesuliyet duygusu ile Rumi etkinliklerini Avrupa’nın farklı coğrafyalarında organize ediyoruz. Biz bu değerli manevi şahsiyetleri anlatmak için çaba içerisindeyiz. Bu boynumuza borçtur. İnsanlar buna muhtaç. Çünkü insanların bir sürü soruları var. Bu soruların cevapları ise buralarda. Sema etkinlikleri ile insanların kafasına takılan soruları cevaplamaya çalışıyoruz. Batılı dostlar gerçekten entelektüel ve araştıran çok kitap okuyan insanlar. Okuyorlar anlamaya çalışıyorlar. Ve sürekli kendilerini yenileyerek bir gelişim içerisindeler. Onların kafasına takılan tüm soruların cevapları bizde var. Bizler bu hazineyi onlar ile paylaşmak için adeta Avrupa’nın her ülkesine giderek anlatmaya çalışarak hem öğreniyoruz ve hem de öğretmeye gayret ediyoruz. Dünyanın her bir yerinde bu tür programlar yapılsa insanlar toplansa bu güzellikleri tasavvuf musikisi ile, sema ile ve sormuş oldukları sorulara verilen cevaplar bu paylaşımı istiyoruz. Allah’ta değişik kapılar açıyor. Allah’a yalvarıyoruz daha çok kapı aç diyoruz. Bern’de Mozaik Kültür Derneğinin organizesi ile Protestan Kilisesinde de saygın bir davetli topluluğunun katılımı ile bu Rumi etkinliğini gerçekleştirdik. Batılılarda peşin hüküm yok. Gayet modern bir düşünce yapıları var. Bizim dinimizin özünde de var. Dinde zorlama yok. Katiyen baskı yok. Hür düşünce, hür fikir ve hür irade batılıları bizatihi yaşadığı ve kabul ettiği temel insani değerlerdir. Bizim de temel kaynaklarımızda var. Dolaysıyla bu konuda batılı dostlar ile çok güzel anlaşıyoruz. Üstat Bediüzzaman Hazretlerinin Semavi din temsilcileri ile samimi dostlukların prensibinden yola çıkarak, papazlar ile hahamlar ile kucaklaşıyoruz. Çünkü hepimiz aynı tek Allah’a inanıyoruz. Hepimiz Allah’ın rızasına talibiz. Dolayısıyla bir hedef birliği var. Bir gaye birliği var. Birbirimiz daha iyi anlamaya muhtacız. Onu ilerletmeye çalışıyoruz.”

HENÜZ YORUM YOK