Ana Sayfa Eğitim Risalelerde geçen İskandinav ve İngiliz hatipler…

Risalelerde geçen İskandinav ve İngiliz hatipler…

YORUM | ENGİN TENEKECİ

Bilindiği üzere Bediüzzaman Said Nursi hazretleri, “Leyle-i Kadir’de ihtar edilen bir mes’ele-i mühimme” diye başladığı Onüçüncü Söz’ün İkinci Makamı’nın Zeyli’nde çok ince ve derin hakikatlerden bahseder. Zira dikkate şayandır ki bu Zeyl’de hazretin bir ilahi ihsan olarak Kadir gecesine kavuştuğu farkediliyor. Malumunuz ilahi beyan Kur’an bu gece tenzil olunmuştur.

Üstad meseleyi noktasız, oldukça uzun bir şekilde ele aldıktan sonra konuyu, başta  İskandinavya olmak üzere diğer bazı büyük ülkelere getiriyor ve şunları ifade ediyor: “İsveç, Norveç, Finlandiya ve İngiltere’nin Kur’anı kabul etmeğe çalışan meşhur hatibleri ve Amerika’nın din-i hakkı arayan ehemmiyetli cem’iyeti gibi rûy-i zeminin geniş kıt’aları ve büyük hükûmetleri Kur’an-ı Mu’ciz-ül Beyan’ı arayacaklar ve hakikatlerini anladıktan sonra bütün ruh u canlarıyla sarılacaklar. Çünki bu hakikat noktasında kat’iyyen Kur’anın misli yoktur ve olamaz ve hiçbir şey bu mu’cize-i ekberin yerini tutamaz.”

Farkettiğimiz üzere Üstad Said Nursi, İskandinavya ve İngiltere’den bahsettiği yerde ‘hatip’ mefhumuna başvuruyor. Tam da burada akıllara, “Acaba hatip ile  sadece dini liderler mi kastediliyor?” şeklinde bir soru geliyor. Malumunuz hatip, kitlelere hitabet eder. Yani hatip, hitap eden, seslenen demektir. O halde burada anahtar kavram  aslında ‘hitabet’ ve onun çeşitleridir. Hitabet malumunuz üzere bir sanattır. Batı dillerinde ise karşılığı eski Yununcadan gelme ‘retoriktir’.

Aristoteles, ‘Retorik’ adlı eserinde, hitabeti 3’e ayırır: Politik, Adli ve Epideiktik (törensel hitabet). Bunlar da kendi başlarında bazı kısımlara ayrılır. Mesela politik hitabette savaş, barış, bir milleti cesaretlendirme gibi  temalar ele alınır. Adli olanda ise, yasalara has, kanunların ihlallerini ilgilendiren, bir ülke toplumunun hayatını düzene koyan meselelere değinilir. Epideiktik yani törensel söylevlerde ise, mesela irfan, erdem ve onun çeşitlerine atıf yapılır.

Doğuda da hitabet sanatı çok önemli yere sahiptir ve Aristo’nun retoriğine benzer yanlarıyla beraber farklı yönleri de vardır. Örneğin Doğu’da adli, siyasi, askeri hitabetin yanında, özellikle dini hitabet önemli bir yer tutar. Ayrıca son yıllarda hem Doğu hem de Batı’da Akademik hitabet de ciddi bir  terakki göstermiştir. Aynı zamanda yukarıda sıralanan Doğu hitabet unsurları elbette Batıda da mevcuttur. Mesela biz de dini hitabetin asli iki kaynağı Kur’an ve Hadis-i Şerif iken; Hıristiyanlığınsa İnciller’dir.

Hitabet sanatında, hatiplerin ilmi donanımları, ele aldıkları meselelere vukufiyetleri, muhatap kitlelerin duygu, düşünce, hislerini yerinde okumaları önem arzeder. Dini hitabet, vaaz ve hutbelerden oluşur. Bu bağlamda dindar hatip, dini hatta ansiklopedik de olsa fenni ilimlere fevkalade hakim olmalı ki muhatap olduğu kitlelere tesir edebilsin. Bu şartlar elbette, siyasi, adli, askeri, akademisyen hatipler için de geçerlidir. Ancak yeri gelir bir siyasi lider hitabet gücünü Aristo’nun da dediği gibi menfi amaçlar, şahsi çıkarlar ve kutuplaştırmalar için de istimal edebilir. Aslında bir köşe yazarı, sosyal medya fenomeni, blogcu da kitlelere hitap etmesi hasebiyle bir nevi hatiptir.

Sonuç olarak Üstad’ın ‘hatipler’ kavramını sadece dini lider manasında ele almak, Kur’an’ın evrenselliğine terstir. Zira Kur’an’ın muhatabı sadece dini liderler değildir; tüm insanlıktır. Her ilim dalı, bu ilahi, semavi kaynağa teveccüh ettiği nispetçe ondan feyz alacak, istifade ve terakki edecektir.

4 YORUMLAR

  1. Veli
    Engin Tenekeci Bey size mutlaka ulaşmam lazım mailinizi bulamadım üniversite son sınıftayim ve bölümümle alakalı soru sormak istiyorum nasıl iletişim kurabilirim bilmiyorum
  2. Erhan Kocabaş
    https://www.bbc.com/news/world-europe-41567391?fbclid=IwAR0oEATvERWh7M3cKhs-jmivjfPOklwNAbxVHtxfOlhvIuCE2OQZa4HaW5k Viking cenazelerinde kullanılan Allah figürü konulu bir haber...