ABD’de itiraçı olduktan sonra tekrar gündeme oturan 1983 yılı doğumlu Reza Zarrab’ın ilginç hayatını kaleme alan ahvalnews.com yazarı Sezin Öney, “Kendi gönlünün efendisi düzenbaz bir hedonist” başlığını attı.
“Zarrab’ın, Ebru Gündeş ile olan ilişkisini adeta gözlere sokar biçimde yaşaması da dikkat çekiciydi.” diyen Öney, “Gündeş’i “Duty Free” gibi bir tuhaf ismi olan attan Maserati arabalar Bodrum ve Dubai’de evlere yüz milyonlarca dolarlık hediyelere boğmasına, yalısının önüne kamyonla gül yaprağı döktürmesine, taze balık yemek için zıpkınlı dalgıç ekibi tutmasına, yalının duvarlarına “seni seviyorum” diye yazarak evlenme teklif etmesine abartılı ve narsist bir sosyopat profili vardı. Son kertede, Zarrab hedonist; derdi keyif, hovardalık ve para-o bir sefa tiryakisi.” dedi.
İbrahim Tatlıses’e, hapse girip çıktıktan ve Amerika’ya gidişi için gün saymaya başladığı dönemlerde yaptırdığı açıklamaya dikkat çeken Öney, Dava adamı değildi Reza Zarrab, kendi gönlünün efendisi, adım adım çıkar imparatorluğunu inşa eden bir “düzenbaz” idi. Düzenden faydalandı, düzen ve aktörlerini kullandı ve doğru zamanda, en işine yarayacak biçimde de çıktı.”
“Ama Reza Zarrab’ın en önemli özelliği, bir magazin röportajında muhabire sarfettiği şu sözlerde gizli: Bugün beni biraz tanıyabildiysen farkındasındır hayatımın her adımını belgeleyip arşivleyerek yaşayan bir insanım.”
Ahvalnews.com yazarı Sezin Öney’in yazısı şöyle
Kendi gönlünün efendisi düzenbaz bir hedonist
‘‘Güzel bir film başladı
Ben kadirim sende hülya
Onlar gibi olamadık
Bir yıldız kaydı
Bir yıldız kaydı gökten
Kalbimi söktü
Kökten
Her şey tersine döndü
Davacıyım felekten
Kurşun yedim yürekten
İşte geldi filmin sonu
Anlamadık neydi konu
Boş ver artık onu bunu
Bir yıldız kaydı’’
Bu sözler, Reza Zarrab’ın İbrahim Tatlıses’in söylediği “Filmin Sonu” şarkısının sözleri…
Gerçekten, biz de “anlamadık neydi konu” ama Reza Zarrab isimli kişilik son 4-5 yılımıza damgasını vurdu. Filmin sonu nerede gelecek, film nerede kopacak bilmiyoruz, onu da bilemiyoruz.
O kadar ki, 1983 doğumlu bu adam, 1943’ten bu yana süregelen ABD-Türkiye ilişkilerini tamamen çökertme potansiyeline dahi sahip.
Kim bu Zarrab?
Türkiye’deki 1980 Darbesi’nin üçüncü yıl dönümünde doğmuş: Nüfus kayıtlarına göre, 12 Eylül 1983 Tebriz doğumlu. Gerçi, bazı başka kayıtlara göre de, doğumgünü 13 Temmuz. İstanbul’da “magazin dünyasının gözbebeği” iken, orayı burayı kapatıp doğumgünü kutlanırken 12 Eylül’ü seçmiş.
Henüz bebekken, iki yaşında ailesiyle Türkiye’ye gelmiş. 16 yaşına kadar da Türkiye’de, İstanbul Bahçelievler’deki Özel Gürsoy Koleji’nde okumuş.
Bu okul, “Zorrab” soyadı ile kayıtlı Reza daha mezun olmadan, sahibinin kumar borçlarından ötürü el değiştirmişti.
Reza Zarrab öğrenciliğinde, karnesi kırıklarla dolu, sessiz ve silik bir kişilik olarak niteleniyor.
Sınıfta kaldığı derslerse, “İnkilap Tarihi ve Atatürkçülük ” ile “Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi”; ama kurul kararı ile de sınıfları geçiveriyor. Liseye devam etti, mezun oldu mu; meçhul.
Bilinen şu, ailesi 1996’da Dubai’ye göç ediyor ve Nafees Exchange ve Al Salam Center Exchange adı altında döviz ticareti şirketleri kuruyorlar. Reza ise, 1999’da bir delikanlı olarak, ailesini Dubai’de bırakıp İstanbul’a dönüyor.
2000’de Carnegie Mellon Üniversitesi’nin “açık öğretim” tarzı verdiği bir “E-ticaret” kursunun sertifika programına katılıyor ama onun dışında eğitimine devam etmek, diploma almak gibi bir çabası yok.
Zarrab, 2000’den sonra Türkiye’de ne yapıyor bilemiyoruz. Ama, Türkiye için önemli biri haline gelmiş olmalı ki, 2007’de Bakanlar Kurulu kararı ile “Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı” yapılıyor.
Arada geçen 7 yıllık süreçte, Azeri şarkıcı Günel Zeynelova ile ilişki yaşadığını, bu sayede İbrahim Tatlıses başta olmak üzere magazin dünyasının figürleri ile haşır neşir olduğunun izini basından sürebiliyoruz.
Ailesinin Reza’nın, şarkıcı Günel ile beraber olmasına kızarak kendisiyle üç yıl da görüşmeyi kestiği de anlatılıyor. Ancak, 2007 civarı, ailesi de hem İran’da hem de ötesinde “kilit” hale geliyor; Kapalıçarşı’da kuyumcu dükkan sahibi Reza’da da birileri bir cevherler görüyor.
SEZİN ÖNEY’İN YAZISININ DEVAMI…