TARIK TOROS | YORUM
Deniyor ki, “Halkın yeni anayasa talebi yok.”
Bunu Saray da biliyor. Halk istediği için gündeme getiriyor değil.
İki nedeni var:
- Koltuğu sağlama almak.
- Partileri ve parlamentoyu bununla meşgul etmek.
***
Yaz aylarında halkın arasına karışabilen AKP’liler ya doğrudan ya da dolaylı olarak Saray’a sitem ve serzeniş taşıdı.
Erdoğan’dan eskisi gibi randevu alma olanağı olmayanlar, mesajlarını sosyal ağlarda paylaşır oldu; değilse uluorta yazmazlardı.
Tabanda kaynama var. Sıkıntı ve ızdırap öfkeye dönüşmüş durumda. Halkın ne Erdoğan’a ne de onun pozisyonunu koruma çabalarına saygısı ve tahammülü kaldı.
***
Bugünkü tabloyu analiz ederken “22 yıllık AKP zulmü” diyenlerden değilim. Mevcut rejim son 10 yılın ürünü ve nicedir tıkandı. Bu sebeple sertleşti, baskıyı artırdı. Yargı ve kolluk gücündeki arsızlık ve azgınlık da bundan.
İktidar, sorunları çözme becerisini çoktandır kaybetti. Artık taban da biliyor ki; bunlar koltukta oturdukları müddetçe ülkenin iki yakası bir araya gelmeyecek, bilakis işler daha da sarpa saracak.
***
Hemen her gün bir skandal ya da facia yaşanıyor.
Geçtiğimiz cuma günü, öğretmen atamalarının mülakat sonuçları e-devlet üzerinden açıklanıp geri çekildi. 56 bin 490 öğretmen adayı, açılan 20 bin kadro için 1 yıldan uzun süredir bekliyordu.
“Neden böyle oldu?” diye sormaya hacet yok. Milli Eğitim Bakanı’na akıl vermeye de. Devlette, akademide, bürokraside, sivil toplumda, hemen her kademeye her yıl on binlerce liyakatsız atama yapan, nitelikli kadroları tırpanlayan bir çeteden bahsediyoruz.
***
İkinci örnek: 26 suç kaydı bulunan, denetimli serbestlikten faydalandırılarak serbest bırakılan ancak mahkeme kararına rağmen imza vermeye dahi gitmeyen suç makinesi, kendisini durdurmak isteyen polislerden birinin silahını çekip, diğerini öldürdü. Sonra bunun üzerinden sorular sorulmaya başlandı: “Sokak röportajı vereni içeri tıkıyorsunuz, çeteler kol geziyor! Cezaevlerinde fikir suçlularına yer açmak için gangsterleri salıyorsunuz.” gibi eleştiriler…
Lüzum yoktu buna. Yukarıdaki Milli Eğitim örneği gibi İçişleri ya da Adalet bakanlarının da bu konuda akla ihtiyacı yok. Neyi niye yaptıklarını biliyorlar çünkü.
***
Mehmet Ağar’ın, beraber çöktükleri Yalıkavak Marina’da Korkut Eken, Alaattin Çakıcı ve Engin Alan’la verdiği fotoğrafı hatırlayın. Yine, dün değil evvelki gün Kürşat Yılmaz’ın yeni doğan bebeği ile Devlet Bahçeli’ye bilmem kaçıncı “resmi” ziyaretini.
Mafya rejimi öyle bir noktaya evrildi ki artık ittifakları ve ilişkileri fotoğraflarla belgelemekten, dosta düşmana ilan etmekten ve bununla şov yapmaktan çekinmiyor.
***
Net anlaşılsın diye ironi yapayım:
Farz edin ki, Cumhurbaşkanı Mehmet Ağar, İçişleri Bakanı Korkut Eken, Adalet Bakanı Engin Alan, İstanbul Emniyet Müdürü Alaattin Çakıcı, Ankara Emniyet Müdürü Kürşat Yılmaz olmuş olsun.
Bugünkü durum budur esasen…
Koltuklarda oturan isimlerin, Ali Yerlikaya, Yılmaz Tunç veya Zafer Aktaş olması sizi yanıltmasın. Unutmayın ki, dünün Yerlikaya ve Tunç’u Mehmet Ağar’dı. Hem İçişleri hem Adalet bakanlıkları yaptı.
***
Bir suç şebekesi, güvenlik ve yargı gücüne çökmüş iş tutuyor. Kediye ciğer emanet etmekle aynı şey.
Bunlar için, işini düzgün yapan insanlar birer tehdit. İtiraz eden, hakkını arayanlar da. Gerçeği yazan basın ve hak savunucuları ise korkulu rüyaları.
Öldüremedikleri için yargı sopasıyla dövüyorlar.
Yoksa neyin iyi neyin kötü olduğunu çok iyi biliyorlar. Neyin suç olduğunu da. Dosyaları öyle kalınlaştı ki ne dönebilirler ne de durabilirler. Pedal çevirmeye hatta hızlanmaya mecburlar. Yoksa düşerler.
***
Toplumu kabilelere böldüler. Bir kabileyi diğerine sahip çıkamaz hale getirdiler. İki nedenle: Birincisi, herkesin derdi kendine yetiyor zaten. İkincisi, kimin hakkını savunursan ondan oluyorsun.
Bu, okumuşu, yazmışı, yurt içindeki veya dışındaki herkes için geçerli.
Misal, pazartesi günü İstanbul 24. Ağır Ceza’da başlayan kız çocukları davası. Konuyu başından beri takip edenler müstesna, Avrupa’da yaşayan kimi basın erbabı ve onların çalıştığı platformlar haberi görmedi, görmek de istemedi.
Bir düzine isim sayarım böyle. Düz, ajans haberi bile yapmadılar. Erdoğan’ın şerrinden çekindikleri için değil, mağdura kimlik sordukları ve mahalle baskısından. Başka neden yok.
***
Lafta kalmasın: Ülkeyi ahtapot gibi sarmalamış suç ittifakı yıkılmadan içeride veya dışarıda kimse güvende olmayacak.
Hak ihlali görünce sağa sola bakmayın. Dayanışma budur. Ve unutmayın, milyonları içeri tıkacakları bir cezaevi yok. Olmadığı için de ülkeyi açık cezaevine çevirdiler. Gücünüzü hafife almayın.