HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK
Avrupa futbolunda, “şampiyonsun şampiyon kal” dönemini yaşıyoruz. Bundesliga’yı Bayern Münih, Serie A’yı Juventus, La Liga’yı Barcelona ve Real Madrid, Ligue 1‘i ise Paris Saint Germain (PSG) tapulamış durumda. Hegemonya kurulan ligler sadece bunlardan ibaret değil. İskoçya’da Celtic, Portekiz’de Benfica ve FC Porto şampiyonluk yarışında ciddi üstünlüğe sahip. Ancak bu yıl dip dalgayla gelen bir isyan var. Yıllardır şampiyonluk hasreti yaşayan takımların isyanında mutlu sona ulaşan ilk ekip İskoçya’da Glasgow Rangers oldu. İsyanın ayak sesleri La Liga, Ligue 1 ve Serie A’nın yanı sıra Portekiz liginden de geliyor.
İskoçya’da taşlar yerinden oynuyor. İflas ettikten sonra 3. Lige kadar düşen Glasgow Rangers, son 9 yılın şampiyonu Celtic’in hakimiyetini yıktı. İngiliz futbolunun efsane ismi Steven Gerrard yönetimindeki Rangers, ligin bitimine 6 hafta kala şampiyonluğunu ilân etti. Üstelik henüz yenilgi yüzü görmedi. Celtic’e de 20 puan fark atmış durumda.
MİLANO’DA HEYECAN DORUKTA
İtalyan Serie A’da Juventus 9 yıldır zirvenin değişmeyen adıydı. Takımda pek çok şey değişti, teknik adamlar gitti, yenileri geldi ama şampiyonluğun adresi değişmedi. Bu yıl kurulu düzene çok ciddi bir isyan söz konusu. Bunda elbette Juventus’un dümeninde tecrübesiz Andrea Pirlo’nun olması da rol oynuyor. Yarışta iki Milano ekibi önde. Inter, en yakın rakibi Milan’ın 6 puan önünde şampiyonluk yolunda emin adımlarla ilerliyor. Juventus sıralamada üçüncü konumda. Bir maçı eksik. Kazansa bile liderle puan farkı 7. Pirlo’nun öğrencileri bu sezon ligde olduğu gibi Şampiyonlar Ligi’nde beklentileri veremedi ve ilk 16 turunda turnuvaya veda etti.
FRANSA’DA RAKİPLER ÇOĞALDI
PSG, 2012-13 sezonundan itibaren arkasına aldığı Katar sermayesiyle Ligue 1’i domine etti. Bu süreçte şampiyonluğu sadece bir kez Monaco, 2016-17 sezonunda çalabilmişti. Ligin bitimine haftalar kala şampiyonluğu ilân etmeyi alışkanlık hâline getiren PSG’de bu yıl rüzgar düzensiz esiyor. Sezon ortasında teknik adam değişikliğine gitti ve Thomas Tuchel’i gönderip yerine Mauricio Pochettino’yu getirdi. Yine de yarışı Lille’in 2 puan gerisinde götürüyor ve liderliğin en güçlü adayı. Ancak geçmiş yıllara nazaran ortaya koyduğu düşük performans Lille, Lyon ve Monoca gibi ekiplerin şampiyonluk hesapları yapmasını sağlıyor. Bakalım Ligue 1’de monarşiyi yıkabilecekler mi?
SİMEONE YİNE ATAKTA
Değişimin ayak seslerinin duyulduğu bir başka adres La Liga. Real Madrid ve Barcelona, uzun yıllardır yarışı pek kimseye bırakmıyor. 2005’ten bu yana sadece bir kez Atletico Madrid, bu ikiliyi geçmeyi başarabilmişti. Takımın Arjantinli hocası Diego Simeone, 2014’teki şampiyonluğu tekrarlamaya çok yakın. 26 hafta sonunda 62 puan topladı ve en yakın takipçisi Barcelona’nın altı puan önünde liderlik koltuğunda oturuyor. Bu performans, takım tarihinin de en iyisi. Bugüne kadar hiçbir zaman 26 hafta sonunda 62 puana ulaşamayan takımın, 26 haftalık periyotlardaki en başarılı ilk beş sezonunun dördünü Simeone gerçekleştirmiş durumda.
19 YIL SONRA…
Ve Portekiz ligi… Bir zamanlar 3 takımın şampiyonluk yarışı verdiği bir yerdi. 1934 yılında başlayan Portekiz Ligi’nde bugüne kadar sadece 5 takım şampiyonluk ipini göğüsleyebildi. Onlardan CF Os Belenenses ve Boavista sadece birer kez bu başarıyı gösterdi. Ligde Benfica’nın 37, FC Porto’nun 29 ve Sporting Lizbon’un 18 şampiyonluğu var. 2002’den itibaren bu üçlüden Sporting de yarıştan koptu. Son şampiyonluğunu 2001-02 sezonunda yaşadı ve sessizliğe büründü. Ancak bu sezon bir kıpırdanma var. Sporting 22 haftada 58 puan topladı ve yoluna namağlup olarak devam ediyor. İkinci sıradaki Braga ile puan farkı 9. FC Porto ve Benfica ise 10 ve 13 puan geriden takip ediyor. Başarının mimarı, 36 yaşındaki genç teknik adam Ruben Amorim. Genç hoca takımın 19 yıllık hasretini sonlandırabilir.