YORUM | TARIK TOROS
Hatırı sayılır Rusya uzmanlarının dahi ihtimal vermediği bir şey oldu ve Rusya Ukrayna’yı işgal etti.
İki hafta sonra görülen şu ki, Putin Batı’da “geri döndürülemez biçimde” şeytanlaştırıldı.
Onun için, “Bu Rusya’nın değil Putin’in savaşı” deniliyor, gel gelelim yaptırımlarla Rus halkı sınanıyor. Bununla Putin’e desteğin kırılması ve devrilmesi amaçlanıyor.
BU YAZIYI YOUTUBE’DA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Çin+Hindistan+Rusya yaklaşık 3 milyar nüfuslu bir alem.
ABD+AB+İngiltere+Kanada, toplasan 1 milyar nüfus anca.
Tabi olay insan kalabalığıyla bitmiyor.
Batı’nın yaptırımlarına karşı koyacak gücünüz, alternatif kaynaklarınız olacak.
Ayrıca hem Batı’ya kafa tutup…
Hem de çocuklarınızı okutmak için oraya yollayıp…
Paraları oraya taşımakla, mali mülk edinmekle dürüstlük sınavından çakıyorsunuz.
***
Sovyetler Birliği’nin dağılmasıyla iki kutuplu dünya çöktü.
Artık tek kutup var: ABD’nin başını çektiği Batı.
Elbette, kendi finansını, kendi ekonomisini, para birimini, teknolojisini, kültürünü, markalarını, filmlerini, silahlarını ve en önemlisi “kendi tehdit sıralamasını” pazarlayacak, eşyanın tabiatı bu.
Peki, 3 milyarlık Doğu, yani Asya kıtası buna alternatif oluşturabildi mi?
Kendi finansal araçlarını ve markalarını dünyaya kabul ettirebildiler mi?
Maalesef hayır.
Bugün dünya ekonomisi “dolar” üzerinden yorumlanıyorsa “Amerika’nın ne işi var burada” diye sormadan önce bunu neden değiştiremediğinizi sorgulayacaksınız.
Rusların eskiden Lada’sı vardı, 30 yıl sonra dolaşımdaki araçlara bakın, Batı markaları.
‘Votka’ dışında Rus ürünü var mı, düşünün bulamayacaksınız.
***
Dönelim işgale.
Görüldü ve görülüyor ki, Putin…
Ukrayna, “Tarafsız kalacağım. NATO’yu istemiyorum” dese…
Neonazileri bahane edip girecekti.
O olmasa, “Ukrayna’da biyolojik ve kimyasal silah üretiliyor” der yine girerdi.
Kremlin sözcüleri son günlerde bu tezi işliyor, ezbere söylemiyorum.
***
Bölgesel ve küresel ölçekte savaşın büyümesi ve olası senaryolar endişe verici.
Batı medyası, savaşın vurduğu kentlerdeki yaşam mücadelesi ve sınır boylarındaki sığınmacı öykülerinden geçilmiyor.
İki haftadır o kadar dram seyrettim ki, artık düşünmeden edemiyorum: Bu kadar üzgünseniz neden bombaları engellemiyorsunuz?
Putin durdurulmazsa durmayacak.
Savaş bugün bitse Ukrayna’nın kendine gelmesi aylar alır.
Tahribat o denli büyük.
Canlı yayında seyrediyoruz ve elimizden bir şey gelmiyor.
***
Artan enflasyon, fırlayan enerji fiyatları, sıkışan ekonomi hiçbir iktidarın hoşuna gitmez.
Ambargolardan zincirleme olarak tüm dünya zarar görüyor ve tüm liderler oy kaybediyor.
Sadece Polonya’ya sığınan Ukraynalıların sayısı 1.5 milyonu buldu.
Batı Avrupa’ya geçen/geçecek en az 4-5 milyon sığınmacıdan bahsediliyor.
Ev sahipleri, savaş bitene kadar misafir ettikleri Ukraynalıları tekrar evlerine yolcu etmeyi umuyor, onlar da dönmek istiyor.
Süreç uzadıkça nasıl olacak ki?
***
O arada tabi, her ülkenin halklarının dönüp kendi piyasalarını sorgulaması icap ediyor.
Buğday ve ayçiçek yağında Türkiye’nin hayati biçimde dışa muhtaç olduğunu bilmiyordum.
Petrolünüz olmayabilir.
Tarımda veya hayvancılıkta dışa bağımlılığı…
Türkiye gibi gerçekten harika bir coğrafyaya sahip bir ülke, halkına anlatamaz.
İktidar sözcüleri olayı yine “baronlara” bağlamış, taban da buna itibar ediyorsa…
Ne demeli yani.
Türkiye herhalde şu içinde bulunduğumuz haftada bu kadar “dış gücü” bir arada ağırlamamıştı herhalde: İsrail, Ermenistan, Yunanistan ve Almanya.
Vatandaş faturaları nasıl ödeyeceğini düşünürken Erdoğan yeni dünya düzeninde koltuk kapmaya çalışıyor.
Sahi, Kemal Kılıçdaroğlu “elektrik faturasını ödemiyorum” kampanyası başlatmıştı, kaç kişi katıldı acaba?