Prof. Dr. Zoroğlu’nun Emniyet ifadesi: Toplumdaki ensest patlamasının fark edilmemesinin derdi içindeyim

Çocuk hastalarına Ketamin adlı uyuşturucu etki gösteren ilaç verip manipüle ederek, aileleri hakkında cinsel taciz suçlaması yapmaya teşvik ettiği iddiasıyla tutuklanan çocuk psikiyatristi Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nun Emniyet’teki ifadesi ortaya çıktı.

Prof. Dr. Zoroğlu, ifadesinde, “30 senedir ensest ve travma hastaları ile çalışıyorum, 2 yıldır toplumda patlama olduğunun kimse tarafından fark edilmemesinin derdi içerisindeyim. Bundan ötürü riskli tedaviler yaptığımı fark ediyorum, fakat teknik anlamda hiçbir yanlışlık yok. Tek sorun bunların doğru olduğunu gösterecek meslektaş desteğinden yoksunum. ” dedi.

Zoroğlu’nun Oda TV’de yayınlanan Emniyet ifadesi şöyle:

“TRAVMATİK DEPRESYONDA DÜNYADAKİ EN İYİ İLAÇ KETAMİNDİR”

Soruşturma kapsamında Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nun “Kliniğe gelen çocuklara nasıl Çoklu Kişilik Bozukluğu (ÇKB) tanısı koyduğunu ve hastalarda hangi ilaçları kullandığı” sorusu yöneltildi.

Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu ifadesinde şu bilgileri verdi:

“ÇKB direkt uzmanlık isteyen bir hastalıktır, ben 30 senedir bu alanla uğraşıyorum. Disosiyatif yani ÇKB ile ilgili ilk tez yapan tek Çocuk Psikiyatristiyim. ÇKB’nin teşhisini sağlayan 12 yaş altındaki ölçek benim tezimdir, dünyadaki tek ölçektir. 12 yaş ile 18 yaşa kadar olan yine tanı koyduran ölçekte tarafımca güvenilirliği yapılmıştır, bu ölçek 450 Stasyon aldı. Dünyada bu alanın en ünlü uzmanı olan Prof. Dr. Frenk W. Putnam’dır, onun ölçeklerini çevirdim. Mesleğe başladığım andan itibaren bir şekilde yolum ÇKB ile kesişti. ÇKB ve bunun ait olduğu bozukluklar Türk Toplumunda yüzde 18.4 olarak bulunuyor. Tüm Psikiyatrik hastaların oranı ise yüzde yirmidir. Tanı koymak aslında son derece kolaydır tek gereken şey daha özverili olmak ve daha uzun vakit ayırmaktır, sonra çıkacak belalara da hazırlıklı olmaktır, bunları göze alan tüm Psikiyatrlar aslında tanıyı koyar, benim bahsettiğim ölçekleri uygulanırsa hemen sonuç alınır, ölçeğin uygulanması iki buçuk dakikadır, bir sayfalık forum doldurma ile anlaşılabilir. ÇKB tanısını kesinleştirdikten sonra Çocuk Psikiyatrisindeki yaklaşık yetişkine göre çok farklıdır, çünkü çocuğu hasta eden travma halen teşhis koyduğumuzda devam etmektedir, bu nedenle korunma ve tacizin keşfi, disosyetif problemden önce gelir. Tıpta açıkça sebebi bilinen tek hastalık vardır o da ÇKB’dir. Teşhisi koyduktan sonra çocuğun durumuna ve semptomlarına göre seanslar belirlenir, hiçbir hasta ÇKB olarak gelmez, en sık birinci sırada intihar girişimi ile gelirler, sonrasında ağır depresyonlar kendini kesmeler ve aşırı cinsel davranışlar sergilemeler, dejenere kişilikle gelir, bunun yanında halüsünasyonlar görülür. Seanslar aslında benim gibi terapistler tarafından yapılıyor, ancak ben eğitim de vermek için yanımda not tutmak üzere yardımcı terapistler bulunduruyordum. Yetişkin terapilerinde daha derin görüşmeler yapılacaksa yanımda muhakkak bayan psikolog bulunur. Kliniğimde çalışan herkes seanslara girer bu şekilde öğrenirler, hatta Ahmet AKTAŞ erkek hastaları Z… hanımda bayan hastaları tek başlarına bağımsız olarak yürütürler ancak bana da danışırlar. ÇKB’nin ilaçlı tedavisi yoktur, Psiko Terapi dışında bir tedavisi yoktur fakat eşlik eden travma sonrası stres bozukluğu depresyon, anksiyete, uyku sorunu ve intihar riski nedeni ile antidepresan ve intihar eylemini durdurmak için ilaç verilir. Şu an da travmatik depresyonda dünyadaki en iyi ilaç K… ’dir fakat bu imkana sahip değiliz, çünkü diğer antidepresanlar boğaz enfeksiyonunda ki ateş düşürücü gibi etki eder, K… ise gider mikrobu öldürür, fakat bizim popülasyonu özeldir, burada travmaya uğrayan çocuklara travmanın suçluluğunu da ekler tacizci. Ağır depresyon ve intihar durumlarında K… kullandığımız olmuştur, onun dışında Prozac, Zanax, Ativan, Tranko-Buskas, Seraquel 25 gibi ilaçlara hastalara öneririz. Yüzde yüzünde dikkat dağınıklığı olduğundan Concerta ve Ritalin ve de Medikinet gibi dikkat ilaçları da ekleriz.”

İLAÇ İDDİASINA BÖYLE YANIT VERDİ

İfadesinde Bakırköy’deki kliniği dışında danışan kabul etmediğini belirten Zoroğlu, K… iddiası hakkındaki soruya ise böyle yanıt verdi:

“Çocuklara değil de ergen yani 15 yaşından 25 yaşa kadar hastalarda temin edip getirdiklerinde K… kullandım. Bunların dışında çocuk olarak 14 buçuk yaşta olup intihar eden *** isimli bir hastada K… kullandım, bana sürekli intihar tarihi veriyordu, babası K… için bana teşekkür etmişti. Spravato isimli piyasada satılan ilaçları hastanın üzerine e-reçete yazıyorum, hastalar kendi getiriyor ve kullanıyor, maliyeti yüksektir. K…’yi de hastalar kendi getirir, Spravatoya göre çok daha uygundur. Biz reçeteye yazmıyoruz K… hastalar kendi buluyor. K… isimli ilaç reçeteden yazılıyor ancak bulunmuyor. Hayvanlar için olarak K… C… isimli bir madde vardır ben bunu hatırlamadığım depresif bir kadından duydum, kendileri bu ilacı araştırmış bulmuşlar, bana sordular bu olur mu dediler bende olur aynısı dedim, onlar da gidip bulmuşlar. Daha sonra bana *** isimli otistik 21 yaşında ki gördüğüm en ağır ÇKB hastasının ailesi gelmişti, kullanmadıkları ilaç kalmamıştı, ailesi bu ilacı bulmuş ve iki şişe getirmişlerdi bir şişesinin tamamını onda kullanmıştık. Doz ayarlamasını kilogram başına yarım miligram veririz, kabul edilen en düşük miktardır. Bu miktarla dünyada bağımlılık gerçekleştiren kimse yoktur. Omuzdan enjeksiyonla veriyoruz, damardan verdiğimizde korkan hastalar olur, bazen de burnuna damlattığımız oluyor”

“İLAÇLARI AİLELER GETİRİYORDU”

İlaçların nasıl temin edildiği ve kullanıldığı sorusuna ise Zoroğlu şu ifadelerle cevap verdi:

“Yazılı onay aldığımız da oldu almadığımız da oldu ancak genel olarak sözlü olarak her aileye bilgi verip onay aldık. Kaldı ki ilaçlar zaten aileler getiriyordu.”

“İKİ HASTANIN SEANSLARINI KAYIT ALTINA ALDIM”

Hasta seanslarının kaydının yapılıp yapılmadığına ilişkin de konuşan Zoroğlu, seanslarda izlediği yöntemle ilgili soruya şöyle yanıt verdi:

“Ben hastaların travmalarını sesli olarak kayıt altına alıyorum, görüntülü genelde almam, sadece iki tane görüntülü aldığım oldu, bunlarda *** ve *** isimli hastaların travmalarını anlattıkları seansı kaydettim. 30 senedir bu hastalıkla uğraşıyorum, ÇKB’nin yaygınlığı bellidir, Çapa Tıp Fakültesi’nde yapılmış bir çalışmada başvuru yapan çocuk ve ergenlerin yüzde kırk altısında disosyatif tanısı konulmuştur, bu da yayınlanmış ve dünyadaki en yüksek rakamdır. ÇKB hastalarına durumlarına ve yaşlarına göre açık ve kapalı uçlu sorular sorarım, bu benim uzmanlık alanımdır, ancak kesinlikle çocuklara cinsel içerikli resim ve video içerikleri göstermedim.”

“EN AZ KIRK TANE İHBARDA BULUNDUM”

Prof. Dr. Salih Zoroğlu, ÇKB’nin yüzde 98’inin ensestten kaynaklandığını iddia ederek anne-babanın tutuklanması gerektiğini belirten en az kırk tane ihbarda bulunduğunu öne sürdü.

“En az 40 tane ihbar ve şikayetim olmuştur. ÇKB’nin varlığı tek başına bir adli delil hükmündedir, ÇKB olması için yüzde doksan sekiz cinsel taciz, yüzde doksan fiziksel taciz, yüzde seksen beş ise duygusal tacizdir. Yaptığım seanslardan ve akademik geçmişimden bunu anlıyorum, bunu da ilgili makama raporluyorum. ÇKB teşhisi konulması için gelen ilk hastalarda anlattığı belirtilerde çok ağır belirtileri, hareketleri ve anlık karakter değişimleri görülür. Örneğin *** isimli bir hastayı annesi okuldan atıldığı için getirmişti, çocuk 7 yaşında ve ilkokul birinci sınıftan atılmıştı. Annesi bana sürekli ***’nın değişiklik gösterdiğini, kardeşini dövüp bıçak çektiğini, okuldaki arkadaşlarını dövdüğünü 20 dakika sonra kendine gelip ağlayarak “Ben yapmadım kötü yaptırdı” dediğini anlattı, bunu da 6 aylık terapi sonrası Travması ortaya çıktı, dedesi, babası ve dayısının Nitelikli Cinsel İstismarda bulunduğu anlaşıldı, bunu da rapor ettim.”

HASTALARDAN BİRİSİNİ NURCU PSİKOLOG YÖNLENDİRDİ

Zoroğlu, bir hastasının ebeveyni ile aralarında geçen ve soruşturma dosyasına giren mesajlar için ise “Anlayacağı dilden sözler kullandım” dedi.

Diyalogları yaşadığı hastanın kendisine, Nurcular olarak bilinen cemaate bağlı bir psikoloğun yönlendirildiğini iddia etti.

“Ben bu mesajı ***’in babasına attım. ***in babası ilk olarak eşini öne sürerek taciz işini eşinin yaptığını belirtti nitekim çocukta annesinin yaptığını söylemişti. Daha sonradan anlaşıldı ki annesinin haricinde babasının da taciz şüphesi oluştu, hatta babası tedaviyi bir anda kesti ve kayıtları aldırdı, çocuğun gelmesini de yasakladı. ***’in babasını *** isimli bir psikiyatrist göndermişti onlarda nurcu dindar tayfasındandır. Sonuç olunca bende babasına bu şekilde mesaj atıp anlayacağı dilden sözler kullandım.

“KOCAM ÇOCUĞU CİNCİLERE GÖTÜRÜYOR”

İfadesinde bir mağdurun annesinin kliniğe gelerek, çocuğunun tacize uğradığını itiraf ettiğini öne süren Prof. Zoroğlu, ayrıca babasının çocuğu sürekli olarak ‘cincilere’ götürdüğünü söylediğini de belirtti.

“***’in annesi olaydan üç dört gün sonra randevusuz olarak kliniğe geldi, bana “Bak kocam habire onu cincilere götürüyor, bir de çocukla çok samimi birlikte yatıyorlar, ben yemin ediyorum çocuk tacize uğradı ama ben yapmadım” dedi, ben de kadını kovdum gitti. Sonrasında ***’e tedavisinin devam ettirmesi gerektiğini, bu hastalıkla yaşayamayacağını kalacak yer bulunabileceğini, her türlü imkanı sağlayabileceğimi söyledim ve insani olarak yardımcı olabileceğimi belirttim.”

“POLİS GELİNCE 5 YAŞINDAKİ BAŞKA BİR KİŞİLİĞE DÖNDÜ”

Tedavi sürecinde bir danışanının yaşadığı travmalar ile ilgili durumu raporlayıp, polise ifade vermesine aracı olduğunu belirten Zoroğlu, polisin geldiği sırada danışanın kişilik değiştirdiğini ve 5 yaşında bir çocuğa döndüğünü belirtti.

Hakkındaki, danışanın, ensest ilişki açıklaması yapmazsa ileride eşcinsel olabileceği, intihar edebileceği yönünde ifadeler kullanarak kendisini yönlendirdiği iddialarını ise reddetti.

“Kesinlikle yanlış, ***’in durumu için polis çağırdığımda *** kişilik değiştirdi ve 5 yaşında bir çocuğa döndü, araba ile oyun oynamaya başlayıp polisleri reddetti bunun üzerine bende kişilik değiştirmesi için seans yaptım ve ona ayağına kadar fırsat geldi travmanı açıkla kurtul dedim.”

İSTİSMARCI ANNE İDDİASI: 8 YILDA 50 KEZ ENSEST İLİŞKİ

İfadede yer alan iddialardan birisi ise bir annenin, çocuğu ile 50’den fazla kez ensest tam ilişki yaşaması oldu.

Zoroğlu, ifadesinde 150’den yüksek IQ’su olan bir danışanının annesinin, çocukla 8 yılda 50’den fazla kez cinsel ilişki yaşadığını öne sürdü.

O iddialar, ifadede şu şekilde yer aldı:

“*** 150’nin üzerinde İQ su olan çok zeki bir çocuktur, ancak 8. sınıfta okulu bırakmak zorunda kaldı hastalığından ötürü. *** ilk başta kişilik değişimi krizi ile gelmişti. ***’a K… uygulamadım. ***’ın kendisinden üç yaş küçük *** isimli kardeşi vardır. ***, abisi *** ile annesini birçok kez tam cinsel birliktelik gördüğünü söyledi, hatta bana pozisyonu bile çizdi, hatta annesi hasta olarak bana gelip bunu kabul etti çocukları ile ilişki kurduğunu söyledi. 14 yaşındaki ***’ın karakterlerinden biri sürekli ereksiyon halinde gezen bir karakterdi annesini görünce devreye girerdi. Sabahları *** kalktığında cinsel organın tahrip olduğunu görüyordu ancak geçirdiği geceyi hatırlamıyordu. Tedavi ilerleyince *** hatırlamaya başladı ve anlattı. Bundan ötürü bu şekilde ifadelerde bulundum.”

Söz konusu annenin, sadece bir çocuğuna değil, iki çocuğuna da istismarda bulunduğu ifadede yer aldı.

“***’yı babası zorla getirdi, ***’da aşırı derece anksiyete vardı, annesi onu da istismar etmişti. *** da çok zeki ancak eşcinsel kişilikleri vardı”

İLAÇ İDDİASINI REDDETTİ

Prof. Zoroğlu, verdiği ifadede anneleri tarafından ensest istismara maruz kalan çocuklarda K… kullandığını iddiasını da reddetti: “Böyle bir durum yoktur, bu beyanlara katılmıyorum. Kaldı ki K… sıvı ilaçtır, toz olarak verilmez. ***’ya *** vermiştim kaygı giderici ilaçtır.

HASTAYI NEDEN EVİNE ALDI

“***, *** ve babaları annesinden şikayetçi olmuştu, anneleri adli kontrol aldı ve eve geldi. Çocuklarda travma etkisi ile annenin yanında duramazlar. ***’ın Bist(Deccal) karakteri ***’yı birkaç kez öldürmek istedi, bu yüzden birlikte kalamıyorlardı. Babası öncelikle ***’ı *** isimli bir arkadaşına bırakmış, kendisi de *** ile başka bir yerde kalmış. Daha sonra *** isimli kişi eve kadın atmış, ***’ın önünde ilişkiye girmişler, *** da babası ile ***’in sevgili olduğunu düşünmüş ve ***’in kendisine de bir şey yapacağını düşünerek orada kalmayı reddetmiş, babası da ***’ı alıp kliniğe getirdi, babası yalvardı hocam ne olur sizde kalsın, dedi ısrar etti ben kabul etmek zorunda kaldım, *** benim ve ***’ın evinde kaldı. Orada memnundu hayatından ancak çok gürültü oluyordu ve rahatsızlık olduğu için babasına götürmesini istedim, iyi niyetimizi suistimal ettiğini söyledim hatta muayene ücretlerini de vermemişti, evde baktığım masraflarını da vermedi. Şikayet ettikten sonra babası aldı ve bir daha görmedik kendilerini. Çocuklarını almazsan artık biz intihar edeceğiz demiştim, kendilerine çocuklarını vermezse intihar edebileceklerini söylemedim.”

HASTALARA BABASININ EVİNDE KONAKLAMA SAĞLAMIŞ

İfadesinde “Babanızın evi de dahil bu adreslerde bugüne kadar kaç çocuk hangi sürelerle bulundu?”sorusuna yanıt veren Prof. Zoroğlu, hastalarının aileleri tarafından çok küçük yaşta ensest istismara uğradığını ve gelişen atakları nedeniyle güvende olmaları için bu adreslerde konaklamalarını sağladığını belirtti.

Hastalarına ise refakatçi olarak çalışanlarını bıraktığını söyledi.

İfadesinde, istismarın hiperseksüellik olarak ileriki yaşlarda açığa çıktığını söyleyen Zoroğlu, hastalarından birisinin “Sugar Daddy” olarak geçen yaşlı iş insanlarına escortluk yaptığını öne sürdü.

“5 YAŞINDAN BERİ MASTÜRBASYON YAPIYORMUŞ”

O iddialar ifadede böyle yer aldı:

“Babamın evinde 21 yaşlarındaki *** ve 18 yaşında *** isimli iki kız ile 25 yaşında V… isimli psikolog ve 30 yaşında ki *** isimli Psikiyatrist, babamın evinde toplam 4 gün kaldılar. *** ilk olarak Prof. Dr. *** tarafından 7 ay kadar izlenmişti, *** bana devir etti, benden randevu aldılar vebana getirdiler, seanslara başladık, kız babası ile gelip gidiyordu. Kızlarda hiper seksüellik baba tecavüzünü gösterir, ***’de aşırı hiperseksüellik vardı, hatta 5 yaşından beri mastürbasyon yaptığını söylüyordu”.

“3 BUÇUK YAŞINDA BAĞIRSAK AMELİYATI SORGULANMAMIŞ”

“***’ü üç buçuk yaşında iken kalın bağırsağının anüsünden dışarı çıkması nedeniyle ameliyat edilmiş, travmatik dışarı çıkma denilmiş ancak travma sorgulanmamış, bunun nedeni de muhtemelen anal tecavüzdür, ben ***’e tacizi olup olmadığını sorduğum da konuyu ve kişiliğini değiştirip bana küçükken ameliyat oldum, bağırsağım kıçımdan çıktı dedi. Sonra devam edilmiş ancak kız çocukluğunu unutmuştu, terapiler devam ederken travmaya yaklaşırken fenalaşıyordu, bir gün gece saatlerinde annesi beni aradı, bana Maltepe sahilinde olduğunu ve ***’ün acayip konuştuğunu eve gitmek istemediğini ve babasını görmek istemediğini, bir arada durmak istemediğini söylediğini bana iletti. Bende otele gitmelerini söyledim annesi sizde kalabilir miyiz dedi bende bunun olmayacağını söyledim. Ben başka bir yere gitmelerini söyledim annesi de bu şekilde konuşursa ben kimsenin yanına gidemem dedi, ben hastaneye yatırın dedim onu da kabul etmedi. Ben de Belçika’ya giden babamın boş evinin anahtarını eşimle gönderdim ve anne kız eve girdiler, bir hafta kaldılar. O sırada ben de iki günde bir kızımla beraber yanlarına gidiyordum, kadını travmaya alıştırmaya çalışıyordum, kadın bana hakaret ediyordu kocasını savunuyordu ve çocuğu götürmek istiyordu, bende en son kızın yanına bir psikolog ile psikiyatrist getireyim dedim, ardından *** isimli personelime söyledim o da birlikte kalmayı kabul etti, *** da tek başına kalamayınca *** isimli eski personelimi memleketten çağırıp onu da oraya yerleştirdim, ***’ye terapisini yapın *** da yardımcı olsun dedim. *** sabahları benimle kliniğe geliyor, *** de gündüzleri dışarı çıkıyordu, ***’de bizimle gelmek istedi, birkaç gün kliniğe götürdüm, hatta orada *** ve ***’nın annesi *** ile rastlaşıp tanışmışlardı. O sırada *** isimli başka bir hastam vardı, o da intihar edeceğini söyleyip duruyordu, ***’nın annesini aradım, ***’yı da babamın evine götürüp kalmasını teklif ettim, annesi de sevinip kabul etti ve ***’yı da babamın evine götürdüm. Bir süre beraber kaldılar, daha sonra ***, Sugar Daddy yani yaşlı iş insanlarına çocuk tarzı eskort hizmeti sunan biri olduğunu söyledi, hatta bir gün evden çıkıp gitmiş, ben bunu öğrendim ve kızıp en son evi dağıtıp herkesi gönderdim, hatta o gece *** evinde şiddetli bir intihar girişiminde bulunmuş. Bu şekilde kalmışlardı. *** benim evimde kalmıştı ayrıca *** isimli bir hastamda bizim evde kalmıştı. *** isimli hastam bende kaldığı sürece artık evdekiler mızmızlanmaya başladı, krizleri sırasında çok bağırıyor ve etraftakiler rahatsız oluyordu, *** isimli doktor hanımın birkaç gün kaldı, ***’ya çok iyi gelmişti. O dönem bende kalırken bayram gelmişti, *** babası ile aynı ortama giremiyordu, babasının tecavüzüne uğramıştı, abisi bana Bursa’ya babasının yanına gideceğini söylemişti, ben babası ile yan yana gelmesinin uygun olmadığını söyledim tam kriz dönemi olduğunu söyledim ancak ***’yı bırakıp gittiler, her gün ***’yı arıyorlardı, bu sırada bende kalıyordu, bayram olunca gelen giden olunca da yalnız yaşayan *** hanımın evinde birkaç gün kaldı. Bir keresinde de *** isimli bir bayan ve *** isimli hasta kızı Azerbaycan’dan gelmişlerdi, kalacak yerleri yoktu, sekreterim ***’ın evinde uzun süre yani iki ay kadar kaldı.”

“SADECE DOKTORLUK DEĞİL AYNI ZAMANDA İNSANLIK GÖREVİDİR”

Süleyman Salih Zoroğlu, çocuklarını istismar eden anneye attığı tehditvari mesajlara yönelik sorulan soruya ifadesinde “Bu direkt doktorluk görevimin bir parçasıdır, sorumlu bir doktor bu şekilde davranır, bu şekilde davranmayan değil doktor insan değil olamaz” dedi.

“KOKAİN İÇİP ARABAYI OĞLUNUN ÜSTÜNE SÜRDÜ”

Zoroğlu, ‘çocuklarına istismarda bulunan anne’ iddiasında yer alan ***’nin, seanslarda yaşandığını öne sürdüğü “Bir ilacı toz halinde burnundan çektirdikten sonra cinsel içerikli konuşmalar yapmaya başladı, oğluma cinsel tacizde bulunduğum yönünde itham ettiği ve bu yolla bir itiraf almaya çalıştığı” yönündeki iddialarını da reddetti.

Prof. Zoroğlu, iddialara “*** ile iki üç kez seans yaptım. Ancak iddialar kesinlikle yalandır. ***, *** isimli küçük çocuğunun kendisinin kokain içtiğini ve sattığını tespit ettiği ve babasına söylediği için, ***’yı okuldan alıp tehdit etmiş, araba ile ***’nın üzerine sürmüş ve öldürmeye çalışmıştı” diyerek yanıt verdi.

“SORULAR TEDAVİNİN PARÇASI”

“Bu tarz hastalarda anormal porno düşkünlüğü olur ve pornonun şekli ile cinsel ilgi şekli ve de cinsel yönelimine göre sorular sorulur. Bunlar tedavinin bir parçasıdır.”

“TECAVÜZÜ ‘BRANDON’ İTİRAF ETTİ”

Zoroğlu’nun K… kullandığı hastalarından birisi ile olan tedavi süreci de yapılan sorguda soruldu.

*** için 4 kere K… kullandığını belirten Zoroğlu, “İlaçları kendileri temin etti. Seanslar süresince farklı kişilikleri ortaya çıktı ve bu kişiliklerden birisi bana küçük yaşta babasının anal, oral ve vajinal tecavüz ettiğini söyledi” dedi.

İfadede söz konusu kısım şöyle geçti:

“***’da çok zeki bir kızdı. ***’a toplamda 4 defa krizleri sırasında K… verdik. Bu K…’yi kendileri temin etti. *** ilk olarak çok ağır bir intihar girişimi nedeniyle abisi *** ve annesi *** getirmişti. İlk görüşmede kişilik değiştirdi, bana “… dede sizinle görüşmek istiyor” demişti, ben kim olduğunu sorduğumda birden ses değiştirerek bana “Ben … dedeyim” dedi, akabinde bir çocuk kişiliği geldi adı Mirya olduğunu ve erkek olduğunu söylemişti. Seansları devam ederken travmasını hatırladı, Brandon isimli bir karaktere büründü, bana küçük yaşta babasının anal, oral ve vajinal tecavüz ettiğini söyledi. Daha sonra krizleri arttı, sonrası krizleri sırasında abisi ve annesin özel ricası ile bir süre benim evimde kaldı, istediği zaman gidip geliyordu, her gün benimle kliniğe geliyordu, evine git dediğimizde annesi evinde olmadığı zamanlar gidiyordu, uyuyup, duş alıp akşam geri geliyordu, bizim eve gidip uzun seans yapıyorduk, seanslarımda muhakkak yanımda kızım Dr. *** oluyordu, ***’un hiçbir seansını tek başıma yapmadım. Sonrasında 4. Ve 5. Evreyi atlatıp kişilikleri birleşmeye başladı, 43 tane kişiliği en son 13’e inmişti, bir iki haftada bitireceğimi düşünüyordum, bu sırada annesi ile ilgili de bir konu çıktı, annesi de taciz ediyormuş, annesinin istismarının etkisi daha ağırmış, *** söyledi, bir *** pornosunda ne varsa annesi yapmış, makaslama pozisyonda yapmış, 11 yaşında vajinasını traş edip, elliyormuş, şu an bile yapmak istiyormuş hatta. *** kendi isteği ile yaptığı bu evreyi hatırlamak istemediği için bunu kesinleştiremedim. Ayrıca abisi *** tarafından da eşcinsel fuhuş sektörüne sokulduğunu değerlendiriyorum ancak bunu da sadece düşünüyorum. Bunların bazılarını bana yine içindeki Brandon isimli karakteri söyledi. Daha sonraki süreçte şikayette bulunduk, şikayete abisi ile beraber gitti sonrada irtibatımız koptu.”

“TRAVMA HASTALARININ BİRBİRLERİ İLE GÖRÜŞMESİNİ DOĞRU BULUYORUM”

Zoroğlu’na, emniyette yapılan sorgulamada *** isimli kız hastasının kliniğinde neden çalıştığı da soruldu.

‘Çalışma’ tabirini kabul etmeyen Prof. Zoroğlu, “*** kliniğimde çalışmadı, annesi para vermeyi kesmişti, ***’a ben gel ofisboy çalışıyor gibi ol, tatile girdin sen tatilde burada bulun *** ablana yardımcı ol demiştim” dedi.

Başka hastaların seanslarına dahil etmesini ise “Travma hastalarının birbirleri ile görüşmesini doğru buluyorum” diyen Zoroğlu, hastalarından birisinin bu çocuğa konuştuğunu ifade etti. Süleyman Salih Zoroğlu, “*** ile konuşmuş ve ***’a bir sürü şey anlatmış, benim hiçbir zaman göremeyeceğim kişilikleri ile konuşmuş, bana *** ile görüşeceğini söylüyordu hep. Bunlar seans değildi, sadece muhabbetti” ifadelerini kullandı.

İfadedeki tam cevap ise şöyle:

“*** kliniğimde çalışmadı, annesi para vermeyi kesmişti, ***’a ben gel ofis boyu çalışıyor gibi ol, tatile girdin sen tatilde burada bulun *** ablana yardımcı ol demiştim. İki tane çocuğun seansına davet etmiştim. Biri *** isimli 10 yaşında krizle gelen bir çocuktu, seansta iken *** benimle konuşmadı hiç, *** da oradaydı ve seans içindeydi *** bana “Ben bir resim çizeyim mi, buna konuşayım mı?” dedi, *** seanstan çıkıp mutfağa gitti, bende sen yanına git tek başına kalmasın resim çiz ona birlikte Ice Tea için dedim, ***, yanına gitti, *** ile konuşmuş ve ***’a bir sürü şey anlatmış, benim hiçbir zaman göremeyeceğim kişilikleri ile konuşmuş, bana *** ile görüşeceğini söylüyordu hep. Bunlar seans değildi, sadece muhabbetti. Bir kez de kendi odamda Azeri uyruklu *** isimli hasta bana seansta iken çok ayıp bir şey anlatacağını ancak bana değil ***’ya anlatmak istedi, bu sırada klinikte bayan olmadığı için *** ile ***’yı 10 dakika bıraktım, *** ona babasının tacizi ile ilgili bir kısım anlatmış. Travma hastalarının birbirleri ile görüşmesini doğru buluyorum, bu tarz görüşmeler hastaların dünyadaki tek kurban olmadığını anlamaları hususunda özgüven veriyor, ***’da bunu çok iyi yapıyordu, özellikle hastanın hastaya yaptığı travmatik danışmayı iyi yapardı bu sebeple etik, uygun ve yararlı olduğunu düşünüyorum.”

“OKULA GÖZETİM İÇİN GÖNDERDİM”

Tutuklanan Zoroğlu’nun arkadaşı bir Psikoloğu hastası bir çocuğun okuluna göndermesi olayını doğrulayarak, “*** zaten kendisi okulda ÇKB olduğunu ve tacize uğradığını söylemişti, bende bu tür vakalarda rutin olarak yapıldığı için Z. hanımı göndermiştim” dedi.

“BİZ ÜZÜM YEME DERDİNDEYİZ”

“-***’a ***’u ÇODEM’den çıkarıp kendisine teslim etmeleri halinde annesi hakkındaki şikayeti geri çekebilecekleri yönünde beyanlarda bulundunuz mu?” sorusuna şu iddiaları ortaya atarak yanıt verdi:

“***, ***’un abisi olur, ben abisine ***’un annesini katması hata oldu, senin de ailen bozuldu, annene bağlı bir adamsın, bak ***’nın tedavisi tümden koptu, biz üzüm yeme derdindeyiz, tacizci ile bir işimiz yok amacımız ***’yı düzeltmek, E.’nin annesi hakkında ki ifadesini çeksin oradan çıksın yoksa yurtlarda daha kötü durumda olacak dedim.”

“BİLİMSEL DEĞİL, İNANÇSAL OLARAK YAZDIM”

Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, hasta çocuklardan birisine attığı “***’yı hatırlatıyorum ***, babası dedesi ve dayısı tarafından taciz (en ağırından) edilmekte olan 7 yaşında bir çocuktur. Burada seans sırasında bir türlü durmayan, bir türlü pipilerini durdurmayan ailesini mecburen polise verdim. Çocuk polisi geldi. Ve üç saat sonra üç sapık nezaretten çıkıp eve gelip çocuğu dövdüler. Çocuk da o gece uyumadı kalktı Allah’a dua etti. Biraz da kızdı bağırdı sen niye beni kurtarmadım ki filan dedi. İki saat sonra bilimsel olarak izah edilemeyen bir deprem oldu. Koca, Antep Maraş ve Hatay yerle bir oldu. Depremciler de izah edemedi. Zira ortada bunu yapacak fay hattı da yoktu… Yalnız Antep Hatay ve Maraş’ta beni hapse attıran adamlar da şans eseri orada yaşamaktadırlar. Yani FETÖ diye iftira atan talihsizleri diyorum. Benim iftiracılarım 4 Prof. oradaydılar Akıbetlerini yazmayayım. İnsafın varsa zerre kadar kız kardeşini düşünüyorsan oradan kurtar… Yurtlardaki kızların yüzde 32 si satılıyor bilgisinin resmi ama gizli bilgi olduğunu biliyorum ve konuşuyorum…” mesajı için ise şu ifadelerle savunma yaptı:

“Ben bu mesajları yazdım doğrudur, ***’nın tedavisinin aksamamasını istediğim için bunları söyledim, ***’nın şu an bile intihara eğilimi 5 kat artmıştır, tedavisi yarım kaldı ve tekrar depresyonu başlayacak, bende bunu bilimsel olarak değil inançsal olarak böyle depremden bahsettim, bu süreçte adli sürecinde başladığını bilmiyordum.”

HASTASINI BELÇİKA’YA GÖTÜRECEKTİ

Hastasını neden Belçika’ya götürmek istediğini de anlatan Zoroğlu,

“Belçika’da Leuven Üniversitesi Psikoloji Bölümü ÇKB bölümünden bağlantılarım vardı, sınavsız bir şekilde giriliyordu. Ben oradaki bağlantımı kullanarak ***’nın zeki ve psikolojik zihni olağanüstü güçlü bir insan olduğunu düşündüğüm için böyle bir teklifte bulundum. Bunun maddi olarak da Belçika’da yaşayan kız kardeşim finansör olacaktı” dedi.

“ANNESİ: KIZIM İÇİN KOCAMDAN VAZGEÇMEM, KOCAM OĞLUM GİBİ”

Bir başka hasta ile ilgili de Belçika’ya götürme fikri olduğu ifade edilen Zoroğlu bununla ilgili soruya da şöyle yanıt verdi: “***’yı Belçika’ya gönderme vaadinde bulunmadım. ***’nın İtalya ve Avusturya’da arkadaşları vardı oraya okumaya gideceğini söylüyordu. Belçika Leuven Üniversitesi’nde ÇKB hastalığından ötürü tanıdıklarım vardır, çocuk tacizi ile ilgilenen bir yerdir, tanıdıklarım ile Amerika’da iken tanışmıştım. Annesi ***’nın ajanı gibiydi, her bilgiyi babasına götürüyordu, bu sebeple davet etmiştim. Annesi de terapi alıyordu hatta annesi bir kere kliniğe gelip “Kocamı seviyorum, *** için kocamı bırakamam, benim oğlum gibi” diyordu.”

“YURT DIŞINDA BEDAVA OKUNAN ÜNİVERSİTELERE YÖNLENDİRİRİM”

“İsmini vermek istemediğim en az 15 hastam Polonya, Belçika, Almanya gibi yerlere tavsiye ettiğim yerlere gittiler, orada burs da ayarladık. İsim vermek istemiyorum buranın konusu değildir. Yurt dışında bedava okunan ve sınavsız girilen üniversiteleri bilirim ve oraları yönlendiririm”

“HİSSİ DÖNEMİME DENK GELDİ”

Sorguda yer verilen ve diğer hastalarının aileleri için “Öldürülmeli” dediği öne sürülen bir mesaja yanıt veren Zoroğlu, mesajı göndermediğini, gönderdiyse de ‘Hissi bir dönemde’ olduğunu söyledi.

“Ben böyle bir mesaj ***’ya göndermedim, göndermişsem de çok hissi bir döneme gelmişimdir.”

“ELİNDE NE VARSA, MALINI MÜLKÜNÜ VER KURTUL”

Soruşturmaya giren bir başka mesajda ise Prof. Dr. Salih Zoroğlu’nun, bir hastanın babasına “Akıllı adam aklını başına alır böyle senin yaptığın çılgınlıkları delilikleri yapmaz Bir anlaşma bir çözüm bir diplomasi yürütür idi… En iyisi ben ceza ile değil tazminat ile bu işten sıyrılayım ve adamı kendi haline bırakayım… Bunun için elinde ne varsa mağdureye ver… Ya Allah beni bir vazife ile vazifelendirdi ise O zaman senin halin nice olur… demen lazım ki Az bir ömrüm kaldı. Sana rüşvet filan değil Bahşiş de değil Neyim varsa sana vereyim Sen beni ben seni bir daha görmeyelim… Yarından erkenden tezi yok Elinde avucundakileri o kızcağıza ver kurtul Verdikleri onun tazminatının milyarda biri de değil” mesajı gönderdiği ifade edildi.

Zoroğlu yanıt olarak ise mesajın eksik olduğunu söyledi. Babanın, kızına 5 yaşından beri istismarda bulunduğunu belirterek, “***’ya tazminat ver yurt dışına gitsin kurtulsun hayatını kurtar yoksa senin yanında intihar eder, ben senden bir kuruş istemiyorum, bak seanslardan da para almıyorum hatta önceki seansların da parasını vereyim yeter ki kızı bırak dedim. *** da ÇKB hastasıdır, bu yüzden onunla bu şekilde konuştum” dedi.

“YUNAN TANRISI KİŞİLİK”

“*** ve annesinin beyanlarında geçtiği üzere mağdur çocuğa “babasının yemeğine adli tıp tarafından tespit edilemeyecek bir zehir katılarak öldürmeyi” teklif ettiniz mi?” sorusuna da

“***’ün Yunan mitolojisinden Alterleri vardır, çoğu da tanrıdır, bunlardan birisi de Hades isimli ölüm tanrısıdır. Ancak benim böyle bir beyanım olmamıştır” diyerek yanıt verdi.

-***’e yolladığınız bir mesajınızda yer alan “FETÖ iddiası karşısında ben de ALTER değiştirip bir free moda geçiriyorum.” şeklindeki cümlenizi açıklar mısınız?

“***’nın halası ve babası günlerce geceleri beni arayıp rahatsız ediyorlardı, “10 avukatla gelip sana dünyayı dar edeceğiz diplomanı bir yerine sokacağız sen FETÖ teröristisin, sana mı kaldı rapor” gibi sözler söylediler. Bunun üzerine *** da bana mesaj attı ve “babama ne dedin de sinirlendirdin” dedi. Ben de “Her gece beni rahatsız ediyor utanmadan, çocuğumu tehdit etti, sonra FETÖ’yü kattı ve küfür etti” dedim. *** da bana söylendi, “babama niye kızıyorsun” diye dedi, ben de en son bu mesajı atıp sustur babanı dedim, bu mesaj bir anlık sinirle yazılmış mesajdır.”

BİR BAŞKA HASTANIN HİKAYESİNİ ANLATMIŞ: CEMAATÇİ HASTANEYE GÖTÜRMÜŞLER

Zoroğlu’nun istismar geçmişi olan bir hastasının yaşadıklarını tüm detayları ile bir başka hastasına anlatması da sorguda yer aldı.

Bahsi geçen hikayede söz konusu mağdur için, “cemaatçi hastaneye götürüldü” ifadesi de dikkat çekti.

Zoroğlu, bu hikayeyi bir başka hastasına anlatmasına yanıt olarak ise “*** son üç ay santim ileriye gitmedi, boş yere vaktimi aldı, travma ile yüzleşecek cesareti yoktu, babası ile tekrar bir araya gelme niyeti vardı, sonra cep telefonunda babasının isminin “***işim” adı ile kayıtlı olduğu görüldü, bu attığım mesaj tedaviden dönen bir hastanın sonucunu göstermek içindi, *** şu an kayıp bir ruhtu” ifadelerini kullandı.

“TELEFONUM MİT VE EMNİYETÇE İZLENİR DİNLENİR”

Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu’nun bir hastasının babasına attığı “Telefonum MİT ve emniyetçe izlenir dinlenir” mesajı da kendisine soruldu.

Zoroğlu, o soruya ise şöyle yanıt verdi:

“***’ı hatırladım, ÇKB hastalığı vardı, *** ile lezbiyen sevgiliydi, ***’e babası tarafından istismara uğradığını söylemişti. Bir gün *** alkol alıp mahallede bağırmış, babam bana tecavüz etti herkes duysun demiş, daha sonra babası beni aradı ve benden terapi ücretlerini geri istedi beni tehdit etti, neyine güveniyorsun dedi, bende “Bak esip gürleme, kız bağırmış herkes duymuş hem de benim telefon Mit tarafından dinleniyor” dedim, bunu da korkutmak için dedim. Ben gerekli koruma, para ve ev gibi yardımları yaparız derken kendimi ve dernekleşeceğim kişileri kastettim, öyle birileri aslında yok ama böyle bir planımız vardır, hayır sahibi ve doktorlarla dernekleşme planımız vardır, ***’a cesaret verip tedavisinin kesmemesi için söyledim. Ben açıktan bedava tedavi edeceğim bunun kötü bir tarafı olduğunu düşünüyorum. *** bana ters cevap verdi, peşimizi bırak, babamı rahatsız edip durma dedi, bende hissi olarak tedaviye devam etsin diye biraz da hissi olarak bu şekilde CİMER’e yüklerimi söylemiş oldum”

“O İLACINI KEDİLERİM VE KENDİM İÇİN KULLANIYORUM”

Süleyman Salih Zoroğlu, evinde yapılan aramalarda bulunan K… adlı ilaç için ise kendisini şöyle savundu:

“Evdeki ilaçlar kedilerim için kullanılır. Ayrıca ben botoks yaptırıyorum çok ağrılı olduğu için K… anestezi olarak kullanıyorum, eşim tıp mensubu olduğu için bunu yapıyor. Klinikteki de krizler için kullanılması amacıyla sulandırılmış şekilde çok az miktarda bulunuyordu. Bu maddeyi de *** getirmişti ondan kalandı. Başka yerden temin etmeyiz.”

“İLACI AİLEM DE KULLANDI”

Soruşturmaya giren bir başka ifadede yer alan “Süleyman Salih Zoroğlu, bana içinde K… isimli ilacın olduğu reçete verdi, bu reçeteyi kendi babası ve eşi adına yazmıştı, bana bu ilacı İstanbul’da bulamadığını, benim doktor olduğum ve tanıdık bir eczacı olup olmadığını sordu bende doktor arkadaşımın ablası olan Giresun’daki bir eczacıya sordum, o da bana olmadığını ancak Ankara’daki depoda olduğunu söyledi, bu depodan arkadaşımın adresine kargo ile yollandı, bu kargoyu arkadaşım hastaneye getirdi ben de onu alıp Süleyman Salih hocaya verdim” iddialarına şöyle yanıt verdi:

“Doğrudur. Ben cezaevine girdikten sonra eşim ve kızım çok depresif şeyler yaşadılar, ben de yaşadım ayrıca babam da annemin ölümünden sonra çok yalnız kaldı ve depresif oldu. Babam, eşim, kendim ve kızım için K… tedarik ettik ve kullandık, kızım halen K… kullanır. ***’dan o da sağ olsun yardımcı oldu.”

Prof. Dr. Süleyman Salih Zoroğlu, ifadesinde ayrıca şunları söyledi:

“30 senedir ensest ve travma hastaları ile çalışıyorum, son iki yıldır ise inanılmaz şekilde toplumda patlama olduğunu, bunun hiç kimse tarafından fark edilmemesinin derdi içerisindeyim, dünyadaki en yüksek oran %18.4 ile Türkiye’dedir, en yakın Amerika ise %11.3’dür. Şu an dünyada en sağlıksız bilimsel ölçüm yapılan ülke Türkiye’dir. Bu hastalık yüzde yüz çocukluk döneminde başlıyor, eğer çocukluk döneminde yakalanırsa yüz kat daha kolay tedavi edilir. Çaresizlik içerisinde hissediyorum bundan ötürü de maksadımı aşan laflar ve riskli tedaviler yaptığımı bende fark ediyorum, fakat teknik anlamda hiçbir yanlışlık yok, tek sorun bunların doğru olduğunu gösterecek meslektaş desteğinden yoksunum. Kimse bu ağır hastaları görmek ve dertlerini çekmek istemiyor. Bu nedenle de benim yaptıklarım biraz yaban kalıyor. Eğer çocuk koruma servisi ve Çocuk Esirgeme Yurdu iyi çalışsa bir de hemen ceza-i işlem konu edilmeden çocuğun iyileşmesi beklense devrim yaşanacağı ümidindeyim. Kasti bir hatam yoktur.”

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

7 YORUMLAR

  1. tr24 Bu kadar ayrıntılı anlatmaya ne gerek vardı. Lütfen çok detay vermeyin. Bir baba olarak ben İnsanlığımdan utandım bu insanlar nasıl bu kadar cani oldu. Bir insa kendi öz evladına , küçücük çocuklara nasıl şehvet duyar. ülkemiz ne hale geldi , ahlak kalmadı, Allah’a inanç sadece görünürde. Bu kadar felaket boşuna değil.

    • Hem sonuna kadar her ayrıntıyı okuyor, hem de ayrıntıya ne lüzum var diyor. Başlığı okuyup geçseydin kardeş. Ayrıntı olmazsa da bu nasıl habercilik, üstünkörü geçiştirilmiș derdin.

      Yalnız bu hikayelerden sonra artık çevremde ÇKB olan birisini görürsem ailesine ne yaparım, ne derim bilemiyorum.

  2. “7 yaşındaki çocuk da o gece uyumadı kalktı Allah’a dua etti. Biraz da kızdı bağırdı sen niye beni kurtarmadım ki filan dedi. İki saat sonra bilimsel olarak izah edilemeyen bir deprem oldu.”

    Emanete ihanet edenlerin (kelime bulamıyorum) üzerini kader bir şekilde toprakla örtecek. Bu toplum bunu böylece seyretmeye devam eserse onlar da aynı çuvala girecek. Toplim artık “Nuh Tufanı” bekliyor…

    Ömür yeter ve kader izin verir de bu çukurdan çıkarsam söz, ne bir eksik ne bir fazla…

  3. Öfkem dinmiyor, kendisine emanet edilene ihanet edenleri toprak kabul etmesin ! Topraktan başka da bu pislikleri örtecek bir şey bilmiyorum ki?!

  4. Sayın editör bu paylaşmış olduğunuz haber metni maalesef sizlerin meslek etiğinden bihaber olduğunuzu gösteriyor, gazetecilik şehveti herhalde doğru karar vermenizi engellemiş olacak ki okuyucu kitlenizde oluşturacağı travmayı görememişsiniz.
    Sizden haberi tekrar gözden geçirmenizi rica ediyorum.

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin