AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın cumhurbaşkanlığı seçimi için yüzde 50+1 sisteminin değiştirilmesinin isabetli olacağına dair söylemleri kamuoyunda geniş yankı buldu. Erdoğan, söz konusu açıklamasında, “Çoğunluğu alan adayın seçilmesi usulüne geçilmesi halinde Cumhurbaşkanlığı seçimi de seri olur, uğraştırmaz ve yanlış yollara da sevk etmez. Mevcutta 50+1 mecburiyeti partileri yanlış yollara sevk ediyor.” demişti.
Tayyip Erdoğan’ın yeni önerdiği sisteme göre ilk turda en fazla oyu alan aday seçimi kazanmış oluyor. Dolayısıyla adayın seçilmek için yüzde 50+1 değil, diğer adaylardan fazla oy alması yetiyor. Söz konusu sistemde örneğin 4 adayın yarıştığı bir seçimde yüzde 26 oyla bile seçilme ihtimaliniz var.
Siyaset bilimci Prof. Dr. Savaş Genç, Erdoğan’ın son açıklamasıyla ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Konuyu kişisel YouTube kanalından yorumlayan Genç’e göre Erdoğan zor durumda ve mevcut sistemle bir daha asla seçilemeyeceğini biliyor. CHP’deki genel başkan değişiminin Erdoğan’ın planlarını alt üst ettiğini anlatan Genç, “Erdoğan’ın tek bir hesabı var; kendisinden sonra evladının da başkan seçileceği bir sistemi ailesine hediye edip hanedanlığı meşrulaştırmak istiyor.” diyor.
Prof. Dr. Savaş Genç’in açıklamalarından bazı bölümler şöyle:
- Başkanlık sistemlerinde aslolan şudur; mümkün olan çok geniş kitlelerin oyunu almanız gerekiyor.
- Erdoğan’ın getirmek istediği bu seçim sistemi ne anlama geliyor? Çoğunluğun başkanı olmayacaksın… Sadece rakiplerinden biraz daha fazla oy aldığın zaman başkan seçileceksin.
- Erdoğan bunu neden söyledi; ekonomik kriz o kadar uzun sürecek ve Türkiye o kadar fakirleşecek ki, buradan bir daha ulufe dağıtarak, para saçarak, maaşları ikiye üçe katlayarak zafer elde etme şansın yok. Başarı elde etme şansın da yok. Karşına çok iyi bir rakip çıkarsa.
- Erdoğan şunu gördü; “Ben Kılıçdaroğlu olduğu sürece seçim kazanabiliyordum. Kılıçdaroğlu gittiği için oyunun kurullarını değiştirmem gerekiyor.” diyor… Bunu gördü Erdoğan…
- ‘Bir hanedanlık kuruldu’ dediğimizde buna inanmayanların şimdi Erdoğan’ın ortaya koyduğu fotoğraftan çıkarımlar yapmaları gerekiyor. Sadece Kılıçdaroğlu oyunun içinden çekip çıkarttığın zaman Erdoğan büyük bir panik içinde bir daha seçilemeyeceğini öngörmüş oluyor.
- Türkiye için müthiş bir güvenlik sorunu olan bir Erdoğan’la karşı karşıyayız. Sanki demokrasiyi çok önceliyormuş gibi bir de diyor ki, ‘Bu 50 artı 1 olunca partiler ittifak kurmak zorunda kalıyor’ diyor. Sen partiler ittifak kurup bir adayda uzlaşamasın diye siyasi yasak getirmiş bir lidersin! Senin demokrasiden, hukukun üstünlüğünden, partilerin dağılımından yana hassasiyet getirmek gibi bir role bürünmen mümkün olabilir mi?
- Normal şartlar altında böyle bir ekonomik çöküş yaşayan bir ülkede Erdoğan ancak Kılıçdaroğlu gibi bir adayla yarışırsa çıkabilirdi. Kendinizi kandırmayın. Erdoğan seçimi kazandı. Ve bunu Kılıçdaroğlu’na karşı kazandı. Yani, ‘hile oldu, zaten çalındı’ vs. Hayır…
- Hem uluslararası gözlemcilerle yaptığım görüşmelerde, onlardan aldığım bilgilerde, hem AB’nin raporlarında seçimi değiştirecek kadar oy çalınmadığı söylendi. Aynı zamanda CHP’nin yaptığı açıklama da bu istikamette. CHP’deki değişim, seçime 4,5 yıl olmasına rağmen Erdoğan’ı nasıl paniğe sevk etti görüyorsunuz değil mi?
MHP’Yİ DİSKALİFİYE ETMEK İSTİYOR
- (Ekonomide vs) Düzelme olmayacağını gördü. AYM’yi ortadan kaldırarak bir sonraki seçimin hesaplarını yapıyor. 50+1’le diskalifiye etmek istediği bir başka aktör kim; partneri MHP…
- MHP’nin onların karşısına çıkıp hamle yapma ihtimalini gördüğü ve onlara güvenemediği için onlardan da kurtulmak zorunda hissediyor kendini. Tek bir çıkar yolu var; bir daha aday olabilecek şekilde anayasayı değiştirip, bu sistemi reforme edip yoluna o şekilde devam etme hesaplarını yapıyor.
- Erdoğan’ın söylemi hiç bir karşılığı olmayan bir sistem. Gelmiş geçmiş en demokratik başkanlık seçim sistemini tercih ettiler anayasayı yaparken. Şimdi yüzde 22-23’le seçilmenin hesabını yapıyor.
- Hayır, bu doğru değil. Başkanlık gibi güçlü bir silah yüzde 30’la seçilecek bir adamın eline verilemez. Bu kadar güçlü yetkileri hele hele Türkiye gibi bir ülkede bu intihar etmek anlamına gelir. Erdoğan’ın tek bir hesabı var; kendisinden sonra evladının da başkan seçileceği bir sistemi ailesine hediye edip hanedanlığı meşrulaştırmak istiyor.