Prof. Dr. Özekes, 9. Yargı Paketi’ni değerlendirdi: Olan şey hukuk değildir, hukuki de değildir!

Hukukçu Prof. Dr. Muhammet Özekes, ‘9. Yargı Paketi’yle ilgili önemli değerlendirmelerde bulundu. Özekes, ‘Hukuki Haber’ sitesinde yer alan yazısına, “Aynı Yanlışları Farklı İfadelerle Tekrar Ederek Sonuç Beklemek” ifadesiyle başlıyor. 9.Yargı Paketi ile yapılmaya çalışılan bu kanunlaştırma faaliyetinin, yöntem olarak Anayasa’ya aykırı ve hukukun sınırlarını zorlayan bir kanunlaştırma çabası olduğunu belirten Özekes, “Artık çok tekrar edildiği ve alışıldığı için Türk hukuku ve hukukçusu için adeta normal gibi karşılanmaktadır. Ancak olan şey hukuk değildir ve hukuka uygun değildir. Çünkü;” diyerek şunları yazdı:
  • (a) Bu çalışmanın yapıldığı, yasama organı TBMM ve milletvekilleri tarafından değil, yürütme ve Bakan tarafından duyurulmuş, hatta bu yasama dönemine yetiştirileceği belirtilmiştir. Oysa 2017 yılında yapılan AY Değişikliği ile artık yürütmenin kanun önerisi hazırlama yetkisi ortadan kalkmış bulunmaktadır.
  • Şu andaki durum Anayasayı dolanmak demektir. Çünkü, her ne kadar getirilen kanun tasarısı metninin altında milletvekillerinin imzası olsa da, hazırlığı ve çalışmasının onlar tarafından yapılmadığı açıktır. Bugüne kadar bu konuya yeterince değinmeyen, duyurmayan, karşı durmayan muhalefet de aslında bu hukuka aykırılığın bir parçasıdır, görevini yapmış sayılamaz.
  • (b) Torba kanun anlayışı, hukukî belirlilik ve güvenlik ilkesine aykırı, şeklî kanunlaştırma anlayışı dışında, maddî kanunlaştırma anlayışının da sınırlarını zorlayan bir durumdur. Paket paket, torba torba hazırlanan, ‘yenilik’ diye sunulan, belirgin bir ismi dahi olmayan kanunlar hukuku dejenere etmekte, hukukî öngörülebilirlik ve güvenliği zedelemektedir.
  • “Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapan Kanun” şeklinde ismi bile olmayan kanun ismi, bir hukuk devleti anlayışının ürünü ve yansıması olabilir mi? “Hangi kanun?” denildiğinde, cevabı olmayan bir kanun çalışması sistemi karşımızda durmaktadır.
  • Bir şeyin çok yapılması ve tekrarlanması, onu doğru hale getirmez, sadece yanlışı sanki normalmiş gibi tekrarlamak anlamına gelir. Dolayısıyla bu hukuk sınırlarını ve Anayasayı zorlayan anlayışla hazırlanan paketin de hukuku zorlayacağı açıktır.
  • Yöntem, esası da belirler. Yöntem yanlıştır, esas bakımından da birçok yanlışlığın zeminidir. Nitekim yasama dönemi tam biterken, alelacele sunulan, kamuoyu ve konuyla ilgili kişi ve kurumların görüşü alınmayan, içerik olarak acil olmayan düzenlemeler içeren, tartışma zemini sağlamayan böyle bir kanunlaştırmanın çıkartacağı sorunlara hazır olmak gerekir.
  • Zaten madde metinlerine bakıldığında (ki bir kısmı bu yönde aşağıda değerlendirilecektir), aslında bizlerin daha önce yanlıştır dediğimiz, buna rağmen adeta “ısrar ve inat hükmü” olarak çıkartılan hükümlerin düzeltilmesi ya da bu çerçevede AY’ya aykırı bulunup iptal edilen hükümlerin ikamesi amacına yöneliktir. Yöntem esası belirler. Önceki yöntem yanlıştı, yanlış sonuçlar vermişti; bu yöntem de yanlıştır ve içeriği de yanlışa götürmektedir.
  • Nihayetinde bu ve benzeri değişikliklerin ne hukuka ne topluma faydası vardır. Bazı değişiklikler daha önce yapılan yanlışların tekrarıdır. Bugün için Türk hukukuna en büyük katkı bu şekilde paket paket, torba torba, gıdım gıdım hukuk anlayışından vazgeçip hukuku ve hukuk devletini tüm gerekleriyle tam uygulamaktır.

Yazının tamamını linke tıklayarak okuyabilirsiniz…

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin