HABER-İNCELEME | ERSAN KIRLI
Polonya’da haftasonu gerçekleştirilen seçimlerde Macaristan ve Türkiye’nin gerçekleştiremediği değişimi Polonyalılar başardı. 2 dönem, 8yıldır iktidarda olan, demokrasiyi, medyayı, yargıyı, hukukun üstünlüğünü yıpratan, Avrupa Birliği’ne kök söktüren sağcı popülist Hukuk ve Adalet Partisi (PiS) meclisteki çoğunluğunu kaybetti. Seçim sonuçları göz önüne alındığında Polonya’yı bir iktidar değişikliği bekliyor.
Seçimlerden önce birçok Polonyalı bu seçimin 1989’dan bu yana en önemli seçim olduğunu düşünüyordu, son 35 yılda hiçbir parti ülkeyi 3 dönem üst üste yönetmemişti. Son sekiz yılda yaşananlar da göz önüne alındığında Polonya’da seçimi mevcut iktidarın kazanması halinde geri dönüşü olmayan bir yola girileceğinden korkuluyordu.
Polonyalılar değişimi o kadar çok istediler ki yurtdışında yaşayan yarım milyondan fazla insan oy kullanmak için kayıt yaptırdı, bu bir rekordu. Seçime katılım oranı ilk kez yüzde 75’e yaklaştı, bazı yerlerde insanların oy kullanmak için geceyarılarına kadar sıra beklediği aktarıldı.
Diğer taraftan PiS hükümeti 8 yıldır ülkeyi yönetmenin verdiği güçle seçimleri manipule etmeyi de denedi. Çok adil bir seçim olduğunu söylemek güçtü. Devlet imkanlarını, medya gücünü kullanan hükümet ayrıca seçime göçmenler gibi tartışmalı konulardaki politikaları da belirleyecek referandumvari seçenekler ekledi. Sandık sonuçları kırsal bölgede daha önce sonuçlandı, hükümetteki partinin oyları sandıklar açıldıkça düşmeye devam etti.
Demokrasi, hukuk ve AB ile ilişkilerin daha fazla yara almamasını isteyen Polonyalılar mevcut hükümete rağmen istediklerini aldılar. Eski Polonya başbakanı ve eski AB Konseyi başkanı Donald Tusk önderliğinde 3 partili yeni bir koalisyon hükümetinin kurulması bekleniyor. Tusk; “Kötü günler geride kaldı, PiS iktidarı da” dedi.
Aslında ilk sonuçların gelmeye başlamasının ardından hem iki dönemdir iktidarda olan PiS hem de muhalefet seçimi kazandıklarını iddia etti. PiS en çok oyu aldıkları için zafer ilan ederken muhalefet partileri PiS’in meclis çoğunluğunu kaybetmesini, son 4 yılda yüzde 8 oy kaybetmelerini galibiyet olarak gördü. Seçim öncesi yapılan açıklamalarda mecliste yer alması beklenen partiler PiS ile koalisyon yapmayacaklarını ifade etmişlerdi.
460 sandalyeli mecliste en çok oyu parti olan PiS, 2019’a göre yüzde 8 oy ve 40’a yakın milletvekili kaybettti. Meclisteki diğer partilerin de PiS ile koalisyona sıcak bakmamasıyla Polonya’da sekiz yıllık PiS iktidarı sona erdi diyebiliriz. Confederation isimli aşırı sağcı parti de ideolojik olarak PiS’e yakın olsa da koalisyon düşüncelerinin olmadığını ifade etmişlerdi. Aşırı sağcıların fikirlerini değiştirmeleri bile PiS’e hükümet kurmak için yetmeyecek. Çünkü daha önce PiS iktidarına son vermek üzere anlaşan 3 partinin oy oranları toplamda yüzde 53’ü geçerken meclistede 250’ye yakın vekil çıkararak çoğunluğu sağlıyorlar.
Her ne kadar PiS yanlısı cumhurbaşkanı Andrej Duda, hükümet kurma görevini PiS’e verecek olsa da, PiS’in hükümeti kuramayacağı ve sonunda Donald Tusk’un Civic Coalition isimli partisinin Sol (Lewica) ve merkezi ideolojiye sahip 3. Yol (Third Way) ile koalisyon yaparak iktidara gelmesi bekleniyor.
Seçim sonuçlarının aöıklanmasının ardından Donald Tusk, “Ben dünyanın en mutlu insanıyım”, “Demokrasi kazandı. Polonya kazandı.” dedi.
Seçim sonuçlarının ülkedeki birçok genci, AB ve demokrasi yanlısı Polonyalıları sevindirdiğini söylemek mümkün. Ayrıca sonuçların Brüksel, Berlin ve Kiev’i de mutlu ettiği düşünülüyor. PiS hükümeti seçim süreci boyunca Almanya’yı hedefe almış ve iki ülke arasındaki ilişkilere ciddi zarar vermişti. Diğer yandan Ukrayna ile de son haftalarda ilişkiler gerilmişti. AB yetkilileri ise yıllardır birlik içinde problem çıkaran PiS yerine, üye ülkeler ve liderleriyle ilişkileri iyi olan eski AB Konseyi başkanı D. Tusk’un göreve gelmesini 4 gözle bekliyor olsa gerek.
Fakat D. Tusk ve koalisyon ortaklarının işi hükümeti kursalar bile çok kolay olmayacak. Son 8 yılda Polonya’da yargı, medya, seçim kurulu, hak ve özgürlükler, devlet kurumlar zarar gördü. Denge ve denetleme mekanizmaları aşındı. Tüm bunları yoluna koymak karşılarında en çok oyu alan PiS ve aşırı sağcı muhalefet ile çok kolay olmayacak. Ayrıca Polonyalılar bu yeni koalisyon hükümetinden 8 yılın ardından sadece politik olarak degil, sosyal ve kültürel bir değişim de bekliyor olacaklar.
Son olarak Macaristan başbakanı Orban için de bir paragraf açmak mümkün. Pazar günü Çin’e hareket eden Orban, Çin’in Kuşak ve Yol zirvesine katılan tek AB lideriydi. Putin ile de orada samimi bir poz verdi. Geçtiğimiz haftalarda Slovakya’daki seçimi Rus yanlısı olarak görülen solcu populist Robert Fico’nun kazanmasının ardından, Polonya’da olası bir PiS zaferi AB için kara günlerin artarak devam etmesi anlamına gelecekti. Doğu Avrupa’da AB’ye karşı Polonya-Macaristan-Slovakya’yı kapsayan üçlü bir blok oluşacaktı. Polonya’daki seçimin ardından hem AB derin bir nefes aldı, hem de Victor Orban bölgedeki önemli bir ittifakını kaybetmiş oldu.
Ayağa kalk Polanya,Helal olsun. çok güzel bir haber
Bir yerde birisi sözde demokrasiden, hak ve özgürlüklerden bahsediyorsa; ipini dün bugün çocuk katili olan Siyonistler tutuyordur. sırf bu yüzden Tayyip’e ve Orban’a saldırıyorlar. siz bunu görmek istemiyorsunuz..