HABER İNCELEME | YUSUF DERELİ
“Ağzını açanı alıyorsunuz arkadaş, dağılın!”
Rejimin polisi işte böyle bağırıyordu LGBT’lilerin ‘Onur Yürüyüşü’nde. Söylemde kalmadı bu. Gerçekten de ağzını açanı aldılar. Kafede oturan ve yaşananlara tepki gösterenleri ‘alan’ polisler bununla da yetinmedi; balkondan polislere seslenerek “Gaz bombası atıyorsunuz, burada çocuğum korkuyor” diyen vatandaşın evine baskın düzenlendi. Ne mahkeme kararı vardı, ne savcılık talimatı. Söz konusu vatandaş da rejimin polisleri tarafından keyfi olarak gözaltına alınarak karakola götürüldü. AFP Muhabiri Bülent Kılıç da 4 polis tarafından işkence yapılarak gözaltına alındı. Boğazına basıldığı için nefessiz kalan Kılıç, ölümden döndü…
Türkiye’de polis şiddeti yeni bir sürece evrildi. Artık bir eve baskın yapılması ve hane halkının gözaltına alınması için mahkeme kararı ya da savcılık talimatına bile gerek duyulmuyor. Polis, kendisine balkondan seslenen vatandaşın evine baskın yapıyor ve şahsı gözaltına alıyor. Yeni bir süreç bu!
İstanbul’un Beyoğlu ilçesinde ‘Onur Yürüyüşü’ yapmak isteyenlere valilikten izin çıkmadı. Polisler, yürüyüşe katılmak isteyenlere biber gazı ve plastik mermi ile müdahale etti. Onlarca protestocu şiddet kullanılarak, işkence edilerek gözaltına alındı.
NE MAHKEME KARARI, NE SAVCILIK TALİMATI VAR
Cihangir Mahallesi’nde yaşayan bir vatandaş gaz bombası kullanılmasına tepki göstererek, evinin balkonundan polislere seslendi. “Bomba atıyorsunuz çocuklar korkuyor burada” diyen vatandaşa bir sivil polisin tepkisi şöyle oldu: “Lan kes sesini yavşak, gir içeri. Gel buraya, gel buradayım.”
Vatandaş gelmedi tabi ancak polis evin kapısını çaldı! Onlarca polis çocuğu için polisleri uyaran vatandaşın evine baskın yaptı. O baba, gözaltına alındı. Suçu, çocuğu korktuğu için ses bombası atılmamasını talep etmek!
POLİS RESMEN TEHDİT EDİYOR: MASALARINA SAHİP ÇIK YOKSA
Cihangir’de kafe ve restoranlarda oturanlar da polis şiddetine ve gözaltılara tepki gösterdi. Akarsu Caddesi’nde polislere tepki gösteren bir kişi de, oturduğu mekanda gözaltına alındı. Sosyal medyaya yansıyan görüntülere göre gazetecilerin çekim yapmasını engellemeye çalışan polisler, tepki gösteren kişiyi yere yatırarak gözaltına alıyor. Bir başka polis ise işletmeciyi çağırarak, “Masalarına sahip çık yoksa işlem yaparım.” dedi.
GAZETECİ NEFESSİZ BIRAKILDI
Aynı yürüyüş sırasında onlarca göstericinin yanı sıra AFP Foto Muhabiri Bülent Kılıç da şiddet kullanılarak, işkence edilerek gözaltına alındı. 4 polis tarafından yüzü koyun yere yatırılan Bülent Kılıç’ın boğazına basılarak nefessiz bırakıldı. Kamerası da kırılan Kılıç, “Orada öldürülmek istendim, nefesim kesildi. Etraftan polislere müdahale edenler olmasaydı, öldürülecektim. Ancak savcılık ‘mala zarar verme’den soruşturma izni vermiş.” dedi, o polislerden şikayetçi oldu.
SÖKE SÖKE RANT, İNADINA KANAL!
Onur Yürüyüşü’nün olduğu Mis Sokak’ta bunlar yaşanırken, diğer tarafta AKP’li Recep Tayyip Erdoğan, muhalefet liderlerinin, “Şirketlere Kanal İstanbul için ödeme yapmayacağız.” sözlerine şöyle cevap veriyordu: “Devletlerde devamlılık esastır. Söke söke bu parayı uluslararası tahkim yoluyla sizden alırlar.”
Erdoğan’ın açıklamasındaki tehditkar tavrı, yukarıda aktarılan olaylarda polislerin tavırlarında da aynen görüyorsunuz. Polis, kendisini uyaran insanlara, “Kes lan sesini yavşak!” diyerek; Erdoğan ise “O paraları sizden söke söke alırlar.” diyerek vatandaşları tehdit ediyor.
HANİ CEBİMİZDEN HİÇ PARA ÇIKMAYACAKTI?
Kaldı ki Erdoğan, bugüne kadar defalarca KÖİ ile yapılan yatırımlar için ‘cebimizden beş kuruş’ bile çıkmayacağını söylememiş miydi? Madem ‘cebimizden 5 kuruş çıkmayacak’ uluslararası tahkim yoluyla söke söke alınacak olan para neyin parası? (Bu arada KÖİ’lere yılda milyarlarca lira garanti ödemesi yapılıyor)
SÖKE SÖKE NE KADAR ALACAKLAR?
Yapım maliyeti 3 milyar dolar olarak açıklanan Osman Gazi Köprüsü için yıllık 3 milyar TL’den fazla ‘garanti’ ödemesi yapılıyor. Erdoğan’ın açıklamasına göre Kanal İstanbul’un maliyeti 15 milyar dolar. Fransa’da yapılan konferans kapsamında ise kanalın toplam maliyetinin 65 milyar doları bulabileceği kaydedildi.
GARANTİ ÖDEMESİ NE KADAR OLACAK?
Başkent Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Uğur Emek, projenin gerçek maliyetinin 60 milyar dolar olduğunu söylüyor. En iyi ihtimalle söz konusu projenin maliyetinin 50 milyar doların üzerinde olacağı anlaşılıyor. 3 milyar dolarlık bir proje için yıllık 3 milyar TL’nin üzerinde ödeme yapan Türkiye, 50 milyar dolarlık bir proje için yıllık ne kadar garanti ödemesi yapacak?