Frank Rijkaard, Dennis Bergkamp, Pavel Nedved, Zlatan İbrahimoviç, Robinho, Mario Balotelli, Paul Pogba ve Henrikh Mkhitaryan dünya futbolunun önde gelen yıldızları. Bu isimlerin futbol dışındaki bir başka ortak noktaları ise menajerleri. Bu isim bir zamanlar babasının restoranında kasiyerlik yapıp pizza dağıtan Mino Raiola’dan başkası değil.
Geçen yaz, Fransız yıldız Paul Pogba, 105 milyon Euro karşılığında Juventus’tan Manchester United’e transfer olurken, tüm zamanların en pahalı futbolcusu olarak tarihe geçti. Yine Borussia Dortmund’dan Henrikh Mkhitaryan, M. United’a 42 milyon Euro bedelle, PSG ile sözleşmesi biten Zlatan İbrahimoviç ise bedelsiz olarak aynı takıma transfer oldu. Bu 3 yıldızı Manchester’a getiren menajer Mino Raiola’nın ilginç hayat hikayesine birlikte bakalım.
19 yaşında sportif direktör oldu
1967 İtalya doğumlu Raiola’nın ailesi henüz o 1 yaşındayken Hollanda’ya göç etmiş. Haarlem şehrine yerleşen aile, açtığı restoran ile geçimini sağlamaya karar vermiş. Küçük Mino ise masa tenisi ve futbola ilgi duymaya başlamış hemen. HFC Haarlem takımında futbol oynamaya başlayan Mino, 18 yaşına geldiğinde “Benden futbolcu olmaz!” deyip yeşil sahalardan kendini emekli etmiş. Bunun üzerine futbolla beraber yürüttüğü hukuk eğitimine yönelmiş.
Mino, boş vakitlerinde ise ailenin restoranında kasiyerlik yapıp, pizza dağıtmaktadır. Restoranın müdavimlerinden biri, HFC Haarlem takımının başkanıdır. Henüz 19 yaşındaki Mino Raiola, dükkânında ağırladığı, futbol hakkında fazla şey bilmeyen başkana detaylı bilgiler verince, kulübün spor direktörlüğüne getirilir. Ancak kulüple kısa süre içinde anlaşmazlık yaşayacaktır. Mino, futbola yeniden ısınmıştır. Hollanda’nın en tanınmış menajerlik firması Sportss Promotions’ta işe başlar.
Nedved’i Prag’dan Torino’ya getirdi
Mino Raiola, Hollanda futbolunun efsanelerinin menajerliğini yapmış bir isim. 1988’de Frank Rijkaard Sporting Lizbon’dan Milan’a, 1993’te Dennis Bergkamp, Ajax’tan İnter’e transfer olurken bu işleri bağlayan isim Mino Raiola’dır.
Dennis Bergkamp’ın sözleşmesinin bir kopyasını ilerde yapacağı transferler için fikir vermesi açısından saklar. Artık kendi firmasını kurmanın zamanı gelmiştir. Mino Raiola, birçok ünlü futbolunun transferini gerçekleştirecek Intermezzo’yu kurar ve ilk büyük transferini 1996’da Paved Nedved’i Sparta Prag’dan Juventus’a getirerek gerçekleştir. Hem de rekor bir bonservis ücretiyle…
Sadece İbrahimoviç’le yetinse…
Adını bu transferle duyuran Mino Raiola, kısa süre sonra Zlatan İbrahimoviç ve Robinho gibi yıldızların menajerliğini de üstlenmişti. Özellikle Zlatan gibi takımları peşinden koşturan bir yıldızın her transferinde Raiola, biraz daha zenginleşti. Ajax’tan Juventus’a, oradan İnter’e, oradan Barcelona’ya, Milan’a, PSG’ye ve nihayet M. United’a geçen İbrahimoviç’ten tam 125 milyon Euro kazandı.
Raiola, futbol tarihinin en pahalı transferini gerçekleştirdi. Paul Pogba, 105 milyon Euro’ya Juventus’tan Manchester United’a giderken Raiola’nın kazancı da 27 milyon Euro’ydu. Bu transferle birlikte ‘yıldızların menajerinin’ kasasına toplamda 300 milyon Euro gibi uçuk bir rakam girmiş oldu. Onu tanıyanlar, bu başarıyı onun yeteneğine bağlıyor.
Oyuncusunu düşünen kahraman
Mino, her şeyden önce ‘dürüst’ bir iş adamı. Kulüp ve oyuncu arasında bir tercih yapması gerekirse her zaman oyuncunun hakkını savunuyor. Bu sebeple de yıldız oyuncular onunla çalışmayı tercih ediyor. 7 dil biliyor.
Pogba transferiyle ilgili de ilginç bir anısı var. 4 yıl önce Pogba’nın M. United’la değil de Juventus’la anlaşmasının en büyük sebebi Mino Raiola’ydı. Bu tercih Alex Ferguson’u o kadar kızdırmıştı ki, “Sadece bir iki tane sevmediğim futbol menajeri var, Mino Raiola bunlardan biri” açıklaması yaptı. Ferguson, yazdığı hatıra kitabında da Raiola için, “O ve ben yağ ile su gibiydik. İlk toplantıdan beri bizimle anlaşmaya niyeti olmadığı belliydi çünkü Raiola, Paul ve ailesine Juventus’u sevdirmeyi başarmıştı” demişti.
Mino ise Pogba’nın tercihindeki etkisini şu sözlerle açıkladı: “Ben oyuncularım için en iyisini yapmak zorundayım, ben sadece kazancı düşünen birisi olsaydım Pogba’yı Manchester şehrinde tutardım.”