PKK’lılar çocuk yapmadığına göre Erdoğan kime dedi?

HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, AK Parti’ye katılan Mehmet Ali Çelebi’ye rozetini takarken, çocuk yapma konusunda sarf ettiği sözler, ülkeyi ayrıştırma konusunda yeni bir yol ayrımı olacak. “PKK’nın 5-10-15 çocuğu var” sözleriyle kastedilen tartışma bitecek gibi değil.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, dün AK Parti grup toplantısında, CHP’den istifa edip Memleket Partisi’ne, oradan da ayrılıp bağımsız kalan, şimdi ise AK Parti’ye katılan İzmir Milletvekili Mehmet Ali Çelebi’ye parti rozetini taktı. 

Asıl konuya geçmeden önce, Mehmet Ali Çelebi’nin siyasi yolculuğunu kısaca hatırlamakta fayda var. Çelebi, 2008’de Ergenekon davası kapsamında tutuklandı, şimdi kendisi gibi AK Parti’ye katılan Kezban Merey ile Hasdal Askeri Cezaevi’nde evlendi. 

Çiftin nikah şahitliğini ise CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, o dönem Barolar Birliği Başkanı olan Metin Feyzioğlu, İstanbul Barosu Başkanı olan Ümit Kocasakal ve Çelebi’nin avukatı Celal Ülgen yaptı. 

2018 Genel Seçimlerinde CHP’nin sandık sorumlusu olarak görev yapan Mehmet Ali Çelebi, 29 Ocak 2021’de partiden istifa etti. Aynı yıl, 17 Mayıs’ta kurulan Muharrem İnce’nin liderliğini yaptığı Memleket Partisi’ne katıldı.

ERDOĞAN, ‘PARTİDEN AYRILAN VEKİLLİKTEN DE İSTİFA ETSİN’ DEMİŞTİ

25 Şubat 2022’de Memleket Partisi’ne veda edip bağımsız kalan “Teğmen” lakaplı Çelebi, 19 Ekim 2022’de de AK Parti rozetini taktı. 

Çelebi’nin AK Parti’ye katılacağı duyulduktan sonra, parlamentoya seçildiği parti mensupları, Erdoğan’ın geçmişte söylediği sözleri hatırlatarak, “Oyumu geri ver” kampanyası başlattılar.

Erdoğan, milli futbolcu Hakan Şükür’ün AK Parti’den istifa ettiğinde açık çağrı yapmıştı: 

 

“Bir partinin bayrağı altında seçime giriyorsa, ondan sonra o partiyle hareket edersin. Ayrılıyorsa da sadece partiden ayrılmaz. Eğer dürüstse o zaman milletvekilliğinden de ayrılırsın.”

Şimdi aynı Erdoğan, Aşık Mahsuni’nin “Fırıldak Adam” türküsünü hatırlatacak bir siyasi yolculuk yapan Çelebi’ye parti rozetini takarken, Hakan Şükür hakkında sarf ettiği sözleri aklına bile getirmedi elbet. 

Erdoğan, Mehmet Ali ve eşi Kezban Merey Çelebi’ye rozetlerini takarken her zaman olduğu gibi yine çocuk yapma konusunda tavsiyelerde bulundu. Ancak, bu kez önerisini yaparken gerekçesini de ortaya koydu. 

 

Erdoğan: Senin bu arada çocukların kaç tane?
Çelebi: 1 tane efendim. Doktora biraz… Kariyer.
Erdoğan: Olmaz ya. Bu işin kariyeri çocuk doğurmak

Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu diyaloğun devamında çocuk sayısını artırmak gerektiğini söylüyor. “Çok çocuk yapın” derken de niçin çok çocuk yapmaları gerektiğini ortaya koyuyor. “Sayıları artırmak lazım. Allah’tan isteyelim, devam. Çocuk çok önemli. Bak, PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var” diye konuşuyor.

 

ERDOĞAN, HEM CİNSİYETÇİLİK YAPTI, HEM KÜRTLERİ PKK’LI İLAN ETTİ

Erdoğan, prompter olmadan konuştuğunda her zaman olduğu gibi, içinde sakladığı bastırılmış duygularını daha net ortaya koyuyor. Bu sözleriyle, hem cinsiyetçilik yaptı, hem de ırkçılık. 

Kadınlara çocuk yapma dışında bir misyon yüklemeyen bildik İslâmcı yaklaşımını, “Bu işin kariyeri çocuk doğurmak” sözleriyle net bir şekilde ifade etmiş oldu. AK Parti’ye oy veren kadınlar, Erdoğan’ın bu kadını sadece seks ve çocuk yapma aracı olarak görmesinden rahatsız oluyorlar mı acaba?

Erdoğan’ın, “PKK’nın 5 tane 10 tane 15 tane var” sözleriyse buram buram ırkçılık kokuyor. 

Dağa çıkan PKK’lılar kendi jargonlarınca “askerlik yaptıkları” için evlenmiyorlar, dolayısıyla çocuk da yapmıyorlar. Aksi halde PKK’nın en mahrem toplantılarına sızan devlet, şimdiye kadar medyaya çocuk yaptıklarına ilişkin sayfalar dolusu raporları yansıtmış olurdu. 

O halde Erdoğan’ın bu sözlerden kastı en yumuşak yorumla HDP seçmeni, daha geniş anlamıyla da Kürtler… 

1996 MGK’SINDA KONUŞULANLAR MİLLİYET’E MANŞET OLMUŞTU

Kürt nüfustaki hızlı artışın daha önce Milli Güvenlik Kurulu (MGK) toplantılarında defalarca gündeme geldiğine ilişkin medyada haberler yer almıştı. Ama bunun bir tehdit olduğu kamuoyuna açık bir şekilde ilk kez Erdoğan tarafından dile getirilmiş oldu. 

Bu konudaki en net ve ayrıntılı haber ise 18 Aralık 1996’da Milliyet Gazetesinde yer aldı. Gazete, MGK Takip ve Yönlendirme Kurulu’nun 20 Kasım 1996 tarihli “Sorunlar ve Çözüm Önerileri” başlıklı raporunu yayınladı. 

Çoğunlukla Kürtlerin oturduğu bölgelerde doğurganlık oranının, diğer bölgelere göre çok yüksek olduğuna dikkat çekilen raporda, gelecek yıllara göre Kürt nüfusunun toplam nüfus içindeki oranına ilişkin projeksiyon da yer alıyordu. 

1996 raporuna göre, 2010 yılında, toplam nüfusun yüzde 40’ına ulaşacak olan Kürt nüfus için kritik tarih ise 2025 olarak gösteriliyor. Rapora göre 2025’te Kürt nüfus, toplam nüfusun yüzde 50’sini aşmış olacak.

Kürt milliyetçiliğinin canlı tutulmasının Türkiye için büyük tehdit oluşturduğuna vurgu yapılan raporda bazı çözüm önerilerine de yer veriliyor: 

“Bunun için bölgede nüfus planlaması seferberliği elzemdir. Az çocuğa prim ve çok çocuğa vergi gibi radikal önlemler gereklidir. Bölgedeki imamların yüzde 90’ı, gardiyanların yüzde 80’i, öğretmenlerin yüzde 43’ü Kürttür. Oysa bölge halkından personel istihdamının makul oranda tutulması gerekir.”

MGK’nın söz konusu raporunun üzerinden 26 yıl geçti. TÜİK’e göre Türkiye’nin nüfusu 2010 yılında 73 milyon 722 bin idi. TÜİK, ülke nüfusunu 31 Aralık 2021 itibariyle ise 84 milyon 680 bin olarak açıkladı. 

1996’ya göre nüfusumuz 59 milyon 442 binden bugüne 25 milyon 417 bin artmış. Ancak TÜİK, istatistiklerinde etnik kökene dayalı bir veri yok. 2010 yılını geride bırakalı 12 yıl oldu, “Kürt nüfus yüzde 50’yi geçecek” denilen 2025’e ise 3 yıl var. 

MGK raporunun öngörüsünün doğruluğuna ilişkin bir veri ortada yok. Ama Kürt nüfusun bölgede artmasından çok batıya büyük şehirlere göç etmesine ve burada artarak, sosyal hayatta etkin olduklarına ilişkin kimi raporlar yayınlanıyor. Bunlar da bir sorun olmaktan çok entegrasyonu ortaya koyuyor.

ERDOĞAN’IN SÖZLERİNE EN İYİ CEVAP BABACAN’DAN GELDİ

Bu sözleri, adı “ırkçı lidere” çıkan Ümit Özdağ ve MHP’nin lideri Devlet Bahçeli içinden geçirmiş olsaydı bile böyle pervasızca kullanmazdı. Erdoğan’ın bu hem kadınları, hem de doğrudan Kürtleri hedef alan sözleri, siyasilerden de tepki çekti.

 HDP’li Meral Danış Beştaş, Erdoğan’ın çok çocuk sahibi olmayı bir terör faaliyeti olarak gördüğünü belirterek, “Kürt nüfusunu kastederek nasyonal bir söz kuruyor. Bu ırkçılıktır, Kürt düşmanlığıdır” dedi.

 

Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu da, çocuklar arasında ayrım yapmanın ırkçılık olduğunu dillendirdi. 

 

DEVA Partisi lideri Ali Babacan ise, Erdoğan’ın gördüğü her kadına kaç çocuk doğurması gerektiğini söylediğini hatırlattığı cevabi konuşmasında, Kürt vatandaşlarımızı teröristlikle itham etmesinin utanç verici olduğunu ifade etti:

“Muhtemelen mikrofonları unutarak konuştuğu için zihninin geri planındaki kodlar deşifre oluyor.” 

“Bu kodlarda kadına bakış var. PKK’yı karıştırıp Kürt vatandaşlarımızı itham eden ifadeler kullanıyor.”

“Dağda 5-10 çocuk doğurmadıklarını biliyor ama milyonlarca Kürt vatandaşımızı teröristlikle itham ediyor. Yazık, utanç verici.”

 

MGK’nın geçmiş görüşme içeriklerine sahip olan Erdoğan, Ergenekon yapılanması ile yürüdüğü yolda, içindeki ırkçı kişiliğini bu spontane konuşmasıyla ortaya koymuş oldu. 

Açıkçası, devletin 100 yıldan bu yana sürdürdüğü Kürt politikası pek çok şekilde kendini ortaya koymuşken, Dersim, Zilan, Koçgiri, Ağrı’yı ve öteki “isyan bastırma” adı altında yapılanları yeniden değerlendirmek gerekiyor sanırım. 

Erdoğan için, “takke düştü kel göründü” tabirini kullanmak hafif kalıyor. Din istismarında nirvanayı yakalayan Erdoğan’ın, bundan sonra milliyetçilikte elini yükseltmeyi seçtiği anlaşılıyor. 

Erdoğan’da İslâmî değerlerin ne kadar kaldığı ayrı bir tartışma ama insani değer kalmadığı su götürmez bir gerçek.

Türkiye'de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

1 YORUM

  1. Su adam icin ‘islamci’ falan da demeyiniz lutfen…islam kelimesi ile adini beraber anmak vebal olabilir…
    Kadincagizin elini kavramis, tutmus birakmiyor, bir de ‘cocuk kac?’, ‘yas kac?’, ‘devam..’ vs diye hayasizca zirvaliyor…
    Celebi, neler hissetti acaba o an? ‘ulan geldik buraya, sakata gelmeyelim surada’ diye dusunse yeridir…

YORUM YAZIN

Lütfen yorumunuzu yazın
Lütfen isminizi girin