YORUM | TARIK TOROS
Sular çekildikten sonra “demokrat” olmak kolaydır.
Kıyım bitince “farklılıklar zenginliğimiz” demek zahmetsizdir.
Testi kırıldıktan sonra “özeleştiri”, “içdenetim” filan gibi analizler döktürmenin pek ehemmiyeti yoktur.
BU YAZIYI YOUTUBE’TA İZLEYEBİLİRSİNİZ ⤵️
Uyarlayalım mesela:
Darbe gecesi, sıcağı sıcağına tepki göstermeyip sabahki duruma göre pozisyon almak böyledir.
Seçime doğru değil de, seçim gecesi sonuçlara göre yorum yapmak da benzer bir fırsatçılıktır.
**
-Kriz zamanlarında fabrika ayarlarına dönmek,
-Skor tabelasına bakarak konuşmak,
-Güçlünün yanında hizalanmak.
Kulağa kötü geliyor değil mi..?
Türkiye’de ve dünyada bunun sayısız örneği vardır.
Yoklayalım kendimizi, bu belirtiler varsa fikri bir istikametten bahsetmek zordur.
Demem o ki,
Ahmet Altan’ın babası Çetin Altan’ı kaybettikten hemen sonra kaleme aldığı şu satırlar, bugün çok daha başka anlam ifade etmektedir:
“Kendi taraftarını kaybetmeyi göze alacak kadar büyük bir cesareti vardı, bu bizim gibi ülkelerde çok az rastlanır bir özelliktir, karşı kampla dövüşecek cesur adamlar her zaman bulunur ama kendi taraftarını kaybetmeyi göze alacak adam çok az çıkar.” (T24, 1 Kasım 2015)
**
Tüm mahallelerde büyük bir ikiyüzlülük, fırsatçılık var.
Misal…
Devlet Bahçeli, Prof. Dr. Mümtazer Türköne hakkında bir tweet atıyor, adil yargılanmadığını söylüyor.
Ertesi gün bakıyorsunuz, haberi tüm gazeteler neredeyse ilk sayfadan Mümtaz’er Türköne fotoğrafları eşliğinde geniş görmüş.
Oysa Türköne, 4 senedir içeride.
Ne davası ile ne de savunması ile ilgilendiler.
Hastalığı var, cezaevi koşulları nedeniyle ameliyatı reddetti, onu dahi görmediler.
Bahçeli tweet atınca, “Türköne haberleri” özgürlüğüne kavuştu.
O da sadece bir günlüğüne.
**
Misal:
Libya’daki MİT mensubunun cenazesi ile ilgili bir haber yayımlandı, ODA TV’de.
6 gazeteci bu yüzden tutuklandı, geçen 3’ü serbest bırakıldı.
Aleniyet kazanmış bir olay.
Nereden biliyoruz:
Haber çıkmadan önce İYİ Parti’de siyaset yapan Prof. Dr. Ümit Özdağ basın toplantısında isim isim tüm detayları verdi de ondan.
Enis Berberoğlu’nun vekilliğini, yine MİT’le ilgili aleniyet kazanmış bir olaydan dolayı düşürüp içeri tıkanlar, Ümit Özdağ’ı dikkate almadı.
Bilerek isteyerek es geçti.
Herkes biliyor:
Bugün Türkiye zindanlarında yatanlara atfedilenler suçsa şayet, dışarıda kimse kalmaz.
**
Geldik sona.
Başlığı ben atmadım.
Çetin Altan’ın lafıdır.
Ahmet Altan, babasını anlatırken devamla şu tespitini aktarır, doğrudur da:
-Bir keresinde sinirlendiğinde, “pijama lastiği gibi bu memleket,” demişti, “çekiyorsun uzuyor, bırakıyorsun eski haline dönüyor” onun ne dediğini defalarca yaşayarak gördük.