YORUM | TARIK TOROS
Sedat Peker yeni bir şey demedi, demiyor aslında.
Peki neden etkili?
-Devletin kirli çamaşırlarını “içeriden biri” olarak teyit ediyor da, ondan.
***
Demirören’in Ziraat kredisiyle Doğan Grubu medyasını alıp sonra krediyi “iç ettiği” bilgisi yeni değil…
Baba Demirören’in cinayet ve çökme kaynaklı şaibeli serveti gibi.
Onlarca yıl önce…
Devlet raporlarına, yazı dizilerine, kitaplara konu olmuş konular bunlar.
Ve fakat…
Kendi ifadesiyle “Özel yetiştirilmiş 30 yıllık devlet görevlisi” Peker, konunun altını çizince başka bir anlam kazanıyor tabi.
Tıpkı, Özel Harp Dairesi başkanlarından emekli orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu’nun, 6-7 Eylül 1955 olayları için, “Özel Harp işiydi. Ve muhteşem bir örgütlenmeydi. Amaca da ulaştı” sözü gibi.
İçeriden birinin çıkıp itiraf etmesi gerekiyor.
***
Haliyle, “bunlar biliniyordu”, “ben söylemiştim”, “açıkladığı yeni bir şey yok” dememeli.
Değilse…
7 yılı geçti, yaptığı haberlerden dolayı içeride tutulan Mehmet Baransu, 2013 yılında tefrika etmişti, Demirören kepazeliğini.
Hoş, başına ne geldiyse bu ve benzeri dosyalardan geldi. Mahkemede suçlandığı konulardan değil.
Bunun gibi imzalı haberlerini mahkemeye getiremediler, zira “ortalığa saçılsın” istemediler.
***
Misallendirmeye devam edelim:
17-25 Aralık dosyasının tepeden tırnağa sağlam bir yolsuzluk ve rüşvet dosyası olduğu biliniyor.
Saray dalkavukları reddetmiyor, “Amaç yolsuzlukla mücadele değil, bir komployla hükümeti devirmekti” diyorlar.
Saygın bildiğiniz çoğu yazar, kamuoyu araştırmacısı da halen aynı hikâyeyi satıyor, şahsi fikirlerini ustaca “Halk komployu gördü, AKP’ye destek verdi” analizine yaslıyorlar.
Maskenin ardındaki sırıtan yüz ifadeleri görülmüyor, zannediyorlar.
***
Peki, 17/25’in teyidi için 4 bakandan biri olan Erdoğan Bayraktar’ın çıkıp “Benim dosyamda ne varsa, hem tapeler doğrudur, hem teknik takip doğrudur, hem de benim telefon konuşmalarım A’dan Z’ye kadar doğrudur” demesinin ne önemi vardı?
Önemliydi çünkü, içeriden biri olarak olan biteni onaylıyordu.
Aslında bunu daha o günlerde istifasını açıklamak üzere bağlandığı NTV canlı yayınında yapmıştı da kimse görmek istememişti.
***
Sedat Peker’in kimi olayları…
Gerek aktörü, gerek tanığı, gerekse bilgi ve belgesine sahip biri olarak hikayelendirmesi mühimdir.
Peker’in bunu hangi niyetle yaptığının önemi yoktur.
Büyük tarihi gerçekler, bu tür kapışmalarda ortaya çıkar.
***
Peki Peker’in tedavi reçetesi AKP’yi bitirir mi?
-Bitirmezse kapışma savaşa döner.
Ne yazmıştı 4 Haziran’da: “Seçim kazanıldığında şu veya bu sebeple eğer ki iktidarı terk etmek istemeyen kişiler olursa (duyumlarım olacağı yönünde) o zaman şartlar değişmeli. Sonu her ne olursa olsun hakkınızı alana kadar evinize asla girmeyin (sonu ne olursa olsun).”
***
Şu son hafta:
Polis nezaretindeyken dövdürdüğü milletvekili ile “ülkeye iade vesilesi olmasın diye” helalleşen bir suç örgütü lideridir, Sedat Peker.
Onun “namuslu” dediği namuslu olmaz.
Numan Kurtulmuş, Nedim Şener ve böyle takdis ettiği her kim varsa…
“Haram yemiş/yememiş” ölçü değildir.
Peker’i bilmem ama asıl bunlar, binlerce rejim kurbanının kanlarında duş almışlardır.
