YORUM | M. NEDİM HAZAR
Biliyorum çoğunuz “Domuzdan bir kıl koparılsa kârdır” mantığıyla Ahmet Davutoğlu hareketinin faydalı olduğuna inanıyorsunuz.
Hayır…
İktidarın bugüne kadar yaptığı korkunç şeylerde doğrudan ya da dolaylı payı olanların bir tür “ehven-i şer” cephesi olarak Davutoğlu’na sarılmasını kastetmiyorum.
Bu güruhtan bu ülkeye hiçbir fayda gelmeyeceğinden artık emin olanlardan bahsediyorum.
Onlar Davutoğlu’nun en az Erdoğan kadar bu millete zararlı ve gelecek adına karanlık bir seçenek olduğunu biliyorlar. Hatta bir çoğu, Davutoğlu ile Erdoğan arasında tercih yapılsa Davutoğlu’nu tercih etmeyecek düşüncedeki insanlar.
Ancak, durum o kadar berbat ve karamsar ki, artık bu ülkenin siyasal İslam’la bir metre dahi yol almayacağından emin olanlar, “hiç olmazsa AKP’den kopmalar olur” düşüncesiyle Davutoğlu’nu köpürtüyorlar.
Ülkenin bugün içinde bulunduğu bataklığın belki de Erdoğan’dan sonrası sorumlusudur Ahmet Davutoğlu. (Bu konuda Abdullah Gül mü, yoksa Davutoğlu mu başı çeker emin olamadım) Suriye bataklığına girmemizden tutun, Osmanlıcılık hayali kurmaktan, Gezi, 17-25 Aralık ve dahi pek çok iktidar cinayetine kadar hiç de küçümsenmeyecek vebali vardır.
Zaman Gazetesi’ne çökülürken kılını kıpırdatmayan bu şahıs, onlarca üniversite, eğitim kurumu, özel kuruluş ve holdinge çökülürken de hiç oralı olmamıştı.
Eski dostu ve kankası kendi üniversitesine ilişince birden bire basın özgürlüğü ve demokrasiyi hatırladı nedense.
Şundan emin olunuz, yarın yine aynı şeyler yaşansa, eskisinden daha faşist bir zihniyet ile kılını kımıldatmayacaktır. Zira bu zihniyetin malzemesi budur, hammaddesi böyledir.
Kim ne kadar onu destekler bilemem, kim ne tür bir umutla sarılır onu da bilemem. Ancak partisi zerre kadar umurumda olmadığı gibi, artık herhangi bir konuda fikrini bile merak etmiyorum bu bahtsız figürün. Eğer Türkiye aydınlık bir geleceğe yol alacaksa bu tür karanlık, kafası yerinde olmayan, hayalperest, tehlikeli ve sinsi tiplerden kurtulmak zorunda. Aksi halde bırakınız dibi bulsun ülke. Daha kötüsü artık ne olabilir ki?
Üstelik sağlam da saçmalıyorlar.
Örneğin ülkede adaletin, hukukun durumu belli değilmiş gibi, aklımızca alay edercesine önceki gün bir açıklama yaptılar. Açıklamayı yapan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Temurci. Utanmadan, sıkılmadan diyor ki, “Milletimize vaadimizdir, KHK’lılara yargı yolunu açacağız…” Böyle saçma bir cümleyi ancak Davutoğlu’nun başkanı olduğu bir partinin sözcüsü yapabilirdi. Saçma, çünkü zaten KHK’lılara yargı yolu açık. Ülkede yargı bitmiş yahu, olmayan şeyin yolundan bahsetmek nasıl bir saçmalıktır?
Ahmet Davutoğlu başka bir alem. Ankara’daki ofisinde birkaç gazeteciyi kabul etmiş. Allah var, hakkını teslim edelim, Erdoğan bunu yapamaz. Yapmıyor da zaten…
Davutoğlu hala korkusundan pek çok şeyi “Off the record” anlatmış. Düşünsenize, ülkenin yöneticiliğine oynuyorsunuz ama hala bir taraftan saraydan ödünüz patlıyor!
Efendim Gezi konusunda şöyleymiş de, barış bildirisi konusunda böyle imiş de… Bugün hiçbir anlam ifade etmeyen günah çıkarma girişimleri. Parlamenter sistemi tekrar geri getirecekmiş de falan filan… Ülkenin köküne kibrit suyu döktükten sonra hangi sistemi getirirsen getir boştur!
Esas kepazelik 17/25 meselesinde. Diyor ki, “Bu arkadaşlar hakkındaki iddialar ciddiydi, kendi istekleriyle yüce divana gitmeleri konusunda anlaştım ama Erdoğan onları vaz geçirdi…”
Sonra da “17/25 bir FETÖ operasyonuydu” diyerek gerçek zihniyetini ele veriyor bay muhalif lider!
Lafı çok uzatma niyetinde değilim, değil domuzdan kıl koparması, domuza boydan boya ağda yapsa bile bana asla sıcak gelmiyor Ahmet Davutoğlu.
Hiç kimse kusura bakmasın…
Kimse keyfinden desteklemiyor bu zat-i muhteremi bence. Yokluktan adam olmayan yerde keciye abdurrahman celebi muamelesi ya da denize dusen yilana sarilir hikayeleri. Yoksa bizatihi bir cozum olamaz da. Bir de yazinizda bundan kotu ne olabilir demissiniz de biz turkiyedeyiz allah korusun suriye gibi ic savas olursa binlerce insanin kani akarsa ne olacak. Sizin icin yazmasi ne kolay.